POLİTİKA - 06 Nisan 2012 Cuma 16:17

DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOОLU`NUN AÇIKLAMALARI

A
A
A
DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOОLU`NUN AÇIKLAMALARI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uluslararası toplumun artık artan mülteci akınıyla ilgili net bir tutum alması gerektiğini söyledi.
Bakan Davutoğlu, İstanbul`a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı`nda, Suriye`den Türkiye`ye kaçışlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye`ye gelenlerin sayısındaki artışın, Suriye`deki operasyonların arttığını açık bir şekilde gösterdiğini belirten Davutoğlu, bu gelişmeler üzerine dün gece BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon`u aradığını kaydetti. Moon`a, özellikle Halep ve İdlib civarında çatışmaların olduğu alanları da zikrederek, buralarda sivil halka karşı yürütülen operasyonları anlattığını ve bu
operasyon korkusuyla kaçan halkın Türkiye sınırında gittikçe artan bir yoğunluk oluşturduğunu söylediğini belirten Davutoğlu, "Bu konuda gerekli girişimlerin yapılmasını ve derhal bu çatışmaların durdurulmasını beklediğimizi ifade ettim. Şu anda bir BM heyeti Suriye`de bulunuyor. Kendisi de onlarla temas ederek bu konuda gerekli çalışmaları yapacaklarını söylediler" dedi.
Suriye`deki insanlık dramı karşısında Türkiye`nin seyirci kalamayacağını her zaman söylediklerini hatırlatan Davutoğlu, Türkiye`ye gelen Suriyelilere her türlü desteği vermeye hazır olduklarını, bundan sonra da vereceklerini söyledi. Davutoğlu, "Onları en iyi şartlarda onları ağırlayabilmek için, evlerini, barklarını, yurtlarını, köylerini terk edip canlarını korumak için ülkemize gelenlere her zaman kapımız açık oldu. Ancak uluslararası toplumun da artık bu gerçeği görmesi lazım. Onun için Sayın Ban Ki
Moon`a, bu konudaki çabalarımızı aktardıktan sonra, uluslararası toplumdan beklentilerimizi ifade ettim. Artık uluslararası toplumun da bu mülteci akınıyla ilgili olarak çok net bir tutum alması gerekir. Birleşmiş Milletler`in de bu konuda çok daha aktif bir rol üstlenmesi talebinde bulundum. Bu konuda teknik çalışmaları da BM ile birlikte yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
En kısa zamanda vaat edildiği şekilde operasyonlara son verilmesini beklediklerini dile getiren Davutoğlu, "Umarım Suriye halkının özlediği barış ortamına kavuşacağı ilk aşama gerçekleşir. Ama maalesef sınırımıza dönük olarak yaşanan bu son gelişmeler bu konuda hepimizin çok dikkatli olması ve gelişmelerin yakından takip edilmesini gerektiren bir durum ortaya çıkarmıştır. Bunları bütün zeminlerde yakından takip ediyoruz. BM daimi temsilcimiz de bu konuda gerekli girişimlerde bulunuyor" ifadelerini
kullandı.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Davutoğlu, Suriyeli sığınmacılar konusunda BM ve uluslararası toplumdan somut beklentilerinin sorulması üzerine, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile bu konuyu detaylı olarak görüştüklerini ifade etti. Suriye rejimine sürekli süreler verilmesi ve bu sürelerde söz verilen şeylerin yapılmaması halinde ortaya çıkabilecek tabloyu başta BM Güvenlik Konseyi ve BM olmak üzere bütün uluslararası toplumun değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Sayın Annan`ın
çalışmalarına destek verdik, veriyoruz. Temkinli bir iyimserlik havası da oluşmuştu ancak bu gelişmeler bizi ciddi şekilde tedirgin etmektedir. Öncelikle beklentimiz, Sayın Annan`a verilen sözlerin tutulması, operasyonların derhal durması ve askeri birliklerin meskun mahallerden çekilmesidir. Bu olmadan operasyonlar sürerken, sürekli hayata geçirilmeyen sözler söylenmesi halkta daha da tedirginliğe yol açıyor. Suriye halkında uluslararası topluma olan inanç sarsılmaktadır. Bu nedenle Suriye halkı
bütün bu operasyonların devam edeceği düşüncesiyle kendisini Türkiye gibi en yakın ülkeye atıyor. Bu da bizim üzerimizde bir baskı oluşturuyor. Çok net bir tutum takınılmalı ve bu çatışmaları durduracak somut adımlar atılmalı" şeklinde konuştu.
Uluslararası toplumun Türkiye`nin sığınmacılarla ilgili aldığı tedbirleri takdir ettiğini belirten Davutoğlu, hiçbir Suriyelinin Türkiye`ye girdikten sonra aç ve açıkta kalmadığını anlattı. Davutoğlu, "Hepsini en uygun şartlarda çadırlara, şimdi konteyner kentlere yerleştiriyoruz. Hiçbir mülteci akınında bu şekilde organize, bu derece gelenlere iyi imkanlar sağlanan çalışma yapılmadı" diye konuştu.
Ban Ki Moon`un da bunun için teşekkürlerini ifade ettiğini söyleyen Davutoğlu, gelen bütün BM temsilcileri ve diğer yetkililerin bu çalışmaları takdir ettiğini dile getirdi. Türkiye`nin bunu bir komşuluğun, kardeşliğin gereği olarak yaptığını anlatan Davutoğlu, "Ancak tabi sayı şu anda 23 bin 825 civarına ulaştı ve son bir hafta, yani Sayın Annan`a verilen sözden sonra neredeyse sayı ikiye katlanır hale geldi. Hepimizin tabi bu trendi takip etmesi gerekir. Hızlı bir artış trendi var. Onun için ben dün
gece acil bir notla Sayın Ban Ki Moon`la konuştum. Bunun devam etmesi durumunda, biz elimizden geleni yapmakla birlikte artık ortada uluslararası bir sorun olduğunun herkes tarafından görülmesi gerekir. Suriye`ye süre tanıyan çevreler tarafından algılanması bakımından da tabi ki girişimlerimizi yapacağız ve insani yardım ile mülteciler konusunda BM`nin devreye girmesini isteyeceğiz" dedi.
Türkiye`nin hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan elinden geleni yapmaya devam edeceğini kaydeden Davutoğlu, başka örneklerde de olduğu gibi Türkiye`nin bütün mazlumların vatanı olduğunu ifade etti. Davutoğlu, sığınmacı akınının artması halinde artık BM ve bütün uluslararası toplumun devreye girmesini gerektiren bir konjonktürün ortaya çıkacağını bildirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van Ferit Melen Havalimanı tam kapasiteyle hizmette Van şehir merkezine 8 kilometre mesafede, Van Gölü sahiline paralel konumda bulunan Van Ferit Melen Havalimanı, 6 Aralık itibarıyla tüm uçuşlara tamamen açılarak tam kapasite faaliyete başlayacak. Pistin yenilenmesi, ışıklandırma sistemlerinin güçlendirilmesi, otopark düzenlemeleri ve taksi yolunun tamamlanmasıyla havalimanı, bölgenin ulaşım ağında önemli bir güç haline geldi. Zamanından önce tamamlanan ve 6 Aralık itibariyle tam kapasite hizmet vermeye başlayacak Ferit Melen Havalimanı, yapılan iyileştirmelerle birlikte günlük karşılıklı uçuş sayısı da 14’e çıktı. Van Ferit Melen Havalimanından her gün düzenli olarak Ankara Esenboğa, Antalya, Adana, İstanbul, İstanbul Sabiha Gökçen ve İzmir Adnan Menderes havalimanlarına seferler yapılıyor. Toplam 16 bin 500 metrekarelik kapalı alana sahip olan terminal binası; salonları, idari birimler ve diğer tüm destek hizmetleriyle yolculara konforlu bir seyahat deneyimi sunuyor. 24 saat esasına göre hizmet vererek özellikle gece uçuşlarında da bölgenin ihtiyacına cevap veren Ferit Melen Havalimanı, Van’ı Türkiye’nin önemli metropollerine doğrudan bağlayarak hem ticaret hem de turizm açısından büyük bir ulaşım kolaylığı sağlıyor. Terminal binası önünde bulunan 408 araçlık otopark, yolcular ve karşılamaya gelenler için büyük kolaylık sağlıyor. Otoparkta engelli araçları için özel alanların ayrılması ise havalimanının erişilebilirlik anlayışını yansıtıyor. Belediye otobüsleri, halk otobüsleri, taksi hizmeti ile sağlanan ulaşım çeşitliliği ise yolcuların her bütçeye uygun ulaşım seçeneklerinden faydalanmasına imkân tanıyor. Uzun süredir