YEREL HABERLER - 11 Aralık 2011 Pazar 15:36

TARİHİ SUNGURLU SAAT KULESİNE BELEDİYE SAHİP ÇIKTI

A
A
A
TARİHİ SUNGURLU SAAT KULESİNE BELEDİYE SAHİP ÇIKTI

Çorum’un Sungurlu ilçesinde 19. yüzyıla ait sivil yapıların en güzel örneklerinden biri olan 120 yıllık tarihi saat kulesinin saati arızalanmasının ardından Belediye Başkanlığı bir çalışma başlattı.
Türkiye’deki 52 tarihi saat kulesinden biri olan ve Kaymakam Edip Bey tarafından 1892 yılında inşa ettirilen saat kulesinin zamanı gösteren yelkovan ve akrep’in çalışmadığı gören vatandaşlar, zamana şaşırarak, kendi saatlerini kontrol etmeye başladığı görülmüş.
Kulenin dört bir yana bakan saat göstergeleri 09.50’i göstererek durmuş halde görülürken, kimi vatandaşlar ise bu görüntünün ilçeye hiç yakışmadığını belirterek yetkilileri göreve çağırmıştı.
Bunun üzerine Sungurlu Belediye Başkanı Selahaddin Uzunkaya, belediye olarak tarihi saat kulesinin bakım çalışmalarına başladıklarını belirterek, "Maneviyatımıza sahip çıkıyoruz ve her zaman da çıkmaya devam edeceğiz" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avcılar’da "Sezai Karakoç" temalı Hitabet Yarışması’nın finali gerçekleştirildi Avcılar’da "Sezai Karakoç" temalı liseler arası ödüllü Hitabet Yarışması’nın Finali, düzenlenen programla gerçekleştirildi. Avcılar İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Avcılar Şubesi iş birliğiyle düzenlenen "Sezai Karakoç" temalı liseler arası ödüllü Hitabet Yarışması Finali, Doğa Koleji Avcılar Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Programa, Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk, İl Millî Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı ve Bakan Danışmanı Mahmut Bıyıklı, protokol üyeleri, öğretmen ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte birincilik ödülünü kazanan Avcılar Mehmet Baydar Anadolu Lisesi öğrencisi Amina Hüseyin oldu. Hitabet sanatını teşvik eden etkinlik büyük ilgi topladı. Program ödül takdimi ve fotoğraf çekimlerinin ardından sona erdi. “Sezai Karakoç, hayatı ve eserleriyle diriliş neslinin yetişmesi için çabalayan bir fikir ve gönül adamıydı” Emeği geçen herkese teşekkürlerini ileten Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk, "Zihin ve gönül dünyalarını süsleyen, düşüncelerini bir hatip gibi bizlere sunan öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Talim ve Terbiye Kurulu olarak, öğrencilerimizin zihin ve fikir dünyalarını zenginleştiren bu tür etkinlikleri çok önemsiyoruz. Sezai Karakoç, hayatı ve eserleriyle diriliş neslinin yetişmesi için çabalayan, mücadeleden kaçınmayan bir düşünce ve gönül adamıydı. O, bizlere dirilişin müjdesini verirken, bunun için gereken çabayı da yaşantısı ve bıraktığı eserlerle gösterdi" şeklinde konuştu. “Sezai Karakoç, ruhlardaki anlam arayışını dirilterek tarih huzurunda yüzü ak durmayı başaran bir gönül işçisidir” İl Millî Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ise, "Şehrimizin farklı ilçelerinde, gönül ve fikir dünyamızı besleyen isimlerin adıyla düzenlenen hitabet yarışmalarını çok değerli buluyoruz. Hitabet, kendini ifade etmenin yanı sıra araştırma, öğrenme ve analiz edip yorumlama yeteneği gerektiren bir beceridir. Öğrencilerimizin, ülkemizin fikir adamlarının eserlerini okuyarak, gelecek tasavvurlarını içselleştirmesi ve aktarması, bu etkinlikleri daha da anlamlandırmaktadır. Sezai Karakoç; ruhlardaki anlam arayışını dirilterek, tarih huzurunda yüzü ak durmayı başaran bir gönül işçisiydi. Fikri, edebi ve insani eksende sunduğu eserleri ve düşünceleri ile anlam dünyamızı zenginleştiren bir edip, sanatkar ve aksiyon adamıdır. Onun şahsiyetini, yaşantısını ve eserlerini anlamlandırabilmek, bizler ve siz değerli öğrencilerimiz için çok önemli bir ışık kaynağı olacaktır" dedi. “Diriliş külliyatı milletimizin olduğu kadar insanlığın da kurtuluş külliyatıdır” Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı da, "Sezai Karakoç, şehirlerin kapalı ve kirlenmiş havasına taze dağ havası getiren bir diriliş öncüsüydü. Ömrünü medeniyetimizin yeniden dirilişi davasına vakfeden bu müstesna şahsiyet, Rabbimizin milletimize adeta bir armağanıydı. Yazdıklarıyla ve yaşadıklarıyla örnek ve öncü oldu. Diriliş külliyatı, milletimizin ve insanlığın kurtuluş rehberidir. Necip Fazıl’ın ’Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır’ sözünü hatırlatarak, Sezai Karakoç’u anlamak da her şeyi anlamak demektir. Çünkü o, çağın sorunlarına her alanda çözüm üretmiş, gençlerimizin okuması gereken bir yazardır" ifadelerini kullandı.
