EKONOMİ - 07 Şubat 2022 Pazartesi 10:44

Şehir hayatından sıkıldı, devletten aldığı destek ile köye dönüp çiftlik kurdu

A
A
A
Şehir hayatından sıkıldı, devletten aldığı destek ile köye dönüp çiftlik kurdu

Elazığ’da yaşayan ve şehir hayatından sıkılan Muharrem Erdem, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan (TKDK) aldığı destek ile köyüne dönerek tavuk çiftliği kurdu.

Elazığ’da yaşayan ve şehir hayatından sıkılan Muharrem Erdem, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan (TKDK) aldığı destek ile köyüne dönerek tavuk çiftliği kurdu. Yılda ortalama 160 bin tavuk yetiştiren Erdem, bunun yanı sıra babasından kalan 20 hayvan kapasiteli ahırı da 100 hayvan kapasiteli modern bir besi çiftliğine dönüştürdü.



Elazığ’da bir inşaat firmasında çalışan 2 çocuk babası Muharrem Erdem (38), şehir hayatından sıkılınca baba köyüne dönmeye karar verdi. Ardından TKDK’ya broiler tavuk çiftliği kurmak için başvuru yaptı. Başvurusu onaylanan Erdem, 1 milyon 200 bin lira kredi desteği alarak merkeze bağlı Alaca köyüne 3 milyon 300 bin liralık yatırım yaptı ve 30 bin kapasiteli çiftlik kurdu. Yılda ortalama 160 bin tavuk yetiştiren Erdem, bunun yanı sıra babasından kalan 20 hayvan kapasiteli ahırı da 100 hayvan kapasiteli modern bir besi çiftliğine dönüştürdü. Her iki çiftliğinde canla başla çalışan Erdem, aynı zamanda istihdam alanı da oluşturdu. Köye dönüşü herkese öneren Erdem, “İnsanlar azim ederse kendi köylerinde bir şeyler kazanabilirler. Şehirde kazanacağından daha fazla kazanacaklarına hiç şüphem yok” dedi.



‘İlk 10 gün çok bakım ve titizlik isteyen bir iş’


2020 yılında tavukçuluk sektörü için TKDK’ya başvuruda bulunduğunu belirten Muharrem Erdem, “Projemiz onaylandı. İnşaatına 2020 yılının Mart ayında başladık. Haziran -Temmuz aylarında inşaatımızı da bitirdik. Civcivlerimizi aldık. Bize yaklaşık 3 milyon 300 bin lira bir maliyeti oldu. TKDK’dan 1 milyon 200 bin lira bir destek aldık. İşletmemiz şu anda aktif. 30 bin kapasitelik bir işletme. Elazığ’da tavukçuluk sektöründe iki tane firma var. Onlardan biriyle çalışıyoruz. Civcivleri gönderiyorlar, bizde yaklaşık 40- 42 gün boyunca bakımını sağlıyoruz. Isıtma, enerji giderlerini karşılıyoruz. Civcivleri tavuk olarak teslim ediyoruz. Civcivler yerinden çıktığı gün buraya geliyor. Biz bunlara su içmesini alıştırıyoruz, yem yemesini alıştırıyoruz. Özelikle bu sektörün içinde olanlar iyi bilirler, ilk 10 gün çok bakım ve titizlik isteyen bir iş. Evde çocuğunuza nasıl bakıyorsanız bun da bakmak zorundasınız” şeklinde konuştu.



‘Yılda ortalama 150- 160 bin civarında hayvan yetiştiriyoruz’


2017 yılından önce merkezde bir inşaat firmasında çalıştığını ifade eden Erdem, “Oradan ayrıldıktan sonra geldim babaya ait bir besi işletmesi vardı. Onu biraz modernize ettikten sonra besi işine başladık. 2017’den beri de aktif olarak besicilik yapıyorum. Babadan kalma ahırdı. Eski yöntemlerle kullanılan bir işletmeydi. Biraz geliştirip biraz da makine, otomasyon sistemine dönüştürdük. Şu an daha iyi eskiden 20 kapasiteliydi, şu an 100 kapasitesi var. Civciv işletmesinde yılda ortalama 5,5 dönemde, 150- 160 bin civarında hayvan yetiştiriyoruz. Şehir hayatında ben 4 yıl çalıştım. İlk işe girdiğimde hiç borcum yoktu. 4 yılın sonunda 40 bin lira borcum vardı. Ben şehir hayatından köye geri geldim. Arazimiz vardı, kendimizi geliştirebilecek imkanlarımız vardı, daha çok geliştirdik. İnsanlar azim ederse kendi köylerinde bir şeyler kazanabilirler. Şehirde kazanacağından daha fazla kazanacaklarına hiç şüphem yok” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kuraklığa karşı yeni tedbir, barajlarda tasarruf dönemi: 35 milyon metreküp su tutuldu Türkiye’de son aylardaki yağışların azlığı sebebiyle kuraklık riskine karşı alınan yeni tedbirler arasında barajlarda su tasarrufu dönemine girildiği belirtildi. Kırıkkale İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda Vali Mehmet Makas’a bilgiler aktaran DSİ 5. Bölge Müdürü İbrahim Yaroğlu, barajdaki suyu tribün yerine dipsavaktan bıraktıklarını belirterek, bu sayede 35 milyon metreküp su tasarrufu ettiklerini söyledi. Kırıkkale İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Mehmet Makas başkanlığında gerçekleştirildi. 2024 yılı için planlanan projelerle ilgili kurum müdürlerinden bilgi alan Vali Makas, Kırıkkale’ye hizmet için var olduklarını söyledi. Vali Makas, "Oturduğumuz koltuklar aziz milletimize ait koltuklar. Dolayısıyla işimizi takip edeceğiz. Bunun siyasi kimliği olsun, atanmış bürokrat arkadaşımız olsun, lütfen sadece norm hukuk kapsamında kalmayın, takibini yapın. Kurumlarınızın işini ’ben yazıştım’ şeklinde bakmayın, takip edin" dedi. Koordinasyon toplantısına katılan DSİ 5. Bölge Müdürü İbrahim Yaroğlu da içme ve tarım arazilerinde kullanılan su hakkında Vali Makas’a bilgiler aktardı. Yaroğlu, yaptığı açıklamada, barajlardan 35 milyon metreküp su tasarrufu yaptıklarını belirtti. İçme suyu noktasında sıkıntının olmadığını ifade eden Yaroğlu, tarım arazilerinde yapılan sulamada ise disiplinli gittiklerini kaydetti. "Disiplini elden bırakırsak suyumuz yetmeyecek" 15 Mayıs’tan önce Hirfanlı Barajı’ndan suyu bırakmayacaklarını anlatan Yaroğlu, "Sulamada şöyle sıkıntımız olmayacak; Biz biraz disiplinli gidiyoruz. Her gelen talebe hemen olumlu cevap vermiyoruz. Burada bazı yerlerde kısıtlı sulama yapacağız. 15 Mayıs’tan önce Hirfanlı Barajı’ndan suyu bırakmayacağız. Bu tarihi, yağış durumuna göre ne kadar öteleyebilirsek de öteleyeceğiz. Dolayısıyla burada disiplini elden bırakırsak suyumuz yetmeyecek" diye konuştu. "35 milyon metreküp suyu tasarruf ettik" Bölge Müdürü Yaroğlu, "Buradaki barajlarımız sadece Kırıkkale topraklarını sulamıyor. Çorum ve Sinop’a kadar bu vadiyi, Kızılırmak havzasını suluyor. Daha önceden tribünlerden enerji üretip bırakılan su saniyede 50 metreküptü bu sene ilk defa dipsavaktan 15 metreküp su bıraktık ve 35 milyon metreküp suyu tasarruf ettik" şeklinde konuştu. "Disiplini de bozmazsak sulamada sıkıntı yaşamayacağız" Su tasarrufu konusunda disiplinli olunması gerektiğini savunan Yaroğlu, "Dolayısıyla burada da disiplinli gitmemiz lazım sulama noktasında. Bu sene yağış durumuna göre bu disiplini de bozmazsak sulamada da sıkıntı yaşamayacağız. Türkiye olarak su zengini de değiliz, su fakiri de değiliz. Türkiye’nin kategorisi su stresi çeken ülkeyiz. Bakanlığımızın da öncülüğünde ’suda tasarruf’ diye. Böyle gidersek nüfus ve sanayimizde artıyor. 2030’dan sonra gerekli önlemler alınmazsa su fakiri olabiliriz" değerlendirmesini yaptı.