EKONOMİ - 09 Nisan 2012 Pazartesi 13:54

LINEA`NIN YENİ VERSİYONU BANTTAN İNDİ

A
A
A
LINEA`NIN YENİ VERSİYONU BANTTAN İNDİ

Yenilenen Fiat Linea, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç`un katıldığı törenle banttan indi. Koç, yeni Linea`nın dünya pazarlarına ihraç edileceğini belirterek, "Linea`nın 2012 yılında da Türkiye`nin en çok satan binek otomobili olacağına inancımız tam" dedi.
Bursa`daki fabrikada gerçekleştirilen törende konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Tofaş`ın 1971 yılında, senede 20 bin adetlik üretim kapasitesi ve 600`e yakın çalışanın bulunduğu mütevazı bir fabrikada, Murat 124 modeliyle üretime başladığını hatırlattı. Bugün yılda 400 bin adetlik üretim kapasitesi, 8 bini aşkın çalışanla 5 marka için 80`den fazla ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Koç, 2007 yılında üretimine başladıkları Linea`nın yeni versiyonunun banttan iniş töreni için bir
araya geldiklerini söyledi. Merhum Vehbi Koç`un 1968 yılında Türkiye`ye bir otomotiv fabrikası kazandırma hayali ile temellerini attığı TOFAŞ`ın sektördeki 44 yıllık birikim ve tecrübesiyle global bir oyuncu olduğunu belirten Koç, "TOFAŞ, Türkiye`nin hem binek otomobil hem de hafif ticari araç üreten tek firması" dedi.
"TOFAŞ, SON 5 YILDA 2,6 MİLYAR DOLAR DIŞ TİCARET FAZLASI VERDİ"
2011 yılında 308 bin adetle Türk otomotiv sanayi üretiminin yüzde 28`ini gerçekleştirdiğini ifade eden Koç, "181 bin adetle de sektör ihracatından yüzde 23 pay aldı, 2,6 milyar dolarlık ihracat cirosu elde etti. Bunun sonucu olarak, 410 milyon dolar dış ticaret fazlası sağladı. TOFAŞ, son 5 yıl toplamında ise 2,6 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. Özellikle ekonomimizde cari açık konusunun gündemde olduğu bu dönemde, gerçekleşen bu rakamların çok olumlu ve kayda değer olduğunu belirtmek isterim.
TOFAş, istikrarla atılımlarına devam etmektedir. 2011 yılında imzalanan Opel / Vauxhall anlaşması ile birlikte TOFAŞ, üretim yaptığı marka sayısını FIAT, Peugeot ve Citroen`in ardından 5`e çıkardı. Doblo`nun Kuzey Amerika`ya ihracatı için iyi niyet anlaşması imzaladı. 2013 yılında ram markasıyla Doblo`yu ihraç etmek için gerekli yatırımları başlattı. Fikri ve sınai mülkiyet haklarına sahip olduğu bu projeler sayesinde TOFAŞ, Fiat`ın 3 önemli üretim ve Ar-Ge merkezinden biri oldu" diye konuştu.
"AR-GE`YE ÖNEM VERİYORUZ"
TOFAŞ`ın tüm bu başarılarının altında, son 5 yılda yapılan 1,6 milyar dolarlık yeni model ve teknoloji yatırımının önemli bir rolü olduğunu kaydeden Koç, "Dünyada Ar-Ge`ye en fazla yatırım yapan bin şirket arasındaki 3 Türk firmasından biri olan TOFAŞ, 2005-2011 yılları arasında yaklaşık 900 milyon dolar Ar-Ge harcaması yaptı. Bu dönemde TOFAŞ, gerçekleştirdiği Ar-Ge faaliyetleri neticesinde Minicargo, Lınea ve Yeni Doblo olmak üzere 3 yeni aracı geliştirip pazara sundu. Bugün 5 global markaya üretim
yapan TOFAŞ, sahip olduğu üretim kalitesi, teknolojisi, Ar-Ge yetkinliği ve bu alanlarda yaptığı yatırımlarla Türkiye`nin önde gelen otomotiv üreticisi konumundadır" şeklinde konuştu.
TOFAŞ`ın sattığı araçların yüzde 90`ının Bursa`da üretildiğini kaydeden Koç, "Bu anlamda TOFAŞ, Türkiye`de üretim yapan global markalar arasında "toplam satışta yerli üretim oranı en yüksek şirket. Bursa`da üretilen Fiorino, Doblo ve Linea Türkiye`de sınıflarının en çok satan modelleridir. Böylelikle Tofaş, hem binek otomobil hem de hafif ticari araç üretimindeki başarısını elde ettiği tüm sonuçlarla kanıtlamıştır" ifadelerini kullandı.
"2012 YILININ EN ÇOK SATAN BİNEK OTOMOBİLİ OLACAK"
Linea projesinin 5`inci yılını kutladıklarını söyleyen Koç, "Linea, yollara çıktığı 2007 yılından bugüne kadar yaklaşık 120 bin adetlik üretim ve 35 bin adetlik ihracat rakamına ulaştı. Linea, geçtiğimiz yıl 33 bin adedi aşkın satış ile de iç pazarda kendi sınıfının en fazla tercih edilen otomobili oldu. Şimdi ise Türk işçisinin ve mühendisinin ürünü olan yeni Linea`yı banttan indiriyoruz. Ar-Ge`sinin yüzde 70`i TOFAŞ tarafından gerçekleştirilen yeni seri Linea projesinde, öncelikli olarak Türk
tüketicisinin güncel ihtiyaç ve beklentileri göz önünde bulunduruldu. Türkiye`de gördüğü yüksek talep ve beğeni seviyesiyle başarısını kanıtlayan Linea`nın, yenilenen özellikleriyle performansını daha da yükselteceğine, 2012 yılında da Türkiye`nin en çok satan binek otomobili olacağına inancımız tamdır" açıklamalarında bulundu.
TOFAŞ`ın yüksek Ar-Ge kabiliyeti ile Bursa`daki modern fabrikasında üretilen Linea`nın yerli otomobil üretimi konusunda bir başarı örneği olduğunu ifade eden Koç, "Ülke ekonomisine olan katkısı da artarak devam edecektir. Yenilenen Linea ile birlikte şimdiye kadar imza attığınız tüm başarılı projeleri, bundan sonra gerçekleştireceklerinizin bir taahhüdü olarak gördüğümü de bilmenizi isterim" dedi.
"25 MİLYON DOLARLIK YATIRIMLA YENİLENDİ"
Tofaş CEO`su Kamil Başaran ise 230 milyon dolarlık yatırımla 18 ay gibi kısa bir sürede hayata geçirilen Linea`nın, aradan geçen 5 yılda sürekli yükselen üretim ve iç pazar performansıyla 2011 yılında sınıfının lideri olduğunu kaydetti. Yaklaşık 25 milyon dolarlık yatırımla yenilenen Linea`nın, Tofaş açısından yeni fırsatları gündeme getirdiğini vurgulayan Başaran, "İlk Linea`da olduğu gibi yenilenen Linea yine Brezilya ve Hindistan`dan önce ilk kez Türkiye`de üretime başlıyor. Tofaş olarak yenilenen
Linea modelinin Ar-Ge sorumluluğunu üstlendik. Bu kapsamda, Hindistan`a Ar-Ge ve parça ihracatı yapmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
2012 yılı için mevcut Linea dahil 45 bin adet üretim planladıklarının altını çizen Başaran, "Yeni seri Linea, Türk yan sanayimiz açısından da önemli bir projedir. Yalnızca bu projede 55 tanesi Bursa`da olmak üzere toplamda 108 tedarikçi firmamızla çalışıyoruz. Ortak tasarım dahil birçok alanda iş birliği yaptığımız tedarikçilerimizin de katkısıyla Linea`da yerlilik oranını yüzde 65`e varan bir seviyeysfetirdiği Ar-Ge faaliyetleri nee yükselttik. Linea artan bu yerlilik oranıyla `Türkiye`nin yerli kompakt
