GENEL - 11 Nisan 2012 Çarşamba 10:54

(ÖZEL HABER) KEÇİ İNADINA DNA`LI ÇÖZÜM

A
A
A
(ÖZEL HABER) KEÇİ İNADINA DNA`LI ÇÖZÜM

Karaman`ın Sarıveliler ilçesinde iki komşu arasındaki keçi davası 3 yıldır sonuçlanmayı bekliyor. Keçi kavgasında davacı olan Mehmet Emin Göksel, keçinin kime ait olduğunun belirlenmesi için mahkemeden DNA testi talep etti.
İlçenin Adiller Mahallesi`nde oturan iki komşunun 2009 yılında otlatılması için bir çobana teslim ettiği keçilerden birisinin karışması kavgaya yol açarak mahkemeye taşındı. Çoban tarafından verilen keçinin kendisine ait olmadığını ve kendi keçisinin komşusuna verildiğini iddia eden Mehmet Emin Göksel (57), davacı olarak konuyu mahkemeye taşıdığını belirterek, ``Mahallemizin çobanı bana gelerek, ``˜bu yıl senin keçilerini ben otlatayım` dedi. Ben de 6 adet keçimi otlatsın diye çobana teslim ettim. Daha sonra keçilerden 5`ini geri aldım, 1`inde ise aramızda ihtilaf çıktı. Benim keçimi amcasına vermiş, ben de bana getirilen keçiyi kabul etmedim. Çünkü bana verilmek istenilen keçi küçük ve dişleri söküktü`` dedi.
``KEÇİNİN KİME AİT OLDUОUNUN BELİRLENMESİ İÇİN DNA TESTİ İSTEDİM``
Keçinin gerçek sahibinin belirlenebilmesi için davanın görüldüğü Sulh Ceza Mahkemesi`nden DNA testi talep ettiğini anlatan Mehmet Emin Göksel, ``Mahkeme bu talebim üzerine DNA testi ile keçinin kime ait olduğunun belirlenip belirlenemeyeceği konusunda görüş almak üzere Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi`ne yazı yazdı ve şimdi bu yazının sonucu bekleniyor`` diye konuştu.
``DNA İSTENİR DİYE KEÇİNİN ÖLEN ANNESİNİ EVİMİN YANINA MEZAR AÇARAK GÖMDÜM``
Davacı Mehmet Emin Göksel, DNA testi talebine karşı keçinin 2011 yılında ölen annesini evinin yanı başında boş bir alana gömdüğünü belirterek, ``Gerekirse mezar açılır ve ölen keçiden örnekler alınır. Bu da olmazsa keçinin şu an yaşayan kardeşinden örnek alınabilir`` dedi.
``MAHKEME SONUÇLANINCAYA KADAR KEÇİYİ NE KESECEОİM, NE DE SATACAОIM``
Kendi keçisini komşusunun sahiplenmeye çalıştığını ileri süren Hüseyin İlhan (68) ise, ``Ben keçilerimi çobana teslim ettim, çobandan teslim aldım. Bu süreçte muhtarlık ne dediyse hepsine tamam dedim. Fakat komşum Mehmet Emin Göksel bir türlü ikna olmadı. Sahiplenmeye çalıştığı keçim ikizdi. Diğerini ben geçtiğimiz kurban bayramında kestim. Bu keçim mahkemelik olduğu için şu an hiç bir şey yapamıyorum. Bu keçiyi jandarma bilirkişilerin yanında bana teslim etti. Kimsenin kalbine şüphe girmesin diye, ben yine onların dediğini yapmayarak mahkemenin sonucunu bekledim. Hala da bekliyorum`` dedi.
Benim malımdan zerre kadar şüphem yok diyen İlhan, ``Bu keçi kendi keçimden oldu ve kendim büyütüp yetiştirdim. Bu keçinin bana ait olduğunu bilen 4 şahidim var. Onun ise hiçbir şahidi olmadığı için 3 yıldır bu durumdayız`` şeklinde konuştu.
Mahkeme sonuçlanıncaya kadar bu keçiyi ne keseceğini, ne de satacağını ifade eden İlhan, ``Ben her şeye hazırım. DNA istenirse bu keçinin kardeşi burada var. Gelsinler örnek alsınlar`` dedi.
Mahkemenin 3 yıldır sonuçlanmamasına tepki gösteren Hüseyin İlhan, bir cinayet davası bile bu kadar uzun sürmez, diyerek mahkemeye sitemde bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Erdoğan "Türkiye satın alma gücü itibarıyla milli gelire bakıldığı zaman dünyada bu sene sonunda 11. sıraya yerleşecek" "Türkiye Yüzyılında Erzincanlı İş İnsanlarının Misyonu" programında konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, "Türkiye satın alma gücü itibarıyla milli gelire bakıldığı zaman dünyada bu sene sonunda 11. sıraya yerleşecek" dedi. İstanbul Beyoğlu’nda bir otelde "Türkiye Yüzyılında Erzincanlı İş İnsanlarının Misyonu" programı gerçekleştirildi. Programda konuşan Necmeddin Bilal Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, 21. yüzyıl dünyasına Türkiye’nin damga vurması iddiasının adı aslında. Tabii Türkiye Yüzyılı hedeflerini düşünürken, bu kadar iddialı hedeflere ulaşabilir miyiz diye düşünenler için bazı verilere bakmak lazım. Türkiye 25 sene önce aşağı yukarı 67, 68, 70 milyonluk Türkiye’ydi. Milli gelirimiz 200 milyar dolardı, kişi başına 3 bin dolar civarındaydı. Toplam 200 milyar dolar kadar bir milli gelirimiz var. Geldiğimiz nokta ne oldu? 86 milyonluk Türkiye milli gelir bir buçuk trilyon dolar. 200 milyar dolar nerede, bir buçuk trilyon dolar nerede. Yani 7 kattan fazla büyümüş bir Türkiye. Kişi başına milli gelir 3 bin dolarlardan bu sene itibarıyla neredeyse 18 bin dolara gelecek. Türkiye satın alma gücü itibarıyla milli gelire bakıldığı zaman dünyada bu sene sonunda 11. sıraya yerleşecek" dedi. "23 yılda yüzde 5,4 büyümüşüz" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "23 yılda ortalama yüzde 5,4 büyümüşüz. Bu 23 yılda neler oldu? Böyle küçük bir özet yapsak. Yüzyılın en büyük global ekonomik krizi, darbe girişimi, 17-25 Aralık olayları, iki günde iki tane inanılmaz büyüklükte asrın felaketi dediğimiz 15 milyon kişiyi etkileyen deprem, pandemi, bölgedeki savaşları düşünün. Yani Irak, Suriye, Ukrayna, Gürcistan, Mısır ve bölgedeki bütün bu karışıklık. Bütün bunlar olurken, 23 yılda yüzde 5,4 büyümüşüz. Bütün dünya yüzde 3,3 büyürken. Yani 200 milyardan bir buçuk trilyona böyle çıkıyoruz. Türkiye’nin ne kadar çok gücünün, enerjisinin, potansiyelinin olduğunu görmek için daha neyi görmemiz lazım." Programa, Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Hazine ve Maliye Bakanı Yardımcısı Osman Çelik, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, eski futbolcu Mesut Özil ve iş adamları katıldı.