devam eden pist ve altyapı çalışmalarının tamamlanması, Vanlı vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Bölge halkı, artan uçuş sayıları ve iyileştirilmiş hizmet kalitesi sayesinde hem iş hem de turistik seyahatlerde büyük kolaylık yaşadıklarını belirtiyor. Tam kapasiteyle hizmete başlayan Van Ferit Melen Havalimanı, bölge ulaşımının kalbi olmayı sürdürerek Van’ın ekonomik ve sosyal hayatına önemli katkılar sunmaya devam ediyor. İHA muhabirine konuşan havalimanı ticari taksi sorumlusu Fatih Uray, üç aylık süreçte kapalı olan havalimanın umduklarından çok erken açıldığını belirtti. Bakım sonrası pistin yanı sıra araç giriş-çıkış yollarının daha kullanışlı olduğunu ifade eden Uray, emeği geçenlere teşekkür etti. Haluk Taşçı isimli taksi şoförü ise üç aylık süreçte çok sıkıntı yaşadıklarını dile getirerek, "Allah yetkililerden razı olsun. Şu an giriş-çıkışlar çok rahatladı. Çok şükür işlerimiz de düzeldi. Hem vatandaşın hem taksi şoförlerinin hem de otel işletmecilerinin mağduriyetini göz önünde bulundurarak onarım çalışmalarını zamanından daha erken bitirdiler" dedi. Havalimanın eski haline göre daha güzel olduğunu ifade eden İsa Okur isimli bir diğer taksi şoförü de emeği geçenlere teşekkür etti.
İstanbul Kibar Gönüllüleri 7 yılda 10 binden fazla çocuğun hayatına dokundu Kibar Topluluğu’nun sosyal sorumluluk faaliyetlerini tek bir çatı altında toplamak ve çalışan katılımını sağlamak amacıyla 7 yıl önce kurduğu Kibar Gönüllüleri, 10 binden fazla çocuğun hayatına dokundu. Kibar Gönüllüleri, kuruldukları 2018 yılından bu yana çocuk ve eğitim odağında, eğitimde fırsat eşitliğini temel alan faaliyetleriyle 10 bini aşkın çocuğun hayatına dokundu. Gönüllüler, iş birliği yaptığı okullarda yedi yılda bin 309 gönüllü ile birlikte yaklaşık yedi bin saatlik gönüllü çalışmalar gerçekleştirdi. Okulların var olan fiziksel şartlarını iyileştirdi, yeni atölyeler oluşturdu, çocukların spor, sürdürülebilirlik, bilim, sanat ve yaşam becerileri alanlarında gelişimini destekleyen etkinliklere imza attı. İstanbul, İzmit, Susurluk, İskenderun ve Dilovası’nda toplam altı okulda gerçekleştirilen 189 etkinlik, sürdürülebilir iş birlikleri kapsamında hayata geçirildi. Kendisi de bir Kibar Gönüllüsü olan Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, "Gönüllülerimiz okulların yalnızca fiziksel ihtiyaçlarını gidermekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğimizin teminatı çocuklarımızın sosyal, kültürel ve akademik alanlardaki gelişimlerine destek olacak projeler hayata geçiriyor. Gönüllülük bizim için yıllar içerisinde derinleşen, paydaşlık ilişkileriyle büyüyen sürdürülebilir bir değer. Bu yaklaşımla çalışmalarımızı devam ettireceğiz" dedi. Sosyal sorumluluk projeleriyle geleceğe yatırım Kibar Topluluğu, toplumsal faydayı odağına alan sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye’nin farklı bölgelerinde eğitime ve çocukların gelişimine anlamlı katkılar sağlarken Kibar Gönüllüleri sayesinde uzun yıllardır verdiği desteğin sosyal etkisi de görülmeye başlandı. Kibar Gönüllüleri’nin destek verdiği okullardan Tuzla Mimar Sinan İlkokulu’nda hayata geçirilen atletizm sahası, geçen yılki açılışından bu yana öğrencilere ulusal çapta çok sayıda birincilik ve rekor kazandırdı. Dilovası Hacı Seyit Taşan İlkokulu’nda da kurulan Akıl Oyunları Kulübü ile öğrenciler il genelindeki yarışmalarda önemli dereceler elde etti.
