YEREL HABERLER - 27 Mart 2012 Salı 14:57

MEZARLARIN HARİTASI ÇIKARILACAK

A
A
A
MEZARLARIN HARİTASI ÇIKARILACAK

İnegöl Belediyesi mezarların bilgisayar üzerinden bulunmasını sağlayacak bir sisteminin alt yapısını hazırlıyor.
İnegöl`de bulunan mezarlıkların coğrafi haritalarının çıkarılması işi ihale edildi. İhaleyi 37 bin 500 lira bedelle Uğur Sağlamöz Harita Mühendisliği kazandı. Firma yaklaşık 3 ay içinde mezarlıkların haritasını hazırlayacak.
Cenaze kaldırma hizmetlerinin yürütülmesi, yeni mezar yerlerinin açılması ve genişletilmesi, mevcut mezarlıkların bakımının yapılmasından sorumlu ve yetkili birim olarak yakında Cenaze Defin İşleri Müdürlüğü de faaliyete geçecek. Şimdiye kadar 5 mezarlıkta toplam 125 bin metrekare alanda ada-parsel çalışmasının tamamlandığı, 8 mezarlıkta toplam 70 bin 300 metrekare alanda çalışmaların sürdüğü belirtildi.
Kabirlerin isim isim taranacağı kaydedildi. İnegöl`de bulunan 14 mezarlığın bilgi kayıtlarının sisteme girileceği projeyle Cenaze Defin İşleri Müdürlüğü`nün çalışma bölgesinde kalan mezarlıkların parselasyonu yapılacak. Cenaze sahiplerine verilen defin belgeleri, tapu ve ruhsatları daha iyi takip edebilecek. Vatandaşlar kimin hangi mezarda yattığı hakkında kısa sürede bilgi alabilecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Seçer: "Şeffaf belediyecilik anlayışını bu dönemde de devam ettireceğiz” Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, muhtarlarla bir araya geldiği programda, şeffaf belediyecilik anlayışını bu dönemde de devam ettireceklerini söyledi. Seçer, ‘Muhtarlar Buluşması’ kapsamında Tarsus ve Çamlıyayla muhtarlarıyla bir araya geldi. Başkan Seçer, görevlerine devam eden muhtarlara tebrik, yeni seçilen muhtarlara ise hayırlı olsun dileğinde bulundu. Tarsus ve Çamlıyayla Belediye Başkanlarını ve muhtarlarını kutlayan Başkan Seçer, Mersin’i hep birlikte yöneteceklerini belirterek, “Uyum, birlik, beraberlik ve iletişim içerisinde başaramayacağımız hiçbir mücadele, aşamayacağımız hiçbir engel yok. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak parti ayrımı gözetmeksizin herkesin yanında duracağız ve beraberce 5 yılı herkesi mutlu ederek, yüzünü güldürerek, bize teşekkür ettirerek, hayır duasını esirgemeyecek bir şekilde bitireceğiz” dedi. Sorumluluklarının ağır olduğunun altını çizen Seçer, vatandaşın güveninin değerli olduğunu belirterek “Geçtiğimiz seçimlerde seçmenin oy verme sebebi başkaydı. Son seçimlerde seçmen başka sebeplerle sandığa gidip şahsıma oy verdi. Eğer 5 yıllık süre boyunca belediye başkanının oyu yüzde 45’lerden yüzde 60’lara yükseliyorsa bu yükselişin nedeni vatandaşa götürdüğü hizmet, kurduğu gönül, sevgi ve saygı bağıdır. Bunun başka bir izahı yoktur” ifadelerini kullandı. “Mersin huzur, barış ve birlik, beraberlik kentidir” Mersin’deki farklı siyasi anlayışa sahip vatandaşların bir belediye başkanının etrafında birleştiğini belirten Seçer, siyasal olarak birbirine yakın olmayan görüşlerin son seçimlerde kendisine oy verdiğini vurguladı. Her 3 kişiden 2’sinin bir başkana oy verdiği bir şehrin izlenmesi ve iyi takip edilmesi gerektiğini söyleyen Seçer, “Mersin huzur, barış, birlik ve beraberlik kentidir. 31 Mart’ta Mersinliler bunu sandıkta göstermiştir” şeklinde konuştu. “Şeffaf belediyecilik anlayışını bu dönemde de devam ettireceğiz” Geçtiğimiz 5 yıllık görev süresince pandemi, doğal afetler, ekonomik kriz ve siyasi gerginlikler gibi pek çok olumsuz durumla karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Seçer, meclis çoğunluğunu oluşturmamanın da yapılacak hizmetleri sekteye uğrattığını dile getirdi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen vatandaşların yapılan hizmetleri de gördüğünü kaydeden Seçer, “En ücra köşedeki Anamurlu vatandaşlarımız da en doğu kısımda kalan memleketim Tarsus’taki vatandaşım da bunları iyi takip etti demek ki. Yoksa bu kadar geniş bir halk kitlesinin desteklediği bir oy oranı ile bizi başkan yapmazdı” dedi. 2019’da meclisin ilk birleşiminde toplantının canlı yayınlanması için önergeyi verenin kendisi olduğunu hatırlatan Seçer, bu uygulamanın şeffaf belediyeciliğin en önemli örneklerinden biri olduğuna işaret ederek, “Biz hesap veriyoruz. Vicdanen de hukuken de rahatız. Bizi herkes izledi. Sonuçta siyaseten de kazanan biz olduk. Bu anlayışı devam ettireceğiz” diyerek şeffaf belediyecilik anlayışının her zaman sürdürüleceğinin altını çizdi. “Kadın, çocuk veya yaş almış yurttaşlarımız bizim önceliğimiz” Sosyal belediyecilik anlayışı ile ihtiyaç sahibi vatandaşlara her zaman destek olduklarını belirten Seçer, “Başta ‘kadın, çocuk veya yaş almış yurttaşlarımız bizim önceliğimiz’ dedik. Evdeki hastaya baktık. Yemeği olmayan nenemin dedemin evine yemeğini gönderdik. Eğitim sorunu yaşayan ailelere destek olduk. Her ilçeye eğitim kurumu açtık. Tarım önceliğimiz diyerek fide, fidan, sulama borusu, alet ekipman desteği verdik. Torpil veya ayrıcalık yapmadık. Gerçek hak sahiplerine destek olduk. Biz bunun için bu kadar yüksek destek aldık. Aynı yolda da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Sosyal politikalar, yeni projelerle katlanarak artacak” Tarsus ve Çamlıyayla’da hayata geçirdikleri ve yeni dönemde uygulamaya koyacakları projeler hakkında konuşan Seçer, bir yandan yol çalışmalarının hız kesmeden devam edeceğini, bir yandan da sosyal politikaların yeni projelerle katlanarak artacağını vurguladı. Tarımsal desteklerin de artarak devam edeceğini belirten Seçer, sulama kooperatiflerinin elektrik maliyetini en aza indirmek için Tarımsal Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesini hayata geçireceklerini aktardı. Her bölgenin, kendine ait ürününü tanıtılması, markalaşması, coğrafi işareti, paketlenmesi, pazarlanması, yurt içinde ve yurtdışında tanınması için hayata geçirecekleri ‘Köyümüz Atölye’ projesinden de söz eden Seçer, bu sayede kırsalda ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacaklarını ifade etti. Tarsuslular için muazzam tesis Tarsus için son derece önemli olan Tarsus Tramvayının çalışmalarını başlattıklarını duyuran Seçer, projenin belirli bir bölümüne onay aldıklarını ve kalan bölümlerinin de onay almasının ardından projeyi gerçekleştireceklerini aktardı. Afet riski dolayısıyla yıkılan Şelale Otelin yerine de son derece modern bir tesis inşa edeceklerini söyleyen Seçer, şu bilgileri vrdi; "Vatandaşımızın ailesi ile gidebileceği, hafta sonu, akşam gidebileceği, etkinlik yapabileceği, bir araya geleceği muazzam bir tesis yapacağız.” dedi. Tarsus’ta 75, Çamlıyayla’da ise 6 yeni muhtarın göreve başladığını aktaran Seçer, kadın muhtar sayısının da artış gösterdiğine dikkat çekerek, “Tüm muhtarlarımıza hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. Toplamda Tarsus’ta 9, Çamlıyayla’da 1 olmak üzere 10 kadın muhtarımızla görev yapacağız. Mersin genelinde de 22’den 49’a çıktı, orada da artış oldu. Tekrar hayırlı olsun diliyorum. Başarılı bir 5 yıl geçirmenizi diliyorum” diye konuştu.
Ankara Bakan Yerlikaya: “10 ilde BTÖ’ye yönelik gerçekleşen operasyonda 72 şüpheli yakalandı” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 10 ilde bölücü terör örgütüne (BTÖ) yönelik düzenlenen “Bozdoğan-36” operasyonlarında 72 şüphelinin yakalandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, X hesabından yaptığı paylaşımda, "10 ilde bölücü terör örgütüne (BTÖ) yönelik düzenlenen ’Bozdoğan-36’ operasyonlarında 72 şüpheli yakalandı. Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlükleri Terörle Mücadele Şube Müdürlüklerince Mardin, Antalya, Elazığ, Adıyaman, Diyarbakır, Eskişehir, İstanbul, Balıkesir, Hakkâri ve Şanlıurfa’da düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin bölücü terör örgütü (BTÖ) içerisinde faaliyet yürüttükleri, Nevruz etkinliklerinde ve düzenlenen tanıtım toplantılarında terör örgütü propagandası yaptıkları, örgüt mensuplarının mezarları başında anma ve taziye etkinliklerine katılarak örgüt lehine slogan attıkları, örgütün cezaevi iç koordinasyonu yapılanması içerisinde yer alan şahıslara para yardımı yaptıkları, ateş yakmak, havai fişek atmak, slogan atmak ve çöp konteynerleriyle yolu trafiğe kapatmak suretiyle kanunsuz gösterilere katıldıkları ve haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı bulunduğu tespit edildi. Operasyonlar sonucu 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet kurusıkıdan çevirme tabanca, 1 adet av tüfeği ve çok sayıda dijital materyal ve örgütsel dokümana el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle" dedi.
İstanbul Tek tedavi glütensiz beslenme olan çölyak hastalığında “glüten bulaşımı uyarısı” 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Orhan Kocaman, hastalığın tek tedavisinin glütensiz beslenme olduğunu vurgulayarak hastaların ‘glüten bulaşımı’ noktasında dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan glütenden kaçınmak zorunda kalan milyonlarca insanı anmak için her yıl 9 Mayıs ‘Dünya Çölyak Günü’ olarak kutlanır. Çölyak hastalığının farkındalığını artırmak, hastaların yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve glütensiz bir yaşam tarzının öneminin vurgulandığı bugüne Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Orhan Kocaman detaylı bilgilendirmelerde ve uyarılarda bulundu. Çölyak hastalığının özel bir belirtisi olmamasının teşhiste gecikmeye neden olabileceğini söyleyen kocaman ayrıca ‘glüten bulaşımı’ konusuna da dikkat çekti. “Özel bir bulgu olmaması teşhiste gecikmeye sebep olabiliyor” Öncelikli olarak çölyak hastalığının belirtilerinden ve bulgularından bahseden Prof. Dr. Orhan Kocaman, hastalığın tipik bir belirti ve bulgu göstermediğinden bahsetti. Kocaman, “Hastalığa ilişkin özellikli bulgu olmayışı, teşhiste gecikmeye neden olur. Hastalarda karın ağrısı, demir eksikliği anemisi, şişkinlik ve gaz, dışkılama düzensizlikleri, karaciğer enzim yüksekliği, kemik zayıflığı, eklem ağrıları, deride döküntüler ve psikiyatrik şikayetler görülebilir. Çocuklarda gelişme geriliği ve ergenlikte gecikme görülebilir” dedi. “Kesin