YEREL HABERLER - 27 Şubat 2012 Pazartesi 17:55

MÜSİAD`DAN 4+4+4 MODELİNE DESTEK

A
A
A
MÜSİAD`DAN 4+4+4 MODELİNE DESTEK

MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Ahmet Güleç, hükümetin getirdiği 4+4+4 eğitim modelinin 28 Şubat’ta uygulamaya konulan yanlışın 15 yıl aradan sonra düzeltilmesine imkan tanıyacağını söyledi.
MÜSİAD, hükümetin eğitim sisteminde hayata geçirmeye çalıştığı 4+4+4 modeli ile ilgili bir açıklama yaptı. Son yıllarda ülkenin göz kamaştıran büyüme performansının ileriye yönelik iddialı hedeflere odaklanmasına vesile olduğunu söyleyen MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Ahmet Güleç, bu hedeflere ulaşmak için de kaliteli ve uzmanlaşmış beşeri sermaye ihtiyacının apaçık ortada olduğunu savundu.
MÜSİAD olarak yıllardır dile getirdikleri gibi önce siyasi istikrarın devam etmesi, ardından demokraside ve ekonomide elde edilen kazanımların sürdürülebilmesi için başta eğitim reformu olmak üzere yargı ve kamu yönetimi reformlarının da tamamlanması gerektiğini söyleyen Güleç, "Dünyanın ilk on büyük ekonomisi içinde yer alabilmek için rekabet şartlarının zorlaştığı bir ortamda rakiplerimizden daha hızlı, daha verimli ve daha üretken çalışmak durumunda olduğumuz ortadır. Kaldı ki teknoloji üretebilmek adına da mutlaka altyapı düzenlemelerine ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda hem vatandaşlarımızın, hem de işletmelerimizin çok daha fazla bir donanıma sahip olmaları gerekmektedir. 2023 hedeflerinin nasıl gerçekleştirileceğinin tartışıldığı bir ortamda, bugün atılacak adımların ancak 15 yıl, 20 yıl sonrasının yöneticilerinin yetiştirilmesine imkan sağlayacağı düşünüldüğünde, gençlerimizi akranlarıyla yarış etmek zorunda bırakan bugünkü eğitim ortamının geliştirilmesine yönelik reformlarda geç bile kalındığını söyleyebiliriz." dedi.
Güleç konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Maalesef eğitim sistemimizde yaklaşık 15 yıl önce uygulamaya konulan 8 yıllık kesintisiz eğitim modeli ve ardından ortaya çıkan katsayı eşitsizliği, iş dünyasında yeteri kadar tahribata sebep olmuştur. Konuyla ilgili daha önce birçok kereler, 8 yıllık kesintisiz eğitimin ortaya çıkaracağı sıkıntıları dile getirmiş ve 5+3 kesintili ve mecburi eğitim modelini teklif olan derneğimiz, kaybedilen 15 yıllık zamanda haklı çıkmaktan üzüntü duymaktadır. Gelinen bu noktada, 8 yıllık kesintisiz eğitim ve katsayı eşitsizliğinde de ısrar edenler, bu sistemin ülkemizi mesleki eğitim konusunda ne kadar geriye götürdüğünü herhalde görmezden gelemezler. Ayrıca bu modelin farklı gelişim süreçlerine ve geniş yaş aralığına sahip çocukları aynı mekânda, aynı yönetim modeli ile eğitime tabi tutmasının, bir çok pedagojik ve idari sakıncalara sebep olduğu istatistiklerle ve raporlarla da ortaya konmuştur. Kaldı ki mevcut sistemin, çocukların yeteneklerini erken yaşta tespit etmek ve doğru yönlendirme yapmak konusunda da yetersizliği hem hizmet alanlar, hem de hizmet verenler tarafından teşhis edilen ortak bir eksikliktir. Dolayısıyla büyümekte olan bir ekonominin en büyük ihtiyacının çağın gerekliliğini yakalamış vasıflı insan gücü olduğu gerçeği ile hareketle, ülkemizin sanayisi, kaliteli bir meslek eğitim sistemini acil olarak beklemektedirler. Aynı zamanda, eğitim sistemimizi öğrencilerimizin zekâlarını kullanabileceği ve kabiliyetlerini, becerilerini geliştirebileceği bir şekle dönüştürmek hepimizin ortak arzusu olmalıdır. Meslek liselerimizi de Türkiye’nin kalkınmasındaki taşıdığı öneme göre yeniden şekillendirmeliyiz. Dünya ülkelerinin pedagojik verilere dayanarak oluşturdukları yaş aralıkları üzerinden bir eğitim modeline yöneldikleri bir dönemde, ülkemizde de 12 yıla çıkması teklif edilen kesintili ve esnek zorunlu eğitim yaklaşımının kaliteyi artıcı, ancak gecikmiş önemli bir adım olacağına inanıyoruz".
