POLİTİKA - 16 Nisan 2012 Pazartesi 15:02

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ VURAL`IN BASIN TOPLANTISI

A
A
A
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ VURAL`IN BASIN TOPLANTISI

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin`in Erzurum`da kendisini gördüğüne çok sevindiğini söyleyen bir vatandaşa `takla at, oyna` dediğini belirterek, "Sayın Bakan, bu millet taklacı değil, taklacı olan sizsiniz. Hem fikir, hem zikir değiştirip milletin karşısına çıkan sizsiniz" dedi.
Vural, Meclis`te düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin`in Erzurum`da kendisini gördüğüne çok sevindiğini söyleyen bir vatandaşa, `takla at, oyna` dediğini belirtti. Vural, "Bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti geleneğine yakışmayan bir yaklaşım tarzıyla nasıl milleti, insanları hakir gördüğünü ortaya koymasını esefle karşılıyorum" diye konuştu. Bakan Şahin`in bu davranışını kınadığını belirten Vural, "Kendisine yakışıyor olabilir ama böyle bakanına saygı gösteren bir millet
evladını bu konuma düşürmesini esefle karşılıyorum, utanç vericidir. Yani millet size yüz verdi, siz astarını istiyorsunuz. Vatandaş geldi, ona `sevindim` dedi. Sevindiğinden değil de bakan geldi ya `Sevindim` dedi. Zihniyete bakın ya. Bunlar artık kibrin partisi olmuşlardır. Her şeyi en iyi bilen, en iyi yapan, milletini küçük gören, milletini göbeğini kaşıyan adam olarak bilen, `ben istediğim zaman bunları kandırırım` gözüyle baktıkları bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunlar `beraber yürüdük, beraber
ıslandık` dediler, ondan sonra da yarı yolda bıraktılar. Sayın Bakan, bu millet taklacı değil, taklacı olan sizsiniz. Hem fikir, hem zikir değiştirip milletin karşısına çıkan sizsiniz. 10 yıl önceki fikrinizle yoksunuz milletin karşısında. Gitmiş vatandaşa `takla at` diyor. Yazık günah ya, şu davranışa bakın ya. Kırk takla attılar, döne döne fengirdek oldular. Başbakan çiftçiye `ananı da al git` derse, bakanı da `takla at` der. Bu millet öyle bir takla atacak ki feleğinizi şaşıracaksınız. Bir gün gelecek."
"BAŞBAKANIN KARŞISINDA KAÇ TAKLA ATTI ACABA?"
"Sayın Bakan, bakan olduğu zaman Başbakanın karşısında kaç takla attı acaba? `Bir oyna, bir göbek at` demişlerdir herhalde" diyen Vural, kimsenin bu milleti hakir göremeyeceğini ve haddini bilmesi gerektiğini söyledi. Salı günü AK Parti`nin Meclis`te grup toplantısı olduğunu belirten Vural, "Bakan olduğu için sevincini göstermek istiyorsa, orada gelen vatandaşların karşısında bakana bir takla attırsa ya da oyun oynatsa iyi olur bence. Hadi bakalım, hadi AKP grubu, oynatın bakalım. Siz zannediyorsunuz ki
ne yaparsak yapalım bu millet bize oy verecek. Hakaret de etsek, takla da attırsak, iki kömüre mahkum etsek, işsiz de bıraksak, millet bize oy veriyor. Sen öyle zannet, gün ola harman ola. Millet bir gün gelecek bu kibrinizden hesabını soracak" diye konuştu.
Yargıtay`ın Mehmet Ağar`ın hapis cezasını onaması ile ilgili bir soru üzerine Vural, "Yargının tarafı değiliz. Ne avukatı, ne hakimi ne savcısıyız. Bu süreçle ilgili olarak eğer biz kamu görevlilerinin hukuk dışı faaliyetlerini sorgulayacaksak, şu soruyu herkes sormalıdır; senin bu sır küpün nelerle dolu, ne görevler verdin? Bunlar sorgulanmayacak mı?" dedi.
