GENEL - 29 Nisan 2012 Pazar 16:24

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROОLU:

A
A
A
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROОLU:

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, seracılık açısından Afyonkarahisar`ın iklim durumunun Antalya`dan daha uygun olduğunu bildirdi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, memleketi Afyonkarahisar`da temel atma ve ağaç dikme törenine katıldı. `Afyonkarahisar`ın Gelecek Vizyonu` konulu bir değerlendirme toplantısı yapan Eroğlu, kente yapılan yatırımları anlattı. Vali İrfan Balkanlıoğlu, Milletvekilleri Halil Ürün, Kemalettin Yılmaz ve Belediye Başkanı Burhanettin Çoban`ın yanı sıra il protokolü ve çok sayıda davetlinin katıldığı toplantıda konuşan Eroğlu, şöyle konuştu:
"Herkesin teklif ve önerilerine açığız. Biz bu toprakların çocuğuyuz, bu memleketin suyunu içtik bu memlekete vefa borcumuz var. Ne gerekiyorsa bunu açıkça söylüyorum herkesi davet ediyoruz. Maksadımız her yere hizmet etmek. Biz belli bir partinin hükümeti değiliz, bütün 75 milyonun hükümetiyiz, dolayısıyla herkesi kucaklamak durumundayız"
Büyük hedefi olmayan milletlerin tarih sahnesinden silinmeye mahkum olduğuna dikkat çeken Eroğlu, şunları söyledi: "Dolayısıyla bizim de milletimizin de büyük hedefi var. 2023 yılından önce bunu gerçekleştireceğiz. Eğitim ve sağlığa büyük bütçe harcıyoruz. Üniversitesi olmayan il kalmadı. Sağlıkta 4 milyar TL olan bütçeyi 14 milyar TL`ye yükselttik. Bunlar vatandaşımıza verilen değerin bir göstergesidir. İsteyenin istediği yerde muayene olabilmesi istediği yerden ilacını alması gerekiyor. Ben sıra
beklememek için hastaneye gitmekten korkuyordum." Şu an Türkiye`de o günlerin geride kaldığını anlatan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "16 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Bu kardeşiniz Türkiye`ye çok şey kattı. Türkiye`de ayağımı basmadığım yer yok. Bin 128 tesisi biz açtık ve aziz milletimizin hizmetine sunduk. 11 milyon dekar araziyi sulamaya açtık. Sadece İstanbul`da susuzluk yoktu pek çok ilde susuzluk vardı. Ama biz kollarımızı sıvadık biz çünkü çok büyük düşünüyoruz."
Türkiye`nin orman varlığı açısından yoksun olduğunu dile getiren Eroğlu, buna son vermek düşüncesi ile 1 Ocak 2008`de büyük bir seferberlik başlattıklarını anlattı. Buna da bütün herkesin katıldığını söyleyen Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Neticede biz geçen yılın sonuna kadar iki milyon hektar alanı ağaçlandırdık. Belçika 3 milyon hektar. Biz, Avrupa`daki bir devletin yüzölçümü kadar alanda ağaçlandırma yaptık."
Afyonkarahisar`a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın çok büyük önem verdiğini anlatan Eroğlu, şunları söyledi: "Ben burada yatırımlarla ilgili bilgi vereceğim dediğimde kendisi `Herkese selamımı ilet` dedi. Ben de bu güzel selamı sizlere iletiyorum."
İlk defa bin günde bin gölet adı ile bir proje başlattıklarını anlatan Eroğlu, şöyle konuştu: "Bu göletlerin çok hızlı yapılması lazım. Malumunuz Türkiye, yarı kurak iklim bölgesinde sulak olmadığı için verim almak çok zor. Sulamaya çok önem veriyoruz. Tesisler tamamlandığında Afyonkarahisar`da 150 bin dekar arazi sulamaya kavuşacak. Türkiye`de bu konuda en çok nasibini alan il Afyonkarahisar`dır. Yağmurlama veya damlama diye büyük bir seferlik başlattık. Bunun için de Afyonkarahisar`a 100 milyon TL
ayırdık. Şu ana kadar 220 bin dekar arazi modern sulama ile sulanacak. İl Özel İdaresi`ne teşekkür ediyorum, bu konuda onlar da destek verelim dediler."
AFYONKARAHİSAR`I BADEM VE CEVİZDE ÜRETİM ÜSSÜ HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ
Özel ağaçlandırma çalışmaları başlattıklarını aktaran Eroğlu, şunları söyledi: "Afyonkarahisar`ı badem ve cevizde üretim üssü haline getirmek istiyoruz. Hatta 49 yıla kadar vatandaşlarımıza bozuk orman alanlarına hazineye ait olup da ağaçlandırması uygun olan yerleri vatandaşlarımıza teslim ediyoruz"
Afyonkarahisar`ın şifalı bitkilerinin dünyaca meşhur olduğunu dile getiren Eroğlu, ama bunlardan istifade edilemediğini söyledi. Afyonkarahisar`a özel Tıbbi Aromatik Bitkiler Merkezi kuracaklarını ve bununla da gurur duyduğunu söyleyen Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bununla ilgili hemen Zafer Ormanı`nın yanında bir çalışma yaptık. 3 milyon TL`ye malolacak muazzam bir tesis. Dünyaya örnek olacak ekolojik bir tesis kuruyoruz. Onların pazarlanması için iş adamlarımıza yol göstereceğiz. Afyonkarahisar`ı
bu bakımdan bir ihracat üssü haline getirmek istiyoruz. Bunları satarak Afyonkarahisar yılda 100 milyar dolar kazanacak. Bunlar çok önemli. Şimdi çağımızda tıbbi aromatik bitkilere doğru bir meyil var. Bunu iş adamlarımıza da tavsiye ediyorum."
İKLİM DURUMU SERACILIK AÇISINDAN ANTALYA`DAN ÇOK DAHA MÜKEMMEL
Afyonkarahisar`ın seracılık bakımından en uygun il olduğunu belirten Veysel Eroğlu, şu ifadelere yer verdi: "Afyonkarahisar`da sera sahipleri iklim durumu uygun değil diyorlardı. Ama meteoroloji bize bağlı olduğu için Afyonkarahisar ile ilgili bir rapor hazırladık. Seracılar hayretle karşıladı."
Afyonkarahisar`ın iklim durumunun seracılık açısından Antalya`dan çok daha mükemmel olduğunu anlatan Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "İlk defa bunu fark ettiler. Herkes sanıyor ki sıcak yerde seracılık daha uygun. Değil. Öyle bir şey yok, en iyi seracılık Afyonkarahisar`da yapılır iklim açısından. Sıcak bölgelerde seracılık yapıldığı zaman bilhassa haziran temmuz ağustos aylarında bitkiler uyuma moduna giriyor. O aylarda verim alınamıyor. Bu bakımdan seracılığı geliştirdik. Şu ana kadar pek çok sera
kuruldu. 250 bin metrekarelik üç büyük sera kuruldu ama artacak."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.