GENEL - 18 Şubat 2020 Salı 13:00

CHP İl Başkanı Ayhan Doğan: “Sulama suyu sorunu Karasu ve Fırat Nehirleri ile çözüme kavuşabilir”

A
A
A
CHP İl Başkanı Ayhan Doğan: “Sulama suyu sorunu Karasu ve Fırat Nehirleri ile çözüme kavuşabilir”

Erzincan’da 2020 yılında sulama suyu ücretlerine yapılan yüzde 90 civarındaki zamma tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Ayhan Doğan, çiftçinin zor durumda olduğunu ve sorunun Karasu ve Fırat Nehirleri ile çözüme kavuşturulabileceğini söyledi.

Erzincan’da 2020 yılında sulama suyu ücretlerine yapılan yüzde 90 civarındaki zamma tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Ayhan Doğan, çiftçinin zor durumda olduğunu ve sorunun Karasu ve Fırat Nehirleri ile çözüme kavuşturulabileceğini söyledi.


Erzincan’da yüzde 90 civarında zam ile 2020 yılında uygulanacak olan sulama suyu ücretlerine CHP Erzincan İl Başkanı Ayhan Doğan tepki gösterdi. Parti binasında gazetecilere açıklama bulunan Ayhan, “Erzincan’da vatandaşlarımız genellikle tarım ve hayvancılıkla ilgileniyorlar. İktidar partisinin her defasında çiftçilerin iyi durumda olduğunu söylemesi Erzincan’da çiftçiler adına biz üzüntü duyuyoruz. Bildiğiniz gibi Erzincan’da Karasu ve Fırat nehri geçiyor. Ama ne yazık ki çiftçilerimiz su borcu adı altında kıvranıp duruyor. Geçen yıl çiftçilerin birçoğuna icra dosyaları gitti. Birçoğu mahsulünü satıp borçlarını ödeyemedi. Var olan traktörlerini satıp borçlarını ödediler. Ardından kredi çekip traktör alarak tekrardan borçlandılar. Bu kadar da borcuna sadık bir çiftçimiz var. Son yapılan zamlar bardağı taşırmıştır. Çiftçilerin artık dayanacak gücü kalmamıştır” dedi.



“Erzincan’da nüfus dahi düşmektedir”


Sulama suyu ücretlerine değinen Ayhan, “Sulama suyuna dönüm başı 150 liradan 285 liraya çıkarılmıştır. Bu da onaylanarak yüzde 90 civarında zam yapılmıştır. İktidar her zaman şunu söylüyor. Enflasyonu iki rakamın altına düşürüyoruz. Ama çiftçiye yapılan zam yüze 90 oluyor. Cazibe suyuyla yapılan zam 40 liradan 60 liraya çıkarıldı. Ama çiftçinin ürünlerine yapılan hiçbir zam yoktur. Ürettiklerini ne pazarda ne de başka bir yerde satabiliyorlar. Ürünler ellerinde kalmıştır. O ürünlerle de geçinmeleri mümkün değildir. Bundan dolayı Erzincan’da nüfusumuz dahi düşmektedir. Son nüfus sayımında bin 287 kişi düştü. 3 bin Ahıskalı’ya oturma izni verdikleri halde. Bugün Erzincan’ın bir sulama suyuna bile bu kadar zam yapıyorlarsa bunu çiftçilerin düşünmesi gerekiyor” diye konuştu.



“100 bin dönüm sulu arazi ekilmiyor”


Sulama suyuna çözüm önerisinde bulunduklarını kaydeden CHP Erzincan İl Başkanı Ayhan Doğan, “Sulama suyu sorununun çözüm önerileri vardır. Karasu Erzincan’dan geçiyor. Neden biz elektrikli pompadan su üretimine para veriyoruz. Sansa’dan suyu alıp getirip bütün araziyi cazibe suyuyla sulama imkanımız var. Şuanda Erzincan’da 240 bin dönüm arazi var. Bunun 100 bin dönümü sulu olduğu halde ekilmiyor. Çiftçi artık ürünün karşılığını alamıyor. Bu da Erzincan’ın gerilemesine neden oluyor. Erzincan tarım ve hayvancılıkla gelişen bir şehirdir. Çiftçi bittiği zaman Erzincan’daki esnafta bitecektir. 2 tane banka şubesi kapatıp gitti. Neden gittiler çünkü Erzincan ekonomisi çöküntü ile başa başadır. Yetkililerin hemen bu işe el atmaları gerekiyor. Geçen yıl 4,5 milyon civarında elektrik borcu geldi. 2020 yılında da 6-7 milyon elektrik borcu gelecektir. Ama bir şeker fabrikasına devlet 38 milyona yakın hibe verdi. Şeker fabrikasına 38 milyon hibe vereceğine çiftçinin 6 milyon elektrik borcunu karşılasa çiftçi en azından mağdur olmaz.


Tercan ve Çayırlı ilçesinde her yıl yapılan 100 bin tonun üzerinde yapılan şeker pancarı üretimi 35 bin ton civarına düşmüştür. Bu şunu gösteriyor. Erzincan’da bundan sonra nüfusun daha da azalacağı genç nüfusun kalmayacağı ve istihdamın gittikçe azalacağı konusunda hem fikir olmamız gerekiyor.


Merkezde de üretimde düşüş var. İnsanlar alternatif ürün aramaya başladı. Ama tarım alanlarında girdilerin çok yüksek olmasından dolayı bu konuda da büyük sıkıntı yaşıyoruz. Bizim bu 100 bin dönüm araziyi ekilebilir duruma getirmemiz lazımdır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.