EKONOMİ
Taşköprü Belediyesi, 2 milyon liralık hibe desteğiyle yaşlılara evde bakım desteği sağlayacak 19 Aralık 2025 Cuma - 18:28:23 Taşköprü Belediyesi, aldığı 2 milyon liralık hibe desteğiyle 65 yaş üstü vatandaşlara evde bakım desteği sağlayacak. Taşköprü Belediyesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Yaşlı Destek Programı (YADES)’e sunduğu "Rıza ve Hürmet (Saygın Hayat)" projesiyle 2 milyon lira eş finansmanlı hibe almaya hak kazandı. Kastamonu genelinde Bakanlığa proje sunan belediyeler arasında yalnızca Taşköprü Belediyesi’nin çalışması kabul edildi. Bu yönüyle proje, hem ilçede hem de il genelinde dikkat çekti. Projeyle, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırılması hedefleniyor. Kastamonu Valiliği Toplantı Salonu’nda düzenlenen programda, Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın katılımıyla protokol imzalandı. Protokolün ardından açıklamalarda bulunan Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, projenin kapsamı ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Başkan Arslan, proje sayesinde Taşköprü’de yaşayan 65 yaş üstü bakıma muhtaç yaşlıların evde bakım, temizlik ve kişisel ihtiyaçlarının karşılanacağını belirtti. Yaşlı bireylerin toplumun en değerli emanetleri olduğunu vurgulayan Arslan, "Taşköprü’de yaşayan 65 yaş üstü bakıma muhtaç büyüklerimizin evde bakım, temizlik ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Bakanlığımıza sunduğumuz projemiz olumlu neticelendi. Kökleri gereği yaşlılarına her zaman saygı duyan, vefayı esas alan bir anlayışın temsilcileriyiz" dedi. Projeyle birlikte sosyal belediyecilik anlayışını daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini ifade eden Başkan Arslan, hizmetlerin artarak devam edeceğini belirtti. Arslan, Taşköprü’de dayanışma ve aile bilincini ön planda tuttuklarını dile getirerek, "En büyük aile Taşköprü Ailesi düşüncesini hem teoride hem de pratikte yaşatmak adına bu tür hizmetlerimizi artırarak sürdüreceğiz" diye konuştu. Yaşlı vatandaşların hayatlarını kolaylaştıracak anlamlı bir projenin imzalarını atmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Vali Meftun Dallı ise, "Kıymetli büyüklerimizin yaşam kalitesini artırmayı, günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları azaltmayı ve sosyal hayata daha aktif katılımlarını sağlamayı amaçlayan bu projenin hazırlanmasında emeği geçen kurumlarımızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. 1 yıl sürecek olan proje kapsamında Taşköprü Belediyesi tarafından ilçede yaşayan 65 yaş üstü yaşlılara sağlık hizmetleri, öz bakım ve hijyene yönelik hizmetleri, evde sıcak yemek hizmeti, kişisel bakım ve temizlik gibi hizmetleri sunulacak.
19 Aralık 2025 Cuma - 16:20 Büyükşehir Belediyesi "S" ve "T" plaka sahiplerini uyardı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 6 aydan uzun süredir trafikte olmayan ve kullanım haklarını kaybeden servis "S" plakası ve ticari taksi "T" plakası sahiplerini tescil işlemleri konusunda uyardı. Balıkesir’de 6 aydan uzun süre trafikten çekilip, kullanım haklarını kaybetmiş olan servis ve taksi plaka sahiplerini uyaran Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, "S" ve "T" plaka sahiplerinin Ulaşım Daire Başkanlığı’na başvuru işlemlerini yaparak ilgili yönetmeliklerde yer alan hükümlere göre tescil işlemlerini kısa sürede tamamlamaları gerektiği belirtildi. *90 gün içinde başvurular alınacak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada; "Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 11/12/2025 tarih ve 2025-903 sayılı kararıyla, ‘6 ay boşta kalma süresini ihlal eden’ ‘T’ ticari taksi plakası ve ‘S’ servis plakalarının tekrar tescilinin yapılması hakkında başvuru süreci başlatılmıştır. Bu kapsamda, resmi internet sitesinde yapılan duyuru tarihinden itibaren plaka sahiplerinin 90 gün içinde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığımıza başvuru işlemlerinin yapılarak, tescil işlemlerini tamamlamaları gerekmektedir. Başvuru süreciyle ilgili detaylı bilgilere plaka sahipleri daire başkanlığımız ve ilgili esnaf odalarından ulaşabilecektir" ifadelerine yer verildi.
