DÜNYA - 11 Mart 2012 Pazar 17:41

GÜNGÖRENSPOR - TKİ TAVŞANLI LİNYİTSPOR MAÇININ ARDINDAN

A
A
A
GÜNGÖRENSPOR - TKİ TAVŞANLI LİNYİTSPOR MAÇININ ARDINDAN

Bank Asya 1. Lig’in 25. haftasında TKİ Tavşanlı Linyitspor’u 2-1 mağlup eden İstanbul Güngörenspor’un teknik direktörü Ömer Can Göksu, bundan sonra kalan 30 puanın 3’ünü aldıklarını belirterek 27 puana da talip olduklarını söyledi.
Mimar Yahya Baş Stadı’nda oynanan müsabakası sonrası düzenlenen basın toplantısına katılan İstanbul Güngörenspor Teknik Direktörü Ömer Can Göksu, oyunun ilk 20 dakikasında takımının istekli ve coşkulu bir futbol ortaya koyduğunu dile getirerek, "Oyuna çok iyi başladık. Özellikle ilk 20 dakika takım olarak çok coşkulu,istekli ve arzulu oynadık. Genel olarak iyi futbol oynadığımızı fakat kazanmada problemlerimiz olduğundan bahsediyorduk. Hiçbir hafta bizim moralimizi bozmadı. Bugün oynadığımız maçta da
herhangi bir aksilik olsaydı, bunu da sonraki haftalara yansıtmayacaktık. Bu çocuklar, bu mücadeleyi ligin sonuna kadar götürmeyi hedeflemiş bir takım. Maç konuşmasında kalan 30 puanın hepsine talip olduğumuzu söyledik. 3’ünü aldık 27 puan kaldı. Bundan sonraki haftalarda bu 27 puanın hepsine yine talibiz. Toplayabildiğimiz kadar puan toplamaya çalışacağız. Ligde kalıp kalamamak noktasında rakiplerimiz bizi ilgilendirmiyor. Önemli olan bugün oynadığımız pozitif futbolu sonraki haftalara taşıyabilmek" dedi.
İstanbul Güngörensporlu oyuncu Emrah Kol ise, her maça kazanmak için çıktıklarını vurgulayarak, "Öncelikle bütün arkadaşlarımı verdikleri mücadele için tebrik ediyorum. Küme düşmemiz veya kümede kalmamız çok önemli değil.Elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz. Her maça kazanmak için çıkıyoruz ve bunu son haftalara kadar sürdürmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Maç sonrası açıklamalarda bulunan bir başka İstanbul Güngörensporlu oyuncu İbrahim Necipoğlu ise, iyi çalışmalarını maçın skoruna yansıtmayı başardıklarını söyleyerek, "Güzel bir maç olduğuna inanıyorum. Ailemize,dostlarımıza ve seyircilerimize iyi bir maç izlettik. İyi çalıştık ve bu çalışmayı maçın skoruna yansıtarak galip gelmeyi bildik. Önümüzdeki Bucaspor maçı var. O maça iyi hazırlanıp 3 puanı alarak bu maçın tesadüf olmadığını kanıtlayacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.
TKİ TAVŞANLI LİNYİTSPOR CEPHESİ
Maç sonrası kısa bir açıklama yapan TKİ Tavşanlı Linyitspor Teknik Direktörü Cengiz Seçsev, kazanmak istedikleri bir maç olduğunu ancak bunu başaramadıklarını söyledi. Bir basın mensubunun istif edeceği yönündeki iddiaların aslının olup olmadığını sorması üzerine ise TKİ Tavşanlı Linyitspor Teknik Direktörü Cengiz Seçsev "Yönetimle görüşülerek takım için doğru karar ne ise o verilecek." cevabını verdi.
Maç hakkında açıklamalarda bulunan TKİ Tavşanlı Linyitsporlu futbolcu Şener Aşkaroğlu, takım olarak kapasitelerini sahaya yansıtamadıklarını söyleyerek, "Öncelikle çok üzgünüz. Açıkçası bu maç için söylenecek hiçbir şey yok. Hiçbir mazeretimiz yok. Özellikle ilk yarı çok kötü oynadık. İkinci yarı biraz daha toparlamaya çalıştık ama gereken golü ve golleri bulamadık. Bir kaç haftadır inişli çıkışlı bir oyun grafiğimiz var ve skor olarak kötü skorlar alıyoruz. 6 haftada 1 puan aldık. Artık kredimiz
kalmadı. Bir kaç hafta öncesine kadar Play-off hedefi ile yolumuza devam ederken, şu anda kümede kalma hedefiyle yola devam ediyoruz. Bu işi buraya biz getirdik.Buradan da ayağa biz kaldıracağız. Kapasitemizin yarısını sahaya yansıtabilsek çok daha fazla puan toplamış olabilirdik ama bir kaç haftadır herkes kapasitesinin çok altında oynuyor. İçerde Giresunspor’u yenerek nefes almak istiyoruz. Güngörenspor’u tebrik ediyorum. Lige havlu atmalarına rağmen inanılmaz bir mücadele ve özveri ile oynadılar.
