ASAYİŞ - 16 Aralık 2024 Pazartesi 10:34

Ev alma ümidiyle biriktirdiği 1 milyon 600 bin lirası ’Sazan sarmalı’ ile gitti

A
A
A

Elazığ’da ev almak için yıllardır para biriktiren Murat Kaya, sazan sarmalı yöntemi ile 1 milyon 600 lira dolandırıldı. Tüm birikimini kaptıran talihsiz adam, mağduriyetinin giderilmesini bekliyor.

Edinilen bilgiye göre Elazığ’da ev almak için arayışta olan Murat Kaya’nın (36) annesine ulaşan bir komşusu, 2 milyon 100 bin liraya uygun bir ev olduğunu söyledi. Bunun üzerine Kaya, kendisini emlakçı olarak tanıtan bir kadın ile iletişime geçti. Emlakçı kadın, evlere müşterileri götürüp para kazandığını ve bu satıştan 40 bin lira para kazanacağını kendilerinin almadığı taktirdi hali hazırda 2 milyon 300 liraya başka bir alıcısının olduğunu beyan etti. Kaya, bunun bir fırsat olduğunu düşünerek emlakçı kadın ve kendisini polis olarak tanıtan tapu maliki ile buluşarak yeni yapılan 3+1 daireyi gezip beğendi. Ardından Kaya, sözde emlakçı kadın ve kendisini polis olarak tanıtan şahıs ile Elazığ Tapu Müdürlüğünden randevu alarak işlemlere başladı. Tapu işlemleri sırasında emlakçı kadın, 500 bini polisin hesabına, kalan 1 milyon 600 bin lirayı ise evin gerçek sahibinin gönderdiği IBAN’a atmasını istedi. Bunu beceremeyeceğini söylemesi üzerine Kaya’nın elinden telefonu alan kadın, 500 bin lirayı tapu maliki olarak görünen sözde polisin hesabına, 1 milyon 600 bin lirayı ise 4’üncü bir şahsın hesabına, açıklamasına ’Elden alınan borç’ yazarak havale etti. İmza işlemlerine gelindiğinde şahıs, paranın hesaba gelmediğini ifade ederek işlemleri iptal etti. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen polis duruma el koydu. Gerçek polisler, kendini polis olarak tanıtan şahsın hesabına atılan 500 bin lirayı Kaya’nın hesabına geri göndertti. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayetin ardından İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olaya karışan diğer şahısların yakalanması için geniş çaplı çalışma başlattı.

’’Tüm birikimim gittiği için çok mağdurum’’

1 milyon 600 bin lira dolandırıldığını belirten Murat Kaya, ’’Gökyüzünde Allah’a yerde ise Elazığ Adliyesine güveniyorum. İnşallah bu mağduriyetim giderilecektir. Tüm birikimim gittiği için çok mağdurum. Yıllardır bir ev almak isterken, bu şekilde dolandırılmak kadar kötü bir şey yoktur. Suç duyurusunda bulundum. Gereken yerlere hepsine bilgileri verdim. Sağ olsunlar hepsi ilgilendiler. Neticede en yakın zamanda, bir bilgi elde edineceğiz inşallah” dedi.

’’Şüpheliler kendilerini emlakçı ve polis olarak tanıttı’’

