KÜLTÜR SANAT - 02 Haziran 2022 Perşembe 18:08

Elazığ’da ‘Hayat Boyu Öğrenme Şenliği’ düzenlendi

A
A
A
Elazığ’da ‘Hayat Boyu Öğrenme Şenliği’ düzenlendi

Elazığ’da 1-7 Haziran Hayat Boyu Öğrenme Haytası çerçevesinde merkez ve ilçelerdeki Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından Hayat Boyu Öğrenme Şenliği düzenlendi.

Elazığ’da 1-7 Haziran Hayat Boyu Öğrenme Haytası çerçevesinde merkez ve ilçelerdeki Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından Hayat Boyu Öğrenme Şenliği düzenlendi.


1-7 Haziran Hayat Boyu Öğrenme Haytası dolayısıyla Elazığ Kültürpak Amfi Tiyatro alanında merkez ve 11 ilçedeki Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından Hayat Boyu Öğrenme Şenliği düzenlendi. Şenliğe Vali Yardımcısı İsmail Alsancak, Akçakiraz Belediye Başkanı Sabahattin Kaya, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yiğit, Halk Eğitim Müdürü Kenan Tabar, usta öğreticiler, kursiyerler ve vatandaşlar katıldı. Kurdele kesimiyle başlayan şenlik halk oyunları gösterisi ve protokolün alanda kursiyerlerin açtığı sergiyi gezmesiyle devam etti.


Şenliğin 3 gün boyunca süreceğini belirten İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yiğit, “Bu gün ilimizde ve 10 ilçemizde olmak üzere toplam 11 Halk Eğitim Merkezi’mizin yok boyunca yapmış olduğu ürünleri sergilediği Hayat Boyu Öğrenme Şenliği’mizin açılışını yaptık. Halk Eğitim Merkezlerimizde bu güne kadar 2 bin 817 kursumuzda 56 bine aşkın kursiyerimize hizmet vermiş bulunmaktayız. Yıl boyunca da bu hizmetlerimiz devam edecektir. 4 bine yakın modülümüzde bunların büyük kısmı da meslek kazandırmaya yönelik kurslar oluyor. Eğitimlerimizi vermeye devam ediyoruz” dedi.