İnşallah son haftaya kadar bütün karşılaşmalarda bu özveriyi bu performansı gösterirler" dedi.
Maçı değerlendiren TKİ Tavşanlı Linyitsporlu futbolcu Kingsley Nwankwo, ufak hatalar nedeniyle şanssız bir şekilde kaybettiklerine dikkat çekerek, "Bugün şanssız şekilde kaybettik. Ufak hatalarımız vardı. Bundan sonraki haftalar için daha olumlu düşünüyoruz. Hafta Giresunspor ile maçımız var. Bizim için final niteliği taşıyan bir maç. Bu maçı kazanarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Bugün iyi oynadığımı düşünüyorum. Uzun bir aradan sonra ilk 11’de oynadım ve gol attım. Önümüzdeki maçlarda daha fazla gol
atabilmeyi umuyorum. Takımımı sırtlayıp risk bölgesinden uzaklaştırmak istiyorum" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Voleybolun Unutulmazları Derneği’nden anlamlı gece Voleybolun Unutulmazları Derneği (VUD), Türk voleybolunun hafızasında iz bırakan isimleri "SAHNE BİZ’im" gecesinde bir araya getirdi. Maltepe Belediyesi ev sahipliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 56 voleybolcunun anısına gerçekleştirildi. Geçmişte kulüplerinde ve milli takımlarda Türkiye’yi temsil etmiş voleybolcular, bu kez sahnede buluşarak müzik, dans ve anlatılarla izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Gecenin sunuculuğunu Burcu Hakyemez Dal üstlenirken, VUD Başkanı Gülnur Özfer Görgün açılış konuşmasını yaptı. Görgün, "Bu kez filede değil sahnede buluşuyoruz. Sahnede göreceğiniz herkes sadece voleybol oynamış kişiler. Onlar bir dönemin muhteşem yıldızları, kulüplerde milli takımlarda ülkemizi gururla temsil etmiş Türk voleybolunu bugünlere taşımış çok özel isimler, bizi kırmadılar bu özel projede sahne de olmayı kabul ettiler. Memleketin çeşitli kentlerinden İstanbul’un çeşitli semtlerinden geldiler. Biz ilk kez sahneye çıkıyoruz. Amatörüz ve çok heyecanlıyız. Çok özel bir amaç için bir aradayız. Bu gecenin tüm bağış geliri deprem unutmadıklarımız voleybolun unutulmaz evlatları projesine aktarılacak" dedi. Programda; Smaç Makamı, Team EFSOOO, Les Dinos, Anadolu Volley, VUD Girls, BM & SJAYVO ile VUD Korosu sahne aldı. Kenan Bengü, Bülent Meriç, İlker Çeteci ve Saygun Keskin ise voleybol hafızasına dair özel anlatılarıyla geceye eşlik etti. Geceden elde edilecek tüm gelirin, "Depremle Unutmadıklarımız: Voleybolun Unutulmaz Evlatları" projesi kapsamında hazırlanacak Ansiklopedi ile Hatay Samandağ’da hayata geçirilmesi planlanan VUD Voleybol Anıt Parkı için kullanılacağı bildirildi.
Ankara Ankara’da ortaokul öğrencisi, kendisinden 3 yaş küçük öğrencinin parmağını kırdı Ankara’da 15 yaşındaki ortaokul öğrencisi, annesine küfür ettiği gerekçesiyle kendisine tepki gösteren 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisinin parmağını kırdı. Olayla ilgili konuşan yaralı çocuk ve annesi, okul yönetiminin kendileriyle ilgilenmediğini ve kötü muamele gördüklerini ileri sürdü. Olay, 9 Aralık’ta Sincan’da yer alan bir ortaokulda meydana geldi. İddiaya göre 15 yaşındaki 8. Sınıf öğrencisi S.Y.M., annesine küfür ettiği için kendisine tepki gösteren 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi H.İ.Ü.’yü darp ederek parmağını kırdı. Olayla ilgili konuşan mağdur çocuk H.İ.Ü., "Saldırgan çocuk öncesinde de benimle uğraşıyordu. O gün benimle dalga geçti ve anneme çok ağır küfür etti. Ben de ’annemi sokakta mı buldum’ diyerek bağırdım ve içerde beni sıkıştırdı. Bana omzuyla vurdu ve yumruk attı. Ben de elimle yüzümü korumaya çalıştım. O sırada yüzük parmağım kırılmış. Dokularım kopmuş. Müdür yardımcısını ve müdürü odasında bulamadım. Diğer müdür yardımcısından ailemi aramasını istedim. Annem geldi ve beni hastaneye götürdü" dedi. "Daha önce de küfür etmişti" Daha önce aynı kişi tarafından benzer saldırılara maruz kaldığını dile getiren çocuk, "Sürekli boyumla, kilomla ve ismimle dalga geçerdi. Daha önce de küfür etmişti. Öğretmene şikayet ettiğimde, ‘o kaynaştırma öğrencisi, bulaşma ona’ dedi. Öğretmenlerim o gün benimle hiç ilgilenmedi. Yardımcı olmadılar. 