Ankara ASO’dan ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi’ Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunun anahtarı olacak önemli bir buluşmaya ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 11 Aralık’ta ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi’ düzenlenecek. Sanayinin dijital dönüşümüne yönelik çalışmalarını sürdüren ASO, yazılım sektörünün tüm paydaşlarını ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi’nde bir araya getiriyor. 11 Aralık’ta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek zirvede kamu ve özel sektör temsilcileri, sanayiciler, akademisyenler ve öğrenciler bir araya gelecek. Etkinlikte yazılımın sanayiye entegrasyonu ve sektörün geleceği tüm yönleriyle ele alınacak. ASO 35’inci Bilgisayar Yazılımları Sanayi Meslek Komitesi’nin koordinasyonunda düzenlenecek zirvenin açılış konuşmalarını TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, ASO Başkanı Seyit Ardıç ile ASO Bilgisayar Yazılım Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Nuray Başar yapacak. Yazılım firmalarının bir nevi ‘orta ömür tuzağına’ düşmemeleri ve büyümelerinin devam edebilmesinin önündeki ana konular olarak görülen ürün yönetimi, markalaşma ve şirketlerin sürdürülebilirliğini etkileyen diğer konular masaya uzmanlarınca yatırılacak. "Yazılım sektörü, sanayinin merkezi haline geldi" ASO Başkanı Seyit Ardıç, sanayileşmenin yalnızca fiziksel üretimden ibaret olmadığını, dijital bir platforma taşındığını belirterek, "Yazılım, sanayiyi sadece destekleyen bir unsur değil, sanayinin merkezi haline gelmiştir" dedi. Türkiye’nin rekabet gücünün yalnızca fiziksel üretim kapasitesiyle değil, dijital üretim kapasitesiyle de şekillendiğini ifade eden Ardıç, sözlerine şöyle devam etti: "Sanayi 4.0, yapay zeka, büyük veri ve otomasyon gibi kavramlar sanayimiz ile bütünleşmek zorundadır. Sanayimizin yazılımla bütünleşmesi ve entegre olması teknoloji bağımlılığımızı azaltacak; katma değeri yükseltecek bir katkı da verecektir. Türkiye bu ekosistemi güçlendirdiği ölçüde uluslararası arenada önemli bir oyuncu ve rekabet gücü yüksek bir ülke olarak öne çıkacaktır. Biz de Ankara Sanayi Odası olarak bu vizyonla önemli bir etkinliğe imza atıyoruz. Bu etkinlik, sanayimizin yazılımla entegrasyonunu ve yazılımın önümüzdeki dönemde üretime katkısını tartışacağımız önemli bir platform olacaktır. Ülkemizin dijital dönüşüm yolculuğunun anahtarı olacağına inandığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi’nin önemli bir beyin fırtınası ortamı oluşturacağına inanıyor, katılımlarınızı bekliyorum." Etkinliğe kayıtlar ‘https://yazilimzirvesi.aso.org.tr/kayit’ adresinden yapılabilecek.