YEREL HABERLER - 19 Mart 2012 Pazartesi 15:54

AK PARTİ ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ SALİH KOCA:

A
A
A
AK PARTİ ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ SALİH KOCA:

AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca, 2001 yılında ülke siyasetinde yerlerini aldıklarını ve 2002 yılından buyana iktidar olan AK Parti siyasetinin birinci referansı vicdanı olduğunu söyledi.
Koca yaptığı yazılı açıklamada, "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın" düsturuyla yola çıktıklarını ve teklif ettikleri bütün kanun maddelerinde halkın rızasını gözettiklerini, sorumluluk gereği 2023 Türkiye’sinin inşası için bir çok alanda önemli adımlar attıklarını belirtti.
Koca, "Haydi, kızlar okula, Anne kız okuldayız, Hızlı internet donanımlı bilgisayar laboratuarları ve FATİH Projesi gibi projelerle başta kızlarımızı ve gençlerimizi geleceğe hazırlayacak önemli projelerin sahibi AK Partinin teklifi ile 4+4+4 olarak bilinen milli eğitim kanunlarında yapılan değişikliklerde de aynı hassasiyet söz konusudur" dedi.
Türkiye’nin, 2023 yılında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasında yerini alacak insan sermayesine sahip olduğunu kaydeden Koca, şunları söyledi; "İnsanımız için gerekli donanımın sağlanması amacıyla bu değişikliklere ihtiyaç duyulmuştur. Bu değişiklikle gelişmiş ülkelerin terk ettiği, 3. Dünya ülkelerinin uyguladığı kesintisiz eğitimi kaldırıyoruz. Çünkü Kesintisiz eğitim tek tip insan yetiştirme derdi olan bir anlayışın ürünüdür. Onun yerine 12 sene herkesin eğitim göreceği kademeli eğitimi hayata geçiriyoruz. Biz bu uygulama ile aslında bir model değişikliği değil yapısal düzenlemeler yapıyoruz. Öğrencilerimizin ilkokul kademesinde sosyalleşmesi, becerilerinin gelişmesi ve temel kuralları öğrenmeleri sağlanacaktır. Ortaokul kademesinde ise temel derslerin yanında uzmanlaşmak istedikleri alanlarla ilgili seçmeli dersler alacaklardır. Böylece tercih devletin değil bireyin olacaktır. Öğrencilerimiz kariyer hedeflerine yönelik temel eğitimi alacakları lise kademesine hazırlanacaktır. Lise kademesinde ise öğrencilerimiz kariyer hedeflerinin yanında hayata ve üniversiteye hazırlanacaktır. Bu değişikliğin diğer önemli yanı ise okul tercihinden dolayı hiç kimsenin hak kaybına uğramayacak olmasıdır. Yani öğrencimiz meslek lisesini tercih etti diye üniversitede mühendislik bölümüne gitmekten mahrum edilemeyecek. Bu sayede de yetişmiş önemli bir insan gücüne ulaşacağız ve Yetişen bu insanımızla da geleceğin Türkiye’sini inşa edeceğiz."
Koca açıklamasına şöyle devam etti; "Bunları topluma anlatmaktan aciz olanlar önce milletin kürsüsünü işgal ettiler sonrada komisyonda engelleyerek ülkemizin önünü tıkamaya kalktılar. AK Parti’de buna müsaade etmedi. Komisyonun çalışmasını sağladı. CHP bunu da hazmedemedi. Komisyon başkanı Eskişehir mmlletvekilimiz Prof. Dr. Nabi Avcı Bey’e 564 gr ağırlığındaki selobant tankını fırlattılar. Sokaklara çıkmaktan bahseden bu anlayış 80’lerdeki gibi kan akıtmanın sevdasına düşmüş. Ortalık toz duman olacak diyorlar. Bu halk size fırsat verir mi sanıyorsunuz. Asıl sokaklarda olan halkın derdiyle dertlenen çare üreten biziz. Biz çalışmalarımızı milletimizin gönlüne girmek ve duasını almak için yapıyoruz ve takdirini alıyoruz. Siz bizi sokaklarla tehdit etmeyi bırakında demokrasiyi hazmetmeye bakın. Konunun basiretli halkımız tarafından en ince detayına kadar takip edildiğini biliyorum. Bu zorba anlayışı Aziz vatandaşlarımıza havale ediyorum. Fermanında, sokaklarında asıl sahibi bu halktır. Ve gereken ne ise halkımızın teveccühü ile yapılacaktır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.