YEREL HABERLER - 20 Aralık 2011 Salı 14:57

TÜRKMENİSTAN-TÜRKİYE İŞBİRLİĞİNE DOĞRU

A
A
A
TÜRKMENİSTAN-TÜRKİYE İŞBİRLİĞİNE DOĞRU

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Türkmenistan’da en fazla yatırım yapan ülkenin Türkiye olduğunu ve bu iki ülke arasındaki dış ticaretin 1.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, "Türkmenistan’ın güçlü ve güzel bir geleceğe doğru yol almasındaki en büyük katkı sağlayıcısı Türkiye olacaktır" dedi.
Türkiye’de bu yıl 7’ncisi düzenlenecek olan ’Türkmenistan Tanıtım Günleri Etkinliği’ne katılmak üzere Mersin’e gelen Türkmenistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Beşimmurat Hocamuhammedov ile Türkmenistan Denizcilik-Ulaştırma Bakanı Meylis Mütdikov, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nu ziyaret etti. Türkmenistan Büyükelçisi Şevki Mütevellioğlu ve Türk-Türkmen İş Konseyi Başkanı Sefa Gömdeniz’in de eşlik ettiği ziyarette konuşan Vali Güzeloğlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkmen heyete Türkiye ve Mersin ekonomisi hakkında bilgiler veren Güzeloğlu, Türkiye’nin dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen 2011 yılının son çeyreğinde 8.2’lik, 9 aylık süreçte de 9.6’lık büyüme oranına konu olduğunu anlatarak, "Bu oranlarla birlikte ülkemiz dünyada en hızlı gelişen ikinci ekonomi olmuştur. Türkiye olarak büyümemizi sürdürürken, kardeş devletimiz Türkmenistan’la olan ilişkilerimizin de aynı hızda büyümesini ve dış ticaretimizin karşılıklı olarak gelişmesini arzuluyoruz. Öte yandan Mersin, Türkiye’nin büyümesine katkı koyan ve kalkınma anlamındaki zenginliklerin büyük bir bölümünü sağlayan çok önemli bir kenttir. İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en büyük dış ticaretini gerçekleştiren bir kent olarak ön plana çıkan Mersin’in, 2010 yılı sonunda 16 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmi bulunmaktadır" diye konuştu.
"MERSİN, TÜRKMENİSTAN’LA İŞBİRLİĞİ YAPMAYA DÖNÜK ALTYAPILARI OLAN BİR BÜYÜKŞEHİRDİR"
Mersin’in ticari anlamda birçok değeri bünyesinde barındırdığının altını çizen Güzeloğlu, uluslararası Mersin Limanı’nın Türkiye genelinde İstanbul Ambarlı Limanı’ndan sonra en büyük ikinci liman olduğu bilgisini vererek, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Yine Mersin Limanı dünyanın en büyük ilk 100 limanı arasındadır. 2010 yılı sonu itibariyle Mersin Limanı’ndan gerçekleştirilen mal ve işlem hacmi, 1 milyon 200 konteynır yüke yakındır. Avrupa ve Amerika’da üretilen malların Asya’ya gönderilmesi konusunda önemli bir aktarım ve lojistik merkezi olan Mersin Limanı’nın önemi ortadadır. Limanımız, Türkmenistan’la olan mal-işlem hacmi ve karşılıklı ticarette önemli bir rol oynayacaktır. Tüm bunların yanında Türkiye’de ilk olarak kurulan ve şu anda ülkemiz genelinde büyüklük anlamında 2’nci sırada bulunan Mersin Serbest Bölgesi, 2010 yılı sonunda 2.5 milyar dolar civarında işlem hacmi gerçekleştirmiştir. Önümüzdeki dönemde Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın önderliğinde, ilimize Yeni Nesil Serbest Bölgeler de kurulacaktır. Kısacası Mersin; tarımdan dış ticarete, lojistikten serbest bölgeye kadar hem Türkiye’ye katkı sunan hem de Türkmenistan’la çok güzel işbirlikleri yapmaya dönük altyapıları olan bir büyükşehirdir."
Mersin’de gerçekleştirilecek olan ’Türkmenistan Tanıtım Günleri’nin büyük bir önem taşıdığına vurgu yapan Güzeloğlu, etkinlikle Türkmenistan’ın Mersinli sanayicilere tanıtılacağına ve oradaki yatırım imkanlarının herkes tarafından daha iyi anlaşılacağına işaret ederek, "Türkmenistan Tanıtım Günleri, iki ülkenin birbirini tanıması açısından önemli bir etkinliktir. Önümüzdeki günlerde kalabalık bir heyetle ata toprağımız olan Türkmenistan’ın Aşkabat kentini ziyaret edeceğiz. Yapacağımız ziyaretin Türkiye ve Türkmenistan arasındaki ticari ilişkinin gelişmesine büyük katkısı olacaktır. Öte yandan Mersin’in ticari anlamdaki ilişkilerini geliştirmesinde ’Kardeş Şehir’ uygulamaları önemlidir. Genel olarak baktığımızda Türkmenistan ile Türkiye’nin kardeş olduğunu biliyoruz. Ancak, detaylı bir değerlendirme sonrasında Aşkabat ve Mersin illeri arasında bir kardeş şehir anlaşmasının tesis edilmesi, ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacaktır" dedi.
Güzeloğlu, Türkmenistan’da en fazla yatırım yapan ülkenin Türkiye olduğunu ve bu iki ülke arasındaki dış ticaretin 1.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğine dikkat çekerek, Türkmenistan’ın güçlü ve güzel bir geleceğe doğru yol almasındaki en büyük katkı sağlayıcısının Türkiye olacağını da sözlerine ekledi.
Türkmenistan Ekonomi-Kalkınma Bakanı Beşimmurat Hocamuhammedov ise, ’Türkmenistan Tanıtım Günleri Etkinliği’nin Mersin’de yapılacak olmasının kendileri açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Etkinliğin Mersin’de gerçekleştirilecek olmasını bazı nedenlere bağlayan Hocamuhammedov, şunları kaydetti; "Mersin’in ayrıcalıklı kılınmasının önemli nedenleri, en eski Sanayi ve Ticaret Odası’nın burada yapılandırılmış olmasıdır. Serbest Bölge’ye sahil olan Mersin’in, Teknolojik Kalkınma Bölgesi’nin bulunması ve ilişkilerimizi daha da güçlendireceğine inandığımız bir limana sahip olması bizim açımızdan Mersin’e ayrı bir önem katmaktadır."
Türkmenistan Denizcilik-Ulaştırma Bakanı Meylis Mütdikov da, Mersin Limanı’nın ticari anlamdaki önemine değinerek, Türkmenistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişerek devam edeceğine inandığını dile getirdi.
Konuşmaların ardından Türkmen bakanlar tarafından Güzeloğlu’na Türkmenistan’ı tanıtıcı dokümanlar takdim edilirken, Güzeloğlu ise Türkmen bakanlara Mersin’de üretimi yapılan zeytin ürünlerinden oluşan bir hediye paketi verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates takip etti” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimleri ile aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 284,3 ile kuru incirde görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 229,9 ile limon, yüzde 227,4 ile karnabahar, yüzde 176,6 ile kuru üzüm, yüzde 169,5 ile patates takip etti. Kuru incir 3,8 kat, limon ve karnabahar 3,3 kat, kuru üzüm 2,8 kat, patates 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 441 lira 99 kuruşa, 7 lira 50 kuruş olan limon markette 24 lira 74 kuruşa, 10 lira 88 kuruş olan karnabahar 35 lira 61 kuruşa, 60 lira olan kuru üzüm 165 lira 99 kuruşa ve 10 lira olan patates 26 lira 95 kuruşa satıldı.” “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu” Nisan ayında markette 39 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldüğünü ifade eden Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates, yüzde 47,9 ile limon, yüzde 23,2 ile tavuk eti ve yüzde 22,9 ile karnabahar takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 51 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 50,7 ile sivri biber, yüzde 31,4 ile salatalık, yüzde 19,5 ile yumurta ve yüzde 14,5 ile kabak izledi” ifadelerini kullandı. “Üreticide en çok fiyat düşüşü patlıcanda görüldü” Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’inde fiyat artışı, 14 üründe fiyat düşüşü olduğunu söyleyen Bayraktar, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 60,4 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 58,6 ile sivri biber, yüzde 35,6 ile salatalık, yüzde 34,1 ile karnabahar, yüzde 25,8 ile yumurta ve yüzde 12,5 ile kabak izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 114,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 68,1 ile yeşil soğan, yüzde 20,1 ile maydanoz, yüzde 13,8 ile dana eti ve yüzde 7,2 ile kuzu eti izledi” açıklamasında bulundu. Üreticide yaşanan fiyat değişimlerine de değinen Bayraktar, “Limonda sezonun sonuna gelindiği için fiyatlar yükseldi. Arzdaki azalışa bağlı olarak yeşil soğan ve maydanozda fiyatlar arttı. Mevsim sonu itibarıyla havuca olan talebin azalmasıyla fiyat düştü. Yumurta sektöründeki dönemsel arz fazlası ile ihracatta yaşanan sıkıntılar birleşince yumurta fiyatları geriledi” şeklinde konuştu. Sera ürünlerinde ise fiyatların düştüğünü aktaran Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Genel Müdürlüğü verilerine göre şubat ayı son 53 yılın en sıcak ikinci şubat ayı, mart ayı ise son 53 yılın en sıcak dokuzuncu mart ayı oldu. Nisan ayında da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğu, 30 dereceleri aştığı görüldü. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen aşırı sıcaklıklar serada yetiştirilen sebzelerde erken olgunlaşmayı sağladı, verimi artırdı. Olgunlaşmanın hızlanması ile birlikte hasat edilen ürün miktarındaki artış, diğer taraftan ihracata giden ürün talebinde azalma ile patlıcan, sivribiber, salatalık ve kabakta fiyatlar düştü.” Bayraktar, nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere ilişkin ise şöyle konuştu: “Ziraat odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre nisan ayında mart ayına göre 20.20.0 gübresi yüzde 1,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,7 ve DAP gübresi yüzde 1,6 oranında artış gösterdi. Buna karşın ÜRE gübresi yüzde 2,6, amonyum nitrat gübresi ise yüzde 2,2 oranında düştü. Geçen yılın nisan ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 40,2, ÜRE gübresi yüzde 38,7, DAP gübresi yüzde 31,2, amonyum nitrat gübresi yüzde 29,5 ve 20.20.0 gübresi yüzde 26,5 oranında arttı. Nisan ayında mart ayına göre süt yemi yüzde 3, besi yemi yüzde 2,7, son bir yılda süt yemi yüzde 49, besi yemi yüzde 47 oranında arttı.” Bayraktar, tarım ilacı fiyatlarında ise yüzde 56,6 oranında artış yaşandığını kaydetti.
İstanbul Türkiye’nin İnovatif Girişimcileri Avrupa Birliği’ne açılıyor Türkiye’nin teknoloji girişimciliği eko-sistemini buluşturan SMARTNET Lansmanı gerçekleştirildi. SMARTNET Projesi hakkında bilgilendiren Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Türkiye’nin çok başarılı girişimcilerini, Avrupa ekosisteminin büyük pazarıyla ve fonlarıyla buluşturan bir proje olacak” dedi. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Yıldız Teknik Üniversitesi liderliğinde yürütülen SMARTNET Projesi kapsamında 30 Nisan’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde lansman düzenlendi. Düzenlenen lansman etkinliğine; Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz’ın yanı sıra teknoloji girişimleri, start-up’lar, KOBİ’ler, teknoloji arayüzleri, akademisyenler ve ilgili kurum temsilcileri katıldı. Girişimciler girişimlerini tanıtarak yatırımcılarla buluştu SMARTNET Projesinin girişimcilere sunduğu desteklerin ve yapay zeka alt yapısı ile geliştirilen girişimci network platformunun tanıtıldığı etkinlikte ayrıca özel bir “demo-day” oturumu düzenlendi. Bu oturumda proje kapsamında verilen eğitimlere katılarak mentorluk desteği alan ve yatırımcılarla buluşmak için gerekli kriterleri sağlayan girişimciler girişimlerini tanıtarak yatırımcılarla buluştu. Girişimciler ayrıca Avrupa Birliği