19 Aralık 2025 Cuma - 15:22 Güney Ege Kooperatifçilik Zirvesi GEKA’nın ev sahipliğinde toplandı Güney Ege’deki kooperatifleri geleceğe taşıyacak vizyonu şekillendirmek amacıyla düzenlenen Güney Ege Kooperatifçilik Zirvesinde konuşan Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) Genel Sekreteri Ümit Gülyağı, "Ben değil de biz olmanın ruhu olan kooperatifçiliği anlatmak için kooperatiflerimizi tek tek inceledik" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajanları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten Güney Ege Kalkınma Ajansı, Güney Ege’nin dayanışma ve üretim kültürünü yeniden canlandırmak, kooperatifleri geleceğe taşıyacak bir vizyonu birlikte şekillendirmek amacıyla Güney Ege Kooperatifçilik Zirvesine ev sahipliği yaptı. Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, GEKA Genel Sekreteri Ümit Gülyağı, Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Nevzat Zayim, kamu kurum ve kuruluşlarıyla kooperatif temsilcilerinin katıldığı zirvede; GEKA tarafından hazırlanan "Güney Ege Bölgesinde Üreten Kooperatiflerin Mevcut Durum Analizi ve Gelişim Stratejileri Raporu" sunumu ve ajansın bölgede kooperatifler ile gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında bilgilendirme yapıldı. Başarılı kooperatif uygulamalarının paylaşıldığı zirvede e-ticaret, markalaşma ve fon kaynaklarına erişim konularında yol haritaları sunuldu. Güney Ege Kooperatifçilik Zirvesini emeğin değerini büyütmek, yerelden evrensele uzanan güçlü bir üretim hikâyesi yazmak için atılmış önemli bir adım olarak nitelendiren GEKA Genel Sekreteri Ümit Gülyağı, "GEKA olarak kooperatiflere yönelik yaptığımız analiz çalışmasının sonucunu paylaşmak üzere burada birlikteyiz. Geniş kapsamlı bir anket çalışması gerçekleştirildi. 94 kooperatif ile birebir görüşüldü. Kooperatiflerin üretimleri, performansları, satış kapasiteleri, yatırım planları, ihtiyaçları doğrultusunda birçok soru soruldu. Hepsinin cevapları analiz edildi. Kooperatiflerimiz neler üretiyor, hangi gramajlarda hangi ambalajlarda ürünleri var bunları tek tek araştırıp fotoğrafladık. Kooperatiflerimize dair özetle bütün bilgileri toparladık. Bugün de ben değil biz olmanın ruhu olan kooperatifçiliği anlatmak üzere bu çalışmayı deklare etmek üzere bir araya geldik. Çok güzel bir katılım var. Aramızda Ankara’dan Bakanlıktan da katılımcılarımız var. Öğleden sonra markalaşma, e-ticaret ve fonlar üzerine kooperatiflerimize yönelik oturumlarımız olacak. Sonuçları paydaşlarımıza duyurmayı ve birlikte hareket edecek şekilde bir yol haritası çizmeyi umut ediyoruz." dedi. Kooperatifleşmenin önemine dikkat çeken Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan da, "Merkezefendi Belediyesi olarak aile bütçesine katkı ve kadınların iş gücüne katılmalarını sağlamak için birçok projeyi hayata geçirdik. Aynı zamanda biz Halk Süt yapıyoruz. Orada da Tarım Kredi Kooperatifi ile yapıyoruz. Hem yerel üreticiyi destekliyoruz hem de kooperatifçiliği de destekliyoruz. Yine Halk Et’de de aynı şekilde ilerliyoruz. Merkezefendi Belediyesi olarak 6.5 yıldır Kooperatiflerle güzel bir iş birliği ile devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. Güney Ege Kooperatifçilik Zirvesinin düzenlenmesinde öncülük eden GEKA yetkililerine teşekkür eden Vali Ömer Faruk Coşkun ise "Devletimizin kapsayıcı bir kalkınma yaklaşımı ile nitelikli insan, güçlü aile ve sağlıklı toplum hedefi doğrultusunda refahın tüm kesimlerine yaygınlaştırılması amacıyla kooperatifçilik alanında da önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda 12. Kalkınma Planında kooperatiflerin altyapılarının güçlendirilmesi kurumsal kapasitelerinin ve rekabet güçlerinin arttırılması finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması için sağlanan konular ve destek programları temel hedefler arasında yer almaktadır" şeklinde konuştu. Gün boyu 4 oturum halinde gerçekleştirilen Güney Ege Kooperatifçilik Zirvesinin birinci oturumunda GEKA Kırsal Kalkınma Birim Başkanı Dilşad Akar tarafından "Güney Ege Bölgesi’nde Üretici Örgütlerinin Mevcut Durumu ve Gelişim Stratejileri" sunumu yapıldı. Başarı hikayelerinin paylaşılacağı ikinci oturumun ardından üçüncü oturumda "E-Ticaret ve Markalaşma" konusunda kooperatif temsilcilerine bilgi verildi. Zirve "Fonlar ve Destek Programları" konulu sonumun gerçekleştirildiği dördüncü oturumun sonunda katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasıyla sona erdi.
Net UYP açığı Eylül ayında 327,1 milyar dolar oldu
19 Kasım 2025 Çarşamba - 10:24 Net UYP açığı Eylül ayında 327,1 milyar dolar oldu Türkiye’nin net Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) 2025 yılı Eylül ayı itibarıyla eksi 327,1 milyar ABD doları oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı Eylül ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri’ni açıkladı. Buna göre, Türkiye’nin net Uluslararası Yatırım Pozisyonu 2025 yılı Eylül ayı itibarıyla eksi 327,1 milyar ABD doları oldu. Eylül ayı itibarıyla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, bir önceki çeyreğe göre yüzde 8,2 oranında artışla 395,5 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 3,1 oranında artışla 722,6 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Rezerv varlıklar, 1,8 milyar ABD doları artarak 180,1 milyar ABD doları ile tarihsel olarak en yüksek değere ulaştı. Varlık kalemleri bir önceki çeyreğe göre incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi yüzde 3,8 oranında artarak 72,5 milyar ABD doları ve diğer yatırımlar kalemi ise yüzde 2,3 oranında azalarak 138,1 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Bankaların yabancı para efektif ve mevduat varlıkları yüzde 9,3 oranında azalarak 42,7 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler altındaki portföy yatırımları alt kalemlerinden Genel Hükümet’in DİBS yükümlülükleri, yüzde 30,1 oranında artarak 15,7 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler alt kalemleri bir önceki çeyreğe göre incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,7 oranında artışla 213,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları kalemi yüzde 12,1 oranında artarak 130,8 milyar ABD doları ve diğer yatırımlar kalemi yüzde 0,5 oranında artarak 378,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti.