Muş 1984 Muşspor’da tek hedef final TFF 3. Lig’in 4. Grup Play-off yarı final ilk maçında Sebat Gençlikspor’a 1-0 mağlup olan Muşspor, deplasmanda oynayacağı ikinci maçın hazırlıklarına başladı. TFF 3. Lig play-off yarı final ilk maçında Sebat Gençlikspor’a kendi sahasında 1-0 mağlup olan 1984 Muşspor, deplasmanda oynayacağı maçın hazırlıklarını yaptığı antrenmanla sürdürdü. Antrenmanlarda taktiksel çalışmaların yanı sıra oyuncuların fiziksel ve mental durumlarına da özel önem veriliyor. Taraftarların da desteğiyle moral bulan futbolcular, Sebat Gençlik Spor karşısında turu geçip final oynamak istiyor. 1984 Muşspor, deplasmanda oynayacağı bu önemli maçta Sebat Gençlikspor karşısında avantajlı bir skor elde edip finale yükselmeyi hedefliyor. Taraftarlar da deplasman öncesi takımlarına destek olmak için antrenmanı takip etti. Antrenmanda gazetecilere açıklamalarda bulunan Muşspor Teknik Direktörü Ercümend Coşkundere, “Enerjimiz yüksek, çocukların moralleri iyi, çünkü oynanan oyun onlara ayrı bir güven verdi. Yani evet, mağlup olduk ama kötü bir oyun değil. Pozisyona girdik, kaçırdığımız goller var, talihsiz bir gol yedik. Ama bunu bilmemiz, orada onların yeneceğimiz ve final oynayacağımız düşüncesini daha da arttırıyor bizim için. İnşallah orada kazanıp, finalde de şampiyon olup, Muş’un tarihine isimlerimizi güzel bir şekilde yazdırmak istiyoruz” dedi. "İlk maçta biraz şanssızlıklar oldu" Muşspor Futbol Şube Sorumlusu Kürşat Duymuş ise, “İlk maçta biraz şanssızlıklar oldu. Oynadığımız maçta rakibe çokta pozisyon vermedik. Şanssız bir golle mağlup olduk. Bunlar futbolun içerisinde var. Maçın ikinci ayağı var. Ben futbolumuza güveniyorum. Biz iyi futbol oynayan bir takımız. Onların burada gelip bizi o futbolla yenme gücü varsa biz de onları orada yenebiliriz. Bu da bizim dikkat etmemiz gereken şeylerden bir tanesi. Orada mutlaka pozisyonlar bulacağız. Bizim takım deplasmanda iyi oynayan bir takım. Yakaladığımız pozisyonları gole çevirebilirsek turu geçen taraf oluruz. Arkadaşlarımız çok iyi çalışıyorlar. Hocamız da maçın analizini yapıyor. Hocamız arkadaşlarımızın eksiklerini ve iyi yaptığı şeyleri anlatıyorlar. Ben orada finale kalan taraf bizim olacağını düşünüyorum. İnşallah biz o inançlarla beraber gidiyoruz” şeklinde konuştu.
Erzurum Doğu Anadolu 6. Erzurum kitap fuarı kapılarını kitapseverlere açtı Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl altıncısını düzenlediği Doğu Anadolu Erzurum Kitap Fuarı, yoğun bir ilgiyle kapılarını kitap dostlarına açtı. İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın da katıldığı açılışta konuşan Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi’nin teknik özellikleri hakkında bilgi verdi. Aynalı, kitap fuarının sadece Erzurum’a değil Doğu Anadolu Bölgesi’ne hitap ettiğini bildirdi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de, “Bilindiği gibi 2014 yılından başlayarak; Havuzbaşı Kent Meydanı’nda Erzurum’un ilgisine sunduğumuz Kitap Fuarı’nı, geleneksel bir hale getirerek 10 yılda modern bir fuarcılık konseptiyle gerçekleştiriyoruz... Büyükşehir Belediyemizin prestij yatırımlarından birisi olan ve Dünya Liderimizin adını taşıyan Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi’miz sayesinde Erzurum artık fuar turizminde de iddialı bir kent haline geldi” dedi. “Erzurum’a kazandırdığımız bu çatı altında bugüne kadar organize edilen tüm fuarlar, bu şehrin ne denli büyük bir potansiyelin sahibi olduğunu hem de defalarca ortaya koydu. Sadece bir durum tespiti yapacak olursak; açılan fuarları 10 yılda tam 1 milyonu aşkın kişi ziyaret etti” diyen Başkan Sekmen, şunları kaydetti: “Bu rakamın doğrudan ve dolaylı olarak ekonomiye sağladığı katkının yanı sıra Erzurum imajına kattığı değeri de göz önünde tutarsak; bu yatırıma ve fuar turizmine neden özel bir yer ayırdığımız da anlaşılmış olacaktır. Doğu Anadolu Erzurum 6. Kitap Fuarı’mıza bu sene 130 yayınevi ve 50’nin üzerinde yazar katılacak. 9 gün boyunca Erzurum başta olmak üzere bölgemizin diğer illerinden buraya akın edecek olan kitap dostları, şehrimize farklı bir ahenk ve renk de katmış olacak. Fuar süresince toplu ulaşım araçlarımızla ücretsiz seferler düzenlenecek ve yediden yetmişe herkesin bu kültür buluşmasından mutlaka istifade etmesi sağlanacak. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; gelişmiş bir toplum olmanın yolu okumaktan geçiyor. Fuarımız ağırlıklı olarak kültür yayınlarından oluşacak. Kitap fuarımız süresince her gün söyleşi, panel, kültürel etkinlikler, imza günü, sinema kuşağı, aşıklık geleneği, türkülü hikayeler gibi etkinlikler olacak. Fuarımıza katılacak yayın evlerimizle okurlarımızı yaklaşık 165 bin kitap çeşidi ile buluşturacağız.” Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi de, öğrenci ve gençlerin kitap ve yazarlarla buluşmasının son derece kıymetli olduğunu ifade etti. Vali Çiftçi, “Teknoloji, internet ve bilgi dolaşım hızı hayatımızın her aşamasında etkilidir. Toplumların yaşam kalitelerini artırma hedefiyle teknolojiye, bilime eskisinden daha çok yatırım yapıldı. Okumak, insanın kişisel gelişimini sağlar. Düşünce yapısını ve hayal gücünü geliştirir, sözcük dağarcığını artırır, insana bilgi ve birikim sağlar. İnsan, öğrenmek üzere yaratılmış bir varlıktır” kaydını düştü. “Erzurum’da olmaktan ayrı bir bahtiyarlık duyuyoruz” İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan da, “Anadolu’daki varlığımız sadece kılıçla olmadı, Anadolu’daki varlığımız kılıcıyla, âlimiyle, zanaatkârlarımızla, mimarimizle bu topraklarda kalıcı olduk. Bu milletin dönüp arkaya baktığımızda ilim ve sanatı, savaştaki zaferleri ve destanlarından daha çoktur. Nene hatunlarla, Kara Fatmalarla, Kazım Karabekirlerle savaşta destan yazan İbrahim Hakkı Hazretleri, Hasan Basri Hazretleriyle ve içinde barındırdığı bir çok alim ve ilim erbabı ile buraya geldi. O yüzden Erzurum’da olmaktan ayrı bir bahtiyarlık duyuyoruz. Her kitap, kıymetli medeniyetimize atılan bir imzadır” diye konuştu. “Güneyimizde Suriye ve Irak adeta devlet otoritesinin çok zorlandığı bir süreci yaşıyor. Kuzeyde Rusya ve Ukrayna savaşı bölgemizi etkiliyor. Filistin meselesi hepimizin canını acıtıyor. O yüzden bölgemizdeki bu kadar sorun ve istikrarsızlığa rağmen adeta güçlü bir liman olmaya, bölgenin en istikrarlı ülkesi olma iddiamızı sürdürüyoruz” diyen Bakan Yardımcısı Turan, şöyle devam etti: “600 bin kişi içişleri ailesiyle başta terörle mücadele olmak üzere tüm alanlarda Türkiye’nin huzuru için çok büyük bir mesai harcıyoruz. Türkiye’de saha hâkimiyetinin devletin dışında hiçbir güce ait olmadığı dönemi yaşıyoruz. Terörün bittiği bir dönemi yaşıyoruz. Bunlar çok kıymetli adımlar. Terörle mücadele bütün toplumun, bütün partilerin, sivil toplumların aynı derece mücadele etmesi gereken en son alanımız. Dün bir karar çıktı, sokağımızı yakan, 50’den fazla insanımızı öldüren kişilere mahkeme nezdinde hak ettikleri ceza verildi. Ben size çıkın sokağa desem bunun bedeli olmaz mı? Hiç kimsenin başkasının malına zarar verme hakkı yoktur. Yargı bu konuda gerekli adımları atmıştır, atmaya devam edecektir. Sosyal medyanın en güçlü olduğu ve gençlerimizin adeta kopmadığı bir imkândan, zamandan alıp kitapla, esasla buluşturuyoruz. İlk emri ‘Oku’ olan bu medeniyetin tam karşılığını icra etmeye çalışıyoruz. O yüzden yayınevleriyle, öğrencilerle buluşmaktan onur duyuyoruz. Başta Mehmet Sekmen Başkanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” Konuşmaların ardından protokol üyelerince fuarın açılışı yapıldı, ardından stantlar gezildi.
Manisa Manisa’da istilacı kokarcaya karşı ‘Samuray Arıcığı’ salımı yapıldı Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün işbirliğinde kahverengi kokarca zararlısına karşı biyolojik mücadele kapsamında bin adet yumurta parazitoiti olan Samuray Arıcığı’nın doğaya salımı gerçekleştirildi. Yunusemre ilçesi Yağcılar Mahallesi Gediz mevkiinde gerçekleşen programda konuşan Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, kahverengi kokarcanın baş düşmanının Samuray Arıcığı olduğunu söyledi. Manisa’nın ürün yelpazesinin geniş olması ve önemli ihracat ürünlerine sahip olması sebebiyle üreticilerin verim ve kalite kaybını önlemek için duyarlı olmaları gerektiğini belirten Öztürk, biyolojik mücadele kapsamında salımı yapılan Samuray Arıcığı sayesinde kahverengi kokarcanın doğada yumurtalarını parazitleyip, zararlının popülasyonunu kontrol altına almanın mümkün olduğunu ifade etti. Üretimde biyolojik mücadeleyi önemsediklerine dikkat çeken Metin Öztürk, “Biyolojik mücadele yöntemleri konusunda farkındalık sağlamak, üreticilere alternatif mücadele yöntemlerini tanıtarak kimyasal mücadeleyi azaltmak, bu vesile ile hem girdi maliyetlerini düşürmek hem de çevreyi ve toprağı korumak amacıyla ilimizde biyolojik mücadeleyi önemsiyor ve her fırsatta uygulamaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda 2023 yılında 485 adet ve son olarak 23.02.2024 tarihinde bin adet kınalı keklik salımını gerçekleştirdik” dedi. Programa, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürü Tevfik Turanlı, İl Müdür Yardımcısı Serdar Mersinli, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Gökmen Kaya, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Biyolojik Mücadele Bölüm Başkanı Bilgin Güven, Yunusemre İlçe Tarım ve Orman Müdürü Bülent Güleç, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve il-ilçe müdürlüğünün konu uzmanları ile üreticiler katıldı. Kahverengi kokarca hakkında; Kahverengi kokarca, tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlıdır. 300’den fazla bitki türünde beslenebilen istilacı böceğin erginlerinin uzun mesafelere uçabilme yeteneğinde olması, yayılışını kolaylaştırmaktadır. Kahverengi kokarca birçok meyve ve sebze türüne zararlıdır. Başta fındık olmak üzere elma, armut, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan en önemli konukçuları arasındadır. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturmaktadır.
