GENEL - 17 Mart 2012 Cumartesi 20:25

CEGERA`MİN FİLMİNİN GALASI ŞANLIURFA`DA YAPILDI

A
A
A
CEGERA`MİN FİLMİNİN GALASI ŞANLIURFA`DA YAPILDI

TRT 6 Televizyonu tarafından Şanlıurfa’da çekimleri yapılan Cegera’min filminin galası yapıldı.
Hilton Garden İnn Otel’de düzenlenen galaya Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, Adıyaman Valisi Ramazan Sodan, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Cegera’min filminin oyuncuları ve çok sayıda davetli katıldı. Gala TRT 6’de yayınlanın sanatçı Fate’nin konseriyle başladı. Kürtçe sanatçı Fate bir birinden güzel Kürtçe şarkılarıyla, katılımcıları coşturdu. Kürtçe sanatçı Fate’nin konserinin ardından açılış konuşmalarına geçildi.
Gala’nın açılış konuşmasını yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek konuşmasına Kürtçe olarak başladı. Bakan Şimşek, "TRT6’nın bir çok programına katıldım. Daha önce Ankara’da, İstanbul’da, Diyarbakır’da Batman’da, birçok etkinlikte beraber oldum. Ama bugün peygamberler diyarı, Şanlıurfa’da olmak apayrı bir duygu. Onun için ben TRT 6’e teşekkür ediyorum. Yayın hayatına başladığı günden bu yana TRT 6 hakikaten çok büyük mesafeler kat etti. Aslında son yıllarda, çok değerli Genel Müdürlüğümüzün tabii ki
liderliğinde, değerli çalışanlarıyla birlikte, hakikaten TRT silkindi. TRT yeni ufuklar, yeni başlangıçlar açıyor. Ben TRT 6 camiasının tamamını bu güzel eserleri bize kazandırdıkları için, bizleri böyle keyiflendirdikleri için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Bugün dünyanın birçok ülkesinde Türk dizileri izleniyor. Ben inanıyorum ki TRT’nin son dönemde attığı adımlarla, TRT’de çok büyük bir ihracatçımız haline gelecek" dedi.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ise, "Sokak’ta sesli Kürtçe bir dizi film. Tabi bu işi yapan arkadaşlarımız bilirler ne kadar zor olduğunu. Biz TRT olarak bu zora tabi olduk. Çalışmalar gerçekten çok iyi gidiyor. Yapımcısına, yönetmenine, bu eserde yer alan oyunculara, tekrar tekrar teşekkür ediyor, en içten dileklerimle kutluyorum. Yaptığımız bu film, 13 bölümlük, b film eğer tutarsa ve izleyicilerimiz beğenisini kazanırsa, yönetim kurulumuzla görüşüp bu filmi 13’er bölüm, bölüm yaparak, devam
ettireceğiz. Tabii buradaki esas amaç, sadece Şanlıurfa’da bir ciğerci dükkanında veya mahallede geçen küçük bir hikaye değil, tam tersine, Şanlıurfa’yı da bu vesile ile olabildiğince gündeme getirmek istediğimiz bir çalışma. Onun için önemsiyoruz" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Cegera’min filminin ilk bölümü yayınlandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.