MAGAZİN - 21 Mart 2012 Çarşamba 09:19

"GEREKİRSE KILIÇ DA KUŞANIRIM, ATA DA BİNERİM"

A
A
A
"GEREKİRSE KILIÇ DA KUŞANIRIM, ATA DA BİNERİM"

Bursalı oyuncu Ececan Gümeci, dönem filmi için bir davet gelirse seve seve kabul edeceğini belirterek, "Gerekirse kılıç da kuşanırım, ata da binerim" dedi.
Özel bir kanalda yayınlanan `Alemin Kralı` isimli dizide kocasından durmadan dayak yiyen `Nihale` karakterini canlandıran başarılı oyuncu Ececan Gümeci, Bursa`nın yerlisi olmaktan gurur duyduğunu söyledi. Profesyonel oyunculuğa 15 yaşında başlayan Gümeci, oyunculuk hayatının 10 yaşında Bursa Osmangazi Belediyesi`nin tiyatro kurslarıyla başladığını dile getirdi. Devlet Tiyatrosu`nda çocuk oyuncu olarak hem eğitime başladığını hem de ufak ufak rollerde sahne aldığını dile getiren Gümeci, "Emin Gümüşkaya,
Ahmet Somert ve Neriman Uğur gibi usta tiyatroculara baka baka bir gün, `Anne ben konservatuara gideceğim` dedim ve 15 yaşımda üniversiteye gittim. Tiyatronun eğitimini aldım, Atatürk Üniversitesi G.S.F. Oyunculuk Bölümü mezun oldum. İlk Bursa`da başladım ve Uludağ Üniversitesi`nde öğretmenlik yaptım" dedi.
"HALKIN İÇİNDEN OLMAK ÇOK GÜZEL"
Öğrencilerinden birinin başrol oynadığını söyleyen başarılı oyuncu, `Alemin Kralı` dizisinin çok güzel gittiğini anlattı. Gümeci, "Kubat`la ikimiz birbirimizi yemeğe devam ediyoruz ama aynı zamanda birbirimizi çok seviyoruz. Nihale karakteri üzerime yapışmaz diye düşünüyorum. Yolda beni görünce, `Nihale abla, Nihale yenge Kubat enişteye selam söyle. Fazla dövmesin seni. Nihale seninle gurur duyuyoruz` gibi sözler söyleyen teyzelerin, ablaların olduğunu gördüğümde halkın içinden olmanın ne kadar güzel
olduğunu anlıyorum. Dizilerim var, sinema filmlerim var. Bir oyuncu her role girebilmeli. Ama Nihale çok halktan biri olduğu için be nde sevdim açıkçası" dedi.
Dizideki kadına uygulanan şiddet ile kara mizah yaptıklarını, güldürürken düşündürmek istediklerini söyleyen oyuncu, "Evet biz dizide kavga ediyoruz, birbirimizi dövüyoruz ama bunun böyle olmadığını, aslında birbirimizi çok sevdiğimizi, konuşarak da birçok sorunumuzun üstesinden gelebileceğimizi söylüyoruz seyircilere. Yani kavga etmesek de evin içinde eğlenebileceğimizi dillendiriyoruz. Tabii biz bunu şiddetle gösteriyoruz. Şiddetli bir sevgi ile şiddetli bir çatışma ile gösteriyoruz" mesajını verdi.