Eti Gübre: "Türkiye’nin DAP gübresi ihtiyacını karşılayacak kapasitedeyiz"
19 Kasım 2025 Çarşamba - 10:16 Eti Gübre: "Türkiye’nin DAP gübresi ihtiyacını karşılayacak kapasitedeyiz" Antalya’da 36 ülkeden 725 firmanın katıldığı Growtech Antalya Tarım Fuarı’nda sektör paydaşları bir araya geldi. Bakır üretimi sırasında ortaya çıkan yan ürünleri gübreye dönüştürerek Türk tarımına katkı sunan Eti Gübre, fuarda stant açan firmalar arasında yer aldı. Eti Gübre Satış ve Pazarlama Direktörü Kürşat Akın, "Türkiye’nin DAP gübre ihtiyacının tamamını karşılayabilecek üretim kapasitesine sahibiz" dedi. Antalya’da bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Growtech Antalya Tarım Fuarı, 36 ülkeden 725 firmanın katılımıyla kapılarını açtı. ANFAŞ Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşen fuar, 18-21 Kasım tarihlerinde tarım sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiriyor. Tarım teknolojileri, bitki besleme, tohumculuk ve sulama sistemlerinin sergilendiği fuarda, bakır üretiminden çıkan yan ürünleri ekonomiye kazandırmak amacıyla kurulan Eti Gübre de yer aldı. "Rekabetçi fiyatlarda üretim yapıyoruz" Eti Gübre Satış ve Pazarlama Direktörü Kürşat Akın, şirketin kuruluş amacı, üretim kapasitesi ve sektöre sağladığı katkılara ilişkin açıklamalarda bulundu. Akın, Eti Gübre’nin 2019 yılında Mardin Mazıdağı’nda üretime başladığını belirterek şunları söyledi: "Eti Gübre 2019 yılında Mardin Mazıdağı’ndaki fosfat madenini değerlendirmek ve Eti Bakır’ın üretmiş olduğu sülfürik asidi daha faydalı bir ham maddeden mamul maddeye çevirmek amacıyla kuruldu. Mardin Mazıdağı’ndaki tesisimizin kapasitesi 400 bin ton. DAP eşleniyor olarak da 800 bin ton civarında NPK gübresi üretme kapasitesine sahip." Akın, Samsun’da 300 milyon dolarlık yatırımla devreye alınan tesisin de aynı kapasiteye sahip olduğunu ifade ederek, "Üretim kapasitemizle, Türkiye’nin yaklaşık olarak 650 bin ton civarındaki DAP ihtiyacını tamamını karşılayacak durumdayız. Dolayısıyla, üretmiş olduğumuz gübrenin hammaddesi bize ait olduğu için entegre bir tesis yapısına sahibiz. Bu sayede yurt dışıyla mukayese edildiğinde daha rekabetçi fiyatlarda üretim yapıyoruz. Böylece hem tarımın sürdürülebilirliği için gereğini yerine getiriyoruz hem de ithalatı azaltarak döviz çıkışını engellemiş oluyoruz" şeklinde konuştu. "Yeni bir tesis ya da kapasite artışı gündemimizde yok" Mevcut kapasitenin Türkiye’nin ihtiyacını karşılaması nedeniyle yeni bir tesis ya da kapasite artışının gündemlerinde olmadığını belirten Akın, önceliklerinin Türk çiftçisinin ihtiyacını karşılamak olduğunu söyledi. Tarım ve Ticaret bakanlıklarının izinleri kapsamında gübre sezonu dışındaki ürün birikimlerini ihracata yönlendirdiklerini belirten Akın, "Amerika’dan Hindistan’a kadar satışlarımız oldu. Eti Bakır’ın ürettiği sülfürik asidi gübre formuna dönüştürerek çevreye büyük bir fayda sağlıyoruz. Hem bitki besin maddesi üretiyoruz hem de bir atığı mamule çevirerek ekonomiye kazandırıyoruz" dedi. Gübre tedarikinin geçmişte Kuzey Afrika ülkeleri ve Rusya’dan yapıldığını hatırlatan Akın, Eti Gübre’nin sektöre girmesiyle tedarik süreçlerinin kolaylaştığını ve çiftçinin ürüne daha istikrarlı fiyatlarla ulaşabildiğini belirterek, "Ürünün devamlılığı ve piyasada bulunurluğu çiftçinin uygun fiyata ürüne ulaşmasını sağlıyor. Kendi enerjimizi üretmemiz de maliyetler açısından daha verimli çalışmamıza imkân veriyor" diye konuştu. Ar-Ge çalışmalarının sürdüğünü belirten Akın, verimli üretim için toprak analizi yapılmasının önemine değinerek sözlerini şöyle tamamladı: "Gübre kullanmak önemlidir. Zaman zaman pahalı görülebilir ancak toprak analizi yapılarak toprağın ve bitkinin ihtiyacı olan gübrenin tüketilmesi çok önemli. Toprak analizi yapılmasını tavsiye ediyorum."