Şaşkınlık oluşturacak, dudak ısırtacak bir hadise ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Kaya’nın avukatı Usame Karadağ, ’’Maalesef müvekkilim iradesi fesada uğratılmak suretiyle, bir ev almak maksadıyla biriktirmiş olduğu parasından, toplam 1 milyon 600 bin lirasından oldu. Olay 7 Aralık günü müvekkilin annesi müvekkili arayarak, komşularla kadının kendisine ulaştığını, satılık bir daire bulunduğunu, fiyatının 2 milyon 100 bin lira olduğunu söylüyor. Müvekkil ise annesinin sözüne binaen emlakçı olduğunu iddia eden kadına ulaşıyor. Kadın aynı beyanları tekrar ettikten sonra, kendisinin emlakçı olduğunu ve evlere müşterileri götürüp, para kazandığını ve bu satıştan 40 bin TL para kazanacağını siz almazsanız hali hazırda 2 milyon 300 liraya başka bir alıcısının olduğunu beyan ediyor. Müvekkilde fırsat olduğunu düşünüp bu evi görmek istiyor. Emlakçı olduğunu iddia eden kadın müvekkile, ’Karşı tarafla irtibata geçtim, yarın evi görebilirsiniz’ diyor. Ertesi gün müvekkil tapuda malik olan şahıs ve emlakçı olduğunu iddia eden şahıs, evi görmeye gidiyor. Gittiklerinde müvekkil tapuda malik görünen şahsa, ‘Evi neden satıyorsunuz’ diye soruyor. Tapuda malik görünen şahıs kendisini polis memuru olarak tanıtıyor. ‘Ben polis memuruyum. Antalya’ya tayinim çıktı. Dolayısıyla acil nakit olduğundan ötürü ucuza satıyorum’ ifadelerini kullanıyor. Müvekkil ise evin hoşuna gittiğini belirterek tapu işlemlerinin başlatılmasını istiyor” diye konuştu.

’’Elinden telefonu alıp parayı başka hesaba gönderdiler’’

Normal tapu işleyiş sürecinden çok daha çabuk ve hızlı bir şekilde tapudan randevu alındığını savunan Avukat Karadağ, ’’Tapuda malik görünen sözde polis memuru, emlakçı olduğunu iddia eden kadın şahıs ve müvekkil gidiyor. Tapu dairesi içerisinde emlakçı olduğunu iddia eden kadın müvekkile ‘Ben sitedeki ilan sahibine ulaştım. İlan sahibi bana bir irtibat numarası verdi. Bu numaraya ulaştığımda evin gerçek sahibiyle konuştum. Evin gerçek sahibi başka biri. Çok zengin, çok parası var, çok fazla tapusu var diye uğraşamadığı için polis memuru olan akrabasına vekaletname ile tapuyu verdiği için tapuyu polis memuru size verecek’ diyor. Sözde polis memuru da ’Evet, o benim akrabamdır. Eniştemdir. Ne derse odur. Ne derse öyle yap’ ifadelerini kullanıyor. Tamam diyor. TKGM’den mesaj geliyor. İlgili mesaj doğrultusunda mobilden tapu harç ödemesini yatırıyor. Belediyeden mesaj geliyor, ilgili işlemler yapılıyor. Akabinde mevzu satış bedelinin ödenmesine geliyor. Emlakçı olduğunu iddia eden kadınla, sözde evin gerçek sahibi sürekli irtibat halinde. Müvekkil sözde evin gerçek sahibiyle hiçbir şekilde konuşma, görüşme, tanışma şansı bulunmuyor. Bu kadın sözde evin gerçek sahibinin kendisine iki tane IBAN attığını, birinin tapu maliki sözde polis memurunun olduğunu diğerinin başka bir dördüncü şahsa ait olduğunu, ödemelerin bu IBAN’lara yapılması gerektiğini söylüyor. Müvekkil de ‘Ben beceremem o kadarını’ diyor. Sonra tapu dairesinin içerisinde kameraların önünde şahitlerin huzurunda emlakçı olduğunu iddia eden kadın ve sözde polis memuru olan tapu maliki müvekkilin telefonunu alarak tapu malikinin hesabına 500 bin lira, emlak beyan değeri, geri kalan tutar 1 milyon 600 bin lirayı ise sözde evin gerçek sahibinin attığı dördüncü şahsa ait IBAN’a gönderiyorlar. Gönderdikten sonra müvekkilin telefonunu müvekkile teslim ediyorlar. Hemen akabinde de işlem sırası bizimkilere geldiğinde sözde polis memuru olan tapu maliki bir anda tutum ve ağız değiştirerek, IBAN’ına banka hesabına para gelmediğini, bu sözde evin gerçek sahibini tanımadığını, akrabası olmadığını, dolayısıyla imza atmayacağını söylüyor. Müvekkil de şaşkınlıkla olayları izlemekle kalıyor. Ardından karakola gidip suç duyurusunda bulunuyor. Durum bu şekilde yaşanıyor’’ şeklinde konuştu.