Hayat Boyu Öğrenme haftası etkinliği çerçevesinde Elazığ’da ilk defa Hayat Boyu Öğrenme Şenlikleri düzenlediklerini aktaran Halk Eğitim Müdürü Kenan Tabar, “ Bugün de birincisi gerçekleştirdik. Elazığ’da Kültürpark’da 3 gün 3 gece sürecek Hayat Boyu öğrenme şenliklerini planladık. Bu gün Vali Yardımcısı, İl milli Eğitim Müdürü kurum müdürleri ve vatandaşların yoğun katılımıyla sergimizi açtık. Bu akşam Halk oyunları şenliği düzenleyeceğiz. Yarın kursu başı etkinliği olacak. Cumartesi günü Türk Halk Müziği konseriyle devam edecek. Halk Eğitim Merkezi bu güne kadar Elazığ’da 57 bine yakın vatandaşa hizmet vermiştir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti İstanbul Milletvekili Ensarioğlu: "Gençler, uyuşturucu peşinde koşuyor, buna bir çare bulmamız lazım" AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Selim Ensarioğlu, "Gençler uyuşturucu kullanıyor. Hep beraber bunu bitirelim. Büyük tehlike var önümüzde. Ama bu olaya bir çare bulmamız lazım" dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili Ensarioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesinin ayrıntılarını anlattı. Ensarioğlu, "Hem geçmiş olsun dileklerimi iletmek için hem de barış sürecinin başlatılmasına verdiği destekten dolayı teşekkür ettim" dedi. Ensarioğlu, "Terörsüz Türkiye" süreci hakkında, "Cumhurbaşkanımız ve Bahçeli’nin çabalarıyla ve desteğiyle bu barış süreci başladı ve bana göre çok iyi gidiyor. Halk rahatladı" dedi. Uyuşturucu konusunda da Bahçeli ile konuştuklarını aktaran Ensarioğlu, "Gençlerin hepsi uyuşturucu peşinde koşuyor demiyorum. Ama iş peşinde koşarken, ekmek kazanmaya çalışırken o tuzaklara düşecektir. Ben çok büyük bir tehlike gördüm. Bahçeli’yle bunu görüştüm. İnsana eğitim vermeliyiz. Gençler eğitim görmeli veya meslek olarak yetişmeli" dedi. Tarım ve Orman Bakanı ve DSİ Genel Müdürü’nü ziyaret ettiğini söyleyen Ensarioğlu, "265 bin hektar arazi sulanıyor. Ilısu Barajı buna göre 2 milyon 200 bin hektar arazi sulanıyor. Herkes bu kısma iyi baksın. Bu iki defa sulanırsa o araziler, yani su gittiği zaman, 2 verim verecek en azından. 4 milyon 500 bin hektar arazi sulanacak. Biz hem o gençlere bir iş imkanı sağlarız. Ben bunu da bir hesapladım. 600 bin civarında iş imkanı doğar orada. Bizim dönemimizde 90’lı yıllarda 22-23 milyon insan köyde üreticiydi. Şu anda toplam köylerde kalan nüfus 4-5 milyon. Ve onun yüzde 90’ı da yaşlı kesimidir. Üreticide kalmadı. Şu anda 10-11 milyon buğday kadar üretilebiliyor. Öbürünü dışarıdan satın alıyoruz. Bunlar hem üretici olsa, hem işsizlik giderilmiş olur, hem özel sektörü o bölgeye çekip yatırım yapabiliriz. Oraya tabii otobanları götürmek lazım, hızlandırmak lazım. 10 yılda olacakla bir yılda yapalım. Çılgın bir parayla bir de yılda yapalım" ifadelerini kullandı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Ülkemizin geleceği için, gençlerimizin geleceği için. Gençlerimiz en büyük sermayemizdir. Bunlar için el atıp, çalışmamız lazım. Önce gençlere ümit verelim. Yani ümitsiz olmasınlar. Sanat okulları yaygınlaştırılsın. Çok kısa sürede ailenin gelirine katkıda bulunuyor. Ve mezun oluyor, diploma alıyor, sertifika alıyor. Yani altı ay daha, dokuz ay. Bunun yanında yatırım okulları da yapılabilir. Yeni yetişenler orada okur. Köye sağlık ocakları, ortaokullar yapmalıyız. Asfalt yapmalıyız. Küçük köyler 3 bin nüfusu bulduğu zaman belediye olmuştu. 10 yıl önce 3 bin 216 belediyemiz vardı. Şimdi bin 700- bin 600 düşürüldü. O küçük yerlerin hepsine belediyeymiş gibi asfaltını yap, ortaokulu yap, sağlık ocağını yap ki hakikaten efendi olsun. Bir de biz bu köylüye yılda iki defa verim alması, sulamayla tamam. Ama enerji indirimi, vergi indirimi, sigorta, işçi sigortası hiç almamalıyız ki cazip hale gelsin. Para kazansın. Köye gitsin para kazansın. Yoksa diyecek beni sen şehirde oturuyorsun beni köye geri mi gönderiyorsun." Leyla Zana’ya yönelik tezahürata ilişkin Ensarioğlu, "Bahçeli çok üzüldü. Dedi ki ’tarihini hatırlamıyorum. Bir tarihte İstanbul’da Beşiktaş’a gittim. Koyu bir Beşiktaşlıyım. Gittim orada böyle benzeri onun gibi tezahürat yapıldı. Oradaki takımlar yani. Takımlar argo konuşmalar. Ya ben rahatsız oldum bir daha da gitmedim’. Bu seneyi aile yılı ilan ettik. Aile dedin, namus dedin, ana dedin, kadındır. Kadının Kürt’ü, Türk’ü yoktur. Evladı olan ana anadır, evladı olan anne anadır. Yani benim için Cumhuriyeti’nin elleri de Diyarbakır’ın elleri de benim anamdır. Ben ellerini öperim. Hangi akıllı aklı, hangi edepli? Evine giderse karının, kızının yüzüne nasıl bakarsın. Kızın sana dese baba sen bir kadına küfür et. O kadın burada değil. O kadın milletvekili değil. Kızına, karına nasıl anlatırsın bunu" diye konuştu.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "Bu mesele sosyolojisi, ekonomisi ve siyaseti olan bir sorundur" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, "Doğu Sorunu: Teşhisler ve Tespitler" raporunun 30. yılı dolayısıyla düzenlenen panelde yaptığı açıklamada, "Bu mesele sosyolojisi, ekonomisi ve siyaseti olan bir sorundur" dedi. DTSO ile Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV) tarafından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde 1995 yılında hazırlanan "Doğu Sorunu: Teşhisler ve Tespitler" raporunun 30. yılı dolayısıyla düzenlenen "30. Yılında Doğu Raporu’ndan Bugüne" başlıklı panelde konuşan Kaya, raporun hazırlandığı dönemin koşullarına dikkati çekti. Kaya, 1990’lı yıllarda Kürt sorununun tamamen bir güvenlik ve terör meselesi olarak ele alındığını hatırlatarak, "Faili meçhullerin yaşandığı, güvenlikçi politikaların hakim olduğu bir dönemde, TOBB’un böyle bir çalışmayı gündemine alması önemli ve cesur bir adımdı" dedi. Raporun, sorunun yalnızca güvenlik başlığı altında ele alınamayacağını ortaya koyduğunu vurgulayan Kaya, "Bu mesele sosyolojisi, ekonomisi ve siyaseti olan bir sorundur. Bu çerçeve oluşturulmadan çözüm mümkün değildir" ifadesini kullandı. Bölgesel kalkınma politikalarına da değinen Kaya, yatırım teşviklerinden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yeterince faydalanamadığını belirtti. Kaya, "Bölgesel kalkınma amacıyla uygulanan teşviklerden bölgenin yararlanma oranı yüzde 5’ler düzeyindeyken, Batı illerinde bu oran yüzde 65’lere ulaşıyor" diye konuştu. Eğitim ve temel tüketim harcamalarında da ciddi farklar bulunduğunu ifade eden Kaya, "Batı ile aramızda eğitim harcamalarında 26 kata, gıda harcamalarında ise 22 kata varan farklar var. Bu tablo, güvenlik merkezli bakış açısının bir sonucudur" değerlendirmesinde bulundu. "Diyalog ve müzakere önemlidir" Türkiye’de son dönemde Kürt sorununun çözümüne yönelik bir diyalog sürecinin konuşulduğunu dile getiren Kaya, bu sürecin önemine vurgu yaptı. Kaya, "İsmi ne olursa olsun, bugün diyalog ve müzakerenin konuşuluyor olması önemlidir. Ancak hala farklı bakış açılarına alan açmakta zorlanıyoruz" dedi.