nedeni bilinmemektedir, genetik yapıya sahiptir” “Çölyak hastalığı; buğday, yulaf, arpa ve çavdarda bulunan ‘glüten’ proteinine karşı bağışıklık sistemimizin bağırsak duvarında oluşturmuş olduğu alerjik bir cevapla kendini gösteren ve ömür boyu devam eden bir hastalıktır” diyerek tanımlamada bulunan Prof. Dr. Kocaman, bu durumun ince bağırsağın iç yüzeyindeki villus adı verilen küçük parmak benzeri yapıların hasar görmesine ve emilimin bozulmasına neden olduğunu söyledi. Hastalığın kesin nedeni olmamakla genetik yapıya sahip olduğunun da altını çizen Kocaman, “Çölyak hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Bazı hastalar, çölyak hastalığı geliştirme riski taşıyan genetik yapıya sahiptirler. Glutenle temas etmeleri durumunda bağışıklık sistemi, ince bağırsakta hasara neden olabilecek bir tepki verir” dedi. Klasik, sıradışı, gizli ve tedaviye dirençli çeşitleri var Hastalığın birden fazla çeşidi olduğunu da aktaran Altınbaş Üniversitesinden Kocaman, “Çölyak hastalığının farklı klinik tipleri mevcuttur: ‘Klasik’ olan tipte, ishal, karın ağrısı, şişkinlik, kilo kaybı ve demir eksikliği gibi şikâyet ve bulgular mevcuttur. Bazı hastalarda bu klasik bulgular yoktur. ‘Sıra dışı’ olan tipte, tipik olan bulgular bulunmaz. Bu grupta, dermatitis herpetiformis gibi cilt problemleri, baş ağrısı, denge bozukluğu, uyuşma gibi sinir sistemi ile ilgili şikayetler ve kemik zayıflığı görülebilir. ‘Gizli’ olan tipte ise, hastanın endoskopisi ve ince bağırsak biyopsisi normal, kan testleri ise pozitiftir. Hastada şikâyet bulunmaz. ‘Tedaviye dirençli’ olan tipte ise glutensiz beslenmeye rağmen hastalıkta iyileşme olmaz. Bu hasta grubunda lenf sistemine ait bir kanser olan lenfoma gelişebilir” şeklinde konuşarak çeşitleri ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Çölyak şüphesi olan hastalarda tanıya ulaşmak için bir takım testlerden faydalandıklarını ifade eden Kocaman sözlerine şöyle devam etti: “Kan testleri ilk basamağı oluşturur. Anti-transglutaminaz antikoru ve anti-endomysium antikoru gibi antikorlar, çölyak hastalığının varlığını gösterebilir. Kan testleri pozitif çıkarsa veya belirtiler tipikse endoskopi eşliğinde ince bağırsak biyopsisi yapılır. Biyopsi bulguları hastalıkla uyumlu ise çölyak hastalığı tanısı konabilir. Bazı durumlarda, kan testleri ve ince bağırsak biyopsisi net sonuçlar vermezse glutensiz beslenme denemesi yapılabilir. Hasta, gluten içeren yiyecekleri diyetinden çıkarır ve şikayetlerin geçip geçmediği kontrol edilebilir. Bu süreç çölyak hastalığının teşhisinde kullanılabilir.” “Beslenme tamamen glütensiz olmalı, glütensiz ürünlerin bulaşından kaçınılmalı” Hastalığın tek ve etkili tedavisinin glütensiz beslenme olduğunun altını çizen Kocaman, “Çölyak hastalarının günlük diyetleri tamamen glutensiz olmalıdır. Meyve, sebze, kırmızı/beyaz et, süt ve süt ürünleri gibi gluten içermeyen gıdalar ile mısır ve pirinç gibi gluten içermeyen alternatif tahıl içeren besinler tüketilmelidir. Ayrıca, çölyak hastalarının dikkatli olmaları gereken bir diğer