SAĞLIK - 11 Aralık 2018 Salı 14:27

Elazığ’da narkozsuz akciğer ameliyatı dönemi başladı

A
A
A
Elazığ’da narkozsuz akciğer ameliyatı dönemi başladı

Medical Park Elazığ Hastanesinde Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op.

Medical Park Elazığ Hastanesinde Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Kermenli ve ekibi bir hastaya narkoz vermeden başarılı bir akciğer ameliyatı gerçekleştirdi.


Medical Park Elazığ Hastanesinde Op. Dr. Tayfun Kermenli ve ekibi 49 yaşındaki Nazire Adsız’a, ilk defa maske oksijen desteğiyle narkozsuz ameliyat yaptı.


Hastanın daha önce defalarca akciğerinden su alındığını ifade eden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Kermenli “Bu su incelemesinde bir şüphe saptanmış, ancak bu şüphelerden iyi ya da kötü bir sonuç alınamamış. Bunun üzerine biz hastamızın akciğer zarından parça almaya karar verdik. Bu tür ameliyatlarda birçok yerde hasta uyutularak solunum cihazına bağlanarak yapılıyor. Biz hastanemizde ilk defa maske oksijen desteği ile narkoz vermeden, solunum cihazına bağlamadan bu ameliyatı yaptık. Bu sayede hastamız çok daha hızlı iyileşti. Bizim açımızdan çok güzel bir şey. Özellikle açık akciğer ameliyatları sonrasında ciddi anlamda ağrı sıkıntısı oluyordu, bu teknikle önemli bir sorunun aşmış olduk" dedi.


Hastanın ameliyatını tek delikten gerçekleştirdiklerini bu sayede çok az ağrı hissettiğini ve daha çabuk toparladığını belirten Kermenli, “Bugün 3’üncü günü ve hastamız bir sıkıntı olmazsa taburcu olacak. Özellikle akciğer hastalarında bu yöntemi kullanmayı düşünüyoruz. Hastalara verdiğimiz narkozun özellikle karaciğer ve böbrek üzerinde bazı yan etkileri mevcut. Bunları engellemek açısından artık bu yöntemi kullanmayı planlıyoruz. Hastalarımızın akciğer hastalığı veya akciğer kanserleri açısından korkmalarına ve büyük şehirlere gitmelerine gerek yok. Biz hastanemizde hem hastalığın tanısını koyuyoruz, hem tedavi ediyoruz, hem de ameliyatları başarılı bir şekilde gerçekleştiriyoruz" diye bilgi verdi.


Bu iş için ciddi bir ekipman ve cerrahi asistan desteği gerektirtiğine değinen Kermenli, “Bizim hemşire ve teknisyen açısından hastanemiz çok ileri aşamada. Anestezi doktorumuz ve anestezi teknikerleri ameliyatın birçok kısmında ön plandaydılar. Hastaya narkoz vermeden hastanın solunumu yerindeyken bu işi yapmamıza destek oldular. Cerrahinin başarısı kadar hemşire ve cerrahi teknisyenin de başarısı ön planda, güzel bir ameliyat oldu. sonucu iyi gelecektir inşallah. Sonra da tedaviye başlayacağız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.