YEREL HABERLER - 16 Nisan 2012 Pazartesi 09:52

ÇAYCUMA, YENİ BİR İHMAL VE FELAKETLE KARŞI KARŞIYA OLDUОU İDDİA EDİLDİ

A
A
A
ÇAYCUMA, YENİ BİR İHMAL VE FELAKETLE KARŞI KARŞIYA OLDUОU İDDİA EDİLDİ

Sen Temsilcisi İsmet Akyol, yeni bir ihmal ve felaketle karşı karşıya olduğunu iddia etti.
Çaycuma ilçesinde, Eğitim-Sen Temsilcisi İsmet Akyol, yeni bir ihmal ve felaketle karşı karşıya olduğunu iddia etti. Akyol iddiasında Çaycuma Anadolu Lisesi`nin 2007 yılı Nisan ayında depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkım kararı alınan ancak şimdiye kadar yıkılmayan Çaycuma Anadolu Lisesi eski binası her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Akyol, `` Çaycuma`da yaşanan köprü yıkılması felaketi nedeniyle acıya boğulan Çaycuma, yeni bir ihmal ve felaketle karşı karşıyadır. Depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle 16 Nisan 2007 tarihinde valilik kararıyla acil bir şekilde tahliye edilen ve yıkım kararı alınan Çaycuma Anadolu Lisesi`nin eski binası, aradan geçen beş yıla rağmen bir türlü yıktırılmamıştır. Aradan geçen bu beş yıllık zaman içinde binanın niçin yıkılarak kaldırılmadığı anlaşılır değildir.``Çaycuma Sanat`` internet sitesinde haber olarak yer alan; çatısı çökmüş, duvarlarında çatlakların ve iki bina arasında yarılmanın gözle görüldüğü, her an çökmesi ve yıkılması söz konusu olan eski lise binasının bir saniye dahi yerinde kalması göz göre yeni felakete davetiye çıkarmaktan başka bir anlama gelmemektedir. Her an yıkılma tehlikesi olan binanın hemen bitişiğine yapılan prefabrik binalarda öğrenim gören Çaycuma Anadolu Lisesi`nin 350 öğrencisi ve görev yapan 30 personeli her dakika, her saniye ölümle burun burunadır. Olası bir çökme veya yıkılma durumunda prefabrik dersliklerin bir kısmıyla, öğrencilerin teneffüs yaptıkları, dinlendikleri, spor ve oyun alanı olarak kullandıkları, ders saatleri dışında da mahallenin çocuklarının girerek oyun oynadıkları bahçeye enkaz düşme ihtimali olduğundan konunun ciddiyeti daha da artmaktadır. Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği olarak, var olan eksikliklerin giderilmesi ve sağlıklı bir eğitim öğretim ortamının sağlanması amacıyla her eğitim-öğretim yılı başında ve sonunda basın aracıyla kamuoyuna açıkladığımız ``Çaycuma`da Eğitim Sorunları`` başlıklı detaylı raporlarda Çaycuma Anadolu Lisesi eski binasının durumuna dikkat çekilmiştir. ``2007 yılı Nisan ayında depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkım kararı alınan ancak şimdiye kadar yıkılmayan Çaycuma Anadolu Lisesi eski binası her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Olası bir tehlikenin önüne geçmek açısından Çaycuma Anadolu Lisesi eski binası acilen yıkılmalıdır.`` ifadelerinin de yer aldığı söz konusu rapor aynı zamanda, Sendika Yönetim Kurulumuz tarafından Kaymakamlık ve Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü`ne yapılan ziyaretler sırasında sunulmuştur. Eğitim sorunlarıyla muhatap olan makamların yönetici değişiklikleri olduğunda (Kaymakam-İlçe Milli Eğitim Müdürü) söz konusu rapor güncellenerek, bu makamlara ilk ziyaretlerimizde detaylı bir dosya şeklinde sunulmaktadır. Hazırladığımız rapor, en son olarak 7 Aralık 2011 tarihinde Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü ziyaretimiz sırasında sendika yönetim kurulumuz tarafından sunulmuştur. Başta öğrenci, öğretmen ve öğrenci velileri olmak üzere tüm Çaycuma halkını tedirgin eden bu duruma karşı ilgili bütün makamları konunun hassasiyetinden dolayı bir kez daha acilen göreve davet ediyoruz. Binanın zaman kaybetmeden derhal yıkılması için acilen planlama yapılmalıdır. Çaycuma Köprüsü`nün yıkılmasıyla acıya boğulmuş bu kenti, göz göre tekrar acıya boğmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Sunulacak hiçbir mazeret binanın kaldırılmasına engel olamaz. Çünkü söz konusu olan insan canıdır. Eğitim Sen olarak, konuyu tüm yönleriyle takip edeceğiz. Kamuoyuna ve devletin ilgili birimlerine önemle duyurulur.`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.