POLİTİKA - 15 Mart 2012 Perşembe 20:04

EGEMEN BAĞIŞ: "MUHALEFETİN ÇOK CİDDİ EĞİTİME İHTİYACI VAR"

A
A
A
EGEMEN BAĞIŞ: "MUHALEFETİN ÇOK CİDDİ EĞİTİME İHTİYACI VAR"

Türkiye’de eğitim süreci ile ilgili önemli adımlar atıldığını söyleyen Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Bugün Avrupa’da mecburi eğitim süresinin en düşük olan ülke 8 yılla Türkiye. Bu konuda Meclisimizin aldığı son kararla 12 yıla çıkarak AB standartlarına ulaşacağız. Bu çabamız sırasında yaşanan olaylar gösterdi ki bu ülkenin muhalefetinin de çok ciddi eğitime ihtiyacı var" dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Küçükçekmece Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliğiyle düzenlenen ve alanında uzman isimleri öğrenciler ile buluşturan ’Küçük İstanbul Buluşmaları’ söyleşi programına katıldı. Küçükçekmece Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen programa katılan Bakan Bağış, programda yaşam hikayesini, hayatta başarılı olmak için önerilerini, tecrübelerini, vizyonunu ve Türkiye’nin AB yolculuğundaki serüvenini öğrencilerle paylaştı. Programa Küçükçekmece
Belediye Başkanı Aziz Yeniay, İlçe Kaymakamı Orhan Öztürk, İlçe Milli Müdürü Nail Bölükbaşı, İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Nacar ile lise öğrencileri ve öğretmenleri hazır bulundu.
Küçükçekmece’de olmaktan ve gençlerle buluşmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu belirten Bakan Egemen Bağış, "Küçük İstanbul Buluşmaları’nda aslında büyük fikirlerinin ortaya çıktığı, Türkiye’nin büyük ve güçlü geleceğini temsil eden siz gençlerin vizyonunu geliştirmeye katkı sunan toplantılar olduğunu görmek beni çok duygulandırdı. Bugüne kadar, büyük Türkiye’nin büyük İstanbul ve büyük milletimizin vizyonun şekillenmesinde artık sizlerin de söz sahibi olmanız çok önemli. Bilgi sahibi olunmadan fikir
sahibi olunmamalıdır. Rahmetli Uğur Mumcu’nun çok sevdiğim bir sözüdür. Kulaktan dolma yaklaşımlarla bir fikir ortaya atarsanız fikir çürütülür. Ama bilgiyle donatılırsa, tartışılırsa belli bir süzgeçten geçirilirse çok farklı bir noktaya gelir" diye konuştu.
"Bugün ’fikrinden endişe etmeyen fikir özgürlüğüne karşı çıkmaz’ diyen bir başbakanımız var. ’Dininden şüphesi olmayanın din özgürlüğüne karşı olması düşünülemez’ diyen bir başbakanımız var" diye devam eden Bakan Bağış, "Biz kendi fikirlerimizi, değerlerimizi inançlarımızı görüşmelerimizi bilgiyle donatırsak gerçek altyapıyla onu güçlendirirsek çok farklı bir Türkiye ortaya çıkacak ve çıkmaya da başladı" ifadelerini kullandı.
Bugün Türkiye’de yaşanan süreci çok önemsediğini söyleyen Bakan Bağış, "Türkiye her geçen gün daha demokratik, daha şeffaf bir ülke oluyor. Bundan 15 yıl öncesine kadar insanların Kürt’üm Alevi’yim ve Ermeni’yim demeye korktukları bir ülkede bugün Alevilik ile bilgiler ders kitaplarında yer alıyor. Devletin televizyonları 24 saat Kürtçe yayın yapılabiliyor. Türkiye’de farklı inanç grupları kendi inançlarını daha özgür bir şekilde yaşayabiliyor. 88 yıl aradan sonra Sümela’da, 112 yıl sonra Akdamar’da
Hıristiyan vatandaşlarımızı kendi inançları çerçevesinde bu ülkenin birlik ve beraberliği için dua edebiliyor" dedi.
Üniversiteye girişte uygulanan "katsayı" sorunun kalktığını vurgulayan Bakan Egemen Bağış , "Artık insanları kılık kıyafeti ile değil, yaptıklarıyla başardıklarıyla değerlendirilebilen bir toplum haline gelmeye başladı. Devlet vatandaşının yediğine içtiğine sakalına bıyığına kıyafetiyle uğraşmaktansa ona yol, okul, hastane yapmanın, ona havaalanı yapmanın gerçek görevini yerine getirmenin bilinci içerisinde hareket etmeye başlıyor. Çok şükür bugün demokrasimiz güçleniyor. Mısır’da Libya’da Tunus’ta
insanlar kendi hayatlarını riske atarak özgürlük, insanlar hakları gibi taleplerde bulunmasının ilham kaynağı Türkiye" diye konuştu.
"AB STANDARTLARINDA YARGI REFORMU"
Son birkaç yıl içinde yaşananların Türkiye’nin AB standartlarında bir yargı reformuna çok ihtiyacı olduğunu gösterdiğini belirten Bakan Egemen Bağış, "Bazen içimizi sızlatan bir takım yargı kararları, bazen hepimizi endişeye düşüren bir takım süreçler. Bağımsızlığı kadar tarafsızlığından da şüphe duymayacağımız bir yargıya ihtiyacımız var. Şu anda Adalet Bakanımız, Meclis’te Bakanlar Kurulu’nun onayladığı bir yargı reformunu destekliyor. Türkiye şu an tartıştığı tutukluluk sürelerinden yargı sürecine
birçok adımlar atılacak. Ülkemizde hapishanelerde doluluk oranı yüzde 110. Bu durumda yargı reformlarına ihtiyaç var. Bütün engellemelere rağmen 5 bin yeni hakim ve savcıyı istihdam ettik. Yeni adliye binalar yaptırdık. Hakim ve savcıların maaşlarına Cumhuriyet tarihinde yapılmayan zamlar yapıldı. Türkiye’de devrim niteliğinde reformlarıma imza attık. Ama bazı engeller yüzünden şık olmayan fotoğrafları da verdik. Ama bunları düzeltmek için çok çalışan Başbakanımız var, çok çalışan bir hükümetimiz var"
diye konuştu.
"MUHALEFETİN DE EĞİTİME İHTİYACI VAR"
Türkiye’de eğitim süreci ile ilgili önemli adımlar atıldığını söyleyen Bağış, "Bugün Avrupa’da mecburi eğitim süresinin en düşük olan ülke 8 yılla Türkiye. Bu konuda Meclisimizin aldığı son kararla 12 yıla çıkarak AB standartlarına ulaşacağız. Bu çabamız sırasında yaşanan olaylar gösterdi ki bu ülkenin muhalefetinin de çok ciddi eğitime ihtiyacı var. Şiddet kullanarak eline geçirdiği objeyi seçilmiş milletvekillerine, komisyon başkanlarına fırlatan zihniyetin dört dörtlük bir eğitime karşı çıkmasına çok
fa şaşırarak değil belki de, olağan karşılamamız gerekir. Ama onların da eğitilmesini bu süreçte gördük. Muhalefetin ’sıfıra sıfır, elde var sıfır’ anlayışına pirim verecek, anlayışa sahip değiliz. Bu a
Bugün Türkiye’de yaülkede gençlerin eline silah veren bıçak veren zihniyetlerine değil, ellerine tablet bilgisayar veren anlayışlara ihtiyacı var. Bu hükümet 9 yıldır öğrencilere ücretsiz kitap dağıtımı yaptı. Şimdi 3 yıl içinde tüm okullara tablet bilgisayarla dağıtılacak. Biz sizleri hür düşünen her konuda bilgi sahibi olduktan sonra fikir sahibi olan tartışabilen özgür bireyler olmanızı arzu ediyoruz. Sizler bu ülkenin azınlığı değil çoğunlusunuz. Sizlerin ezberci değil, hür düşünen tartışan, kendi
fikirlerini kendi oluşturulabilen bir nesil olmanız bizim için çok önemli" dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin farklı bir nokta olduğunu ve geleceğinin parlak olduğu söyleyerek, zamanın ABD Başkanı Bill Clinton’un "Gelecek yüzyılı Türkiye’nin tercihleri belirleyecektir" sözlerini hatırlattı.
