YEREL HABERLER - 15 Nisan 2012 Pazar 17:22

ERCİŞ`TE KUTLU DOОUM ETKİNLİKLİОİ

A
A
A
ERCİŞ`TE KUTLU DOОUM ETKİNLİKLİОİ

Van`ın Erciş ilçesinde Kutlu Doğum Haftası nedeniyle iki ayrı etkinlik düzenlendi. Hafta çerçevesinde Erciş İlçe Müftülüğü Kışla Konteynır Kent`te, Peygamber Sevdalıları Platformu ise Erciş Çapa Parkı`nda etkinlik düzenlendi. Her iki etkinliğe de vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Kışla Konteynır Kent`te düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı`nın okunmasıyla başladı. Programın açılış konuşmasını yapan Erciş İlçe Müftüsü Abdülhamit Öveç, Peygamberimizin hayatından çeşitli örnekler verdi. Öveç, ``Peygamberimizi; sizden her biriniz malından, canından, babasından, evladından, kendisinden daha sevimli olmadığı sürece kamil manada iman etmiş olmaz. Hazreti Ömer, Efendimize ``˜Canım hariç seni her şeyden çok seviyorum` dediğinde, Allah resulü; ``˜Ya Ömer beni canından da daha çok sevmezsen imanın kamil olmaz` buyurduğunda, o zaman Hazreti Ömer, ``˜Ya Resulullah seni canımdan daha çok seviyorum` demiş. Neticede Müslümanlar olarak her birimiz Allah resulünü kendimizden, anamızdan, babamızdan, evladımızdan, malımızdan daha çok sevme mecburiyetindeyiz`` dedi.
Daha sonra ``˜Hz. Peygamberin; Kardeşlik, Ahlak ve Hukuku` konulu bir konferansa konuşmacı olarak katılan Yrd. Doç Dr. Mehmet Keskin, depremde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet, ailelerine başsağlığı, yararlılara ise acil şifa dileklerini iletti. Peygamberimizin kardeşlik, ahlak ve hukuku hakkında konuşan Keskin, ``Biz konferanslarımızda Hazreti Peygamberi anlatıyoruz. Anlatmamızın faydası nedir? Peygamber bizim hayatımıza yansıdığı oranda bizim için bu konferanslar, bu kutlamalar önemlidir. Yani bir nebze biz onun hayatından bir parça alıp kendimize örnek kıldığımız zaman, onu takip ettiğimiz zaman, onun söylediklerine her hangi bir şeyi ele alıp uyguladığımız zaman, işte biz istifade etmiş oluruz. Peygamberler çok iyi yolda olan, sağlam olan, temiz olan toplumlara gelmezler. Yani eğer bir toplum sapmamışsa, yoldan çıkmamışsa, dürüstse ve hakkı hakkaniyet sahibiyse ve Allah`ın yolundaysa, peygamber gelmez. Allah peygamberleri niye gönderiyor? Çünkü o toplum yoldan çıkmıştır. Artık iflah olmuyor. Yarın o toplum Allah`ın huzurunda haberim yoktu, bize peygamber gelmedi, bizde kitap yoktu, emrini bildiren yoktu mazeretini ileri sürmesinler diye Allah (CC.) toplumlara peygamber gönderir`` şeklinde konuştu.
Programda ayrıca Erciş Belediye Başkanı Zülfikar Arapoğlu adına 3 bin adet gül dağıtılırken, Türk Kızılayı ise programa lojistik destek sağladı.
Bu arada, Peygamber Sevdalıları Platformu`nun aynı saatte Çapa Parkı`nda düzenlediği programda ise ilahi ve tekbirler eşliğinde peygamberimiz anıldı. Çeşitli konuşmaların ardından, deprem musibetinin üzerimizden kalkması için topluca dua edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.