GENEL - 11 Nisan 2012 Çarşamba 10:40

MART`TA ÖNCÜPINAR`DAN 29 BİN 798 KİŞİ GİRİŞ-ÇIKIŞ YAPTI

A
A
A
MART`TA ÖNCÜPINAR`DAN 29 BİN 798 KİŞİ GİRİŞ-ÇIKIŞ YAPTI

Kilis`in Öncüpınar Sınır Kapısı`ndan mart ayında 29 bin 798 kişi giriş çıkış yaptı.
Öncüpınar Mülki İdare Amirliği verilerine göre, mart ayında Öncüpınar Sınır Kapısı`ndan 8 bin 63 Suriyeli giriş ve 8 bin 745 Suriyeli çıkış yaparken, 6 bin 262 Türk vatandaşı Suriye`ye giriş yaptı ve 6 bin 67 Türk vatandaşı çıkış yaptı. Sınır kapısından toplam 14 bin 696 kişi giriş yaparken, 15 bin 102 kişi de çıkış yaptı. Şubat ayında ise 29 bin 798 kişi giriş çıkış yapmıştı.
Dışişleri Bakanlığı`nın `zorunlu olmadıkça Suriye`ye gitmeyin` uyarısının ardından giriş çıkışların yüzde 90 oranında düştüğü öğrenildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Mantar zehirlenmesi, karaciğer yetmezliğine hatta ölüme neden oluyor Yozgat’ta doğada yetişen mantarlardan kaynaklı hastaneye başvuranların sayısının geçen yıla oranla yükseldiğini söyleyen Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Tolga Aydın, karaciğer yetmezliğine neden olarak ölüme kadar götüren zehirli mantarlara karşı uyarılarda bulundu. Mevsim yağışlarının başlamasıyla beraber mantarlar da doğada kendini göstermeye başladı. Doğal ortamda bilinçsizce toplanan ve zehirli olduğu bilinmeyen mantarlar, tüketildiği takdirde telafisi olmayan ölümcül sağlık problemlerine neden oluyor. Zengin protein içeriği ile ete alternatif olarak gösterilen mantar, yağışların bol olduğu bu günlerde hem çok yetişiyor hem de vatandaşlardan rağbet görüyor. Kültür mantarından daha lezzetli de olsa doğal mantarlar, zehirlenme riskini de beraberinde taşıyor. Mantar çeşidinin çok fazla olduğu bu dönemde hangi mantarın zehirli hangi mantarın zehirsiz olduğu bazen karıştırılabiliyor. Bilinçsizce tüketilen mantarlar zehirlenme ile birlikte ölümcül sağlık problemlerine neden oluyor. Uzmanlar çeşidi bilinse bile doğada toplanan mantarların kesinlikle tüketilmemesi gerektiğinin altını çiziyor. “Karaciğer yetmezliğine neden oluyor” Doğada yetişen mantarların bilinçsizce tüketiminin ölümle sonuçlanabilecek zehirlenmelere yol açabileceğini belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Tolga Aydın, “Ülkemizde sonbahar ve ilkbahar aylarında yağmurların artmasıyla mantar kaynakları zehirlenme vakalarında artış gözlemlendiğini ve bu yıl geçen yıla oranla ilimizde de zehirlenme vakalarının arttığını görüyoruz. Türkiye’de doğada kendiliğinden yetişen mantarlar arasında zehirli mantarların olduğunu biliyoruz. Bu zehirli mantarların tüketilmesi sonrasında ölüme dahi götürecek ciddi vakalar görmekteyiz. Karaciğer yetmezliği ve acil karaciğer nakli gerektiren vakalar da karşımıza gelmekte. Bu günlerde acil servislerimize mantar kaynaklı zehirlenmelerinden dolayı başvurular arttı.” dedi. “Zehirlenme belirtileri 2 ila 6 saat içinde kendini gösteriyor” Mantar zehirlenme belirtilerinin 2 ila 6 saat içerisinde kendini gösterdiğini de belirten Aydın, “Mantar zehirlenmesinin kendini kötü hissetme, soğuk soğuk terleme, mide bulantısı ve karın ağrısı ile başladığı gibi bilinç bulanıklığı, bayılma hissi ve uyuklama hali gibi nedenlerle zehirlenme belirtileri olabilir. O yüzden bu gibi sorunlar olduğunda öncesinde mantarda yemişsek acil servislere başvuralım. Bu vakalarla karşılaşmamak ve bu zehirlenme olaylarının yaşanmaması için doğadan kendiliğinden toplanan ve tüketilen mantarları bilinçsiz bir şekilde yemeyelim. Daha çok kültür mantarına yönelmekte fayda olacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu. “Daha temkinli olmamız gerek” Vatandaşlardan Muzaffer Bayat, bilinçsizce doğada toplanan mantarları tüketmediğini söyleyerek, “Her mantarın zehirli olup olmadığını bilmediğimiz için zehirlenme imkanı daha fazla olduğundan bunları yerken daha dikkatli ve temkinli bir şekilde yaklaşmamız lazım. Daha fazla zehirsiz mantarları tercih etmemiz lazım” ifadelerine yer verdi. “Doğada bulduğumuz her mantarı yememeliyiz” Halit Bozkurt ise “Doğada bulduğumuz her mantarı yemememiz lazım. Mantar insan hayatı için çok tehlikeli. Yararı da var. Zararı da var. Zehirli mantardan insanlar ölebiliyor ve sağlıkları açısından zor duruma düşebiliyorlar. Her bulduğumuz mantarı tüketmemiz lazım. Sağlığımız açısından her mantarı yemememiz gerekiyor” diye konuştu.
İstanbul TCL Elektronik, yeni QD-Mini LED TV ve akıllı ev aletlerini tanıttı TCL Elektronik, Orta Doğu ve Afrika pazarına yönelik çeşitli kategorileri kapsayan en yeni ürün serisini İstanbul’da düzenlenen özel bir lansman etkinliğinde tanıttı. TCL Elektronik, yeni ürün serisini İstanbul’da düzenlenen lansman etkinliğinde tanıttı. Ayrıca şirket, Arsenal Efsanesi Martin Keown’un da katılımıyla gerçekleşen etkinlik sırasında Resmi Bölgesel Tüketici Elektroniği Ortağı olarak Arsenal Futbol Kulübü ile ortaklığını vurguladı. Etkinlik, şirketin bölgedeki müşterilere birinci sınıf teknolojik yenilikler sunma konusundaki kararlılığını vurgulayan en son ürün serilerine tanıklık etmek üzere bölgenin dört bir yanından sektör temsilcilerini, medya temsilcilerini ve influencer’ları bir araya getirdi. Ürünler arasında, 2024 QD-Mini LED TV’lerde sergilenen yüksek görüntü kalitesinin yanı sıra yaşam tarzlarını daha sağlık ve rahat hale getirmek için tasarlanmış bir dizi iyileştirilmiş ev aletleri ve klimalar da yer alıyor. TCL Endüstrileri Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü Sunny Yang lansmanla ilgili olarak heyecanını dile getirerek şunları söyledi: "Şirketimizin en yeni nesil QD-Mini LED TV’lerini tanıtmaktan heyecan duyuyoruz. Özellikle dünyanın en büyük QD-Mini LED TV’si olan TCL 115 X955 Max’i sergilemeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Hedefimiz, en son teknolojiyi sunarak ve Orta Doğu ve Afrika pazarlarında birinci sınıf ve olağanüstü bir eğlence deneyimi sağlayarak tüketicilerimizin değişen ihtiyaçlarını karşılamaktır. Ayrıca, günlük hayatı kolaylaştırmak için tasarlanmış en yeni ev aletleri ürünlerimizi tanıtmak için sabırsızlanıyoruz. Bunlar arasında TCL FreshIN Serisi Klimalar, Free Ankastre Serisi Buzdolapları ve sektör lideri temizleme oranına sahip son teknoloji çamaşır makineleri yer alıyor."