sedanı` unvanını daha da pekiştirmiş oluyor" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından yeni Linea`nın banttan inen ilk aracını kullanmak için Mustafa Koç direksiyon başına geçti. Törene katılan çok sayıda çalışanların tezahüratları eşliğinde yeni Linea`nın ilk sürüşü gerçekleştirildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabeler Denizli’de sergilendi DENİZLİ (İHA) – Denizli’de UNESCO’nun ilan etmiş olduğu Uluslararası Dünya Türk Dili Ailesi Günü kutlamaları kapsamında ‘Türklerin Tarih Boyunca Kullandığı Alfabeler’ sergisi düzenlendi. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu koordinasyonunda düzenlenen "Türklerin Tarih Boyunca Kullandığı Alfabeler" sergisinin açılışı, İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt ile Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergis Biray tarafından gerçekleştirildi. Etkinlikte Türkler tarafından kullanılan ilk alfabe olan Köktürk alfabesinden günümüze kadar tarih boyunca kullanılan ve Türk devlet ve topluluklarının kullandıkları Latin ve Kiril alfabelerine kadar bütün alfabeler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin." sözünün yazıldığı poster eşliğinde sergilendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açış konuşmasını Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergis Biray gerçekleştirdi. Açış konuşmasının ardından İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları 3. sınıf öğrencisi Merve Aksakal "Türklerin Kullandığı Alfabeler" adlı sunumunu gerçekleştirdi. Sunumun ardından Türk dünyasının çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler ülkelerinin yöresel dans gösterilerini sergiledi. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğrencisi Sholpan Bakhyt Kyzy Adilkhanova Özbekistan ve Karakalpakistan’ın, Danagul Khauyg Moğolistan’ın yöresel danslarını; Kazakistan Şakerim Üniversitesinden gelen Erasmus değişim programı öğrencileri Yenglik Mukhtar, Meruyert Altynbek, Dilnaz Sayatova, Arsen Serikuly, Shynggys Almat, Shakhnaz Kuanyshbayeva, Symbat Akataikyzy Kazakistan’ın geleneksel oyunu olan Kara Jorga’yı sergiledi. Serikbol Dolda tarafından ise Kazakistan’ın millî çalgısı olan dombıra ile müzik dinletisi gerçekleştirildi.
İstanbul Kağıthane’ye yeni sosyal ve sportif tesis kazandırılıyor Kağıthane Belediyesi, Yeşil Vadi Bisiklet ve Yürüyüş Yolu ile entegre şekilde planlanan yeni sosyal ve sportif tesisi ilçeye kazandırıyor. Yaklaşık 8 dönümlük alan üzerinde inşa edilen Yeşil Vadi 4. Etap projesiyle Kağıthane’ye yeni yeşil alanlar ve modern spor sahaları ekleniyor. Proje kapsamında basketbol sahası, voleybol sahaları ve padel sahasının yanı sıra yürüyüş yolları, sosyal tesis, çocuk oyun alanları ve 43 araç kapasiteli otopark yer alıyor. Tesisin, her yaştan vatandaşın spor yapabileceği ve sosyal yaşamını sürdürebileceği şekilde planlandığı belirtildi. Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, Yeşil Vadi’nin ilçenin önemli yaşam alanlarından biri haline geldiğini ifade ederek, yeni etapla birlikte spor ve dinlenme alanlarının artırıldığını kaydetti. Öztekin, vatandaşların modern tesislerde vakit geçirebileceğini, çocukların ise güvenli oyun alanlarında eğlenebileceğini belirtti. Projenin yakın zamanda tamamlanarak hizmete açılması hedefleniyor. Yeşil Vadi 4. Etap’ın tamamlanmasıyla birlikte bölge sakinleri; spor sahaları, yürüyüş alanları, çocuk oyun alanları ve sosyal donatılarıyla planlanan yeni bir sosyal ve sportif tesise kavuşmuş olacak. Kâğıthane Belediyesi, proje ile ilçenin yeşil alan kapasitesini artırmayı, vatandaşlara nitelikli spor ve dinlenme alanları sunmayı amaçlıyor.