Burdur Mis kokulu bahçelerle çevrili “Gül Yolu” açıldı Burdur Gölü kenarında dikilen ve hem renkli görüntüsü hem de mis kokularla çevrili Salda Gölü-İlyas Köyü yolu Valilik tarafından Gül Yolu olarak isimlendirildi. Gül Yolu’nun hem eko turizme hem de Burdur ekonomisine büyük katkı sağlaması hedefleniyor. Yaklaşık 15 yıl önce başlatılan ve Burdur Gölü’nün kurtarmak amacıyla başlatılan Lisinia Doğa Projesi çerçevesinde göl kenarında bulunan Karakent ve İlyas köyü arazilerine gül bahçeleri dikilmişti. Dikilen güller hem çıkarılan yağı hem de ziyarete gelen turistler nedeniyle Burdur ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Eko turizmin daha da canlandırılması amacıyla Salda Gölü’nden başlayıp İlyas Köyü’ne kadar olan Lavanta Yolu Burdur Valiliği, İl Özel İdaresi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Lisinia Doğa’nın ortak çalışmasıyla aynı zamanda Gül Yolu olarak isimlendirildi. Yıllardır Salda Gölü’ne gelen ziyaretçilerin Lavanta bahçelerini gezmek amacıyla kullandığı yol artık gül bahçeleri için de kullanılacak. Lisinia Proje Alanı’nda yapılan Gül Yolu açılış törenine Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekilleri Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav ve Lisinia Doğa Proje kurucusu Öztürk Sarıca ve protokol üyeleri katıldı. Açılışta konuşan Öztürk Sarıca, “Yaklaşık 15 yıldan beri Lisinia Doğa olarak burada projeler yürütmekteyiz. En önemli projelerimizden bir tanesi Burdur Gölü. Küresel ısınma nedeniyle gölümüzü kaybediyoruz. Gül aynı zamanda çok az su tüketiyor ve 1300 rakımın üzerinde susuz yetişebilen bir ürün. Gül kültürünün başladığı yerlerden birisindeyiz. İlyas köyünden Salda Gölü’ne kadar olan güzergah aynı zamanda doğal bir gül rotası. Biz iki yıldan beri bu rotayı gül ile ilgili eko turizmi canlandırmak amacıyla projeler yürütüyoruz” dedi. Vali Türker Öksüz ise, “Gül yolu projemiz için hepimiz bir aradayız bugün ilimize ekoturizm faaliyeti olarak Gül Yolu projesini başlatıyoruz. Amacımız yaylalarıyla doğal güzellikleri ile, Sagalassos Antik Kenti ile, Kibyra Antik Kenti ile Salda Gölü ile ve yaylalarıyla, hem doğal güzellikleri hem de kültürel mirası oluşturan kültürel turizme kaynaklık eden değerlerini tanıtmak ve turizm pastasından eko turizm ile fazlasıyla fazla pay almak. Bu bölge lavanta ile ünlü bir bölge. Lavanta yolunu aynı zamanda biz bugün bir gül yoluna da çevirmek istiyoruz. Amacımız bütün yerli ve yabancı ziyaretçilerin hakikaten eko turizmde çok önde olan şehrimizi tanımaları, buranın geleneksel kültürünü tanımaları ve şehrimize katkıda bulunmaları. Bunun için İl Özel İdaremiz, diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızla birlikte inşallah bu proje ile birlikte şehrimize katma değer sağlayacak, ekonomik katkı sağlayacak, yerel halkın kalkınmasına hizmet edecek projeyi uygulamak inşallah nasip olur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Umuyorum ki turizmi çeşitlendirme de bu önemli bir adım olur ve bunu daha büyüterek daha genişleterek projeyi devam ettirmiş oluruz. Bütün ziyaretçileri Türkiye’den veya dışarıdan yabancıları şehrimizdeki bu lavanta yolunu, gül yolunu görmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu. Törenin ardından Vali Türker Öksüz ve protokol üyeleri gül bahçelerine inerek gül topladı. Lisinia Proje Alanı’nda yapılan Gül Yolu açılış törenine Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekilleri Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav ve Lisinia Doğa Proje kurucusu Öztürk Sarıca ve protokol üyeleri katıldı.