1 saat boyunca o acıyla tek başıma mücadele ettim. Ruhsal olarak çok kötü hissediyorum. Tekrar dayak yiyeceğim diye korkuyorum. Parmağım da hâlâ acıyor. O Okula da gitmek istemiyorum. Bana saldıran öğrenciyle ilgili daha önce de şikayetler vardı. Hep aynı şeyleri yapıyormuş" ifadelerini kullandı. "Okulda hiçbir muhatap bulamadım" Anne Emine Ünal, okul müdürünün kendilerini kovduğunu iddia ederek, "Olay günü müdür yardımcısı beni aradı ve oğlumu almam gerektiğini söyledi. Ardından da ders gireceğini ve çocuğumu, nöbetçi öğrencilerden teslim alabileceğimi belirtti. Oğlumun elinde buz vardı ve parmağı çok kötü haldeydi. Hastaneye götürdüm ve parmak kemiğinin kırıldığını, dokularının da koptuğunu öğrendik. Karşı tarafın da çocuk olduğunu düşündüğüm için şikayetçi olmak istemedim. Ertesi gün avukatımızla birlikte okula gittik. Belki benim de çocuğumda suç vardır diye kamera kayıtlarını izlemek istedim. Okulda hiçbir muhatap bulamadım. Sınıf öğretmeni, okul müdürüyle görüşmemi söyledi. Müdür yardımcısının odasına gittik. Bizimle ilgilenmedi. Telefonda görüştüğü kişiye argolu sözler söylüyordu. Avukatım vekaletnamesini göstermek istemeyince bizi odasından kovdu. Dışarı çıkmamızı isteyerek bize bağırdı. Bize kameranın bozuk olabileceğini, oğlumun o çocuğa iftira atabilmiş olacağına dair söylemlerde bulundu" diye konuştu. "Oğlumun eli o haldeyken içlerinden biri ambulans çağırıp hastaneye götürebilirdi" Yalnız bırakıldıkları için kırgın olduğunu söyleyen anne Ünal, "Okul yönetiminden ve saldırgan çocuğun ailesi tarafından bir kez bile geçmiş olsun denilmedi. Yönetim bize, karakol isterse görüntüleri vereceklerini söyleyerek adeta kovdu. Daha sonra şikayette bulunduk. Oğlumun eli o haldeyken içlerinden biri ambulans çağırıp hastaneye götürebilirdi. O acıyla tek başına bırakmayabilirdi. Yardımcı olsalardı ya da geçmiş deselerdi hiçbirinden şikayetçi olmazdım. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağım" ifadelerine yer verdi.
Konya 752. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenleri Şeb-i Arus programı Konya’da Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, Şeb-i Arus programıyla sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi’nde "Huzur Vakti" temasıyla düzenlenen Şeb-i Arus programına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol mensupları, yerli ve yabancı çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı. "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur. Bu yıl ‘Huzur Vakti’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz, Hazreti Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin de bütün gayesi budur. Kadim tarihimize baktığımızda; devleti ve toplumu şekillendiren, değiştiren, dönüştüren, nihayetinde bunun da ötesine geçerek bütün insanlık için bir örnek, bir rehber konumuna erişen nice büyük insanımızın derin izlerini görürüz. Devlet adamlarından komutanlara, alimlerden sanatkarlara bu insan varlığımız öylesine zengin, etkileri öylesine büyüktür ki zaman onların izlerini örtememiş, verdikleri ilham hiç dinmemiş, açtıkları yolun yolcusu, gösterdikleri menzilin ziyaretçisi daima artmış, asla eksilmemiştir. Bu silsilenin içinde Hacı Bektaş Veli’den Yunus Emre’ye, Sadrettin Konevî’den, Sultan Veled’e, Şems-i Tebrizî’den Hoca Nasreddin’e gönül fatihlerimiz daima ayrı ve özel bir yere sahip olmuştur. Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları, bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Konya Valisi İbrahim Akın ise, "Bizler her yıl, 7-17 Aralık tarihleri arasındaki bu müstesna zamanlarda gönlümüzü tazeliyor, huzuru sadece kendimiz için değil bütün insanlık için diliyoruz. ‘Gönlün huzuru, gönül sahiplerinin huzurundadır’ temasıyla, bu süre zarfında büyük bir teveccühle programlarımızı tamamladık" şeklinde konuştu. "Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, "Bugün Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acılar, hepimizin canını yakmaktadır. İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize reva gördüğü soykırımı yıllarca bütün insanlık kör, sağır ve dilsiz kesilerek seyretti; vicdanlar sustu, insaniyet karanlığa gömüldü. Tüm bu süreçte; Gazze’de toprağa düşen bedenler, mazlum annelerin gözyaşı, çocukların masumiyeti bugün insanlığın utancı oldu. Unutmayınız ki, eğer bir yerde mazlum ağlıyorsa, orada hala ayrılık vardır. Ve bir çocuğun gözyaşı, bir ümmetin imtihanıdır. Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir. Bu duygularla, Hz. Mevlana’yı 752. vuslat yıl dönümünde rahmetle anıyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş da Mesnevi sohbeti gerçekleştirdi.