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Kocasinan, şehrin merkezinde tarımsal üretimle Türkiye’ye model olduk” Kocasinan Belediyesi’nin geçen yıl şehrin merkezinde hayata geçirdiği tarım projesi kapsamında 10’dan fazla çeşitte 42 bin sebze fidesinin ekimi yapıldı. Kadınların hem organik ürünleri ürettiği hem de satışını yaptığı 25 bin dönümlük tarım arazisini Kayseri’ye kazandıran Başkan Çolakbayrakdar, şehrin merkezinde tarımsal üretimle Türkiye’ye örnek ve model olduklarını söyledi. Şeker Mahallesi’ndeki Bekir Yıldız Bulvarı ile Şehir Hastanesi kavşağının yanında bulunan 25 bin dönümlük arazi üzerinde sebze fidelerini toprakla buluşturan ve 12 üyesi olan Kocasinan Hanımeli Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatifi üyeleri, hayallerini gerçekleştiren Başkan Çolakbayrakdar’a dualar edip, teşekkürlerini iletti. Proje kapsamında 12 kadın üreticiyle şehrin merkezinde tarımsal üretime devam ettiklerini belirten Başkan Çolakbayrakdar, “Kadın Kooperatifimizin üretim yaptığı bahçemizdeyiz. Burada kadın çiftçilerimiz, doğal ürünleri yetiştirme imkânı buluyorlar. Gündelik olarak üretebilecekleri; domates, çilek, biber, patlıcan, kabak, salatalık, fasulye, bamya, böğürtlen ve yeşillik gibi çeşitler yer alıyor. Geçen yıl, kurmuş olduğumuz kooperatif, aktif bir şekilde tarlada üretime başladı ve devam ediyorlar. Annelerin eli burada da farklılığını hissettiriyor. Hem organik hem de Kayseri’mizin karahıdır gibi yerli tohumlarının yetiştirildiği bir mekân olan burası, bin 200 metrekarelik parseller olmak üzere toplam 25 bin dönümlük araziyi kapsıyor. Hanım kardeşlerimizi, hayatın her alanında olduğu gibi tarımsal üretiminde de içinde olabilmesi için desteklerimizi sürdürüyoruz. Şehrin merkezinde kent tarımının yapıldığı sayılı şehirlerden bir tanesiyiz. Kayseri’den bir büyükşehirden kadınların merkezde tarımsal üretim yapmış olduğu kooperatifle bir ilk olduk. Bu noktada kadın kooperatifimiz için yapmış olduğumuz bu proje örnek teşkil ediyor. Özellikle hem şehrimizde hem ülkemizde farklı ufuklar açacak. Şimdiye kadar yaptığımız yatırımların yanı sıra bundan sonra da yeni projelerimizle Kocasinan’ımız için farkındalık oluşturacak projeleri hayata geçireceğiz. Bütün gayretimiz, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine destek olarak istihdama katkı sağlamaktır. Ellerine emeğine sağlık. Hanım kardeşlerimize teşekkür ediyorum ” ifadelerini kullandı. Kocasinan Belediyesi olarak gelecek nesiller ve sağlıklı toplumlar için özellikle ata tohumların yetiştirilmesi noktasında tarıma büyük destek verdiklerinin altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, şehir merkezinde vatandaşları tarımı buluşturan projenin Kocasinan modeli olarak, Türkiye’nin geleceğine ışık tutacağını sözlerine ekledi. Kooperatif Başkanı Büşra Minaz ise organik tarımın yaygınlaştırılması ve kadının istihdamı konusunda çok önemli bir proje olduğuna değinerek, “Geçen yıl başladığımız projede bayağı yol kat ettik. Bize burada her türlü imkânlar sağlandı. Bin 200 metrekare sebzelerimizi diktiğimiz alanın yanı sıra 21 metrekare kapalı alan ve dinlenme alanı gibi