GÜNDEM - 17 Mart 2025 Pazartesi 00:42

Selimiye Camisi’ne "Aile toplumun temelidir" yazısı asıldı

A
A
A
Selimiye Camisi’ne "Aile toplumun temelidir" yazısı asıldı

Edirne’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Mimar Sinan’ın ’ustalık eserim’ dediği Selimiye Camii minarelerine Ramazan ayında asılan "Aile toplumun temelidir" yazılı ikinci mahya ihtişamıyla göz kamaştırıyor. Mahya, Yunanistan’dan ve Bulgaristan’dan da görünüyor.


Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü koordinesinde Edirne’de Mimar Sinan’ın şaheseri Selimiye Camisi’nin iki minaresine halatlar ve onlarca ampul ile asılan "Hoş geldin on bir ayın sultanı" yazılı mahya, sökülerek yerine "Aile toplumun temelidir" mahyası asıldı. Mahya, Selimiye Camisini ziyaret eden yerli ve yabancı turistler ile Edirneli vatandaşlar tarafından da yoğun ilgi görüyor. Osmanlı döneminde yapılan ve kentin en güzel konumunda inşa edilen Selimiye Camisi’nde restorasyon çalışmaları devam ederken, bu yıl Ramazan ayında ikinci mahyanın asılması vatandaşları oldukça sevindirdi. Yüzyıllardır devam eden ve özellikle Ramazan aylarında asılan Mahya geleneği UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Mimar Sinan’ın şaheseri Selimiye Camisi’nin güzelliğine ışık kattı. Güzellik harikalarından biri olan ve Türkiye’nin zirve eserlerinden Selimiye Camisi’ne asılan mahyanın, Yunanistan ile Bulgaristan’ın Edirne’ye yakın sınırı olan köylerinde de görüldüğü belirtildi. Selimiye Camii Meydanı’na aileleriyle ve sevdikleriyle birlikte gelen vatandaşlar Mimar Sinan’ın heykeli başında cami ile birlikte fotoğraf çektirerek anı ölümsüzleştiriyor.



"Aile toplumun temelidir"


450 yıllık Osmanlı yadigarı olan bir mesleği yapmanın gururunu yaşadığını ifade eden mahya ustası Kahraman Yıldız, "Bugün de Selimiye Camisi’ndeyim. Üç yol minaresinden içeri girerek, sağdaki yoldan 300 basamak çıkarak üçüncü şerefeye geldik. Bugün mahyamızı değiştiriyoruz ikinci yazımızı asacağız. Ramazan başında Hoş geldin 11 ayın sultanı yazıyordu, bu sene aile yılı oldu. Aile toplumun temelidir" dedi.



"Aileden ne görürse çocuklar ileride topluma o tarz davranırlar"


52 yıl boyunca mahya sanatı ile uğraştığını vurgulayan Yıldız, "Aileden ne görürse çocuklar ileride topluma o tarz davranırlar. O yüzden aile terbiyesinin önemi büyüktür. Aile toplumun temelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü yıllardan asıllardan beri mahya işi yürütmektedir. Bu sene Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce Edirne Selimiye Camisi’ne ikinci mahyamızı asıyoruz. İstanbul’daki Selahattin camilere de 3’er tane yazımızı astık. Buradan dönüşte Bursa Ulu Camii’nde ikinci yazımızı asacağız. Daha sonra İstanbul’daki camilerde bulunan yazılarımızı tamamlayarak Ramazan Bayramı’na Allah’ın izniyle kavuşacağız" şeklinde konuştu.



"Mahya ışıklarıyla birçok mesajları, ayetleri ve hadisleri kısa ve öz olarak aksettiriyoruz"


Son Mahyacı Yıldız, "Mahyanın önemi büyüktür aslında çünkü 450 senelik Osmanlı sanatı, Türkiye icadıdır. Hiçbir sinemanın, televizyonun olmadığı o dönemlerde görsel yayınları hala da ışıklarımız, mahya ışıklarıyla birçok mesajları ayetleri ve hadisleri kısa ve öz olarak aksettiriyoruz. İnsanlara bir şekilde İslami öğüt veriyoruz. Tabii ki bunu yabancılar da fevkalade buluyorlar, hatta hayran kalıyorlar" diye konuştu.



"Gökyüzünde kimsenin çıkamadığı yerlere siz yıldızlarla yazı yazıyorsunuz"


Gökyüzünde rüzgara karşı savaştıklarını ifade eden Yıldız, "Edirne Selimiye Camisi Mimar Sinan’ın ustalık eseridir. Zirve olan minarelerdir dört tane minaresi vardır biliyorsunuz bu minareler oldukça yüksektir ve minarelerin hakimiyeti Edirne sınırları içerisinde, hatta Yunanistan ve Bulgaristan sınırından dahi görülebiliyor. Yunanistan köylerinden Edirne Selimiye Camii’nin o ışıkları seçilebiliyor ve okunabiliyor. Buraya bu kadar malzeme taşımak kolay iş değil, rüzgârla savaşmak kolay değil ama işin güzel tarafı gökyüzünde kimsenin çıkamadığı yerlere siz yıldızlarla yazı yazıyorsunuz. Akşam olduğu zamanda aşağıdan izleyerek onunla gurur duyuyorsunuz" ifadelerini kullandı.



Selimiye Camisi’ne "Aile toplumun temelidir" yazısı asıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.