“4 ile 10 yıl arasınca hapis cezası”

Dolandırıcılık Büro Amirliği’nin sık sık dile getirdiği, bir metot olan sazan sarmalı ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Karadağ, “Maalesef Elazığ’da tapu, ev konutlarda ilk defa gerçekleşen bir hadise. Daha çok bunu araba satışlarında görüyoruz. Bilişim sistemini de kullanarak hatta ve hatta kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtarak, karşı tarafta güven tesisinden sonra ilgili mağdurlar ağına düştükten sonra. Mağduriyet yaşatmak şeklindeki metodun ismi sazan sarmalıdır. Bu tarz olayların Türk Ceza Kanunu madde 157 ve 158’de belirtilmiş. Bilişim sistemi kullanılmak suretiyle ve kamu görevlisi olarak tanıtılmak suretiyle gerçekleşen bir dolandırıcılık hadisesi olduğu için alt sınır 4 yıl üst sınır 10 yıl olarak görülüyor. Lakin 3 ve daha fazla kişi birlikte bu suçu işledikleri için yarı artırımla karşı karşıyalar. Sağlanan menfaatin en az, iki katı adli para cezası olarak devlete para cezası ödeyecekler suçlamalar sabit görülürse” dedi.

Kamil Can Kılıç

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’ sokaklarda renkli görüntüler oluşturdu Sincan Kaymakamlığı ile Sincan Belediyesi himayesinde ve Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün katkılarıyla düzenlenen ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenlendi.Sincan Belediyesi, ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenledi. Düzenlenen festival kapsamında 2 bini aşkın 7-17 yaş aralığındaki Roman Kahramanları Korteji’nin bando takımı öğrencileri ilk olarak kurgu kitaplarından bazı kahramanların kılığına bürünerek esnafı ziyaret etti. Kitapların afişlerinin pankartı eşliğinde, kitapta yer alan kahramanların cümlelerini söyledi . Öğrenciler çeşitli kitapları esnafa hediye ederek, bu kitapların okunması için esnaftan söz istedi. Düzenlenen etkinlikle beraber edebiyat ve kitabın sokağa taşınması amaçlandı. İnsanlara kitaplar hatırlatarak, okuma kültürünün yaygınlaşmasına dikkat çekildi."Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile örnek bir Sincan oluşturacağız"Okumanın önemine dikkat çeken ve Sincanlıları okumaya teşvik eden Sincan Kaymakamı Levent Kılıç, "Sabah bana verilen bilgiye göre bu festival dünya rekoruymuş. Milli Eğitimi Müdürlüğümüz ile gurur duyuyorum. Kolay bir süreç değil bu. Trafiği tıkadık, yolları kapadık. Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile de örnek bir Sincan oluşturacağız. Kitap okuyarak uyanık ve Türk gençliğine layık olacağız" diye konuştu."Okuma alışkanlığını büyüklere de aşılamamız gerekiyor"Sincan’da okuma alışkanlığını küçüklerden ziyade büyüklere de tavsiye ettiklerini vurgulayan Kılıç, "Sincan’da 100 bin üzerinde öğrencimiz var. Okuma alışkanlığının sadece küçüklere değil büyüklere de aşılamamız gerekiyor. Çocukların sosyalleşmesi adına yaptığımız etkinliğe katılımınız için teşekkür ederim" şeklinde konuştu."Daha güzel etkinlikler yapacağız"Sincan’da daha kapsamlı ve daha farklı etkinlikler de düzenleyeceklerini ifade eden Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Alican Kılıç ise, "Yaklaşık 1 saattir bir aradayız. Öğrenciler soğuk