GENEL - 17 Nisan 2012 Salı 17:32

GÖRMEZ`DEN `KARDEŞLİK` VURGUSU

A
A
A
GÖRMEZ`DEN `KARDEŞLİK` VURGUSU

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye`de toplumsal bir `ayrışma` olduğu yönündeki görüşlere katılmadığını ve böylesi bir korkunun hiçbir zaman yaşanmadığını ve yaşanmasının da Türk toplumuna yakışmayacağını söyledi.
Kutlu Doğum Haftası kapsamında Adana İl Müftülüğü`nce organize edilen programa katılmak üzere kente gelen Görmez, Vali Hüseyin Avni Coş`u makamında ziyaret etti.
Kutlu Doğum Haftası`nın, tüm toplumu kucaklayan bir misyon üstlendiğini anlatan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl ki açılışı Danimarka`da gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Özellikle İskandinav ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızla çok güzel buluşmaları olduğunu anlatan Görmez, şöyle konuştu: "Aynı şekilde İstanbul ve Ankara`da çok güzel programlara imza attık" Kutlu Doğum Haftası`nın bu yılki ana temasının; `kardeşlik` olduğuna dikkat çeken Görmez, bu nedenle haftayı aynı zamanda da
Kardeşlik Haftası olarak gördüklerini anlattı.
TÜRKİYE`NİN `AYRIŞMA` GİBİ BİR KORKUSU YOK
Kutlamalar kapsamında kardeşlik ahlakı ve kardeşlik kültürü üzerinde durulduğunu ifade eden Görmez, Adana`ya gerçekleştirmiş oldukları ziyaretin de bir `kardeşlik ziyareti` olarak kabul edilmesini istedi. Gazetecilerin kendisine yöneltmiş olduğu sorulara da yanıt veren Görmez, "Türkiye`nin her zamankinden daha çok kardeşliğe ihtiyacı olduğu her fırsatta dile getiriliyor. Sizce Türkiye`de bir toplumsal ayrışma mı var?" şeklindeki sorusuna; şöyle karşılık verdi: "Hayır. Hayır, böylesi bir korku hiç
olmadı. Zaten toplum olarak bu durum bize yakışmaz, ancak bu işin ülkesel, bölgesel ve de küresel boyutu var"
KARDEŞLİОİN BİR SÖYLEM VE TEORİK EYLEM OLMAKTAN ÇIKMASI GEREK
Kardeşliğin önemine değinen Mehmet Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Küresel çapta bütün insanlıkta aynı topraktan yaratılmaktan kaynaklanan kardeşlik ihlalleri söz konusu. Çünkü bu sorun, bütün insanlığın önemli bir sorunu. Bölgesel ölçekteyse ne yazık ki, İslam dünyasındaki `mezhep çatışmaları` hepimizi üzüyor. Bir evde kardeşler arasında olduğu gibi ülke içerisinde de zaman zaman sorunlar olabilir. Bütün bu durumları dikkate alarak, kardeşliğin bir söylem ve teorik bir eylemden çıkıp, bir ahlak ve
hukuk haline dönüşmesi için bu konunun üzerinde hassasiyetle duruyoruz."
Geçen yıl da `merhamet` ana teması üzerinde durduklarını anlatan Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumda merhametin yaygınlaşması için daha sıcak kardeşlik ilişkilerine ihtiyaç var. Sevgili Peygamberimizden öğrendiğimiz kardeşliğimizi daha da yaygınlaştırmak için çalışıyoruz. Birbirimizin ne kadar kardeşi olduğumuzu bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak için bu konu üzerinde duruyoruz."
DİN HİZMETLERİ DAHA İYİ BİR SEVİYEYE GETİRİLECEKTİR
Vali Coş, Görmez`in ziyaretiyle birlikte Adana`da din alanında verilen hizmetlerin de gözden geçirilmesinin yerinde olacağını vurguladı. Ortaya konulacak çalışmalarla birlikte söz konusu hizmetlerin daha iyi bir noktaya taşınacağına inandığını dile getiren Coş, "Böylelikle ihtiyaç duyulan manevi kalkınmanın da yerine getirilerek, din hizmetleri daha güzel bir seviyeye getirilecektir. Bunun umut ve beklentisi içindeyiz" ifadesini kullandı.
Öte yandan ziyarette, Mehmet Görmez`e Adana İl Müftüsü Arif Gökçe de eşlik etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. İşyerinin her bir köşesine yerleştirdiği antikalar ise müşterilerin büyük ilgisini çekiyor. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.
İstanbul Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu’nu erkeklerde Hicham Amghar, kadınlar Sheila Chelangat kazandı Türkiye İş Bankası 19 İstanbul Yarı Maratonu’nu erkeklerde Faslı atlet Hicham Amghar, kadınlarda ise Kenyalı atlet Sheila Chelangat kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul’un düzenlediği Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, Tarihi Yarımada parkurunda ’En Hızlı Yarı’ sloganıyla koşuldu. Dünyanın en iyi 11, Avrupa’nın da 4 ’Gold Label’ yarı maratonundan biri olan İstanbul Yarı Maratonu, 10K ve 21K kategorilerinde yapıldı. Koşuya 72 farklı ülkeden yaklaşık 14 bin sporcu katıldı. Elit atlet kategorisinde ise 34 farklı ülkeden 47 erkek, 21 kadın olmak üzere toplam 68 sporcu yarıştı. Yenikapı’dan başladı, orada bitti Yenikapı’dan saat 09.15’te start alan yarışta atletler Kumkapı, Cankurtaran, Çatladıkapı, Sarayburnu, Sirkeci Işıklar ve Eminönü’nden sonra Galata Köprüsü’nden Karaköy’e geçti. Köprü bitimindeki ışıklardan ’U’ dönüşü yapan sporcular, Eminönü, Unkapanı, Cibali, Abdülezelpaşa caddesi, Ayvansaray, Haliç köprüsüne varmadan yine bir ’U’ dönüşü yaparak, ters istikamette aynı sahil yolunu kullanıp Yenikapı’ya geldi. Erkeklerde Hicham Amghar, kadınlar Sheila Chelangat kazandı Elit atletler kategorisi erkeklerde Faslı atlet Hicham Amghar 59.46’lık derecesiyle birinci oldu. İkinciliği 59.53’lük derecesiyle Etiyopyalı sporcu Dinkalem Ayele, üçüncülüğü ise 1.00.02’lik derecesiyle Etiyopyalı atlet Gemechu Bute elde etti. Kadınlarda ise 1.06.46’lık derecesiyle Kenyalı atlet Sheila Chelangat kazandı. İkinci sırayı 1.07.11’lik derecesiyle Kenyalı sporcu Miriam Chebet, üçüncülüğü de 1.08.16’lık derecesiyle Etiyopyalı atlet Zewditu Aderaw aldı. Türkiye yarı maraton şampiyonları da belli oldu İstanbul Yarı Maratonu aynı zamanda Türkiye Yarı Maraton Şampiyonası özelliğini de taşıdı. Erkeklerde 1.02.42’lik derecesiyle Ali Kaya, kadınlarda ise 1.13.32’lik derecesiyle Özlem Kaya Alıcı birinci oldu. 8 milyon TL para ödülü verildi İstanbul Yarı Maratonu’nda dereceye giren atletlere 8 milyon TL para ödülü verildi. Elit kadın ve erkek atletlerin birincileri 15’er bin Dolar alırken, ikinciler 10, üçüncüler 8, dördüncüler 6, beşinciler 5, altıncılar 4, yedinciler 3 ve sekizinciler 2’şer bin Dolar para ödülü kazandı. Bu yıl 34 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) adına bin 500 gönüllü, bağış toplamak için koştu. Yarı maratonda 2020-2023 arasında yaklaşık 12 milyon TL’lik bağış toplanmıştı.