YEREL HABERLER - 06 Nisan 2012 Cuma 22:48

HAKKARİ`DE AVUKATLAR GÜNÜ KUTLAMALARI

A
A
A
HAKKARİ`DE AVUKATLAR GÜNÜ KUTLAMALARI

Hakkari Barosu tarafından "Avukatlar Günü" münasebetiyle bir gece düzenledi.
Şenler otelinde düzenlenen yemeğe Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Metin Kazandıoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Kaya, Hakkari Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Feyzullah Taş, il ve ilçelerden avukatlar katıldı.
Burada bir konuşma yapan Hakkari Barosu Başkanı Av. Kudbettin Bayazit, bugün avukatların ve savunma mesleğinin örgütü olan baroların, savunmanın ilk defa örgütlenişini kutladıkları ve sorunlarını paylaştıkları bir gün olduğunu belirtti. Hukukun temeli adalet, adaletin temeli savunma, savunmanın temelinin ise avukatlar olduğunu ifade eden Bayazit, ülkemizde yaşanan pek çok olumsuzlar içersinde 5 Nisan Avukatlar Gününüzü savunma hakkının ihlal edildiğini belirtti. Bayazit, meslektaşlarımız, dünya tarihinde
eşi benzeri olmayan bir yaklaşımla tutuklandığı belirterek, saldırıya uğradığı ve hukuk güvenliği ihlal edildiği bir ortamda, buruk bir biçimde kutlamanın üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.
Bayazit, "Ülkemiz ne yazık ki hukuk devleti olma yolunda ciddi sorunlar ve sıkıntılar yaşıyor. Bu nedenle avukatlar, hukuk devleti olmada sorunları olan bir ülkenin hukukçuları olarak bu durumun acılarını sancılarını ve sorumluluklarını, tıp ki avukatlık cüppeleri gibi yıllardır omuzlarında taşımaktadırlar. Ülkemizin en önemli sorunlarından olan Kürt sorununda sahnelenmesini anlamak mümkün değildir. Bu konuda öncelikle siyaset kurumlarını daha duyarlı ve ilkeli davranmaya, aksi davranışlar hiç kimseye
yarar sağlamadığı gibi, ülkemizi dönüşü olmayan maceralara ve felaketlere sürükleyecektir. Bütün bu sorunların çözümü, daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları ve daha fazla demokrasi ile mümkün olacağı inancını taşımaktayız. Tutuklu meslektaşlarımızın özgürlüklerine kavuşması dileğiyle, tüm zorluklara karşın büyük bir özveri ile çalışan meslektaşlarımızın avukatlar gününü kutluyorum" şeklinde konuştu.
Daha sonra Hakkari`ye getirilen Doğubayazıt`ın yetiştirdiği Dünyaca ünlü sanatçılardan Serhat Çarnewa`nın bir birinden güzel Kürtçe ve Türkçe şarkılara seslendirdi. Avukatlarda sanatçının şarkılarına eşlik ederek doyasıya eğlendiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım" dedi. Yılmaz, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve hükümet adına konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yılmaz, bütçenin önemine işaret ederek, "Bütçeler vesilesiyle aslında bir ülkenin bütün politikaları tartışılıyor, dünya değerlendiriliyor, Türkiye değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu görüşmeleri çok kıymetli bulduğumuzu ve bunlardan yürütme olarak da mutlaka istifade etmeye çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak şunun da altını çizmek isterim: Bütçeler, elbette bütçe hakkı nihai olarak Meclisimizindir. Nitekim, nihai olarak burada Meclisimiz kabul edecektir veya reddedecektir veya değiştirecektir ancak bütçelerin özel bir durumunun olduğunu da görmemiz lazım. Bütçeler aynı zamanda yürütmenin halka söz verdiği hususlarda icraat yapabilmelerinde temel araç niteliğindedir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye için özellikle içinden geçtiğimiz dönemde son derece kıymetlidir. Tabii ki bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilemeyeceği geliştirilemeyeceği anlamına da kesinlikle gelmemektedir. Her sistem gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de iyileştirmeye, geliştirmeye açık bir sistemdir. Yapısında, tabiatında bu var. Çünkü birçok hususu kanun olmadan da düzenleme hakkı getirmektedir. Niye böyle bir hak vermiş Anayasa? İdare daha hızlı hareket edip kendisini yeni şartlara uyarlasın diye. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaşanan tecrübeler ışığında, birikimler ışığında geliştirilmesi, iyileştirilmesi her zaman mümkündür. Bu noktada da müsaadenizle muhalefete bir eleştiride bulunmak istiyorum. Bir taraftan bu sistemin iyileştirilmesini siz de talep ediyorsunuz. Ama bir taraftan da bu sistemi iyileştirecek anayasal çalışmalarda biz yokuz diyorsunuz. Ben bunu bir tutarsızlık olarak görüyorum. Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım. Demokrasi dediğimiz bu. Tartışmadan doğruyu bulamayız. Konuşmadan doğruyu bulamayız. Dolayısıyla dışlayıcı yaklaşımların ben hiçbir şekilde ülkemize fayda getirmediğini vurgulamak istiyorum. Bu sistem doğru bir sistem ve iyileştirilmeye açık bir sistem." Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin bilgi vererek, "Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarıya yakını barışa hizmet anlamında yurt dışındaki askerlerimize gönderdiğimiz ödeneklerden başka kurumlara transfer ettiğimiz ödeneklerden oluşuyor. Bir taraftan da dünyanın üçüncü kütüphanesi olan millet kütüphanemize yaptığımız harcamalarda bu bütçenin içinde yer alıyor. Dolayısıyla çok masraflı bir sistem oluştu. Cumhurbaşkanlığı sistemi çok daha fazla para tüketiyor yaklaşımı da rakamlarla teyit edilmeyen doğru bir yaklaşım değil. Örtülü ödenekle ilgili de yine bir takım fikirler ortaya koyuldu. Orada da değerli arkadaşlar limit limitler kanunlarla açıkça belirlenmiştir. Binde onu gibi hatırlıyorum. Yanılıyor olabilirim. O limitin çok çok altında bir oranda örtülü ödenek harcanıyor. Hiçbir şekilde o limitler aşılmıyor. Türkiye dediğim gibi bir hukuk devleti, kuralların olduğu bir devlet ve bu kuralların içinde harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Yılmaz vergilerle ilgili olarak, "Asıl geride olduğumuz doğrudan vergiler, doğrudan vergilerde biz Avrupa Birliği OECD oranlarına göre çok daha düşük oranda vergileri topluyoruz, bunu da değiştirmek bizim de bir politikamız, bunu Orta Vadeli Program’a da yazmış durumdayız. Doğrudan vergilerin payını artırmak istiyoruz, bu anlamda çok sayıda adım attık, kurumlar vergisi oranını 5 puan artırdık, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği için projelerde yüzde 10 artırdık kurumlar vergisini, banka ve diğer finansal kuruluşların finansal faaliyet harçlarını yüzde 50 yükselttik, çok uluslu şirketlerde minimum kurumlar vergisi yüzde 15 olacak dedik, yerli şirketlerde yüzde 10 olacak dedik, şirketlerin taşınmaz satışlarında uygulanan yüzde 50 kazanç istisnasını kaldırdık, kâr paylarındaki gelir vergisi stopajını yüzde 15’e yükselttik, daha çok sayıda eylem var ve bütün bunlarla 2024 yılında yüzde 65,8 olan dolaylı vergilerin payını 2026 yılında yüzde 61,8’e indirmeyi hedefliyoruz, daha da aşağıya elbette çekelim ama şunun da altını çizmek isterim: Bizim dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözetiyoruz, düşük gelirli grupların daha fazla tükettiği ürünlerde KDV’yi, ÖTV’yi düşük tutuyoruz veya hiç almıyoruz, yüksek gelirli grupların tüketimlerinden daha fazla ÖTV ve KDV alıyoruz, dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözeten bir yapı kuruyoruz. Türkiye’nin toplam vergi yükü yani dolaylı, dolaysız pirimler millî gelire oranla 23,5. Bu oran OECD’de yüzde 33,9; AB ülkelerinde yüzde 39,9. Hani "Herkesten vergi alıyorsunuz, çok vergi alıyorsunuz." diye bir iddia var, bu rakamlar onu desteklemiyor. Bizim millî gelire oranla topladığımız tüm vergiler -doğrudan, dolaylı, sosyal güvenlik primleri, hepsini dâhil ederek- millî gelire oranla yüzde 23,5; OECD’de bu oran yüzde 33,9; Avrupa Birliğinde yüzde 39,9. Bu oranları da görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Mert Hakan Yandaş ve Metehan Baltacı’nın da arasında bulunduğu 20 şüpheli tutuklandı Futbol dünyasında ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve Murat Sancak’ın bulunduğu 20 şüpheli çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Aralarında Zorbay Küçük, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak ve Tolga Kalender’in de bulunduğu 19 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında eski Adanademirspor Başkanı Murat Sancak, futbolcular Mert Hakan Yandaş ile Metehan Balcı, spor yorumcusu Ahmet Çakar ve hakem Zorbay Küçük gibi isimlerin de bulunduğu, futbol müsabakalarında görev yapan bir kısım hakem, futbolcu ve bazı kulüp yetkililerinin karıştığı ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. 20 şüpheli tutuklandı Soruşturma kapsamında Savcılıktaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüpheliler Emrah Çelik, Yunus Emre Tekoğul, Metehan Baltacı, İzzet Furkan Malak, Bartu Kaya, Murat Sancak, Orkun Özdemir, Kadir Kaan Yurdakul, Faruk Can Genç, Alessane Ndao, Mert Hakan Yandaş, Ersen Dikmen, Kerem Yusuf Sirkeci, Emircan Çiçek, Ahmet Okatan, Gürhan Sünmez, Mehmet Emin Katipoğlu, Volkan Erten, Şahin Kaya ve Ümit Kaya çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. 19 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı Diğer şüpheliler Abdulsamet Burak, Cengiz Demir, Erhan Çelenk, İsmail Kalburcu, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak, Tolga Kalender, Uğur Kaan Yıldız, Gamze Neli Kaya ve Zorbay Küçük ’imza atmak’ şeklinde; Ahmet Abdullah Çakmak, Eren Karadağ, Uğur Adem Gezer, Arda Türken, Muhammed Furkan Özhan, Yusuf Özdemir, Ensar Bilir, Oktay Aydin ve Yücel Gürol ’yurt dışına çıkış yasağı’ ve ’imza atmak’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldı.