POLİTİKA - 26 Nisan 2012 Perşembe 16:49

ATALAY`DAN VANLILARA MÜJDE

A
A
A
ATALAY`DAN VANLILARA MÜJDE

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Van`daki depremler sonrası yapılan tespitlerde orta hasarlı olduğu belirlenen konutları tekrar incelettirdiklerini ve yüzde 60`ının ağır hasarlı konumuna getirildiğini belirterek, "Biz de bunun için Edremit`te 5 bin konut yapılmasına daha karar verdik. Hak sahibi olmayanlar için de 2 bin ek konut daha planladık. Böylece konut sıkıntısı çekilsin istemiyoruz" dedi.
İki gündür Van`da incelemelerde bulunan Beşir Atalay, öğle saatlerinde beraberindeki Van Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan ve TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel ile birlikte bir otelde basın toplantısı düzenledi. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen deprem sonrası yapılan çalışmalarla ilgili vatandaşları sık sık bilgilendirdiklerini söyleyen Beşir Atalay, "Çalışmaları burada bırakmıyoruz. Burada aldığımız kararlarla, değerlendirmelerle ilgili Bakanlar Kurulu`na
bilgi veriyoruz. Yeni gelişmeleri 2 Mayıs`ta da Bakanlar Kurulu`na taşıyacağız. 3 Mayıs Perşembe günü Afet Yüksek Kurulu toplanacak. Genel afetle ilgili, Van depremi ile ilgili konuları değerlendireceğiz. Bu kurul yetkileri geniş olan ve olabilecek afetlerle ilgili ön çalışmalar yapan ve kararlar alan bir kurul. Bununla ilgili yeni bir yasa tasarımız var. Deprem riskini azaltma ile ilgili bir tasarı. Biz onu çok önemli görüyoruz. Depremle ilgili önceden alınacak tedbirleri gündeme getirecek ve konut
stokumuzu gözden geçirecek ve yıkılması gereken konutların yıkılmasını sağlayacak bir konu" dedi.
Van depremi ile ilgili çok büyük çalışma yapıldığını ve imkanların tamamının seferber edildiğini söyleyen Beşir Atalay, "Hiçbir bütçe sıkıntısı çekmedik. Bütün çalışmalarla ilgili yeterince kaynağımız hazır oldu. Şu ana kadar da her şey planlandığımız gibi gidiyor. Verdiğimiz takvimlere göre çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
"KONTEYNIR KENTLERİN KURULMASINA 420 MİLYON TL HARCANDI"
Van`da şu anda 35 konteynır kent ve 30 bin konteynır bulunduğunu ifade eden Atalay, 175 bin insanın burada yaşadığını kaydetti. Atalay, "Türkiye`nin her tarafında üretilen konutların buraya getirilmesi, burada alt yapılarının yapılması ciddi çalışmalar gerektirdi. Ülkemiz ağır bir kış geçirdi. Eski 10-20 dereceyi gördük. Bu kentlerin kurulması zor şartlarda oldu. Bunlar geriden bakıldığında basit çalışmalar değil. Bunların alt yapısı şehir alt yapısıdır. Yeni bir şehir kurmak gibidir. Burada ikamet eden
vatandaşlarımız küçük bir evde yaşıyorlar. 24 saat sıcak suları vardır. Burada hiçbir ödeme yapmazlar. Bir manada orada her imkanı sağlanan bir mahalle. Sosyal ortamları var. Düzenli olarak hayat devam ediyor. Konteynır kentlerin kurulmasına 420 milyon TL harcandı. Sadece elektrik için 136 milyon TL harcandı. Bunu biz karşılıyoruz. Konteynır kentlerin ömrü kalıcı konutların tamamlanmasına kadardır. Ağustos sonundan kalıcı konutları teslim etmeye başlayacağız" ifadelerini kullandı.