"TÜRKİYE, IRAK`IN KENDİ İÇ DENGELERİNİN BİR PARÇASI HALİNE GELMEMELİDİR"
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi`nin İstanbul`da Başbakanın korumaları tarafından korunduğu ve ailesine ev verildiği yönündeki haberlerin sorulması üzerine de Vural, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti adeta ABD ve CIA`nın örtülü operasyonlarına destek sağlayan bir ülke konumuna gelmiştir. Bu da bağımsız bir ülkenin niteliklerine uymaz. Türkiye, Irak`ın kendi iç dengelerinin bir parçası haline gelmemelidir" dedi.
AK Parti`nin İslam coğrafyasındaki insanları etnik kimlik ve mezheplerine göre ayırıp çatıştırmak isteyen bir projenin mihmandarlığına soyunduğunu belirten Vural, Türkiye`nin Irak`ın toprak bütünlüğünden yana olması gerektiğini söyledi.
Eski hakem ve spor yorumcusu Ahmet Çakar`ın MHP Genel Başkan adayı olacağına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine ise Vural, "Demokratik süreçte adaylığını açıklayanlar olabilir. MHP demokrasiyi hazmetmiştir. Herkes aday olabilir. Kişilerin aday olması tabii haklarıdır" dedi.
28 Şubat soruşturmasına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Vural, bütün bu süreçlerin demokrasiye sahip çıkma iradesinin toplumda ve kurumlarda yerleşmesi için bir fırsat olarak kullanılması gerektiğini belirtti. Önemli olanın zihniyetlerle mücadele etmek olduğunu belirten Vural, demokrasinin ancak demokratik bir zihniyet içinde, demokrasiyi sadece araç olarak gören değil, içselleştiren bir zihniyetle derinleştirilebileceği ve güçlendirilebileceğini vurguladı. Bu süreçlerle ilgili `güç bende, ben
haklıyım` anlayışının yanlış olduğunu belirten Vural, "Hayır hak, haklının olmalı. Eğer bu yargı süreçlerinin hukuk dışı bütün süreçleri sorgulamasını istiyorsak; o zaman hukuk dışına çıkmış olanların yargılanmasını engelleyen MİT Yasası gibi garabetler de demokrasimizde olmaması gerekir" diye konuştu.
"MEZARA KADAR GİDECEKLER DE SORGULANMALI"
Başbakan Erdoğan`ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında `Benim sır küpüm` sözlerine atıfta bulunan Vural, "Demokraside sır küpü olmaz, devletin görevlileri olur, kamu görevlileri olur. Devletin içerisinde 27 Nisan`dan sonra, 4 Mayıs`ta görüşme yapıp, `mezara kadar gidecek` diyenler olmaz. Birilerinin `Bin yıl devam edecek` dediği işlemler gibi mezara kadar gideceklerin de aslında sorgulanması ve araştırılması gerekiyor. Hepimiz demokratik hukuk devletine sahip çıkmamız lazım. Bütün siyasi partilerin
anlamlı bir tavır içinde olmalarını istiyoruz. Burada hedef millet egemenliği doğrultusunda cumhuriyeti yöneten kadroların her türlü vesayetten uzak bir şekilde belirlenmesidir" şeklinde konuştu.
28 Şubat`la ilgili CHP`nin takındığı tavrı da eleştiren Vural, "İyi darbe kötü darbe. Böyle bir şey olmaz. Darbenin iyisi kötüsü yoktur. Özellikle bu konuda bütün siyasi partiler, bu eksende bakmalıdır. AKP`nin de bu süreçte yargıyı siyasallaştırma talepleri, arzuları. Bu bir yargısal süreç olduğuna göre siyasi partiler yargının gerçekleri ortaya çıkarmasına zemin hazırlamalıdır. Bunun üzerinden siyasal bir rekabet, bu süreçlerin siyasallaşmasına götürür" dedi.
"10 YILDIR NEREDEYDİN?"
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ`ın açıklamalarını da değerlendiren Vural, "Sanki bu süreçlerle ilgili yargı değil de kendileri adım atıyorlarmış gibi söylüyor. O zaman adama sorarlar; 10 yıldır neredeydin sen ya? Yargının, yürütmenin istek ve taleplerine göre hareket ediyor intibaı verilmesinin de yargının siyasileştiğine yönelik algılamalarını oluşturur ve bu yönüyle adaletin tecelli etmesi engellenmiş olur" diye konuştu.
Vural, 28 Şubat`ta yenilikçi sıfatıyla dış güçlerle yol alanlar olduğunu belirterek, "28 Şubat`ı 10 yıldır göz önüne almayanları, Erbakan`ın rahmetli olmasından sonra almalarını yine de olumlu bir adım olarak görüyorum" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi gerçekleştirildi Kütahya İl Millî Eğitim Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi, Beylerbeyi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa, Şehit Selim Cansız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile bünyesinde bulunan İmam Hatip Ortaokulu velileri yoğun ilgi gösterdi. Programda velilere hitap eden İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, çocukların yalnızca akademik başarıyla değil; millî, manevi ve ahlaki değerlerle mücehhez bireyler olarak yetiştirilmesinin önemine dikkat çekti. Dijital çağın beraberinde getirdiği risklere değinen Yılmaz, ekranların ve sosyal medyanın oluşturduğu sahte rol modellere karşı aile, okul ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların birer emanet olduğunu ifade eden Yılmaz, onların bir fidan gibi özenle yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, zor zamanların birlik ve beraberlik içinde aşılabileceğini dile getirdi. Çocukların "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun temel taşı olduğunu söyleyen Yılmaz, bu neslin ülkenin değerlerine, gelenek ve göreneklerine, dinî ve millî hassasiyetlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişeceğini ifade etti. Konuşmasında, "Daha çok çalışmalı, daha çok yorulmalı ve sesimiz daha gür çıkmalı" vurgusu yapan Yılmaz; kar tanelerinin birleşerek çığları, yağmur damlalarının selleri oluşturduğu gibi, birlik olunduğunda güçlü olunacağını söyledi. Çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden ve sahte kahramanlardan korumanın ancak bu anlayışla mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, çocukları kaybetme gibi bir lükslerinin olmadığını belirtti. Program, velilerin sorularını doğrudan iletebildiği soru-cevap bölümüyle devam etti. Velilerin eğitim süreçlerine ilişkin görüş ve taleplerinin dinlendiği buluşmada, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Samimi bir atmosferde gerçekleştirilen program, aile-okul iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlarken, katılımcı veliler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Adana Alparslan Türkeş Üniversitesi Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasına girdi Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" göre, araştırma kalitesinden Ar-Ge yatırımlarına, erişilebilirlikten kütüphane kaynaklarına kadar 4 farklı alanda Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. YÖK’ün Türkiye’deki tüm üniversiteleri 67 farklı göstergeye göre titizlikle değerlendirdiği kapsamlı rapor, ATÜ’nün yükselen grafiğini ve "Bilim ve Teknoloji" odaklı vizyonunu tescilledi. ATÜ, raporda öne çıkan şu temel göstergelerde Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasına girerek dikkatleri üzerine çekti. Yayınların atıf alma oranı, bilimsel üretkenliğin niteliğini simgeleyen bu kategoride ATÜ, yüzde 85,4’lük oranla Türkiye’nin en seçkin akademik kurumları arasında yer aldı. Ar-Ge’ye ayrılan bütçe oranında ise geleceğin teknolojilerine yatırım yapma kararlılığını gösteren ATÜ, bütçesinden Ar-Ge’ye ayırdığı yüzde 6,93’lük pay ile zirvedeki yerini korudu. Erişilebilirlik envanteri kategorisinde ise, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden ATÜ, 156 erişilebilirlik envanter sayısı ile kapsayıcı kampüs anlayışında fark oluşturdu. Kütüphane kaynak çeşitliliğinde ise sesli kitap ve engelli dostu kaynak sayısı bakımından 329 bin 40 materyal ile bilgiye erişimde engelleri kaldıran ilk 20 üniversiteden biri oldu. Rektör Prof. Dr. Adnan Sözen: "Kalite odaklı büyümemizin tescili" Elde edilen başarıyı değerlendiren ATÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, üniversitenin araştırma odaklı bir ekosistem kurma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirterek, "YÖK 2025 Raporu’ndaki veriler, üniversitemizin sadece niceliksel değil, asıl önemlisi niteliksel bir gelişim içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle yayınlarımızın atıf alma oranındaki yüksek başarı ve Ar-Ge bütçesine ayırdığımız pay, ’Bilim ve Teknoloji’ üniversitesi kimliğimizi akademik sahada ne kadar güçlü temsil ettiğimizin bir kanıtıdır. Bunun yanı sıra, kütüphane kaynaklarımızdan kampüsümüzün erişilebilirliğine kadar her alanda ’insan odaklı’ bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Hedefimiz, bu başarı çıtasını her geçen yıl daha da yukarı taşıyarak hem ülkemizin kalkınmasına katkı sunmak hem de öğrencilerimize dünya standartlarında bir akademik ortam sağlamaktır. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimizi gönülden kutluyorum" dedi.
Konya İsmil GES projesi tamamlandı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi’nin yenilenebilir enerji alanındaki önemli yatırımlarından biri olan İsmil Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinde yapım çalışmaları tamamlanarak tesis devreye alındı. Karatay’ın 5’inci Güneş Enerjisi Santrali olma özelliğini taşıyan proje, enerji üretimine başladı. İsmil Mahallesi’nde 105 bin metrekarelik alan üzerine kurulan ve devreye alınan projede, 6 MW kurulu güce sahip santral enerji üretimine başladı. 13 bini aşkın güneş paneliyle faaliyet gösteren proje, Karatay Belediyesi’nin enerji ihtiyacının 1,5 katını karşılayacak kapasiteye sahip. Milyonlarca liralık katma değer sağlanacak Projenin devreye alınmasıyla birlikte enerji üretimi başladı ve milyonlarca liralık ekonomik değer oluşturulması hedefleniyor. Bu sayede Karatay Belediyesi önemli ölçüde mali tasarruf sağlarken, fazla üretilen enerjiyle şehir ekonomisine katkı sunulacak. İsmil GES, karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji üretimine örnek teşkil edecek. Kılca: "Karatay’ın enerjisini güneşle inşa ediyoruz" İsmil GES’in hayırlı olmasını dileyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Karatay Belediyesi’nin enerji alanında kendi kendine yeten bir yapıya kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Başkan Hasan Kılca, "Karatay Belediyesi olarak sürdürülebilir projelerle ilçemizin bugünü kadar geleceğini de planlıyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımlarımızı, çevreye duyarlı şehircilik anlayışımızın temel unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz dört güneş enerjisi santralimizle önemli bir tecrübe kazandık. İsmil Mahallemizde hayata geçirdiğimiz 5. Güneş Enerjisi Santralimiz ise bu alandaki en büyük yatırımımız olma özelliğini taşıyor. Yeni santralimiz ile tükettiğimiz enerji ihtiyacımızın 1,5 katını güneş enerjisinden karşılayacak bir kapasiteye ulaşmış olacağız" dedi. "Çevre dostu bir kaynak" Yenilenebilir enerji yatırımlarının Karatay’a sağladığı ekonomik ve çevresel katkılara da dikkat çeken Başkan Kılca, güneş enerjisinin belediyeler için stratejik bir kaynak olduğunun altını çizdi. Kılca, "Güneş enerjisi; hem yenilenebilir hem ekonomik hem de çevre dostu bir kaynak. Bu yatırımlarla sadece bugünün enerji ihtiyacını karşılamıyoruz; aynı zamanda belediye bütçemize uzun vadeli katkı sağlayacak, kaynaklarımızı daha verimli kullanacağımız bir altyapı oluşturduk. Enerji maliyetlerini azaltan, karbon salınımını düşüren ve çevreyi koruyan bu yatırımlarımızla Karatay’ı temiz enerji alanında örnek bir ilçe haline getirmeyi hedefliyoruz. GES projelerimiz, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir Karatay bırakma kararlılığımızın somut bir göstergesidir" diye konuştu.