GENEL - 07 Nisan 2012 Cumartesi 15:00

CİNAYETE KURBAN GİDEN KADINLARIN YÜZDE 33`Ü EŞLERİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR

A
A
A
CİNAYETE KURBAN GİDEN KADINLARIN YÜZDE 33`Ü EŞLERİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR

Akdeniz Üniversitesi`nde yapılan bir araştırmaya göre, cinayete kurban giden kadınların yüzde 33`ü eşleri tarafından öldürülüyor. Cinayetlerde genellikle ateşli silahlar kullanılırken, cinayet nedenleri arasında namus meselesi, evi terk etme ve kadının küfür etmesi bile yer alıyor.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı`nda yapılan bir araştırmayla cinayete kurban giden kadınların ve faillerin profili çıkarıldı. Araştırma sonucu cinayetlerinin nedeni ve işleniş şekilleri de ortaya konuldu. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karagöz danışmanlığında Uzman Dr. Akın Tütüncüler tarafından yapılan araştırma kapsamında 1996 yılından sonra Antalya`da öldürülen 141 kadına ait otopsi raporları ve 79 cinayetin mahkeme karar tutanakları tek tek incelendi.
YÜZDE 33`ÜNÜ EŞLERİ ÖLDÜRDÜ
Araştırma sonunda kadınların yüzde 33`ünün eşi ya da birlikte yaşadığı kişi tarafından öldürüldüğü belirlendi. 24 kadın hiç tanımadığı birisi tarafından katledilirken, 9 kadının eşinin akrabaları tarafından öldürüldüğü tespit edildi. Cinayeti işleyenler arasında nişanlı, arkadaş, akraba hatta komşuların bile olduğu görüldü. Kadınların en çok kendi evlerinde cinayete kurban gittikleri belirlenirken, cinayetlerin yüzde 15`nin de ormanlık alanda veya cadde ortasında işlendiği kayıtlara geçti.
12 KADIN TECAVÜZ EDİLİP ÖLDÜRÜLDÜ
Otopsi raporlarından elde edilen bulgulara göre; cinayetlerde suç aleti olarak en çok ateşli silahlar, kesici ve delici aletlerle işlenen cinayetlerde yer alıyor. Kadınların yüzde 16`sının ise boğazlanarak öldürüldüğü belirlendi. Araştırmaya göre kadınlar genellikle 21-25 yaşları arasında katledilirken, cinayete kurban giden kadınlardan yüzde 12`sine ise öldürülmeden önce tecavüz edildiği dikkat çekiyor. Öldürülen kadınların yarıdan fazlası evli ya da birlikte yaşıyor, yüzde 59`unun da ev hanımı olduğu
görülüyor.
FAİLLERİN ÇOОUNLUОU İŞSİZ
Araştırmada faillerle ilgili ilginç bir de sonuca ulaşıldı. Buna göre faillerin yüzde 24`ünü sabıkalılar, yüzde 55`ini ise işsiz ve düzenli bir işi olmayanlar oluşturuyor. Faillerin yaş ortalaması 19 ile 76 arasında değişirken, en fazla cinayetin 21-25 yaşları arasında işlendiği görülüyor. Araştırmaya göre cinayetlerin yarıdan fazlası tek bir kişi tarafından işlenirken, 33 kadının iki veya daha fazla kişi tarafından öldürüldüğü dikkati çekiyor.
KÜFÜR BİLE CİNAYET NEDENİ
Araştırmaya göre kadınlar en çok eve dönmeyi reddettiği için öldürülüyor. Namusunu lekelediği gerekçesiyle öldürülme ise ikinci sırada yer alıyor. Kıskançlık, kadının boşanmak istemesi veya boşanmak istememesi ve sürekli devam eden geçimsizlik de en çok görülen cinayet gerekçeleri arasında yer alıyor. Kadının eşine küfretmesi bile cinayet gerekçeleri arasında bulunuyor. Tanımadığı kişiler tarafından öldürülen kadınların ortak yanı ise tecavüze uğramaları.
EVLİLİK KURUMUNA BAKIŞ ETKİLİ
Araştırmayı değerlendiren AÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karagöz, kadın cinayetlerin merkezinde eş cinayetleri yer aldığını belirterek, "Toplumumuzda evlilik kurumuna bakış; erkeğin kadını maddesel sahiplenmesi şeklinde. Namus anlayışı, terk edilme korkusu gibi kavramlar cinayet gerekçelerinde ilk sıralarda. Bir erkeğin kendisine küfür ettiği için eşini öldürmesi çok düşündürücü" dedi.
Eş cinayetlerinin genellikle ayrılık döneminde gerçekleştirildiğini kaydeden Yrd.Doç. Dr. Karagöz, "Bu süre zarfında eşlere psikolojik danışmanlık desteği verilebilir. Kadınların kendilerini güvende hissedebilecekleri kurumlara da büyük görev düşüyor. Araştırmamızda tespit ettiğimiz önemli bir bulgu da sanıkların çoğunun sabıkasız olması. Bu tespitten, sadece sabıkalı ya da suça meyilli bilinen kişilerle birlikte yaşayan kadınların değil, bu tarz bir öyküsü olmayan erkeklerle yaşayan kadınların da risk