"VAN BAŞTAN SONA YENİLENİYOR"
Kılıcı konutların, depremin 39. gününde temellerinin atıldı ifade eden Atalay, "Konutlar hak sahipliği esaslarına göre teslim edilecek. 10 bin 443 kalıcı konutun ihalesi yapıldı. Edremit, Kalecik, Bostaniçi ve Sıhke bölgesinde bunlar yapılmaya devam ediyor. Bunlar güvenli bölgeler. Jeolojik etütleri tamamlanmış bölgeler. Van, Erciş ve köylerin hepsinin tekrar jeolojik incelemeleri yapıldı. Belediyemizle protokol yapıldı. Şehir projelerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız yürütüyor. Bir manada Van baştan
sona yenileniyor. Deprem öncesi sorunlar ele alınıyor. Köylerde ise 8 bin konut yapılacak ve 3 bin 200 ahır yapılacak. Burada 3 tane köyümüz tamamen yıkıldı. Onları biz inşa ediyoruz. Çelik yapılarla. 92 köyümüz var depremden etkilenen. Eski köylerinin yerinde kalmakta ısrar ettiler ve konutların kendi arsaları içinde yapılmasını arzu ediyorlar. Bunların jeolojik etütleri yapılıyor. Bizde çalışma yaparak bir karar verdik. Köylülerimiz kendi mevcut arsaları içinde konutları yapacaklar, ama şartlarımız var.
Yer seçimini biz yapacağız. Ayrıca 6 örnek proje hazırlandı. Bu projelerden birini seçecekler. 110 metrekareden 170 metrekareye kadar. Bunun inşasının her aşamasını biz takip edeceğiz. Konutları kendileri yapacaklar, biz onlara konut için 40 bin TL, ahırlar içinde 15 bin TL kredi vereceğiz. Kredi hazır ve 5 Mayıs`tan sonra bunların ödenmesine başlanacak. Köylü vatandaşlarımız yakından takip ediyorlar. 40 bin ve 15 bin TL 20 yıl geri ödemeli. Vade ve faiz farkı yok. 2 yıl ödemesiz, 18 yıl 185 TL taksitle
konutların sahibi olacaklar. Köylü vatandaşlar için ödememiz 400 milyon TL civarında olacak" diye konuştu.
"HAK SAHİBİ OLMAYANLAR İÇİN DE 2 BİN EK KONUT DAHA PLANLADIK"
Şehirlerde yaptıkları konutların 3+1 ve 100 metrekare olacağını belirten Atalay, "Bu konutların maliyeti 110 bin TL. Ancak biz vatandaşlarımızdan 75 bin TL alacağız. Bunun geri ödemesi de 20 yıl. İlk iki yıl ödeme yok. 18 yılda aylık 345 TL ödeme yapılacak. Ağustos sonundan itibaren konutları teslim etmeye başlayacağız. Verdiğimiz bir tarih var. Kışın zor şartlarına rağmen çalışmalar devam etti. Yeni yöntemler kullanıldı. 230 blok bitmiş durumda. Dün akşam aldığımız kararla 7 bin konut daha ilave ettik"
dedi.
Deprem sonrası yapılan tesbitlerde orta hasarlı olduğu belirlenen konutları tekrar inceletme kararı aldıklarını hatırlatan ve 3 üniversitenin ilgili bölümlerine bunları proje olarak verdik ve tekrar incelettirdiklerini söyleyen Bakan Atalay "Orta hasarlıların yüzde 60`ını ağır hasarlı konumuna getirdiler. Biz de bunun için Edremit`te 5 bin konut yapılmasına daha karar verdik. Hak sahibi olmayanlar için de 2 bin ek konut daha planladık. Böylece konut sıkıntısı çekilsin istemiyoruz. Köylerle birlikte bizim
Van, Erciş ve köylerde kalıcı konut inşaatımız 30 bin sayısına ulaşmış oluyor. 25 okul, 23 ticaret merkezi, 24 cami gibi donatılar var. Sosyal donatıları vatandaşlarımıza yansıtmıyoruz. Devlet olarak karşılıyoruz. Van bir şantiye alanı. 41 şantiye var. Bunların alt yapıları hariç. 10 bin 100 kişi fdece elektrik için 136 milyon TL harcandı. Bunu biz karşşu anda inşaatlarda çalışıyor. 640`ı mühendis. Yeni ilavelerle bu sayı artacak. Bin 500 iş makinesi çalışıyor. 10 bin civarında konut orta hasarlı olarak
duruyor. 3 bin 800 iş yeri duruyor. Bunlarla ilgili hasarı tamir ve güçlendirme kredisi vereceğiz. 15 bin TL konutlar için, iş yerleri için güçlendirme onarma kredisi vereceğiz. Bunun ödeme süresi de 10 yıl vade farkı yok. Ağır hasarlı iş yerlerine 50 bin TL ödüyoruz. Bunlarında geri ödemesi 10 yıl. 52 bin az hasarlı konut var. Bunlara bin 250 TL hibe vereceğimizi açıklamıştık. Bunları kısa sürede vereceğiz" dedi.
"YENİ YERLEŞİM ALANLARI İLE SU YETERSİZ KALACAK"
Van, Erciş ve köylerinin yeniden planlandığını ifade eden Başbakan Yardımcısı Atalay, "Suyuyla, yoluyla, arıtma tesisleri ile baştan sona yenileniyor. Van daha güvenli ve daha rahat yaşanacak bir şehir haline geliyor. Bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, Van ve Erciş belediyeleri ile protokol imzaladı. Tüm her şeyini Bakanlığımız yeniden planlıyor. Böylece daha önce yaşanan sıkıntılar giderilecek. Şu anda Van`ın suyu yetersiz. Yeni yerleşim alanları ile su yetersiz kalacak. Bunun için İller
Bankası`na kaynak aktardık. Kentin şebekesi yenileniyor. Yeni isale hatları oluşturuluyor. Böylece Van`ın su altyapısı yenilenmiş olacak. Erciş de öyle. Bunun için daha köklü ve yüksek yerlerde kurduğumuz yeni mahallelerin suyu için ek su getirilmesi gerekiyor. İki metrelik borularla yeni hat çekilecek. Bunun çalışmasını DSİ yapacak. Van`ın su problemi çözülmüş olacak. Sorunlara köklü ve kapsamlı bakıyoruz" diye belirtti.
Van`ın tekrar canlandırılması konusunda iş hayatını rahatlatıcı kararlar alındığını söyleyen Atalay, "Kredi borçları ertelendi. SSK borçları ertelendi. Tabi deprem iş hayatında durgunluğu getirdi. Ama dün tekrar caddeleri dolaştığımızda, Van`ın tekrar canlandığını ve iş hayatının normale döndüğünü, iş adamları bize ifade etti. Van`da hayat normalleştikçe biz mutlu oluyoruz. Depremden bu yana bütün acıları birlikte yaşadık. Her iyi gelişme bizi mutlu ediyor. KOSGEB kredilerini arttırdık. 2 bin 786 kişi
KOSGEB`den yararlanmış. Çünkü ödeme şartlarını kolaylaştırdık. Kredilerin daha kolay verilmesini sağlamıştık. 4 bin civarı müracaat var. Kredi miktarının arttırılması için Bakanlar Kurulu`na konuyu taşıyacağız. OSB`de 650 dönüm kadar genişletme kararı aldık. Yeni teşvik, Van`da önemli gelişmeler sağlayacak. Van yeni teşvik yasasında 6. grupta. Bu bölgede yatırım yapacaklara arazisini de ücretsiz vereceğiz. Özellikle turizm alanında neler yapabiliriz konusunda 2 toplantı yaptık. Van ve çevresinin ekonomik
hayatının canlanması için hükümet olarak çok çaba gösteriyoruz" dedi.
Bütün çabalarının depremin zararlarının bütünüyle giderilmesi yönünde olduğunu kaydeden Atalay, "Türkiye imkanları çok olan bir ülke. Hükümetimiz, Başbakanımız bütün imkanları seferber etti. Biz hiç para sıkıntısı çekmedik. Yaptığımız harcamalar 2 milyar TL. Bunların parası hazır. Müteahhitlerimiz, hak edişleri ile ilgili hiç para sıkıntısı yaşamıyorlar. Tabi büyük bir afet yaşandı. Kayıplarımız oldu. Van depremi ile ilgili biz elimizden gelen her çalışmayı yaptık" şeklinde konufdece elektrik için 136
milyon TL harcandı. Bunu biz karşştu.
`Suriyeliler iyi hizmet aldı, Vanlılar iyi hizmet alamadı` şeklindeki eleştirilere üzüldüğünü de söyleyen Atalay, "Depremden önce Suriye`den gelen vatandaşlar için konteynır kurmayı planladık. Ancak Van depremi yaşanınca oraya yapacağımız çalışmaları erteledik ve tüm imkanları Van`a seferber ettik" şeklinde konuştu.
Beşir Atalay ve beraberindekiler, yapılan açıklamanın ardından Bostaniçi beldesindeki TOKİ konutlarına geçtiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.