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde tamamen yıkılan Emek Mahallesi, inşa çalışmalarıyla yeniden ışıl ışıl Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan ve depremde yaşanan yıkımlarla yerle bir olan Emek Mahallesi, enkazın kaldırılmasıyla boş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çalışmalarıyla Emek Mahallesi, binalarla doldu ve ışıl ışıl çehreye kavuştu. Kahramanmaraş merkezli depremde en çok yıkımın olduğu Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetti. Asrın felaketinin en çok hasara uğrayan ilçesi olan Antakya kent merkezi, depremden sonra enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla Antakya kent merkezi adeta yeni baştan inşa edildi. Depremden önce gecekondu ve harabe evlerin olduğu Emek Mahallesi’nde; asrın inşasının ardından modern, estetik ve sağlam görünümlü yeni konutlar yapıldı. Depremin ardından enkazın kalkmasıyla çorak araziye dönen mahalle, inşa çalışmalarının ardından afetzede vatandaşlarını bekleyen sıcak yuvalara dönüştü. "Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü, devletimiz gücünü burada göstererek evlerimizde ışıklar yanmaya başladı" Depremle birlikte boş araziye dönen mahallesinin yeniden inşa edildiğini söyleyen Emek Mahallesi Muhtarı Celal Sarı, "Cumhuriyet Caddesi üzerindeyiz ve arkamda bulunan yerde Emek Mahallesi. Deprem olduktan sonra bu mahallede hiçbir şey kalmamıştı. Binalarımızın çoğu ağır hasarlı veya yıkılmıştı. Mahallemde de birçok can kaybı da oldu. Mahallemizde birçok yerde sadece ağaçlarımız kalmıştı. Depremden sonra mahallemiz enkazla doluydu ve sonra enkaz kaldırılmıştı. Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Sadece sağlam kalan ağaçlarımızdı. Devletimizin gücünü burada görülmektedir. Evlerimizin ışıkları yanmaya başladı. Allah da en kısa zamanda mahalle sakinlerimizle birlikte oturmamızı nasip etsin. İnşallah böyle acılarda yaşamayız. Bu mahalleyi deprem dümdüz boş araziye çevirdi. Devletimizin gücü o kadar güzel ki burada yapılan işler anlatmakla bitmez. Sadece görmeleri gerekiyor. Emek Mahallesi’ne gelin bakın neler yapıldığını görün. Sayın Cumhurbaşkanıma teşekkür ederim. Depremden önce burası gecekondu ve harabe evler vardı, şimdi ise her şey yapıldı ve dört dörtlük oldu" ifadelerini kullandı.
Kocaeli YEDEP 2026 proje teklif çağrısı yayımlandı: Başvurular 1-31 ocak tarihleri arasında alınacak Kocaeli’de Yerel Destek Programı kapsamında 2026 Yılı Proje Teklif Çağrısı ilan edildi. Sivil toplumun güçlendirilmesi ve katılımcı yerel yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasını hedefleyen program için STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitim süreci başlarken, başvurular 1 Ocak’ta başlayacak ve 31 Ocak’ta sona erecek. Yerel Destek Programı (YEDEP) 2026 çağrısı, önceki yıllarda olduğu gibi kentlilik bilincinin artırılması ve katılımcılığın güçlendirilmesi ana temasıyla hayata geçirilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Kent Konseyi ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle sürdürülen program kapsamında; gönüllülüğün teşvik edilmesi, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, yerel değerlerin korunması ve tanıtılması, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığın desteklenmesi öncelikli alanlar arasında yer alıyor. 2022 yılından bu yana kesintisiz devam eden YEDEP ile kentte daha bilinçli, katma değeri yüksek ve iş birliğine dayalı projelerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor. STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitimler düzenlenecek Proje teklif çağrısının ilan edilmesiyle birlikte, Kocaeli genelinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik bilgilendirme ve eğitim toplantıları düzenlenecek. Toplantılarda programın kapsamı, hedefleri ve başvuru süreçleri detaylı şekilde anlatılacak, katılımcılara rehberlik sağlanacak. Eğitimlerin yer ve tarihleri, STK’lara SMS ve e-posta yoluyla duyurulacak. YEDEP 2026 için son başvuru tarihi 31 Ocak 2026 olarak belirlendi. Sivil toplum kuruluşları proje başvurularını, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren online olarak yapabilecek. Kimler başvurabilir? YEDEP 2026’ya başvuracak kuruluşların; kar amacı gütmeyen tüzel kişiliğe sahip STK (dernek, vakıf, federasyon veya konfederasyon) olması, Kocaeli’de faaliyette bulunması, son yıla ait beyannamesini vermiş olması, Sivil Dünya Kocaeli platformuna kayıtlı bulunması gerekiyor. Program kapsamında küçük, orta ve büyük ölçekli olmak üzere üç ayrı destek alanı bulunuyor. Küçük ölçekli projeler için STK’nın 2026 yılı veya öncesinde kurulmuş olması, orta ölçekli projeler için STK’nın 2024 yılı veya öncesinde kurulmuş ve mali, proje ile idari kapasite açısından deneyimli olması, büyük ölçekli projeler için ise STK’nın 2023 yılı veya öncesinde kurulmuş ve yeterli deneyime sahip olması şartı aranıyor.