YEREL HABERLER - 19 Mart 2012 Pazartesi 15:43

UYUYAN GÜZEL CARİ AÇIĞI AZALTACAK

A
A
A
UYUYAN GÜZEL CARİ AÇIĞI AZALTACAK

Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan kömür ocaklarındaki kömürün çıkartılarak Bartın ve Amasra’ya yapılacak olan 4 termik santralde kullanılmasının Türkiye’nin cari açığının kapanmasına yardımcı olacağını belirtti.
Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, Türkiye’nin cari açığı, petrol fiyatlarının artması ve enerji politikaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kış mevsiminin cari açığı olumsuz yönde etkilediğini belirten Hattat, "Gerek petrol, gerekse uzun süre beklenmedik kış aylarından kaynaklandı cari açık. Dolayısıyla daha fazla artmaz. Şunu da unutmamak gerek. Geçmiş yıllara oranla ihracatımız da arttı. Geçen yılın Ocak ayına göre bu yıl Ocak ayında ihracat oranları arttı. Yakın zamanda birbirlerini dengeleyecek. Mayıs ayından itibaren başlayacak turizm gelirleriyle bu oran başa başa gelecek. Lehte oranlar ortaya çıkacak. Tahmin ediyorum petrol bu seviyelerini sürdürür. İran’da kargaşa çıkmazsa, bu seviyenin altını görebilir. İran’da karışıklık çıkarsa 150 dolarları geçer. Türkiye’nin Başbakanımızın ve Enerji Bakanının söylediği gibi Türkiye mutlaka kendi yakıtıyla elektrik üretmek zorunda. Cari açıkta en önemli unsur olan ithal girdilerle, yakıtlarla başta doğalgaz olmak üzere elektrik üretimidir. Dolayısıyla bunları yerli kaynaklara döndürdüğümüz cari açıkta azalma yaşanır. 20 milyar doları elektrik üretim için alınan doğalgaz ve kömürdür. Bunlar yerli kaynaklar dönerse cari açıklar ortadan kalkar. Bunlarda Türkiye’de mevcuttur. Yeraltındaki kömür büyük bir servettir. Enerji bakanlığının yeni politikası ile bir çok yerli kömür rezervleri tespit ediliyor. İhaleye çıkarak bu sayede müteşebbisler santral kurabilecek. Kurdukları santrallerden devlet sadece elektrikten bedeli ödemeye çalışacak. Türkiye’nin kendi yeteri kadar elektrik kaynağı, kömürü rezervi mevcut. Mutlaka yeni yasaların yeni teşviklerin bir çok yetenekleri bir çok müteşebbisleri harekete geçireceğini biliyorum. Enerji Bakanı ve Başbakanın çıkartacağı yeni enerji kaynakları formülü, yeni kömürler ile ilgili, yeni altyapılarla ile çıkartacağı yasalar kesinlikle Türkiye’nin yerli yakıta dönmesini sağlayacak. Türkiye’de yapılmış olan termik santraller var. Seyitömer, Sivas Kangal, Yatağan, Yeniköy, Kemerköy gibi santraller o günün kömür rezervlerine göre yapılmış. Ama o günkü ihtiyaçlara göre üzerlerine termik santral yapılmış. Ama bugünün şartlarında o kömür rezervlerinin daha büyüdüğünü ve oralara 4 misli elektrik santralli yapılacağı gerçektir. Ben hepsini gezdim, dolaştım. Tansu Çiller ve Erbakan hükümetleri zamanında bu santrallerinde özelleştirilmesi gündemdeydi. Aylar sürdü bizim tetkiklerimiz. Kömür santrallerini 4 kat güç daha fazla hale getirebileceğiz" dedi.
TERMİK SANTRAL KURACAK FİRMAYA ARSA VE KÖMÜR TAHSİSİ GÜNDEMDE
Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, Enerji Bakanı Hilmi Güler’in, termik santral yapmak isteyen yatırımcıların önünü açacak daveti bulunduğunu belirtti. Hattat, "Enerji Bakanı , ’buralara santral kurun, size yer tahsis edelin, kömür tahsis edelim. Ürettiğiniz elektrikten rödavans şeklinde, elektrikten bir miktar alalım’ diyor. Örneğin yüzde 3, yüzde 5 yada yüzde 10 olur. Yani hisse ile bedeli karşılanır. Çok iyi formül. Teşviklerde gerekli. Çünkü önemli bir konu var. Bu santraller nereye kurulacak? Bulunduğu yere, kömüre en yakın yere kurulması lazım. Ama arsalar Orman Bakanlığına ait. Orman Bakanlığı tahsis edeceği bir arsaya yatırım bedelinin yüzde 5.5 oranında orman hissesi istemektedir. 1 milyar dolarlık yatırımda 55 milyon dolarlık bedel. 2 milyarlık dolarlık yatırımda 110 milyon dolar. Kazmayı vurmadan Orman Bakanlığı istiyor. Enerji Bakanı ve Başbakanımız bu konuyu inşallah halleder. Aynı metrekare kapsayan yere taş ocağı olsa, herhangi bir bedel ödenmiyor. Sadece kira bedeli ödeniyor. İlgili bakanlıklarımıza ilettik. Bu teşviklerde yer tahsisi olması lazım. Yenilenebilir bir enerjide ormanla ilgili yer tahsislerinde bu bedel alınmıyor. Yenilebilir yanına yerli kaynaklardan üretilen enerji maddesi konulabilirse çok basit bir şekilde ortadan kalkmış ve yatırımcının önü açılmış olacaktır" dedi.
ÇEVRECİLER UÇAKLA ALMANYA’YA GİTMEYİ REDDETTİ
Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, termik santrallerin çevreye zarar vereceğini iddia eden çevrecilere, önemli bir davette bulunarak, Avrupa’daki çevre dostu termik santrallere getirmeyi istediklerini ancak çevrecilerin gerçeklerle yüzleşmekten kaçtıklarını ifade etti. Hattat, "Dünyada bir doğalgaz mafyası var. ’Bunun bir uzantısı Türkiye’de’ denilmişti. Gerçekten böyle bir olay var. Doğalgaz santrali kurmak kolay. Yetkililerin elinde doğalgaz musluğu var. Paket halinde Almanya’dan, Avusturya’dan geliyor. Vanayı takıyor. Bazı yerlere gidiyor. Bu mafyanın elinden kurtarılıp yerli kömürü dönülürse bu aşılır. Yerli kömürde de bazı engeller var. Bu engellerin başında da ÇED süreci var. ÇED’ sürecinin mutlaka olması lazım ama bunu koyulaştırıyorlar. Kalkınmış ülkeler kendi alt yapıları tamamlamış ancak kalkınmakta olan ülkelerde prensipler, ÇED süreçlerinin daha ağarlaştırılması, termik santrallere kredi verilmez koşulları gibi engeller çıkartılıyor. Hükümet bu engelleri kaldırmalıdır. Avrupa’da isteseniz de çevreye zararlı termik santral kurmanız mümkün değil. 1300 megavat ithal doğalgaz santrali ömrü boyunca 100 kişiyle çalışacak. 1300 megavatlı yerli taşkömürü santralinde kömürün çıkartılması ile birlikte 9 bin kişi çalışacak. Bizim planladığımız termik santraller kesinlikle süper kritik. Kesinlikle karbon, her türlü emisyon konulara hakim çevre dostu santraller. Bugün Almanya’nın başkentinde, Amsterdamda bu santraller kuruluyor. Biz bu çevreci arkadaşlarımıza ’Valilik başkanlığında Çevre Orman Müdürlüğü başkanlığında uçak kiralayıp getirelim’ diye müracaat ettik. Ama hiçbir gerçekle karşılaşmamak için bu seyahate gelmediler. Bunu aşmak lazım. Kamuoyunu bilgilendirmek gerekiyor" dedi.
AMASRA’YA KURULACAK TERMİK SANTRALLERİN 38 YILLIK GEÇMİŞİ VAR
Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, zamanında CHP ve DSP başta olmak üzere bütün partilerin Amasra’ya termik santral yapılmasını desteklediklerini belirtti. Hattat, "Bartın Amasra’da yapılacak. 5 milyon ton kömür çıkacak. Amasra santrallerinin bundan 38 yıl evvel geçmişi var. Burada sondajlar yapılıyor. Dünyanın belki çok önemli 6-7 bin kalorili kömürü var. Bartın ve Amasra büyük bir milli servetin, hazinenin üzerinde oturuyor. Yeryüzüne çıkmadı. Turgut Özal buranın adına ’uyuyan güzel’ derdi. Biz bu uyuyan güzeli yer üstüne çıkartacağız. CHP’nin ve DSP hükümetinin 2000 yılında Şükrü Sina Gürel beyin Önay Altago hanım efendinin devlet bakanları olduğu zaman onların desteklediği bir proje bu. Zamanında bütün partilerin desteklediği proje. Amasra’da 1988-1989-1990 yıllarında resmi gazetelerde yatırım programında yer aldı. 600 megavat termik santral resmi gazete yayınlanıp devlet programlarına girdi. O zamanki rezerv 400 bin ton idi. CHP ve DSP’li parlamenterler ve hükümetler varken. 750 milyon ton tespit ettik. Sondajlamalar devam ediyor. Burada 1 milyar ton civarında kömür var. Eksi 800’ün üzerinde Türkiye’de 4 bin megavat gücündeki termik santraller 50 yıl, eksi 800’ün altında ise kömürler daha fazla. Tabi aşağıya indikçe kömürü çıkartmak daha pahalı Dolayısıyla 100 yıl boyunca en azından 4 bin megavat gücünde santrali çalıştıracak yakıt Amasra’da mevcut" dedi.
UYUYAN GÜZEL CARİ AÇIĞA ÇARE OLACAK
Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan kömür rezervlerinin Türkiye’nin cari açığının azalması konusunda büyük önder olacağını ifade etti. Hattat, "Uyuyan güzel cari açığa çare olacak. Bir nükleer güç gibi termik santral zincirleri oraya kurulacak. Bizim hedefimizde 6x600 megavat termik santraller var. Etap, etap kuracağız ve tamamı 4 bin megavat olacak. İlk 600’lük santrali kendi kaynaklarımızla kuracağız. İkinci 1320 megavatı Çin hükümetin sağlayacağı krediyle kuracağız. Sayın Cumhurbaşkanının daveti sonrası köşkte Çin yetkilileri ile yapılan görüşmelerde Çin kaynaklarının kredi sigorta kuruluşunun öncülüğünde bu santrallerin kurulacağı sinyallerini aldık. Bizim arkadaşlarımız Çin’de şu an bu görüşmelere başladı. ÇED süreci devam ediyor. Önümüzdeki yıl ÇED süreci bittikten sonra santral yapımına başlayacağız" dedi.
Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, yeraltında grizuyu engelleyecek, alev sızdırmaz olan elektrikli makinelerinin ithalatı teşvik kapsamında olmadığını, bu makinelerin ithalatının 2009 yılından önce serbest olduğunu, ancak bu tarihten itibaren Avrupalıların baskıları üzerine bunların teşvik yasasından çıkartıldığını da sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.