ASAYİŞ - 04 Aralık 2025 Perşembe 19:02

Vali Sezer: "Edirne’de 10 ayda bin 414 kişi yakalandı, motosiklet kazaları arttı"

A
A
A
Vali Sezer: "Edirne’de 10 ayda bin 414 kişi yakalandı, motosiklet kazaları arttı"

Edirne Valisi Yunus Sezer, 2025 yılının ilk 10 aylık dönemine ilişkin asayiş, trafik ve kaçakçılıkla mücadele verilerini açıkladı. Vali Sezer, bu dönemde hapis cezası bulunan bin 414 kişinin yakaladığını, kasım ayında meydana gelen 112 trafik kazasının 71’ine motosikletlerin karıştığını açıkladı.


Edirne Valisi Yunus Sezer, İl Emniyet Müdürü Muhiddin Ayhan, İl Jandarma Komutanı Mehmet Kasım Ermiş, Sahil Güvenlik Komutanı Üsteğmen Yunus Can Efe, Trakya Gümrük Ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Ali Topçu ve İl Göç İdaresi Müdürü Metin Nacioğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. Vali Sezer, özellikle kesinleşmiş hapis cezası bulunan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan kişilere yönelik yürütülen çalışmalarda önemli başarılar elde edildiğini vurguladı. Vali Sezer, hem kentte hem de Türkiye genelinde firari durumdaki hükümlülere yönelik geniş kapsamlı operasyonların sürdüğünü belirterek, "İlimizde hem kendi hapiste araması olup yakalaması devam edenlerle ilgili hem de sınır ili olmamız sebebiyle başka ülkelere geçiş güzergahı olarak kullanılan bölgelerde yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bu kapsamda geride bıraktığımız 10-11 aylık dönemde hapis cezası bulunan bin 414 kişiyi yakaladık" dedi.


Sezer, yakalananlar arasında kasten öldürme suçundan 10 yıl ve üzeri hapis cezası bulunan 9 kişi, narkotik suçlardan 10 yıl ve üzeri cezası kesinleşmiş 32 kişi, terör, cinsel suçlar ve değişik suçlardan hükümlü birçok kişinin bulunduğunu kaydetti. Bu çalışmaların "mahşeri vicdan" açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Vali Sezer, "Arkadaşlarım gerçekten çok yoğun bir çalışma yürütüyorlar, her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi.



"Motosiklet kazaları arttı"


Kentte motosiklet kazalarının dikkat çekici seviyede olduğunu belirten Vali Sezer, kasım ayında meydana gelen 112 trafik kazasının 71’ine motosikletlerin karıştığını ifade etti. Bu kazaların analizinde, yüzde 57’sinin motosiklet sürücülerinin hatalarından, yüzde 43’ünün diğer sürücülerin motosikletleri "araç olarak görmemesi" ya da basit dikkat hatalarından kaynaklandığını belirtti.



"Motosiklet kullanıcılarını bilgilendirdik"


Geçtiğimiz hafta kurye hizmeti veren motosiklet kullanıcılarına yönelik bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildiğini söyleyen Vali Sezer, uyarıcı uygulamaların ağırlıkta olduğunu ancak kış aylarının gelmesiyle birlikte denetimlerin sıkılaştırılacağını vurguladı. Sezer, "Uygulamalarımız ceza kesmekten ziyade farkındalık oluşturmak üzerineydi. Ancak kış aylarıyla birlikte daha sıkı bir denetim süreci olacak. Bu vesileyle tüm motosiklet kullanıcılarımızı bir kez daha uyarıyoruz" ifadelerini kullandı.


Edirne’nin sınır ili olması sebebiyle kaçakçılıkla mücadelenin büyük bir önem taşıdığını söyleyen Vali Sezer, yıl içinde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini belirterek, "Başta araç oto yedek parçası, tarihi eser ve elektronik sigara olmak üzere birçok kaçak malzeme ele geçirildi. Ele geçirilen bu suç unsuru malzemelerin piyasa değeri 10 milyar TL’nin üzerindedir" dedi.


Sınır kapılarındaki güvenlik açıklarının minimize edilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydeden Vali Sezer, ekiplerin tüm duyarlılıklarıyla görev başında olduğunu söyledi.



"Kişileri muhatap alarak konuşmak bize yakışmaz"


Edirne Belediye Meclisi’nde CHP’li bir meclis üyesinin Vali Yunus Sezer’e yönelik sözlerinin sorulması üzerine Sezer, konuyu kişisel bir tartışma zeminine çekmeyeceğini belirterek, "Burası valilik makamı. Bu noktada kişileri muhatap alarak konuşmak bize yakışmaz. İlimizin böyle dedikodularla kaybedecek zamanı yok" dedi.



"Yunanistan’daki çiftçi eylemini yakından takip ediyoruz"


Yunanistanlı çiftçilerin protestosu nedeniyle İpsala Sınır Kapısı’nda geçişlerde sıkıntı yaşanıp yaşanmadığına ilişkin soruya da yanıt veren Vali Sezer, durumu yakından takip ettiklerini belirterek, şunları söyledi:


"İki gündür süreci takip ediyoruz. Şu an itibarıyla İpsala tarafında araç ve yolcu trafiğini olumsuz etkileyen bir durum söz konusu değil. Ancak muhtemel bir yavaşlatma halinde Pazarkule Sınır Kapısı takviye edilerek alternatif geçiş olarak kullanılacak. Vatandaşlarımızın mağdur olmamaları için tüm tedbirleri aldık."



Vali Sezer: "Edirne’de 10 ayda bin 414 kişi yakalandı, motosiklet kazaları arttı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.