GENEL - 23 Kasım 2020 Pazartesi 11:56

Gül: “Öğretmenlik Meslek Kanunu vaatte kalmasın, hayat bulsun”

A
A
A
Gül: “Öğretmenlik Meslek Kanunu vaatte kalmasın, hayat bulsun”

Eğitim-Bir-Sen Erzincan 1 Nolu Şube Başkanı Nebi Gül, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla eğitim çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek ve öğretmenlerin meslek kanunu talebini dile getirmek amacıyla düzenlediği basın toplantısında, “Öğretmenlik Meslek Kanunu vaatte kalmasın, hayat bulsun” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Erzincan 1 Nolu Şube Başkanı Nebi Gül, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla eğitim çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek ve öğretmenlerin meslek kanunu talebini dile getirmek amacıyla düzenlediği basın toplantısında, “Öğretmenlik Meslek Kanunu vaatte kalmasın, hayat bulsun” dedi.


İnsanın, özünü keşfetmeye, kişiliğini inşa etmeye yönelik en büyük eylemin eğitim olduğunu kaydeden Nebi Gül, “Eğitimi, eğitim-eğitilen çerçevesinde, insanların birbirleriyle ilişkisinden, iletişiminden ve etkileşiminden beslenen akli süreçlerin hâkim olduğu ve ahlaki sonuçların hedeflendiği faaliyetler bütünü olarak kabul ediyoruz. Eğitimi, tam da bu yüzden hem bilim hem de hizmet noktasında vazgeçilemez, ertelenemez, yok sayılamaz, devre dışı bırakılamaz, alternatifi oluşturulamaz konumda görüyoruz.


Eğitimde geriye düşenin ahlakta, adalette, merhamette, bilimde öne çıkması, teknolojide önde olması, ekonomik ve diplomatik düzlemde fark oluşturması mümkün olmaz. Öğretmenlik, insanlığın en kadim ve önemli mesleklerinden biridir. Öğretmen, çocuklarımızın şuur sermayesini artırma, bilgi haznesini büyütme, idrak zeminini güçlendirme, hikmeti keşfetme, hakikate ulaşma konusunda beşerin insanlaşması ve bireyin uzmanlaşması yolculuğunda hem rehber hem de rol modeldir. Bu vasıf, öğretmenlik mesleğinin tarih boyunca önemli ve değerli kabul edilmesinin de başlıca sebebidir.


Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde tanımlanmış eğitim-öğretim hizmetleri sınıfından müstakil bir meslek kanununa kavuşturulması hususu artık daha fazla ötelenmemelidir. Mesleğin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için meslek kanununun ivedilikle yürürlüğe konulması gerekmektedir.” diye konuştu.


Türkiye’de resmi ve özel eğitim kurumlarında fiilen görev yapan 1 milyon 200 bin öğretmen var iken, öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun olmamasının hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluk olduğunu ifade eden Eğitim-Bir-Sen Erzincan 1 Nolu Şube Başkanı Nebi Gül, şöyle konuştu:


“Kanun, hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kariyer mesleği niteliğini taşımalı; öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek hükümler içermelidir. Meslek kanununun yapılması için gereken talep de yazılması için gereken birikim de var. Bundan sonra bir tek şeye ihtiyaç var. O da kanunun çıkarılmasını hızlandıracak irade. Bizler Türkiye’nin bütün illerinden hep birlikte o iradeyi harekete geçirmek için sesleniyoruz: Meslek kanunumuzu istiyoruz, daha fazla beklemek istemiyoruz.


Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine, 11. Kalkınma Planı’nda da Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Eğitim Vizyonu’nda da yer verilmesi, hem talebemizi doğruluyor hem de tepkimizi haklı kılıyor. Meslek kanununun çıkarılması noktasında niyet ve kararlılığın kamuoyuna deklare edilmesinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, bugüne kadar kamuoyuna net, açık ve kesin bir içerik paylaşımı yapılmış değildir. Millî Eğitim Bakanlığı’nca yürütülen çalışma, hazırlanan taslak, öngörülmüş bir tasarım mutlaka başta yetkili sendika olmak üzere, paydaşlarla iş birliği içinde ele alınarak olgunlaştırılmalıdır. Bu noktada, öğretmenlik mesleğine, öğretmenlere, eğitime ve öğrencilerimize dair hassasiyetlerimizi, önceliklerimizi, talep ve beklentilerimizi şekillendiren, meslek kanununa dair çerçeve beklentimizi ifade eden hususlara da dikkat çekmek istiyoruz. OECD’nin yayınladığı ‘Dünya Standartlarında 21. Yüzyıl Okul Sistemi Nasıl İnşa Edilmeli?’ başlıklı raporda yer alan, ‘Eğitimin bir ülkenin gerçekten önceliği olup olmadığı bazı sorular sorularak anlaşılabilir: Öğretmenlik mesleğinin toplumsal statüsü nedir? Öğretmenlere ödenen ücretler benzer eğitim geçmişine sahip bireylere ödenen ücretlere kıyasla nasıldır? Çocuğunuzun öğretmen olmasını ister misiniz? Medyada okullar ve eğitim üzerine haberler ne kadar yer buluyor?’ şeklindeki soruları yetkililerin dikkatine sunuyoruz. Bu soruların her birini, politika belirleyici, politika tasarlayıcı ve uygulayıcı konumda olanların cevaplaması gerekiyor. Kesin olan bir şey var ki, PISA’da yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinin çoğunda, öğretmenlere daha yüksek maaş verilmesi, eğitim geçmişinin daha fazla önemsenmesi, öğretmen niteliğinin artırılması ve öğretimin iyileştirilmesi odaklı eğitim harcamalarının payının daha fazla olması eğilimi bulunmaktadır. Eğitim çalışanlarının en güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, gerek akademik yayınlar gerek raporlar gerekse alan ve teşkilat taramalarıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu noktasında gündemin oluşmasını sağladık. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gündemi belirledik.


Nelere ihtiyaç duyulduğu, meslek kanununun hangi nitelikte olması gerektiği hususlarını 2018 yılında hazırladığımız “Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Öneriler” başlıklı raporla kamuoyuna açıkladık. ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmene destek kanunu olmalı’ üst başlığıyla kamuoyunun dikkatini çekmeyi, içeriğe ve olması gerekenlere ilişkin farkındalık oluşturmayı hedefledik. Yaptığımız çalışmaların, araştırmaların, yayınlarımızın ve hazırladığımız raporların ürettiği birikimi esas alarak ‘nasıl bir meslek kanunu olmalı, meslek kanununda neler olmalı’ sorularına verilecek cevaplarımızı netleştirdik. Tespitlerimizi ve tekliflerimizi burada bir bütün olarak ifade edecek değiliz, başat konu başlıklarına yönelik teklif ve talepleri ifade etmekle yetineceğiz.


Öncelikle resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayacak, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak bir yasal düzenlemeye duyulan ihtiyaç konusunda geniş bir toplumsal mutabakatın varlığı herkesçe kabul edilmelidir.


Bu mutabakatın faydalı bir sonuç doğurması, meslek kanununun ‘öğretmenlerin statüsünü, toplumsal itibarını yükseltebilecek, haklarda kazanç sağlayacak, çalışma şartlarını iyileştirecek, şiddeti de önleyecek’ türden bir içerikle uygulamaya konulmasıyla mümkündür.


Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimin niteliğinin artmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayacak pek çok düzenlemeye yasal dayanak oluşturma potansiyeli bulunmaktadır. Biz, meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının uluslararası standartlar çerçevesinde tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi haksız ve çözüm yerine sorun üreten uygulamaları ortadan kaldırmayan bir düzenlemenin meslek kanunu niteliği kazanamayacağına inanıyoruz. Resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu istihdamını emredici şekilde düzenlemeyen bir kanunun, öğretmene itibarını korumada yetersiz olacağını hatırlatıyoruz.


Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesinin meslek kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz. İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz. Öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrımcılık ya da ayrıcalık kusurlarından kurtarmaya dönük hükümler meslek kanununun olmazsa olmazıdır. Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu yöneticiliği ve eğitim liderliği konusu bir sorun olarak değil, bir konum olarak meslek kanunu kapsamında düzenlenmeli, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakları da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmalıdır.


Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mali haklarında, hak, yetki, sorumluluk ve toplumsal beklenti ekseninde gerçekleştirilmesi kaçınılmaz görünen artış gerekliliği, kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları vb. bahanelerin arkasına sığınılmadan çıkarılmalıdır. Aksi hâlde, eğitimde istenilen başarının sağlanamayacağı, meslek kanunundan beklentinin karşılanamayacağı bilinmelidir. Salgın süreci, okulun da öğretmenin de değerini; yokluğunun, eksikliğinin telafi edilemez niteliğini, toplumsal yapının ana direklerinden biri olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. Salgın sebebiyle eğitim-öğretim faaliyetlerinde bilinen ve alışılagelen usullerin zorunlu olarak terk edilmesi, öğretmenlerimizin fedakârlıkları, azimleri, çabaları olmasa, bu zorlu sürecin, öğrenme kayıpları başta olmak üzere, giderilmesi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini bugün çok net görebiliyoruz. Eğitim çalışanlarımız, yılda bir gün övgü cümleleriyle geçiştirilen anma günlerini beklemiyor. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir. Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu hususlar temelinde çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu’na katkı ve destek sunacağımızı bir kez daha ifade ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Bakanlığı bu konuda adım atmaya çağırıyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Minik öğrenciler doğada tasarruf için çalışarak herkese örnek oldular Bilecik’te minik öğrenciler doğada tasarruf için çalışmalar yaparak herkese örnek oldular. Bilecik Eğitimde Nitelik ve Vizyon Programında öğrencilerin doğayı tanıma etkinliklerine yer verildi. Bu çerçevede Kozabirlik İlkokulu öğrencileri ‘Tasarruf Müfettişleri Etkinlikleri’ kapsamında Kent Ormanı’nda çevre temizliğine önem vererek, ormandaki canlılar için su kaplarına su koydu. Çocukların gelişimi için birçok güzel etkinliği hayata geçiren Kozabirlik İlkokulu yöneticileri ve öğretmenleri, çocukların yerinde gözlem yaparak doğayı tanıyıp keşfetmesine ve eğlenerek öğrenmesine yardımcı oldu. Okul idaresinin desteği ile etkinlikleri koordine eden Songül Yılmaz liderliğinde örnek bir sosyal sorumluluk etkinlikleri gerçekleştirilmeye devam ediyor. Etkinlikler kapsamında; çöp toplama etkinliği, kuş gözlemi, yaprak gözlemi ve doğa yürüyüşü yapılıyor. Öğrencilerin yerinde gözlem ve tasarrufun önemi hakkında bilgilendirildiği etkinlik veliler tarafından da takdirle karşılanıyor. Minik öğrenciler hem bilgilendiriliyor hem de tertemiz doğanın keyfini yaşıyorlar. İlkokul öğrencileri, aynı zamanda yavru TEMA olarak ağaçları ve doğayı korumanın önemi hakkında yerinde incelemelerde bulunurken, ormandaki canlılar için su kaplarına su koymayı da ihmal etmiyorlar, suyun canlılar için öneminin ve tasarruf etmenin farkındalığını yaşıyorlar. BİLEN kapsamında bu güzel çalışmaları tebrik eden İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Sami Akyol okul idaresine ve öğretmenlere teşekkür etti.
Kütahya Meslek liseli öğrenciler ortaokul öğrencileri için askılık üretti Kütahya’nın Gediz ilçesinde, yaptıkları çalışmalarla kamuoyunun takdirini kazanan Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri bu defa 1 Eylül İmam Hatip Ortaokulu için askılık üreterek teslim ettiler. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde Gediz Kaymakamlığı koltuğuna oturan 1 Eylül İmam Hatip Ortaokulu Öğrencisi Gül Eysa Mamak’ın talebi ile harekete geçen Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi İnşaat Teknolojileri bölüm öğretmen ve öğrencileri Gediz Fen Lisesi’nin sponsorluğunda askı üretimine başladı. 1 Eylül İmam Hatip Ortaokulunun sınıflarında ihtiyaç olan askılıkları tamamlayan öğrenciler, askılıkları 1 Eylül İmam Hatip Ortaokuluna teslim ettiler. Konuyla ilgili konuşan Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Gökhan Said Mamak, “İnşaat Bölümü öğretmen ve öğrencilerimiz 1 Eylül İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin talebine kayıtsız kalmayarak o günden bu ya askılık üretimi gerçekleştirdiler. Üretilen askılıklar 1 Eylül İmam Hatip Ortaokuluna teslim edildi. Kurumlar arası dayanışmayı destekleyen Gediz Fen Lisesine, okulumuz öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ediyorum” dedi. Mamak ayrıca, “Gediz Vergi Dairesi kurumundaki bilgisayarların yenilenmesi nedeniyle kullanılabilir ve okulumuzda ihtiyacımızı karşılayacak durumdaki 15 adet bilgisayarı kurumumuza hibe ettiler. Kurumlar arası paylaşım konusunda desteklerinden dolayı Gediz Vergi Dairesi Müdürü Abdülbaki Aydın’a teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.