TESK Başkanı Palandöken: "Kaçak tütün ve tütün mamulleri ticareti, devletimizin vergi gelirlerinde yaklaşık 120 milyar liralık kayba neden oluyor"
19 Kasım 2025 Çarşamba - 10:12 TESK Başkanı Palandöken: "Kaçak tütün ve tütün mamulleri ticareti, devletimizin vergi gelirlerinde yaklaşık 120 milyar liralık kayba neden oluyor" Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Kaçak tütün ve tütün mamulleri ticareti, devletimizin vergi gelirlerinde yaklaşık 120 milyar liralık kayba neden oluyor. Bunun yanında çoğunluğu bakkal ve büfelerden oluşan 150 bin esnaf, haksız rekabet nedeniyle ciddi gelir kaybı yaşıyor" dedi. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, kaçak tütün ticaretinin devleti 120 milyar liralık kayba uğrattığını belirterek, bu durumun önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenlenen ‘Yasa Dışı Tütün Mamulü Ticareti ile Mücadele Konferansı’nda yasa dışı tütün ticaretinin ekonomiye ve küçük esnafa verdiği zararı gündeme taşıyan Palandöken, "Kaçak tütün mamulleri hem devletin vergi gelirlerini azaltan hem de esnafı haksız rekabete mahkum eden bir sorun. Kaçak ürünlerin piyasaya sürülmesi, esnafımızın yasal zeminde yaptığı ticareti sekteye uğratırken, illegal yollarla ülkeye sokulan ürünlerden dolayı devletimiz önemli vergi kayıpları yaşıyor. Üstelik bu durum, hem kamu kaynaklarının erimesine hem de işletmelerin artan mali yükler karşısında ayakta kalmakta zorlanmasına yol açıyor. Bu nedenle denetimlerin güçlendirilmesi, kayıt dışı üretim ve satışın engellenmesi ve mevzuatın daha caydırıcı hale getirilmesi hayati önem taşıyor" dedi. "Denetim mekanizmasının daha etkin ve yaygın şekilde çalışması şart" Yasa dışı tütün mamullerinin Türkiye ekonomisine verdiği zararın her geçen yıl büyüdüğünü belirten Palandöken, "Kaçak tütün ve tütün mamulleri ticareti, devletimizin vergi gelirlerinde yaklaşık 120 milyar liralık kayba neden oluyor. Bunun yanında çoğunluğu bakkal ve büfelerden oluşan 150 bin esnaf, haksız rekabet nedeniyle ciddi gelir kaybı yaşıyor. Yasal olarak satışı mümkün olmayan bazı tütün mamulleri yurtdışından kaçak yollarla ülkeye giriyor. Aracılar büyük kazanç sağlarken, esnafımız yüzde 2-5 gibi düşük karlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Bugün pazarın yaklaşık yüzde 7’sini kaçak sigaralar oluştururken, vergisiz açık tütün ve doldurulmuş makaronla birlikte bu oran yüzde 20’ye kadar çıkıyor. Bu tablo, yasa dışı ticaretin ulaştığı tehlikeli boyutu göstermekte ve doğrudan esnafın ekmeğiyle oynamaktadır. Denetim mekanizması daha etkin ve yaygın şekilde çalışması şart. Sahada yürütülen denetimler elbette çok önemlidir ancak bu sürecin etkili olabilmesi için cezaların daha caydırıcı hale getirilmesi ve kontrol mekanizmalarının sürekli, sistemli ve güçlü şekilde uygulanması gerekiyor. Yasa dışı ticaret yalnızca esnafı değil, kamuyu, tüketiciyi ve ekonominin tamamını ilgilendiriyor. Bu nedenle hem kamuoyunun bilinçlendirilmesi hem de mevzuatın güçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki illegal yollarla ülkeye giren ürünler yalnızca vergi kaybına neden olmuyor, aynı zamanda tüketicilerin sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor" ifadelerini kullandı.