"GEREKİRSE KILIÇ KUŞANIRIM"
"Eğer dönem filmi çekilecekse her zaman varım" diye konuşan Gümeci, "İlk defa geçenlerde ata bindim. Arkadaşım dedi ki, `Sen sanki yıllardır ata biniyormuşsun gibi. O kadar yakıştı.` Yani gerekirse kılıç da kuşanırım, ata da binerim. Kuvay-i Milliyeciyiz. Bizim atalarımızı geleneklerimizi hiçe saymamamız gerekiyor. Eğer dönem filmi çekilecekse her zaman varım seve seve oynarım" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Özer’den Bahçeli’ye ziyaret: "Kutuplaşmayı geride bırakıp kucaklaşma zamanı" Görevden alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret ettiğini belirterek, görüşmede barış süreci, toplumsal uzlaşı ve yargıya güven başlıklarının ele alındığını kaydetti. Özer, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ziyarette Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in selamlarını Bahçeli’ye ilettiğini ifade etti. Görüşmede, Türkiye’nin uzun yıllardır ön yargılar, ezberler ve korkularla şekillenen sorun alanlarının samimi, kararlı ve özverili bir yaklaşımla aşılabileceğini dile getiren Özer, şu ifadeleri kullandı: "Barış sürecine doğrudan ve dolaylı katkı sağlayacak hususlar ve çelişkiler üzerine derin bir sohbetimiz oldu. Toplumsal barışın kalıcı hale gelmesi için kimsenin dışlanmaması ve özellikle bu süreçte CHP’ye yapılan kuşatmanın son bulmasının önemine değindim. Yargıya olan güvenin artırılmasının işin miheng noktası olduğu, bunun barış sürecinin güven bulması için gerekli olduğu, güven artırıcı adımlara ihtiyaç olduğuna değindim. Yargılamaların cezalandırmaya dönüşmemesi gerektiği, tutuksuz yargılama ile bir yumuşamaya ihtiyaç olduğunu, kayyım rejimine son verilmesi, AYM ve AİHM kararlarının uygulanmasının sürece olacak katkısını vurguladım. Zira günümüzde yargıya olan güvenin azalması ülkemiz demokrasisine ve barış sürecine zarar verdiği aşikardır. Şimdi kutuplaşmayı geride bırakıp kucaklaşma zamanıdır. Bunu mutlaka başarmalı ve yakaladığımız bu fırsat hiçbir şartta heba edilmemelidir. Zira bu fırsat sadece Türkiye’nin iç barışı için değil aynı zamanda bölge barışı içinde büyük bir öneme sahiptir. Türkiye bu sorunu demokrasi içinde çözmeli, eşit temelde barış içinde bir arada yaşamayı perçinlemelidir." Özer, nazik ev sahipliği dolayısıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ederek görüşmeye ilişkin paylaşımında, Bahçeli’ye "Köklere Yolculuk" ve "İnsanlık Nereye Gidiyor" adlı kitaplarını hediye ettiği fotoğraflara yer verdi.
Antalya Antalya’da cinayet davasında ağırlaştırılmış müebbet talebi Antalya’da 45 yaşındaki Nida Nazlıer’in banyoda boğazından ve yüzünden bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık hakkında "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Muratpaşa ilçesi Zerdalilik Mahallesi Cebesoy Caddesi üzerinde bulunan dört katlı apartmanın birinci katında 31 Temmuz 2025 akşamı meydana gelen olayda, 45 yaşındaki Nida Nazlıer yatak odasında defalarca bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Cinayetin ardından bölgedeki çok sayıda güvenlik kamerasını inceleyen Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay saatinde apartmandan çıkan bir kişiyi tespit etti. Yapılan çalışma sonucunda yabancı uyruklu olduğu belirlenen, üzerinden kimlik çıkmayan şahıs başı ve eli kanlı halde bir berber dükkanına girdi, ardından kaçmaya çalıştığı sırada yakalandı. Kimliği belirlenemeyen şahsın parmak izi alınarak Aref Elhussein (28) olduğu tespit edildi. Emniyette ifadesi alınan Aref Elhussein’in, Nida Nazlıer’le ücret karşılığı ilişkiye girdiklerini, ilişki sırasında taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını ve Nazlıer’in kendisini aynaya ittiğini iddia ettiği öğrenildi. Aref Elhussein’in, camın kırılmasıyla yaşanan boğuşma sırasında ölümün meydana geldiğini öne sürdüğü öğrenildi. Cinayetin ardından, 31 Temmuz 2025 tarihinde evinde banyoda boğazı ve yüzünden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan 45 yaşındaki Nida