girişimcilik eko-sistemini tanımak, ağ geliştirmek, şirketlerini ve ürünlerini tanıtarak yabancı yatırımcılarla buluşmak üzere Berlin’e gidecek. “En büyük etken paraya ve fona ulaşamamaktır” Lansmanda konuşan Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Bu proje aslında girişimcilerin fona, girişim sermayesi fonlarına ulaşımını kolaylaştırıyor. Buna hızlandırma diyoruz. Hızlandırma ne demek? Aslında kurulan girişimlerin büyüklüğü oranı belli bir süre sonra ölüm vadisi dediğimiz yere düşüyor. Orada da en büyük etken paraya ve fona ulaşamamaktır. Eğer biraz parası olsa fikir çok güzel iyi gidiyor. O ölüm vadisinden hızlıca geçecek ve yükselecek. İşte bu proje bunu sağlıyor. Biz burada ne yaptık? Yüzlerce girişimciye eğitim verdik, mentorluk verdik” dedi. “Avrupa ekosistemiyle ilgili onlara hukuksal destek vermeniz lazım” Nasıl fona ulaşılacağı ve nasıl iş planı yapılacağı hakkında girişimcileri bilgilendirdiklerini belirten Prof. Dr. Tamer Yılmaz sözlerine şunları ekledi: “Nasıl bütçelendirme yapılır ve değer önerisi oluşturulur bunları da anlattık. Ama yeterli değil. Bizim Avrupa Birliği fonlarına da ulaşmak gibi bir hedefimiz var. Çünkü Londra, Amsterdam, Berlin ve Paris gibi şehirlerde büyük ekosistemler var. Burada sunum yapan, seçtiğimiz 7 girişimciyi Berlin’e gönderiyoruz. Bizim Avrupa ekosistemiyle ilgili onlara hukuksal destek vermeniz lazım. Çünkü Türkiye’nin hukuku farklı. Avrupa’nın iş yapma hukuku farklı. Onlara Avrupa ekosistemiyle ilgili mentorluk vermeniz lazım. Yine onların yatırımcıyla buluşturmamız, yatırımcıya sunum yapmalarını ve sunum yaparken de nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Bu sayede orada sunumunda başarılı olsunlar. Bu proje de aslında onu sağlayacak. Türkiye’nin çok başarılı girişimcilerini, Avrupa ekosistemini büyük pazarıyla ve fonlarıyla buluşturan bir proje olacak.” “600’den fazla girişimci hemen platforma üye oldu” SMARTNET Projesi Takım Lideri Ufuk Batum ise “Biliyorsunuz Türkiye Girişimcilik ve Teknoloji ekosisteminde büyük bir arayış içerisinde. 20 yıldır uygulamada, teknoparklar kurduk. Teknoloji transfer ofisleri, bin 300’den fazla AR-GE merkezi, belki 300’den fazla tasarım merkezi kuruldu. Şimdi burada ne lazım? Belki de bu farklı yapıları konuşturan, yani mentorlarla girişimcileri, girişimcilerle, yatırımcıları buluşturan, eşleştiren, yapay zekayla bunları sıçratacak bir platforma ihtiyaç vardı. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin desteklediği bu proje bağlamında bir platform lansmanını yaptık. İddialı ve çok da hızlı karşılık gördü. Çok kısa sürede 600’den fazla girişimci hemen platforma üye oldu. Üyelik; girişimler, mentorlar, eğitmenler tarafında tamamen ücretsiz. Demek ki oraya gelip profilinizi bırakıyorsunuz. Mentor arıyorsanız bir anahtar kelimelerle mentorlara talepte bulunabilirsiniz. Yatırımcı arayabilirsiniz. Tersine yatırımcı da belli teknoloji dikeyinde yatırım yapmayı düşündüğü şirketler arıyor olabilir” açıklamasını yaptı. “Start-uplarımızın değeri 2030’da 100 milyar dolar olacak” Son 20-25 yıla bakıldığında bu sürecin Türkiye’de öğrenme ile geçirildiğini belirten Ufuk Batum sözlerine şunları ekledi: “Altyapılar kurduk. Teknoparklar, binalar yaptık. Mevzuatla ilgili hibeler, destekler, programlar yaptık. Şimdi ben bunu 3-4 yıldır söylüyorum ve 3-4 yıldır da hakikaten de güzel şeyler oldu. Bizim platformumuzla Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi çok büyük bir sıçrama yapacak. Yaptığımız yatırımların meyvesini bundan sonra toplayacağız. Çok nitelikli ve piyasa değeri olan şirketler ortaya çıkacak. Sadece 7 unicorn değil, 2030’a kadar Türkiye’de 25 tane unicorn ortaya çıkacaktır. Bugün bütün start-uplarımızın değeri, 40 milyar euro. Tahmin ediyorum 2030’da 100 milyar dolar olacak.”