Adana’nın hurmalı köyü, açık fabrikaya dönüştü
19 Kasım 2025 Çarşamba - 09:37 Adana’nın hurmalı köyü, açık fabrikaya dönüştü Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden Adana’nın Kozan ilçesinde, 120 haneli Minnetli köyü sakinleri hurma üretimi ile ev ve ülke ekonomisine katkı sunuyor. Köyde 7’den 70’e herkes, imece usulüyle hasat ve hurma kurutma işlemlerini gerçekleştirerek, cennet hurması sezonunda mahalleyi adeta açık hava fabrikasına dönüştürdü. Türkiye’nin yaş cennet hurması (Trabzon hurması) üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini, kuru hurma üretiminin ise yüzde 50’sini tek başına karşılayan Kozan’ın Minnetli Mahallesi, tam anlamıyla bir üretim üssüne dönüştü. İki yıl önce 5.4 büyüklüğündeki depremi yaşayan ve öncesinde büyük bir orman yangınından etkilenen mahalle, devlet desteği ve dayanışma ile yaralarını sararak üretimde yeniden öncü olmayı başardı. Bu yıl don nedeniyle Trabzon hurması rekoltesinde düşüş yaşansa da mahallede yıllık yaklaşık 5 bin ton yaş hurma üretimi gerçekleştirildi. Hasat dönemiyle birlikte mahalle yeniden açık hava fabrikasına dönüştü. Ata gelenekleri devam ediyor Mahallede hurma hasadı ve kurutma işlemleri ata geleneklerine uygun şekilde imece usulüyle yürütülüyor. Evlerin damları hurma kurutma tesisine dönüşürken, tüm mahalle el birliğiyle üretime katkı sağlıyor. Mahalle sakinlerinden Havvane Uzun, uzun yıllardır hurma soyduklarını belirterek, "Zevkli ve keyifli bir iş. Yılda bir kez 20 gün boyunca uğraşıyoruz. Bugün yeğenime hurma soymaya yardıma geldim" dedi. Yöre sakinlerinden Şevket Uzun ise "Köyümüz açısından çok iyi bir gelir kaynağı. Deprem ve yangın bölgesi olsak da bir imtihandan geçiyoruz. Daha önce köyün bir geçim kaynağı yoktu. Şu an ise çok güzel bir gelir kapısı oluştu" diye konuştu. Hurmanın imece usulü işlendiğini anlatan gençlerden Elif Uzun, "Köyümüzün geçim kaynağı hâline geldi. Ekonomi açısından ekstra bir kapı açtı. Memnunuz" ifadelerini kullandı. "Herkes üretime katılıyor" Minnetli Mahallesi Muhtarı İzzet İnce, 500 rakımlı mahallede yoğun şekilde cennet hurması üretimi yaptıklarını söyledi. İnce, "Pandemi, orman yangını ve deprem sonrası halkımız hayata bağlı ve mücadeleci. Önceden hurmayı yaş olarak satıyorduk, şimdi kendimiz işleyerek pazara sunuyoruz. Şu an dalında kilogramı 30–35 TL iken, işlenip kurutulduğunda kilosu 400–500 TL’ye satılıyor. 120 haneli mahallemizde hemen hemen herkes üretim yapıyor. Don olayı olmadan önce yıllık 5 bin ton üretim vardı, bu yıl biraz düştü ama yine de köyümüz için güzel bir gelir kaynağı. Kozan merkezde de hurma oluyor ama rakım yüksek olunca kalite farklı oluyor" şeklinde konuştu. Hasat yapan Gülay İnce de "46 yaşındayım. Hurma topluyorum, hem kurutuyorum hem topluyorum. Köyümüzün kalkınması için komşularla imece usulü çalışıyoruz. Getirisi güzel. Bu yıl önceki yıllara göre biraz geride ama köyümüz hurma sayesinde kalkınıyor" diyerek bilgi verdi.
Zirai don, Samsun’u fındık üretiminde zirveye taşıdı
19 Kasım 2025 Çarşamba - 09:36 Zirai don, Samsun’u fındık üretiminde zirveye taşıdı Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü Kemal Yılmaz, Türkiye genelinde etkili olan zirai donun özellikle yüksek rakımlı bahçelerdeki fındık üretimini olumsuz etkilediğini söyledi. Yılmaz, don olayından diğer illere göre daha az etkilenen Samsun’un bu yıl 90 bin ton fındık üreterek tarihinde ilk kez Ordu’yu geçip "Türkiye’nin en çok fındık üreten ili" olduğunu vurguladı. Bu yıl Türkiye genelinde etkili olan zirai don ve doğal afetler, özellikle yüksek rakımlı fındık bahçelerinde ciddi kayıplara yol açtı. Yüksek kesimlerde kayıp oranı artarken, düşük rakımlı alanlarda zarar daha sınırlı kaldı. Ordu ve Giresun’da rekolte kaybının çok yüksek olması, Samsun’un ise don olayından daha az etkilenmesiyle birlikte Samsun fındık üretiminde tarihinde ilk kez Türkiye’de 1. sıraya yükseldi. Yaklaşık 250 bin ton fındık üreten Ordu’nun rekoltesi don nedeniyle 60 bin tona düşerken, Samsun’da bu yıl yaklaşık 90 bin ton fındık üretildi. Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü Kemal Yılmaz, zirai don nedeniyle bu yıl en çok fındık üretiminin Samsun’da yapıldığının altını çizdi. "Bu yıl en çok fındık üretilen il Samsun oldu" Zirai don olayından diğer illere göre daha az etkilenen Samsun’un bu nedenle yılı en çok fındık üreten il olarak kapattığını ifade eden Kemal Yılmaz, "Türkiye’de fındık üretiminin çok büyük bir kısmını Ordu ilimiz karşılıyordu. Bu sene illerimizde yaşanan bir doğal afet sonucu fındık üretimi de bundan olumsuz anlamda önemli oranda etkilendi. Ordu’da bu sene fındık rekoltesi 60 bin ton civarında gerçekleşti. Normalde Ordu’da yıllık 200-250 bin ton fındık üretiliyordu. Samsun ise 125 bin hektar fındık alanı ile Türkiye’de fındık üretiminde söz sahibi illerden bir tanesi. Yıllarca ikinci sırada geliyordu. Zirai don nedeniyle bu sene Ordu’da fındık üretiminin ciddi manada azalması, Samsun’un zirai don olayından az etkilenmesi nedeniyle fındıkta rekolte bakımından Samsun Ordu’yu geçti. Samsun’da 2025 yılı rekoltesi 90 bin ton olarak gerçekleşti. Bu sene için Samsun’da üretilen 90 bin ton fındıkla fındık üreten iller içerisinde en yüksek fındık üretiminin gerçekleştiği ili Samsun oldu. Bu durumun Türkiye genelinde etkili olan zirai don hadisesinden dolayı olduğunu da belirtmek gerekiyor" dedi.