yerler yapıldı. Kooperatifimize üye olan 12 kadın bulunmaktadır. Bugün 3 bin 500 fidanı kişi başı olmak üzere toplam 42 bin fidanı toprakla buluşturuyoruz. Burada çok büyük bir istihdam sağlandı. Kooperatife üye olanların çoğu hiç bu zamana kadar çalışmamış ve toprakla uğraşmamış kadınlardı. Burada kendi güçlerinin olduğunu hissettiler. Yerimiz çok güzel ve toprağımız çok verimli. Aslında kırsal kesimde olması gereken işi, biz şehrin göbeğinde yapıyoruz. Şuan tamamen doğal organik ürünler yetiştiriyoruz. Organik sertifikasını da aldığımız zaman tamamen organik ürünler olacak. Kadınların başaramayacağı hiçbir işi yoktur” diye konuştu. Dilek Coşkun da “Şehrin göbeğinde bize bu imkânları sağladıkları için çok teşekkür ediyoruz. Hem evimize yakın hem de merkezde olduğu için yetiştirdiğimiz ürünlerin satış imkânı daha fazla. Böyle imkân tanıyan başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Burada hem istihdam sağlanıyor hem de ev kadınları olarak kendi paramızı kendimiz kazanmaya başladık. Mutlu ve gururluyuz” ifadelerine yer verdi. Züleyha Aydemir ise “Burası bize iş alanı oldu. Her şey çok güzel. Tamamen organik tarım yapacağız. Ben ev hanımıydım. Bu zamana kadar hiçbir işte çalışmadım. Bana böyle imkan tanıdığı için başkanımız Sayın Ahmet Çolakbayrakdar’a teşekkür ediyorum” dedi. Aynur Sönmez de “Burası bunulmaz nimettir. Toprakla ilk defa tanışıyorum ve müthiş zevkliymiş. Çok yorucu olmasına rağmen hayatımda ilk defa fidanları toprakla buluşturduk. İnsanın kendi parasını kazanması çok güzel bir duygu. Şehrin merkezinde olması ve ayrıca Şehir Hastanesi’ne yakın olması da çok büyük bir avantajdır” şeklinde konuştu. Figen Udül ise organikçi olarak Kayseri’nin her yerinde olacaklarını belirterek, “Kayseri’de bir ilki başlattığımız için çok memnunuz. Hedefimiz, geçen yıl başlattığımız ve Türkiye’ye örnek olan projeyi daha da büyütmektir. İnsanlığımıza organik ürünler yetiştirip, sağlıklı ürünler sunuyoruz. Geçen sene ektiğimiz ürünleri toplayıp, organik ürünleri satmaktan gurur duyduk. Proje sayesinde elimiz para tutar oldu. Daha kendimizi hur hissediyoruz. Aile ekonomisine destek oluyoruz. Bir çiçek bile dikemezken bugün benim tarlalarım oldu. Başkanımıza ne söylesek az. Başkanımız, bizim başımızın tacıdır. Çok minnettarız” diye konuştu Emine Ünal ise kendileri için her türlü imkanı sağlayan Başkan Çolakbayrakdar’a minnettar olduğunu dile getirdi. Rukiye Katırcı da böyle bir imkânı sağladığı için Başkan Çolakbayrakdar’a teşekkür ederek, “Toprak demek, bereket demektir. Kadın emeğiyle de buluştuğun da hem büyük verim aldık hem de aile ekonomisine destek olduk. Şehrin göbeğinde tarımla buluşmak çok güzel bir şey” dedi. Hayalini gerçekleştiren Başkan Çolakbayrakdar’a dualar eden diğer kadın üreticileri ise “Öncelikle belediye başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Toprakla uğraşmak güzel bir duygu. Üzerimizdeki olumsuz etkiyi kaldırıyor. Hem ekonomiye destek sağlıyoruz hem de topraklarımızdan faydalanmış oluyoruz. Kadınlarımız, bu proje ile topluma daha faydalı olmuş oluyor. Kendilerine güveni artıyor. Allah razı olsun” ifadelerini kullandı.
Trabzon Abdullah Avcı: "Şanlı geçmişe sahip müzeye bir kupa daha ilave etmek istiyoruz" Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Beşiktaş ile oynanacak Türkiye Kupası finali için heyecanının ve motivasyonunun yüksek olduğunu belirterek, bordo-mavili kulübün müzesine bir kupa daha ilave etmek istediklerini söyledi. Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası finalinde 23 Mayıs Perşembe günü Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda Beşiktaş ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Teknik Direktör Abdullah Avcı yönetiminde yapılan çalışmada ısınma hareketlerinin ardından taktik ağırlıklı çalışma gerçekleştirildi. Avcı, antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. "Güzel oyunların konuşulduğu bir müsabaka olsun" İlk ulaşılabilir hedeflerine ulaştıklarını belirten tecrübeli teknik adam, "İnişli-çıkışlı yollardan sonra bunu gerçekleştirdik. Bunu bir kenara bıraktık. Perşembe gününe, en iyi şekilde Türkiye Kupası finaline hazırlanıyoruz. 9. kez Türkiye Kupası’nı kazanmış, 10. kez buraya getirmek istiyoruz. Türkiye’nin büyük bir kulübü ile Olimpiyat Stadyumu’nda oyunun konuşulduğu, bir futbol festivalinin olduğu, finalleri oynamanın ne kadar değerli olduğunu ve topun oyunun içinde kaldığı, güzel oyunların konuşulduğu bir müsabaka olsun, hak edenin kazandığı. Umarım karşılığını aldığımız bir müsabaka bizi bekliyor" cümlelerine yer verdi "Çalıştığım her kategoride hem oyunu hem oyuncuyu geliştirmeye çalıştım" Takımın havasının iyi olduğunu da dile getiren Avcı, "Geçen hafta Samsunspor - Trabzonspor U19 finalinde aynı duyguyu söyledim. Kazananlar çok sevinçli, kaybedenler çok üzgündüler. Aslında her ikisi de çok kazanıyordu. Final oynamak, hele o yaş gruplarında son derece değerli. Onları da şunu ifade ettim, ben de çok finaller oynadım. Ama o gün kaybederken aslında kazanıyorsun. Bu sana çok önemli deneyimler getiriyor. Ben çalıştığım her kategoride hem oyunu geliştirmeye çalıştım hem oyuncuyu geliştirmeye çalıştım ve bunun da tacı, süsü olan kupayı almak istedim. Hepsinde buna ulaştık. Türkiye Kupası’nda da oynadığım finaller var. Umarım bu bizim alnımızda yazılmışsa çalışıyoruz. Bunun karşılığını alırız diye düşünüyorum. Trabzonspor için de çok anlam ifade ediyor. Bu sene buna bütün şehrin de ihtiyacı var. Bizim de ihtiyacımız var. Başkanın, yönetim kurulunun da ihtiyacı var. Umarım bunun karşılığını alacağız diye düşünüyoruz" dedi. "Taraftarımızı bizi sonuna kadar destekleyecektir" Abdullah Avcı, Trabzonspor’a Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nun uğurlu geldiği yönündeki görüşlerle alakalı da, "Uğurlu, uğursuzuna bakmıyorum. Bir futbol şöleni, bir festival havasında bakıyorum. Bugünler güzel günler, keyfini çıkarmak lazım. Taraftar yarı yarıya. Trabzon taraftarı destek verdiğinde Trabzonspor’a neler olabildiğini çok net görüyoruz. Onlar bizi orada sonuna kadar destekleyecektir. Ben rakip olarak orada Trabzon’a karşı 80 bin kişiyi de gördüm. Beraberken 80 bin kişiyi de gördüm. Onun için onlar bize sonuna kadar destekleyecekler" ifadelerini kullandı. "Pepe ve Trezeguet çalışmalara başladı" Pepe ve Trezeguet’in son durumları hakkında bilgi veren 60 yaşındaki teknik adam, "Antrenmandalar, planladığımız gibi şu an itibarıyla devam ediyor. Umarım maça kadar da bir problem yaşamayız. Şu anda da doktorla onları konuşuyordum. Geri dönüşleri iyi. Uğurcan Çakır da bugün salonda, programı burada değil. Onun dışında Fernandes’in ufak bir şeyi var. O da yarın daha net belli olur" açıklamasını yaptı. "Heyecanım yüksek" ’İki kez finallerde penaltılar sonucu kıl payı kupayı kaçırdınız. Bu kupayı da alırsanız 3 kupayı almış bir teknik adam olarak tarihe geçeceksiniz’ şeklinde bir basın mensubundan gelen yoruma Abdullah Avcı, "Ben tarihte varım zaten diye düşünüyorum. İnşallah bir tane daha ilave ederiz, o müzeye bir şey daha koyabiliriz. O şanlı geçmişi dolu olan müzeye bir şeyler daha koyabiliriz. Onun için şu andaki heyecanım yüksek. Motivasyonumuz yüksek, takımın da olduğu, şehrin olduğu gibi. Doğru oyun, oyunda aklımızda kalıp, duygumuzu da içine sokup en iyi şekilde bunun karşılığını almak istiyoruz" cevabını verdi.