YEREL HABERLER - 16 Nisan 2012 Pazartesi 18:17

MATEMATİОİN ŞAMPİYONLARINI ÖDÜLLERİNİ ALDI

A
A
A
MATEMATİОİN ŞAMPİYONLARINI ÖDÜLLERİNİ ALDI

Bursa Nilüfer İlköğretim Okulları tarafından düzenlenen Matematik Olimpiyatları`nda (BUNİMO) dereceye giren öğrenciler ödüllerini aldı.
Nilüfer İlköğretim Kurumları tarafından geleneksel olarak 6.`sı düzenlenen Matematik Olimpiyatları (BUNİMO) ödül töreni büyük bir görsel şölene dönüştü. Nilüfer Bademli İlköğretim Okulu`nda düzenlenen ödül törenine Vali Şahabettin Harput, İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar, Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Karadağ, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Sürmen, Orhangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep İleri, ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri, öğretmenler, aileler ve öğrenciler katıldı. Nilüfer Eğitim Kurumları Genel Müdürü Ali Dilitatlı, 6. Bursa Nilüfer Matematik olimpiyatının ödül törenine bulunmaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirterek, "Biz bu yarışma ile öğrencilerimize matematik sevinci kazandırmak bilgi ve becerilerin taçlandırmak ve onlara emek veren öğretmenlerimizi onurlandırmak için düz enlediğimiz bu olimpiyatlar 6 yıldan bu yana devam ediyor" dedi.
Olimpiyatlara her geçen yıl katılımın attığını belirten Ali Dilitatlı, "Her yıl katılımcı sayısı okul ve öğrenci sayısı il bu olimpiyatlar güçlenerek deva ediyor. 1982 yılında eğitim öğretime başlayan Bursa Nilüfer Okulları kuruluşundan bu yana Bursa eğitimine katkı sunuyor. Bu kapsamda sosyal sorumluluk kapsamında da bir dizi etkinlikler düzenliyoruz. Bilim alanında da BUNİMO olimpiyatlarını da düzenledik. Bu yarışmaya bizim öğrencilerimiz katılmıyor. Çünkü sosyal sorumluk projesi olarak bu faaliyeti düzenliyoruz." şeklinde konuştu.
Yarışmanın iki aşamalı yapıldığını anlatan Ali Dilitatlı, ilk aşamaya yaklaşık 6 bin civarında öğrencinin katıldığını belirterek, ikinci aşamaya da 300 öğrencinin katıldığını söyledi. Dilitatlı, yapılan yarışma sonrasında törende 180 öğrencinin ödüllendirildiğini sözlerine ekledi.
Ardından TÜBİTAK BİLİM olimpiyatlarında Türkiye ikincisi olan öğrencilerin ödülleri verildi. Dereceye girenlere ödüllerin İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar verdi. Ödülleri verdikten sonra bir değerlendirme yapan Gülsar, Türkiye`nin matematikte çok başarılı olmadığını belirterek, "İşte bu tür faaliyetlerle matematiği sevdirmek ve çocuklara matematik bilinci vermeye çalışmaktayız. Ayrıca yarışmaya katılan 6 bin öğrencinin hepsini bizim gözümüzde gösterdikleri cesaretten dolayı hepsi başarılı oldu. Ayrıca ben bu programı düzenleyen Nilüfer Eğitim kurumlarını da kutluyorum." dedi.
"NİLÜFER EОİTİM KURUMLARI HER YERDE TAKDİR EDİLİYOR"
TÜBİTAK ödüllerinin ardından derece olan okul müdürlerine ödüllerini veren Harput ise, marifetin iltifata tabi olduğunu belirterek, "Elbette her başarı ödüllendirilmeli ki başarının da kıymeti bilinmiş olsun. Matematik olimpiyatları da Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü`nün de destekleri ile Nilüfer Kurumları tarafından düzenlenmekte. Ben bu programı çok önemsiyor, düzenleyenleri de kutluyorum" diye konuştu.
Türkiye`nin son yıllarda eğitim alanında yaşadığı büyük ilerlemeye rağmen henüz hedeflenen yerde olmadığına dikkat çeken Harput, "Bunun yolu bilimden ve ilimden geçer. Bilim ise ülkeleri güçlendirir. Güçlü olanlar yön verir, başkaları ise buna uyar. Kuralı güçlü koyar güçsüz olanlarda ona uyar. Özellikle matematik insanın hayat basamaklarında süratle yol almasında büyük önem taşıyor. Yıllarca çocuklarımız matematiği biraz sevemediler ve sönük kaldılar. Bu tür programlar bu çocuklarımıza matematiği sevdirecektir" şeklinde konuştu.
Ailelerin de çocuklarının iyi yetişerek Türk bayrağını dünyanın her tarafından dalgalandırmasını istediklerini anlatan Harput, "Güzel yetişmiş çocuklar ise dünyada Türk bayrağını dalgalandırmakta. İşte Nilüfer okulları da bu kurumlarımızdan bir tanesi. Yetiştirdiği çocukların ülke içinde ve dışındaki başarılarını hep gururla takip ettik. Nilüfer Eğitim Kurumlarımızı her alanda, nerede, hangi dalda, hangi ülkede, hangi sahada başarılı oldularsa ben bütün başarılı çocuklarımızı ve öğretmenleri ile ailelerini kutluyorum" dedi.
Ardından ödül törenine devam edildi. İlköğretim okullarında 5., 6. ve 7.`inci sınıflarda dereceye girenlere madalyaları verildi. Birincilere dizüstü bilgisayar verildi. İkincilere yarım altın, üçüncülere ise çeyrek atın verildi.
Yarışmada dereceye girenler ise şöyle sıralandı:
5. sınıflardan Hürriyet İlköğretim Okulundan Özgür Abi, birinci olurken, 6. sınıflarda Süleyman Cura İlköğretim Okulundan Mehmet Utku Düzen, ve 7.sınıflarda ise Yunus Emre İlköğretim Okulundan Muhammed Enes Güneş altın madalya aldı"
Yarışmanın ikincileri ise şöyle sıralandı:
"5 sınıflarda Peyami Safa İlköğretim Okulundan Kerem Sezen, 6 sınıflardan Özel Tan ilköğretim Okulundan Enis Yılmaz ve 7. sınıflardan ise Şehit Piyade Er Rahim Keskin İlköğretim okulundan Ali Üçer, yarımşara ikinci olup gümüş madalya almaya hak kazandı"
Ayrıca yarışmada 5. sınıflarda üçüncü olup bronz madalya alanlar ise şöyle sıralandı:
"5. Sınıflarda İbrahim Uyar İlköğretim Okulundan Taner Avcı , 6. sınıflarda İshakpaşa İlköğretim Okulundan İkbal Sena Nur Demir, 7. sınıflardan ise Istaş Kentaş İlköğretim Okulundan İbrahim Özdemir yarışmada üçüncü olup bronz madalya almaya hak kazandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.