Egemen Bağış’ın konuşmasının ardından öğrenciler, Bakan Bağış’a Kıbrıs, AB süreci ve çalışmalarıyla ilgili sorular sordu. Bakan Bağış da kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Program sonunda Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Bakan Egemen Bağış’a çiçek takdim ederek, katılımlarından dolayı teşekkür etti. İlçe Milli Eğitim Müdürü Müdürü Nail Bölükbaşı da plaket takdim ettikten sonra toplu fotoğraf çekildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde "Dünya Dili Türkçe Günü" dolayısıyla düzenlenen şenlik renkli görüntülere sahne oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde, "Dünya Dili Türkçe Günü" olarak kabul edilmesi sebebiyle Türkçenin kültürel mirastaki yerini ve toplumsal önemini vurgulamak amacıyla kampüs genelinde iki ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSAM), Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Topluluğu (KÜSAT) ile Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğiyle düzenlenen "Dünya Dili Türkçe Şenliği", Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş, KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, Türk dilinin millet hayatındaki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Türkçenin tarih boyunca kültürün, düşüncenin ve ortak hafızanın taşıyıcısı olduğunu ifade eden Gürel, Türk dünyasında yürütülen ortak dil ve alfabe çalışmalarının önemine dikkat çekti. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu ise Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, milletin hafızasını ve dünyayı algılama biçimini yansıtan temel unsur olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından KÜSAT Halk Dansları Ekibi’nin sahnelenen gösteri, izleyicilerden beğeni topladı. Program kapsamında öğrenciler ve TÖMER’de eğitim gören öğrenciler tarafından şiirler okundu ve müzik performansları gerçekleştirildi. KÜSAM Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Dr. Osman Eroğlu’nun seslendirdiği eserlerle devam eden programın sonunda katkı sunan öğrenci ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi. Öte yandan, Dünya Dili Türkçe Topluluğu tarafından Eğitim Fakültesi ana kampüs girişine kadar uzanan yaklaşık 1 kilometrelik güzergah boyunca, yabancı kökenli kelimelerin Türkçe karşılıklarını içeren 100 adet pankart asıldı. "Dilimiz kimliğimizdir" anlayışıyla hazırlanan pankartlar, Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve kampüs güzergahını kullanan vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Yozgat Yozgat’ta ilginç geri dönüşüm hikayesi, tabuttan ana kucağı yaptı Kullanılmış tabutlardan kanatlı hayvanlar için ana kucağı yaptı. İstanbul’dan 10 yıl önce memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde uyguladığı farklı yöntemle dikkat çekiyor. Uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Hasan Şahan, memleketine döndükten sonra tavuk, kaz ve ördek yetiştiriciliğine başladı. Üretimde maliyetleri düşürmek için geri dönüşüme yönelen Şahan, atıl durumdaki tabutu civcivler için ‘ana kucağı’na dönüştürdü. Geliştirdiği bu sistem sayesinde düşük maliyetle civciv üretimi yapan Şahan, küçük üreticilere de önemli bir alternatif sundu. Basit malzemelerle kurulan sistemin, civcivlerin hayatta kalması açısından büyük önem taşıdığını belirten Şahan, özellikle ısı dengesinin korunmasının hayvanların gelişimi için hayati olduğunu ifade etti. Yüksek maliyetli ekipmanlar yerine geri dönüşümle oluşturulan bu yöntemle üretimin daha sürdürülebilir hale geldiğini dile getirdi. Hasan Şahan konuşmasında şunları söyledi: "Geri dönüşüm gibi düşünün. Bakın efendim bu bir tabut, atıl. Yurt dışından veya Türkiye’nin belli bir bölgesinden cenazemiz gelmiş. Bu atıl vaziyette geçmiş. Biz bunu alıp içerisine iki tane ısıtıcı ampul, bir tane de termostat takarak ana kucağı yaptık. . 1-1 buçuk aylık oluncaya kadar kaz yavrusu, ördek yavrusu ve tavuk civcivi büyütebiliyoruz. Çok basit bir sistemi var. En ucuz sistem bu. İki tane ısıtıcı ampul, bir tane 30 derece ile 100 derece arasında termostat. Bunu elektriğe takıyorsun biri ısıtıcı, biri normal aydınlatma lambası. 30 dereceyi bulduğu anda otomatikman atıyor. Hayvanların ısısı çok önemli. Yani 30 derecenin altına düşürdüğü zaman hipotermiye giriyor, ölüyor. Onu yaşatmamak için hayvana bu şekilde bir sistem kurduk. Yani 20 bin, 30 bin liraya ana kucağı almaktansa bunu kendiniz yapabilirsiniz. Çok uygun bir fiyata, iki tane ampul, 5 metre kablo, bir de termostat. Hepsi bu."
Konya Kalp ağrısı sanılıyor, reflü çıkıyor Modern yaşamın getirdiği stres, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik Gastroözofageal reflü hastalığının görülme sıklığını her geçen gün artırıyor. Reflünün, mide asidi ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkan, kronik seyirli bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, reflünün yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmadığını, tedavi edilmediğinde ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Reflü hastalığı, çoğu zaman basit bir mide yanması olarak algılansa da göğüsten boğaza, solunum yollarından yutma fonksiyonuna kadar pek çok sistemi etkileyen farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, kalp ağrısı sanılan göğüs ağrılarının önemli bir bölümünün aslında reflüden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Tedavi edilmeyen reflü, yemek borusu kanserine neden olabilir Reflünün temelinde, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkterinin yeterince iyi çalışmaması yer alıyor. Mide asidinin, mide ile yemek borusu arasındaki kapakçığın işlev bozukluğu nedeniyle yemek borusuna kaçtığını ve koruyucu tabakası olmayan yemek borusu mukozasında hasara yol açtığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, şu açıklamalarda bulundu: "En sık görülen belirtiler arasında göğüste yanma, ağıza acı-ekşi tat gelmesi, mide ağrısı ve yutma güçlüğü bulunur. Ayrıca ses kısıklığı, kronik öksürük, boğazda yanma ve geceleri artan nefes darlığı da reflü ile ilişkili olabilir. Yapılan çalışmalar, kalp ağrısını düşündüren göğüs ağrısıyla acil servise başvuran hastaların yaklaşık yarısında nedenin reflü olabildiğini göstermektedir. Bu nedenle özellikle tekrarlayan göğüs ağrısı, uzun süren mide yanması ve boğaz şikayetleri olan hastaların, kalp kaynaklı bir sorun olmasa dahi reflü açısından değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır." Tedavi edilmeyen reflü hastalığının zamanla yemek borusunda iltihaplanmaya neden olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, ileri ve uzun süreli vakalarda ise ülser, kanama, yemek borusunda darlık ve buna bağlı yutma güçlüğü gelişebileceğini kaydetti. Uzun yıllar süren reflü hastalığında Barrett özofagusu gelişebileceğini belirten Doç. Dr. Toka, bu durumun yemek borusu kanseri açısından önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekerek, "Reflü hastalığının tedavi edilmemesi ayrıca kronik farenjit, larenjit, diş çürükleri, sinüzit atakları ve astım benzeri solunum sorunlarına da neden olabiliyor" dedi. "Geç saatte yemek reflüyü artırıyor" Reflü tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının belirleyici rol oynadığını vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, şu bilgileri verdi: "Aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı, yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli ve gazlı içecekler şikayetleri artırabiliyor. Hazır gıdaların etkisi de yadsınamaz. Geç saatlerde yemek yemek ve tok karna uzanmak da reflüyü kolaylaştırıyor" ifadelerini kullandı. Reflü hastalığının tanısında hastanın şikayetlerinin yanı sıra endoskopi ve gerekli durumlarda PH incelemelerinin kullanıldığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin ve mide asidini azaltan ilaçların ön planda olduğunu ifade etti. Bazı hastalarda ise endoskopik ya da cerrahi yöntemler gerekebileceğini kaydeden Toka, "Uzun süredir devam eden reflü şikayetleri, ilaçlara yanıt alınamaması, yutma güçlüğü, kilo kaybı veya kanama bulguları olan hastaların gecikmeden sağlık kuruluşlarına başvurması gerekmektedir’’ diye konuştu.
Tokat Tokat Belediyesi’ndeki dinleme krizinde, ifadesi alınan başkan yardımcısı adli kontrolle serbest bırakıldı Tokat Belediyesi’ne ait Canikli Konağı’nda dinleme cihazı tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturmada ifadesi alınan Başkan Yardımcısı Melik Bingöl hakkında adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi. Tokat Belediyesi’nde belediyenin güvenlik birimlerince yapılan kontrollerde Canikli Konağı’nda bir dinleme cihazı tespit edilmişti. Durumun bildirilmesi üzerine Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Müdürlüğü koordinesinde adli ve teknik inceleme başlatıldı. Soruşturma kapsamında belediye personellerinin de ifadeleri alındı. Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun özel talebi üzerine göreve başlayan Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden sorumlu Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Melik Bingöl’ün de ifadesi alındı. Olayla ilgili gözaltına alınan dışarıdan belediyeye bilgi işlem hizmeti veren Enes Y. adliyeye sevk edilmesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aynı zamanda olayla bağlantısı olduğu düşünülen belediye bilgi işlem personeli Yusuf Y., de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Başkan Yardımcısı Melik Bingöl ise ifadesinin ardından adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı uygulanmasına karar verildi. Soruşturmanın çok yönlü olarak sürdüğü bildirildi.