Nazlıer’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianamede, tutuklu sanık Aref Elhussein’in "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından cezalandırılması talep edildi. Otopsi raporunda çok sayıda kesici alet yarası Maktule yapılan ölü muayene ve otopsi işlemlerinde, çene altından boyun bölgesine uzanan, damar yaralanmalarını içeren kesik vasıflı yaralar tespit edildi. Boyun, yüz, göğüs, sırt, kulak, el ve ayak bölgelerinde farklı boyutlarda çok sayıda kesici alet yarası bulunduğu, sırt bölgesinde 9,5 ila 12 santimetre arasında değişen 14 ayrı kesik olduğu kaydedildi. Otopsi bulgularında, boyun bölgesinde hayati damarları etkileyen kesici alet yaralanmaları ve yoğun kan kaybına işaret eden bulgulara yer verildi. Evde kan izleri, kırık cam parçaları bulundu Olay yeri inceleme ekiplerince yapılan çalışmalarda, apartman girişi ile maktulün evine çıkan merdivenlerde kan izlerine rastlandığı, daire kapısında herhangi bir zorlama izinin bulunmadığı ifade edildi. Maktulün cansız bedeninin yatak odasında bulunduğu, odanın farklı noktalarında kan lekeleri olduğu, gardırop üzerinde kırılmış cam parçaları bulunduğu, yatak yanında ayak izi tespit edildiği belirtildi. Komodin üzerinde ise içerisinde meni bulunan kullanılmış bir prezervatif kabının bulunduğu iddianameye yansıdı. Kamera kayıtları sanığın kaçışını ortaya koydu İddianamede yer alan güvenlik kamerası incelemelerine göre, olay sonrası başını giysiyle kapatan bir kişinin elinde poşetle binadan ayrıldığı, bir süre apartman kapısı önünde beklediği, ardından taksiye binerek Kepez ilçesi Ömer Buyrukçu Caddesi’ne gittiği belirlendi. Ziynet eşyaları başka bir adreste ele geçirildi Kolluk kuvvetlerinin çalışmaları sırasında, A.L. isimli kişinin, şüphelinin kendisine bir çanta bıraktığını beyan ettiği aktarıldı. Çanta içerisinde bulunan ziynet eşyalarının maktule ait olduğunun, maktulün yakınları tarafından teşhis edildiği belirtildi. Çanta içinde ayrıca şüpheliye ait pasaport, kimlik, cep telefonu ve çeşitli ziynet eşyalarının bulunduğu kaydedildi. Savunmadaki cinsel saldırı iddiası raporlarla örtüşmedi Aref Elhussein’in savunmasında, maktulle Telegram üzerinden tanıştığını, 100 Dolar karşılığı cinsel ilişki için eve gittiğini, olay sırasında zorla cinsel saldırıya uğradığını öne sürdüğü aktarıldı. Ancak Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliği kararı doğrultusunda yapılan iç beden muayenesinde, cinsel saldırı iddiasını doğrulayacak herhangi bir bulguya rastlanmadığı, anal muayenede travmatik iz tespit edilmediği belirtildi. İddianamede, şüphelinin bu yöndeki beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varıldığı ifade edildi. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Kimlik Tespit Büro Amirliği tarafından hazırlanan raporda, olay yerinde tespit edilen ayak izinin şüphelinin sağ ayağıyla uyumlu olduğuna işaret edildi. "Canavarca hisle" işlendiği değerlendirmesi Tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, iddianamede şüphelinin maktulü yağma amacıyla darp etmeye başladığı, saldırının oda içerisinde kırılan cam parçalarıyla da maktulü baş ve boyun başta olmak üzere vücudunun muhtelif yerlerinden çok sayıda kesici alet darbesiyle gerçekleştirildiği, yaraların sayısı ve niteliği dikkate alındığında eylemin "canavarca hisle" işlendiği kanaatine varıldığı kaydedildi. Ayrıca, sanığın; maktulün ölmesinin ardından da üzerinde bulunan ziynet eşyalarını ve cep telefonunu alarak olay yerinden ayrılması nedeniyle konutta silahla yağma suçlarını işlediği kaydedildi. Cumhuriyet savcısı, sanık Aref Elhussein’in "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından cezalandırılmasını talep etti. İddianamede ayrıca, sanığın gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürenin cezadan mahsup edilmesi, bazı delillerin dosyada saklanması, bazı eşyaların ise sahiplerine iade edilmesi istendi. Hazırlanan iddianame, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilecek.