GENEL - 19 Nisan 2012 Perşembe 14:33

MAAŞ BORDROLARINI YAKAN EОİTİMCİLER, BAKAN DİNÇER`İ PROTESTO ETTİ

A
A
A
MAAŞ BORDROLARINI YAKAN EОİTİMCİLER, BAKAN DİNÇER`İ PROTESTO ETTİ

Tokat`ta eylem yapan eğitim çalışanları maaş bordrolarını yakarak Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`i protesto etti.
Cumhuriyet Meydanı`nda davul-zurna eşliğinde eylem yapan Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi üyeleri Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`e seslerini duyurmaya çalıştı. Ellerinde dövizlerle sendika üyeleri ``Ömer Dinçer Şaşırma, Sabrımızı Taşırma``, ``Öğretmeni Üzeni Biz de Üzeriz``, ``Kalkınmaysa Payımız Adaletse Adalet`` şeklinde slogan attı.
Basın açıklaması yapan Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi Başkanı Cemil Çağlar, eğitim çalışanları olarak emeklerinin karşılığında kendilerine reva görülen ücreti protesto etmek ve bordroları yakmak için toplandıklarını söyledi. Kamuda eşitlik adına denge sağlanırken, eğitim çalışanlarının kapsam dışında tutularak dengesinin bozulduğunu ileri süren Başkan Çağlar, eğitim çalışanları olarak 19 aydır yasa beklediklerini belirterek, ``Bir gecede adrese teslim sipariş yasalar çıkarırken, 2.5 milyon kamu çalışanını ve 1.8 milyon kamu emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme yasasında ``˜yoran hükümet` oldunuz. Başta hizmet kolu sendikacılığı olmak üzere yasada istediğimizi aldık ve şimdi masa gözüktü. Masada ortamı geren değil, eğitim çalışanlarının hakkını ``˜veren hükümet olmalısınız` diye haykırmak için buradayız. Bir an önce toplu sözleşme masası kurulmalı ve hükümet, enflasyona ezilen değil, enflasyonu ezen bir teklifle kamu çalışanlarının karşısına çıkmalıdır`` dedi.
Başkan Çağlar, basın açıklamasında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`e seslenerek, ``Eğitim çalışanlarına sahip çıkmayan, sahip çıkmak bir yana sözleri ve uygulamaları ile eğitimcileri yanına almayı değil, karşısına almayı seçen Milli Eğitim Bakanı`na sesleniyor, eğitimde eğer başarılı olacaksanız, eğitimcileri yanınıza alarak başarılı olabilirsiniz. Eğitimcileri karşınıza alarak başarılı olacağınızı düşünüyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz. Sayın Ömer Dinçer, görmüyor musun binlerce eğitim çalışanı sivil itaatsizlik içinde. Sayın Ömer Dinçer siz ağa mısınız, paşa mısınız? Yüz binlerce eğitimciyi aşağılıyorsunuz. Eğitim çalışanları olarak buradan hükümete sesleniyoruz. Biz kimseden lütuf beklemiyoruz. Emeğimizin ve alın terimizin karşılığını istiyoruz`` diye konuştu. Yapılan basın açıklamasının ardından eğitimciler maaş bordrolarını yakarak halay çekti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."