havaya rağmen kostümüyle bizlere farklı an yaşatıyorlar. Çocukluğumuza götüren kahraman rollerine büründüler. Kurum üst yöneticilerini ziyaret ettiler. Daha güzel etkinlikler yapacağız. Sabah makamımızda bulunan bu çocuklar belki de devlet büyüğü ile ilk kez yan yana gelme heyecanını bir daha yaşamayacak" ifadelerine yer verdi.Festival Direktörü Feray Koçak’tan edinilen bilgiye göre 45 okuldan 2 bin 230 öğrenci ve veliler ile birlikte toplamda 3 bin kişi Sincan sokaklarında renkli görüntüler oluşturdu. Festivalde konuk olarak Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Üstün , Başkent Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Aslı Aytaç ve Doç. Dr. Emine Tuğcu , Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Çağ , Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yöneticileri yer aldı.
İstanbul Aksa Fotofest, 10. yılında sanatseverlerle bir araya geldi Aksa Enerji’nin hayata geçirdiği Aksa Fotofest, 10. yılında sanatseverlerle buluştu. 2015 yılından bu yana kesintisiz olarak düzenlenen etkinlik, "Sanatın Enerjisi" mottosuyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tarihini, doğasını ve insan hikâyelerini fotoğraf sanatıyla kayıt altına alıyor. Aksa Enerji toplumsal birlik ve gelişime hizmet eden sanatı toplumsal yatırımlarında önceliklendiriyor. Bu çalışmalarının önemli bir parçası olan Aksa Fotofest aracılığıyla 10 yıldır Kuzey Kıbrıs’ın yaşamı, tarihi, doğayı ve insan hikâyelerini fotoğraf sanatıyla kayıt altına alan Aksa Enerji, bu etkinliği bir yarışmanın ötesine taşıyarak kalıcı bir kültürel arşiv ve kolektif hafıza projesine dönüştürmeyi hedefliyor. 10. yıla özel anlamlı buluşma Bu yıl fotoğraf sanatçısı Altay Sayıl anısına düzenlenen Aksa Fotofest, 10. yaşını 600’ün üzerinde eserin katılımıyla taçlandırdı. Toplam 611 eserin titizlikle değerlendirildiği yarışma; Yaşam, Tarihsel Doku ve Anıtlar, Doğa, Serbest ve Spor olmak üzere beş farklı kategoride gerçekleştirildi. Lefkoşa’daki tarihi Saçaklı Ev’de düzenlenen ödül töreninde, 10. yıla özel olarak belirlenen 10 başarı ödülü sahiplerini bulurken; bu yıl ilk kez hayata geçirilen "Onur Hizmet Ödülleri" ile Kıbrıs fotoğraf sanatına yıllarca emek vermiş isimler onurlandırıldı. "Sanatın enerjisini geleceğe taşıyoruz" Aksa Enerji KKTC Santral Müdürü Şener Şentürk, Aksa Fotofest’in bir kültür markasına dönüşme yolculuğunu şu sözlerle özetledi: "Biz sanatı, toplumları bir araya getiren ve onlara ilham veren en güçlü enerji türü olarak görüyoruz. 10 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz bu yolculukta, yalnızca fotoğraf sanatını desteklemekle kalmıyor, adamızın kültürel mirasını geleceğe taşıyan kolektif bir hafıza oluşturuyoruz. Sanatın enerjisiyle büyüyen bu bağın bir parçası olmak, bizim için en büyük gurur kaynağıdır." Aksa Fotofest Koordinatörü Zekai Altan ise etkinliğin sürdürülebilirliğine dikkat çekerek, "Aksa Fotofest’in 10 yıl boyunca kesintisiz devam etmesi, sanatın dönüştürücü enerjisine duyulan güvenin açık bir göstergesidir. Aksa Enerji’nin desteği, bir sponsorluk anlayışının ötesinde; kültür, sanat ve toplumla kurulan güçlü bir değer ortaklığıdır" dedi.