altında olduğu söylenebilir" diye konuştu.
Faillerin neredeyse tamamının eğitim durumunun düşük olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Karagöz, "Eğitim öğretim sürecinde aile, evlilik, insan hakları, kadın hakları gibi konularda eğitime ağırlık verilmesinin faydalı olabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca yazılı ve görsel medya şiddet olaylarında çok etkili. Şiddeti özendirici yayınlardan kaçınmak gerekiyor" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Karagöz, kadın cinayetlerinin genellikle ateşli silahlarla işlendiğini hatırlatarak silah ediniminin kolaylığına dikkati çekti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Başkan Dönmez: “15 gün içerisinde İskenderun’da 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı” Hatay’ın İskenderun ilçesinde alt yapı sorununu çözmek için çalışmalarını yürüten İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, 15 gün içerisinde kentte 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizlendiğini söyledi. Depremin yaralarının sarıldığı Hatay’ın İskenderun ilçesinde 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sandıktan Cumhur İttifakı adayı Mehmet Dönmez zaferle çıkmıştı. Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan Başkan Dönmez, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nden destek alarak alt yapı sorununu çözmek için çalışma başlatmıştı. Başkan Dönmez, yürütülen çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. 10 yıllık süreçte Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin İskenderun’da alt yapıya yönelik yeteri kadar çalışma yapmadığını ifade eden Dönmez, “Yerel seçimler sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk ile toplantı yaptık. İskenderun’un alt yapı sorununa çözebilmek için hızlı bir başlangıç yaptık. Yaptığımız saha çalışmalarında Hatay Büyükşehir Belediyesini geçtiğimiz 10 yıl boyunca yönetenlerin İskenderun’un alt yapısının bakımına dair hiçbir çalışma yapmadığını ve atık su kanallarının tamamen tıkalı olduğunu gördük. Bu bir iddia değil, Gaziantep, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin ve İskenderun Belediyesi ekiplerinin tespitidir. Şehir merkezindeki pek çok noktada 10 yıl boyunca bakım yapılmadığı için tıkanan kanalizasyon şebekesi nedeniyle lağım suları evlerin bodrumlarını doldurup, yollara sızmaya başlamıştı. Üç büyükşehir belediyesi ekipleri, günde 17-18 saat çalışarak tıkalı olan kanalları açıp, gerekli onarımları yaptılar. İskenderun Belediyesinden işi bilen arkadaşlarımız da aynı gayretle bu çalışmalara katıldılar ve bu kahramanlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 15 gün içerisinde 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı. Eğer her yıl periyodik olarak bu kanalların temizliği yapılmış olsaydı, bu sorunları hiç yaşamazdık” dedi. HATSU’ya ait depolarda atıl vaziyette duran 75 adet pompanın kullanılmadığını ve vatandaşların mağduriyete mahkum edildiğini ifade eden Başkan Dönmez, “HATSU deprem sonrası elimizde pompa yok açıklaması yapmıştı, 75 tane pompa olduğunu tespit ettik. Bunların bazılarının kablosu kopmuş, bazılarının bilyesinde arıza var. Biz 15 bin TL masrafla 6 tane pompayı tamir ettik, 6 pompanın değeri yaklaşık 10 milyon TL ve biz 15 bin TL masrafla bunları çalışır hale getirdik. Bugün canla başla canları pahasına bu çalışmaları yapan, ailelerinden uzak çalışan 18-24-36 saat çalışan Gaziantep, Kayseri, Konya Büyükşehir ekiplerine teşekkür ediyorum. Bu ekipler buraya gelmek için bizi mi beklediler? Hayır, depremde bu ekipler buradaydılar ama HATSU tarafından muhatap bulamadılar. ’Yapılacak bir şey yok, alt yapı çöktü’ cevabını aldılar. Mehmet Öntürk başkanımız HATSU’da yeniden kadro kuruyor. Kısa sürede Hatay’ın her köşesinde güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.