YEREL HABERLER - 05 Nisan 2012 Perşembe 10:20

GKV ÖZEL OKULLARINDA ÇOCUK ÜNİVERSİTESİ HEYECANI

A
A
A
GKV ÖZEL OKULLARINDA ÇOCUK ÜNİVERSİTESİ HEYECANI

Gaziantep eğitiminde önemli bir dönüm noktası olacağı açıklanan GKV Özel Okulları Çocuk Üniversitesi projesinin hazırlıkları tamamlandı.
Gaziantep Kolej Vakfı (GKV) Özel Okulları Gaziantep`in eğitim alanında ki gelişmelerini önemli oranda etkileyecek olan bir ilke daha imza atmaya hazırlanıyor. GKV Çocuk Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Projesi`ni geliştiren GKV Özel Okulları Türkiye`de Ankara, İstanbul`dan sonra altıncısı Gaziantep`te gerçekleştirilecek olan Çocuk Üniversitesi çalışmalarında son dönemece gelindi. Türkiye`de altıncı, dünyada ise doksan altıncısı kurulacak olan Çocuk Üniversitesi 4 - 16 yaş aralığındaki çocuklara bilim ve sanat ağırlıklı seminerler, kurslar, kamplar düzenleyerek çocukların ideallerinin gelişmesi ve küçük yaşta meslekleri tanıması sağlanacak. Yanlış üniversite tercihleriyle yok olan gençliğin önüne geçmeyi hedefleyen Çocuk Üniversitesi`nin önümüzdeki günlerde start alacağı da açıklandı.
Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan GKV Özel Okulları Genel Müdürü Yard. Doç. Dr. Atanur Vergili, "GKV Özel Okulları Çocuk Üniversitesinde ki temel amaç yeni nesillerin, bilim - sanat çalışmaları ve üniversite ile erken yaşta tanışmasını sağlayarak Gaziantep ilimizin eğitim seviyesi ve sınav başarılarını arttırmaktır. Proje ile ilgili akademik desteği ilimizdeki, ülkemizdeki ve Avrupa`daki devlet üniversitelerinden ve vakıf üniversitelerinden almak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli görüşmeler tarafımızdan sağlanmıştır. Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları Çocuk Üniversitesi kapsamında "yıllık ve dönemlik" programlar düzenleyerek ilimizde bulunan ilk ve ortaöğretim çağındaki özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan, akademik ve sosyal desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerimize yönelik etkinlikler, üniversite gezileri, atölye çalışmaları yapılacaktır. Gaziantep Kolej Vakfı Özel Liseleri bünyesinde `Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları Çocuk Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Projesi` önümüzdeki günlerde düzenlenecek olan tanıtım çalışmalarıyla start alacaktır" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Yeşil dönüşümün üç boyutu konuşuldu İzmir, WENERGY-Temiz Enerji Teknolojileri Fuarına ikinci kez ev sahipliği yapıyor. İlk iki gününde büyük ilgi gören WENERGY Expo’da gerçekleşen kongrede ise enerjideki yeşil dönüşüm; destekler, finans ve hukuk yönünden değerlendirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen WENERGY-2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı, sektör paydaşlarını, uluslararası alıcı ve yatırımcılar ile buluşturuyor. Fuarla birlikte düzenlenen kongrede de sektörün önde gelen isimlerinden akademisyenler, iş insanı ve enerji dünyası temsilcilerinin konuşmacı olarak yer alıyor. İzmir Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü İzmir Ticaret Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Tanyeri’nin yaptığı oturumda; KOSGEB İzmir Bölge Müdürü Dr. Levent Arslan, Vakıfbank Kurumsal Krediler Tahsis Yönetici Başkanı Doç. Dr. Şükrü Mete Tepegöz ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Afra Teren Gürlüler konuşmacı olarak yer aldı. Prof. Dr. Mustafa Tanyeri, yeşil dönüşümün üç ayrı boyutunu değerlendireceklerini belirterek, “Desteklerin yaygınlaştırılması konusu, İzmir Ticaret Odasının uzun zamandır önemli gündemlerinden biri. Programlarımızda ve stratejik planımızda dönüşüm içeren tüm kavramlar mevcut. Bunun içinde dijital ve yeşil dönüşüm de var. Türkiye’nin ve Avrupa’nın gündeminde bu kadar öneme sahip olan yeşil dönüşüme kayıtsız kalınmaması düşüncesinden hareket ederek KOSGEB de destek programlarını revize ederek farklı bir boyut ortaya koymaya devam ediyor” dedi. KOSGEB İzmir Bölge Müdürü Dr. Levent Arslan da, “KOSGEB olarak şuanda konuştuğumuz bu konuların tamamı için sunduğumuz finansal destekler var. Kurum olarak esnek yapıları, kolay adapte olma yeteneklerinden dolayı kobileri ön plana çıkarırız. Aslında tıpkı hedef kitlemiz gibi bizim de KOSGEB olarak değişim ve dönüşümlere kolay adapte olan bir yapımız var. Yeşil dönüşümdeki tanımlamayı işletmeler açısından yaptığımızda işletmelerin, çevresel performanslarını iyileştirmeleri, ürün ve hizmet başına tükettikleri enerjileri azaltmaları, kaynak verimliliği oluşturmaları ve kullandıkları enerjileri yeşil enerjiye dönüştürme ekseninde tanımlayabiliriz” şeklinde konuştu. İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Afra Teren Gürlüler ise “Yeşil mutabakat elimizdeki en temel veri ve biz de üniversiteler olarak buna dahil olmak, katkı sunmak konusunda çalışıyoruz. Şuan Avrupa Yeşil Mutabakat düzenlemesinin yanı sıra İklim Yasası da çıktı. Hukuk, bu konudaki mevzuatlar konusunda çalışmalar yapıyor. Bizim de ülke olarak kendi içimizde kapsamlı bir iklim yasasına ihtiyacımız var. Bu yıl eksikleri olmasına rağmen yine de bir yasa çıkacak. Çevre kirliliğini engellemediğiniz sürece yeşil dönüşüme geçemiyoruz. Tıpkı destek ve finans boyutu gibi bu işin hukuk boyutu çok kapsamlı ve önemli” diye konuştu. Vakıfbank Kurumsal Krediler Tahsis Yönetici Başkanı Doç. Dr. Şükrü Mete Tepegöz de, yeşil dönüşümün finansal boyutlarına değinerek, “Biz bu konuda, ekseriyetle Dünya Bankasından destek alıyoruz; ancak aldığımız desteğin kullanıldığı yer çok önemli. Verilen kredilerin çevresel ve sosyal etki analizini yapıyor ve raporlarımızın entegre olmasına dikkat ediyoruz” dedi.
Hatay Akdeniz’den balık yerine; sandalye, lastik ve merdiven çıktı Hatay’ın Arsuz ilçesi Konacık Mahallesinde ‘Denizimize sahip çıkıyoruz’ etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte dalgıçlar tarafından denizden balık yerine; sandalye, lastik ve merdiven gibi çok sayıda eşya çıkarıldı. Arsuz su sporları ve yelken kulübü tarafından düzenlenen ‘Denizimize sahip çıkıyoruz’ etkinliği kapsamında Konacık barınağında hem kıyı hem de deniz altı temizliği yapıldı. Arsuz Konacık’ta bulunan barınakta yapılan su altı temizliğinde çıkanlar dalgıçları ve görenleri şaşırttı. Arsuz su sporları ve yelken kulübü Başkanı Altan Uzar, “Kulübümüzü 2023 yılında kurduk, daha önce su sporlarıyla uğraşıyorduk. Arsuz’a deprem sonrasında çocukların herhangi bir etkinlik olmadığı için biz su sporları yapalım dedik. Su altı sporları, su sporları, yelken sporları onun için küçük bir faaliyet başlattık. Bu temizliği geleneksel hale getirmeyi düşünüyoruz bilginiz var mı bilmiyorum ama denizler, dünya oksijenin yüzde sekseninden fazlasını denizlerden sağlıyoruz otlardan, deniz bitkilerinden ve deniz canlarından sağlıyoruz. Bu lastikler diğer petrollerde, denizde çok uzun sürede yok oluyor. Bu yok olma sürecinde lastikler suda kaldığı sürece zehirlemeye devam ediyor. Onun için biz denizde bulunan lastikleri, diğer poşetleri, pet artıkları, petrol altlarının hepsini temizleyerek gördüğünüz gibi dalgıçlar yordamıyla temizlemeye çalıştık. Bunu biz geleneksel hale getireceğiz Arsuz’da. Bundan sonrasında da Arsuz Çayı’nın içinde bir temizlik yapmayı planlıyoruz. Arsuz’da bir çay var biliyorsunuz balıkçı teknelerinin demirlendiği o çayda bir temizlik yapmayı planlıyoruz. Amacımız sadece küçük bir ateş yakmaktı yani bir farkındalık yaratmaktı. Önemli olan bu lastikleri denize atmamak çünkü bunlar geri dönüşmüyor lastikler denizde kalıyor örnekle bunlar topluca düşüyor. Bir farkındalık oluştursak, bunlar denize atılmazsa temizliğe ihtiyacımız olmaz, önemli olan denizleri temiz tutmamız" dedi. Kulüpte dalgıç ve yönetim üyesi olan Akın Rıdvanoğulları, “Biz burada denizlerin kirlenmesini önlenmek amacıyla bir başlangıç yaptık denizlerimizi temizledik, fakat burada çok hayal kırıklığına uğradık lastiklerden çok burada tencere, tava, çaydanlık, bardak ve burada birçok şişeler bulduk. Burada atılan bu atıklar hem buradaki canlıları etkiliyor hem de burada deniz kirliliğine sebep oluyor. Yine kulüp Başkanımızın dediği gibi buradaki canlıların oksijenini engelleyecek bir sürü atık maddeler var burada ve biz bunları temizlenmesi için burada bir kıvılcım başlattık. Burada da sağ olsun hem sahil güvenlik yetkilileri bizlere yardım ettiler hem de katılmak isteyen tüm dalgıç arkadaşlarımızı buraya davet edip büyük bir etkinlik yapmaya çalıştık. Yani burada denizi çöp olarak görüp atmaları bizi açıkçası şaşırttı merdiven çıkması zaten bizi çok güldürdü. Merdivenin çıkması yani bizce yanlışlıkla atılmış diye düşünüyoruz ama umarım öyledir inşallah bilerek atılmamıştır diye düşünüyoruz. Çaydanlıkların, tavaların, tencerelerin burada olması bizi açıkçası üzdü, ondan dolayı biz burayı temizlemek istedik, biz bir başlangıç yaptık umarım tekrarlanmaz diye düşünüyoruz” İfadelerini kullandı.