YEREL HABERLER - 28 Nisan 2012 Cumartesi 15:55

YOZGAT`TA KONUT SEKTÖRÜ HIZLA GELİŞİYOR

A
A
A
YOZGAT`TA KONUT SEKTÖRÜ HIZLA GELİŞİYOR

Yozgat`ta konut sayısı 5 yılda 8 bin 500 arttı.
Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, Türkiye`nin yakalamış olduğu istikrarın olumlu sonuçlarının Yozgat`ta da en iyi şekilde hissedildiğini söyledi. Özellikle konut sektöründe Yozgat`ta büyük gelişmelerin yaşandığını ifade eden Başkan Başer, ```Konut sektörü ülkemizde olduğu gibi ilimizde patlama yaşamıştır. İnsanların refah seviyesi baktığımızda 3+1, 4+1 gibi oldukça büyük konutları tercih ediliyor. Yozgat`ın merkezinde son 5 yıl içerisinde yaklaşık belediyemizce verilen ruhsat sayısı 8 bin 500 civarındadır. Yıllara böldüğümüzde ise ortalama bin 700 civarında bir konut yapıyor`` dedi.
Yozgat merkezin göç almaya başladığını ifade eden Belediye Başkanı Başer,``İlimizin nüfusu da her geçen gün artıyor. Bu da gösteriyor ki ilimizde her geçen gün konut ihtiyacı da artıyor. Konut ihtiyacımızın karşılanmasında Başbakanlık TOKİ`nin büyük katkısı var. TOKİ Yozgat merkezde vatandaşların maddi imkanlarına yönelik 2 bine yakın konut inşa etti. TOKİ konut inşa ettiği yere cami, okul ve ticaret merkezi gibi sosyal donatılarını da yaparak o yere bir kalite ve standart getiriyor. İlimizde hem konut sayısı artıyor, hem de ticaret ve sanayi alanında güzel gelişmeler yaşanıyor`` diye konuştu.
Yeni teşvik yasasında Yozgat`ın 5. bölgede, organize sanayi bölgesinin ise 6. Bölgede yer aldığına değinen Başkan Başer, inşallah yatırımcıların Yozgat`ı tercih etmesiyle ilin gelişiminin daha da hızlanacağını sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.