İstanbul Türkiye e-ticarette seviye atladı: "Dijital dönüşüm, bizi bölgemizin lider ülkesi yapacak" Türkiye’de e-ticaret sektörü, dijital dönüşümle birlikte yalnızca büyüme değil, yönetim kalitesi odaklı yeni bir döneme giriyor. BirFatura CEO’su İbrahim Bayır, Türkiye’nin e-ticarette nicelikten çok nitelik kazandığını belirterek, "Türkiye e-ticarette sadece büyümüyor, olgunlaşıyor" dedi. Son 5 yılda Türkiye’de e-ticaret, satış hacminin ötesinde işletme yönetimi ve operasyonel kalite açısından önemli bir dönüşüm yaşadı. Sektörde rekabeti artık yalnızca satış adetleri değil; yönetim becerisi, müşteri deneyimi ve dijital altyapı belirliyor. BirFatura CEO’su İbrahim Bayır, Türkiye’nin e-ticareti doğru yöneten bir ülke olduğunu vurguladı. Pandemi döneminde hızla artan e-ticaret alışkanlıklarının, bugün işletmelerden daha profesyonel bir yönetim anlayışı talep ettiğini belirten Bayır, başarının yalnızca sipariş sayısıyla ölçülmediğine dikkat çekti. Bayır, "Hızlı teslimat, şeffaf müşteri hizmetleri, sorunsuz iade süreçleri ve dijital entegrasyon rekabetin ayrılmaz parçaları haline geldi. Hız başlangıçtı. Kalite ve yönetim becerisi artık oyunun kurallarıdır" dedi. 13 milyon e-fatura kesildi Kasım 2025 kampanya döneminde BirFatura üzerinden 13 milyonun üzerinde e-fatura kesildiğini açıklayan Bayır, geçen yıl aynı dönemde bu rakamın yaklaşık 10 milyon seviyesinde olduğunu ifade etti. Bu artışın e-ticaret hacmindeki büyümeyi gösterdiğini belirten Bayır, aynı zamanda işletmeler üzerindeki operasyonel yükün de ciddi şekilde arttığını vurgulayarak, "Kasım ayı adeta bir stres testidir. Dijital altyapısı sağlam olan işletmeler bu dönemde öne çıkıyor" diye konuştu. Müşteri deneyimi ve güven ön planda Türkiye’de e-ticaret tüketicisinin daha bilinçli ve seçici hale geldiğini ifade eden Bayır, müşterinin artık yalnızca ürünü değil, hizmeti ve güveni satın aldığını söyleyerek, "Markaya bağlanan müşteri, o markayı büyütür. Uzun vadeli başarı, sadakat oluşturan işletmelerin olacak" ifadelerini kullandı. "Dijital dönüşüm, bizi bölgemizin lider ülkesi yapacak" E-ticarette verinin en değerli unsur haline geldiğini kaydeden Bayır, doğru veri takibinin tedarik planlamasından nakit akışına, pazarlama verimliliğinden ürün stratejilerine kadar birçok alanı doğrudan etkilediğini ifade ederken veri odaklı yönetimin rekabet avantajı sağladığını da aktardı. Türkiye e-ticaretinin artık yalnızca iç pazara değil, bölgesel rekabete odaklandığını dile getiren Bayır, "Türkiye e-ticarette sadece büyümüyor; olgunlaşıyor. Bu dijital dönüşüm, bizi bölgemizin lider ülkesi yapacak" derken Türkiye’nin güçlü üretici altyapısı, genç nüfusu ve artan e-ticaret deneyiminin bu hedef için önemli avantajlar sunduğunu belirtti.