GENEL - 03 Ekim 2019 Perşembe 11:19

Fırat Üniversitesi’nde TÜBİTAK eğitimi

A
A
A
Fırat Üniversitesi’nde TÜBİTAK eğitimi

Fırat Üniversitesi’nde (FÜ) sağlık bilimleri alanında “TÜBİTAK için Araştırma Proje Önerisi Hazırlama ve Yürütme Uygulamalı Eğitimi” yapıldı.

Fırat Üniversitesi’nde (FÜ) sağlık bilimleri alanında “TÜBİTAK için Araştırma Proje Önerisi Hazırlama ve Yürütme Uygulamalı Eğitimi” yapıldı.


FÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen eğitime, Rektör Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Hasar, TÜBİTAK Proje Eğitimi Koordinatörü Prof. Dr. Engin Şahna, üniversitelerden öğretim üyeleri katıldı.


Eğitimin amacının sağlık bilimleri alanında uluslararası ve TÜBİTAK programlarına proje yazma ve yürütme süreçlerinin tüm aşamalarında katılımcıların yetkinliğini artırmak olduğunu belirten Koordinatör Prof. Dr. Engin Şahna, düzenlenen eğitimde 13 farklı üniversiteden 50 kişinin yer aldığını söyledi.


2013 yılından itibaren başlayan proje eğitimlerinin her yıl artarak devam ettiğini anımsatan Rektör Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ ise, bu proje etkinlikleri sayesinde Fırat Üniversitesinin TÜBİTAK ve diğer Uluslararası kuruluşlardan aldığı destek miktarının arttığını aktardı.


Üniversitelerinde nicelikten ziyade niteliği önemseyen bir yönetim modeli sergilediklerini dile getiren Rektör Prof. Dr. Demirdağ, sıradan olmak yerine farkındalık oluşturmak gerektiğinin altını çizdi.


3 gün sürecek olan proje kapsamında, Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, İnönü Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, Prof. Süleyman Sandal, Prof. Dr. Cemil Çolak, Doç. Dr. Suat Tekin, İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ertuğrul Kılıç ve Fırat Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kazım Şahin’in eğitimci olarak yer aldığı kaydedildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eski Bulgaristan Başbakanı Denkov: “Vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız” Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, Bursa’daki Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (BAL-GÖÇ) ziyaret etti. İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı toplantıda vatandaşlık başvuru süreci ve geçmişte yaşanan asimilasyon politikaları sorunu konuşuldu. Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği yönetimini ziyaret eden Denkov ve Petkov, yapılan görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldı. BAL-GÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, Bulgaristan göçmeni Türklerin sıkıntılarını dile getirirken en çok şikayetlerden birinin Bulgaristan vatandaşlığı başvurusunda yaşanılan zorlu süreç olduğunu söyledi. Bu konu hakkında çalışma yapılmasını dilediklerini belirten Balkan, geçmişte Türklere asimilasyon uygulayanların yıllardır ceza almadığını da ifade etti. "Başvuru sürecinin zorluğu dijitalleşmemekten kaynaklanıyor" Bulgaristan vatandaşlığındaki başvuru sürecinin sadece Türklere yönelik bir sorun olmadığını, tüm dünyadan benzer şikayetler aldıklarını aktaran eski Bulgaristan Başbakanı Nikolay Denkov, “İnsanların yapmış olduğu vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız. Fakat bunun sadece Türkiye’ye yönelik bir durum olduğunu düşünmeyin. Biz aslında Bulgaristan’ın bütün dünyadaki konsolosluklarında benzer şikâyetleri alıyoruz. Bütün dünyadaki Bulgar vatandaşları, özellikle vatandaşlık şikayetlerini bizlere iletmekteler. Bu problemin dijitalleşme sıkıntısından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ve bu hizmetleri gerçekleştirme sürecinin gereksiz bazı konularla uzatıldığı gibi bir inanış oluşuyor. Bu konuda çalışıp bir an evvel dijitalleşme ve süreçlerle ilgili belirli bir süre içerisine alınarak halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Benim ailem de bu sıkıntıları yaşadı” 80’lerde Türklerin yaşadığı sıkıntıları kendi ailesinin de yaşadığını belirten Kiril Petkov ise, “Yaşanan olaylardan sonra neden hala ceza alan yok diye sordunuz. Bu insanlar benim aileme de bu sıkıntıları yaşattığı için beni de kişisel olarak incitmekte ve hala ben de bunu sorguluyorum. Bu süreçte aslında yapmak istediğimiz şey insanların belirli bir siyasi oluşum tarafından kullanılmasını engellemek. Çünkü onlar siyasi faaliyetlerini insanlara yardım için kullanmaktan ziyade kendi çıkarları için kullanıyorlar. Biz buradaki kurumlarla beraber, siyasi oluşumlarla beraber yolsuzluk zincirinin sona erdirilmesi için mücadele ediyoruz. Bunun değiştirilmesini istiyoruz. Bu şekilde kapsamlı bir demokratikleşme süreci sağlayabiliriz. Bunlar geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Biz bunları yenilikçi bir yolla yapmak istiyoruz” dedi.