husus, glutensiz ürünlerin bulaşından kaçınmaktır. Özellikle hazır gıdalarda ve restoranlarda, gluten içeren ürünlerle temas riski vardır” dedi. Hazır gıdalara özellikle dikkat edilmeli Beslenmeye ek olarak nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda da uyarılarda bulunan Kocaman, “Çölyak hastalarının glütensiz beslenmenin yanı sıra dikkat etmeleri gereken birkaç önemli husus vardır: Günlük hayatta, glüten bulaşının engellenmesi için glütensiz ürünleri satın alınırken yiyecek etiketleri dikkatlice okunmalıdır. Glüten içeren malzemelerin farklı isimler altında listelenebileceği unutulmamalıdır. Dışarda yemek yendiğinde, glütensiz seçeneklerin sunulduğu yerler tercih edilmelidir. Çölyak hastalarının glütensiz beslenme planları dengeli bir şekilde oluşturulmalı ve gerekli olan tüm besinlerin alınması sağlanmalıdır. Bu, çeşitli meyve, sebze, protein kaynakları ve sağlıklı yağları içeren bir diyeti içerebilir. Çölyak hastalarının düzenli takipleri bir gastroenterolog ve beslenme uzmanı tarafından yapılmalıdır. Bu şekilde yapılan bir takip programı, beslenme planlarının uygunluğunun değerlendirilmesini ve muhtemel beslenme eksikliklerinin erken tespit edilmesini sağlar” şeklinde konuştu. “Çölyak hastalarında lenfoma gibi belirli kanser türlerinin gelişme riski artabilir” Çölyak hastalığına sahip olan bireylerde gelişebilecek hastalıklar hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Kocaman, “Çölyak hastalığına bazı hastalıklar eşlik edebilir veya hastalık sürecinde ek bazı hastalıklar ortaya çıkabilir. Tip 1 diyabet, otoimmün tiroid hastalıkları (Hashimoto tiroiditi veya Graves hastalığı), romatoid artrit ve lupus gibi hastalıklar çölyak hastalarında daha sık görülebilir. Çölyak hastalarındaki kalsiyum emilim bozukluğu kemik yoğunluğu kaybına ve osteoporoz riskinin artmasına yol açabilir. Demir, folik asit ve B12 gibi önemli besin maddelerinin emilim bozukluğuna bağlı anemi ortaya çıkabilir. Ciltte kaşıntılı kırmızı kabarcıklar ve döküntüler görülebilir. Çölyak hastalarında lenfoma gibi belirli kanser türlerinin gelişme riski artabilir. Bununla birlikte, düzenli tıbbi takip ve uygun beslenme ile bu risk azaltılabilir. Kadınlarda kısırlık veya düşük doğum ağırlığı gibi problemler görülebilir. Migren, uyuşma ve nöbet gibi nörolojik problemler tabloya eşlik edebilir” dedi. Ciltte kaşıntı ve yanma, cilt kuruluğu veya pullanma Son olarak hastalığın cilt yapısını da etkilediğinden dolayı belirtilerini aktaran Prof. Dr. Orhan Kocaman, “Çölyak hastalığının cilt belirtileri, özellikle dermatitis herpetiformis olarak adlandırılan belirli bir cilt bozukluğu ile ilişkilidir. Dermatit herpetiformis, çölyak hastalarının yüzde 10 ila yüzde 20’sinde görülen kronik ve kaşıntılı bir cilt döküntüsüdür. Bununla birlikte, çölyak hastalığında diğer cilt belirtileri de bulunabilir: Ciltte kaşıntı ve yanma, cilt kuruluğu veya pullanma, egzama, sedef veya ürtiker gibi cilt rahatsızlıkları çölyak hastalarında daha sık görülebilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.