- 04 Aralık 2018 Salı 11:45

Erzincan’da 3 aralık dünya engelliler günü etkinliği

A
A
A
Erzincan’da 3 aralık dünya engelliler günü etkinliği

3 Aralık Dünya Engelliler Günü Erzincan’da düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü Erzincan’da düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Erzincan Valiliği, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Kültür Turizm Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenledikleri programda engelli bireylerin performansları izleyenleri coşturdu.


Müftülük Konferans Salonunda gerçekleştirilen programa Erzincan Valisi Ali Arslantaş, Eşi Hatice Arslantaş, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Ekiyor, Erzincan Belediye Başkan Vekili Karabey Atıcı, ilgili kurum müdürleri ile çok sayıda kurum ve kuruluş müdürünün yanı sıra vatandaşların katıldığı program saygı duruşunda bulunulmasının ardından okunan İstiklal Marşı ile başladı.


Programın açılış konuşmasını yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Erzincan İl Müdürü Muhammer Doğan; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Erzincan İl Müdürlüğü tarafından engelli bireylere yönelik yürütülen faaliyetleri ilişkin katılımcılara bilgi aktardı.


Ardından konuşma yapan Vali Ali Arslantaş, devletin engelli bireyler için sunduğu olanaklara değinerek, Erzincan’da 11 bin 464 bireye 58.000.000 lira karşılıksız transfer ödemesi yapıldığını bu rakamın yılsonu itibariyle 64 milyon lira olacağını vurguladı.


Konuşmasını sürdüren Valisi Ali Arslantaş, “Birleşmiş Milletler tarafından “Engelliler Günü" olarak kabul edilen ve engellilik konusunda toplumsal farkındalığın artmasına ve engelli vatandaşlarımızın yaşam standartlarının geliştirilmesine kaktı sağlayacak böyle anlamlı bir günde sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum. Şüphesiz engelli kardeşlerimizin meselelerini, sıkıntılarını hatırlamak, başarılarının farkına varmak sadece yılın bu gününde değil, her zaman engelli vatandaşlarımızın ve onların ailelerinin sorunları ve ihtiyaçları ile ilgilenmek ve çareler üretmek için gayret göstermeliyiz.


Hepimiz insanız, hepimizin temel ihtiyaçları var. Bu temel ihtiyaçları gidermek zorundayız. Engelli kardeşlerimizin bu ihtiyaçları giderirken yaşadığı zorluklar hepimizin gündeminde olmalıdır. Bu zorlukları aşmak, onların hayatlarını kolaylaştırmak ve daha yaşanılabilir hale getirmek resmi kurumlarımızın görevi olduğu kadar, bütün kesimlerin ve bütün vatandaşlarımızın göz önünde bulundurması gereken bir konudur. Her insan bir engelli adayıdır. İnsan; alnında ne yazdığını, yaşamadan öğrenecek bir bilgiye ya da kudrete sahip değildir. Bu açıdan bakıldığı takdirde her bireyin bir gün bir engelle karşılaşabileceğinin ve engelli olarak anılabileceğinin idrakinde ve bilincinde olması gerekir. Eğer bütün insanlık bu bilince erişirse engelli-özürlü kelimeleri de silinip gidecektir. Engelli olmak; kusur ya da acizlik değildir. Asıl kusur, buz tutmuş vicdanlardır.


Engelli kardeşlerimize karşı tutum ve davranışlarımız, toplumun medeniyet seviyesini de gösterir. Biz merhametin, sevginin diğerkâmlığın yurdunda yaşıyoruz. Tüm insanlarımızın huzurlu, güvenli, bir yaşam sürmesi için azami gayret sarf ediyoruz. Çünkü toplum, her bir bireyin acısını, sıkıntısını ve neşesini birlikte hissettiği ölçüde toplum olur. Bizler, engelli vatandaşlarımızın karşılaştıkları sıkıntıları yalnız o kişiye ait veya o aileye ait bir problem olarak görüyorsak burada bir eksiklik var. Engellilerimizin ve onların ailelerinin ihtiyaçları, karşılaştıkları sorunlar, toplumun genel problemi olmak zorunda. Engelli vatandaşlarımızın toplum hayatımıza tam ve sorunsuz bir şekilde katılımı noktasında elbette devletin inisiyatif alması, liderlik yapması şarttır. Fakat bu meselenin çözümü için tüm toplum kesimlerinin adeta bir seferberlik ruhuyla hareket etmesi gerekiyor.


Bu açıdan bakıldığında kamu kurumlarımıza, yerel yönetimlerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, üniversitelerimize, iş adamlarımıza ve tüm vatandaşlarımıza düşen görevler vardır. Herkes gibi engelli vatandaşlarımızın da toplumsal hayat içerisinde ki yerlerini almaları, sosyal hayattan iş hayatına, spordan sanata kadar hayatın her alanında bulunmaları ve hayata pozitif bakmaları bizleri son derece mutlu etmektedir. Hamdolsun devletimiz, tüm vatandaşlarımızın konforlu bir yaşam sürmesi için politikalar üretiyor, tüm bireylerin eğitim ve sağlık başta olmak üzere hayatını zenginleştirecek, daha nitelikli bir yaşam sürmesini sağlayacak projeleri hayata geçiriyor. Bunun yanında son yıllarda engelli vatandaşlarımızın yasal haklarının ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, rehabilitasyon ve bakımlarının sağlanması, ailelerinin desteklenmesi ve engelli vatandaşlarımızın işgücüne katılımlarını sağlayarak, kendi kendilerine yetebilmelerine yönelik çalışmaları fevkalade artmıştır.


Erzincan’da 1036 öğrencimiz Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinden yararlanıyor. Devletimiz engelli bireylerimizin iyi bir eğitim alması için ilimizde 2018 yılı içerisinde yaklaşık 7 milyon Türk Lirası ödemede bulundu. Yine Milli Eğitim Müdürlüğümüze bağlı Özel Eğitim Okullarında eğitim gören 208 öğrencimizin evleri ile okulları arasındaki ulaşım masrafları ile öğlen yemekleri devletimiz tarafından karşılanmaktadır.


Engelli vatandaşlarımızın eğitim olanaklarına yapılan katkının yanında 2018 yılı içerisinde ilimizde; 2081 Kişiye evde bakım ücreti olarak 27.548.539 lira; 354 çocuğumuzun ailesine sosyo-ekonomik destek olarak 4.148.500 lira, 2022 sayılı kanun kapsamında 3356 kişiye yaşlı, engelli ve engelli yakını aylığı 14.511.120 lira Eşi vefat etmiş 578 bayana 1.129.000 lira, 3807 Kişiye şartlı eğitim, sağlık ve gebelik yardımı 1.693.200 lira, 219 kişiye 885.000 lira doğum yardımı, 33 koruyucu aileye 570.000 lira olmak üzere, toplumumuzda dezavantajlı olarak görünen 11.464 vatandaşımıza 58.000.000 lira karşılıksız transfer ödemesi yapılmıştır. Yıl sonu itibariyle bu rakam 64 milyon lira olacaktır.


Tabi şunu da unutmamak gerekir: Engelli kardeşlerimize sağlanan olanakları bir lütuf olarak göremeyiz, yapılanları sosyal devlet olmanın gereği ve bu vatandaşlarımızın en doğal hakkı olarak düşünmeliyiz. İnşallah devletimiz, toplumumuz zenginleştikçe, ekonomimiz güçlendikçe, kardeşliğimiz, birlik ve beraberliğimiz daha da kuvvetlendikçe, ülkemiz uğraşmakta olduğu FETÖ, PKK, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerini ortadan kaldırarak gündeminden çıkardıkça oralara harcanan kaynaklar toplumumuza insanımıza engellilerimize harcanacak ve bugüne kadar yapılan hizmetler daha da artacaktır.


Ben bu duygu ve düşüncelerle, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle düzenlenen etkinliklerin, oluşan hassasiyetin, engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştıracak adımların atılmasına vesile olmasını diliyorum. Tüm engelli vatandaşlarımızın aileleriyle ve sevdikleriyle mutlu bir hayat sürmelerini Cenab-ı Allah’tan diliyorum.” dedi


Konuşmaların ardından, Erzincan Valiliği, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü himayelerinde bulunan engelli çocuklar ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde açılan kurslarda eğitim gören vatandaşlar ortaklaşa olarak tiyatro gösterisinde bulunarak koro halinde çeşitli türküler seslendirdiler.


Kimisi bedensel, kimisi zihinsel engellerine rağmen tiyatro ve müzik alanlarında sergiledikleri performans, salonu hınca hınç dolduran vatandaşlardan yoğun alkış aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir’de hızlı gelişen tür ağaçlandırmaları gözlem altında Orman Genel Müdürlüğü İzmit Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü ortak düzenlenen teknik personele ve İşletme Şeflerine yönelik, hızlı gelişen orman ağaç türleri, özellikle sahil çamı hakkında eğitim ve saha çalışması gerçekleştirildi. Eğitim, Balıkesir Orman Bölge Müdürü Kemal Kayıran başkanlığında, Bölge Müdür Yardımcısı Halil Karademir, Ağaçlandırma, Silvikültür, Orman İdaresi ve Planlama Şube Müdürleri, Etüt Proje Başmühendisi, Şube Müdürlüğü Mühendisleri ile Balıkesir, Bandırma, İvrindi ve Gönen Orman İşletme Müdürleri ve İlgili Orman İşletme Şeflerinin katılımıyla, büroda ve sahada gerçekleştirildi. Enstitü Müdürü Mustafa İşçioğlu ile Araştırma Başmühendisi Dr. Cemal Fidan ve Başmühendis Teoman Kahraman, tarafından eğitimin büro kısmında Araştırma Müdürlüğü çalışmaları, laboratuvar çalışmaları, toprak analizleri, iklime ve toprak yapısına göre dikim yapılacak türler ve dikim yapılan sahaların sürdürülebilirliği için yürütülmesi gereken teknik çalışmalar hakkında bilgiler verdiler. Saha çalışmalarında ise İvrindi Orman İşletme Müdürlüğündeki sahil çamı endüstriyel ağaçlandırma sahası, Bandırma Orman İşletme Müdürlüğündeki kızılçam endüstriyel ağaçlandırma sahasındaki mevcut sahil çamları, Gönen Orman İşletme Müdürlüğünde 2000 Yılı yangınından sonraki sahil çamı doğal gençlikleri, döl deneme sahasındaki ve tohum meşceresindeki ağaçların sürgün, boy ve çap gelişimleri, kök gelişimleri incelenerek ve toprak analizleri de açılan profillerle değerlendirildi. Eğitim neticesinde konuşma yapan Balıkesir Orman Bölge Müdürü Kemal Kayıran, araştırmacılarla müşterek yapılan bu gibi çalışmaların bir bilimsel ziyafet sofrası olduğunu, hep beraber istifade edildiğini belirtti. Araştırma Müdürü Mustafa İşçioğlu da enstitü olarak endüstriyel ağaçlandırmalarla ilgili her türlü desteğe hazır olduklarını ifade etti.
İstanbul Sarıyer’de 34 yıldır bitmeyen 27 katlı bina için yıkım kararı Sarıyer’de 34 yıldır kaba inşaat halinde bekleyen ve rezidansa dönüştürülmek istenen bina hakkında, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkım kararı çıkarılırken şantiyedeki tüm faaliyetler durduruldu. İddiaya göre, Hacıosman’da 34 yıldır kaba inşaat halinde duran binada kısa süre önce rezidansa dönüştürülmek üzere tamamlama inşaatına başlamıştı. Boğaz manzaralı 27 katlı kaba inşaat halinde duran bina için yapılan şikayetler üzerine belediye ekipleri inceleme başlattı. Korozyona uğrayan bina ile ilgili ekipler tarafından yapılan incelemeler sonucunda ’depreme dayanıksız’ denildi. Yıkım kararı verildiği öğrenilen bina için dün aralarında zabıtanın da olduğu belediye ekiplerinin incelemeye gittiği öğrenildi. Şimdilik tüm faaliyetleri belediye tarafından durdurulan binanın ne zaman yıkılacağı ise merak uyandırdı. Sarıyer’de 20 yıldır işletmecilik yapan Salim Akın, “Burası 1993 yılında inşaata başladığı söyleniyor ben de öyle biliyorum. 34 yıllık bir bina. İnşaatı zaman zaman durdu ve devam etti. En sonunda müteahhit duyduğumuza göre mal sahipleriyle anlaştılar. Binayı bitirip ortaklaşa satacaklardı. Zaman zaman belediyeden gelip gidenler oldu. İnşaatı durduruldu sonra tekrar geri başladı. Şükrü Genç’in son döneminde tekrar bir söylenti çıktı çürük diye. Bu binaya girip çıkarım bekçiler arkadaşım. Sürekli buraya gidip geliyorlardı. Binanın kolonlarının sağlamlığı bence yeni yapılan binadan daha sağlamdır. Binada yıkım olacağını zannetmiyorum. Dün çok kalabalık şekilde çevik kuvvet otobüsleri ve zabıtalar binayı yıkmaya geldiklerini duydum. Geldiğimde de kalabalığı gördüm. Ben burada yaklaşık 20 yıldır işletmeciyim gördüğüm kadarıyla bina sağlam” diye konuştu.
Denizli Akciğerindeki kötü huylu kitleden video yardımlı cerrahi yöntemiyle kurtuldu Denizli Devlet Hastanesi’nde tahlil ve tetkiklerini yaptırırken akciğerinde kötü huylu kitle tespit edilen kadın, Göğüs Cerrahi Kliniğinde ilk kez uygulanan Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi (VATS) yöntemiyle ameliyat edilerek sağlığına kavuşturuldu. Akciğerinde kötü huylu kitle tespit edilen 69 yaşındaki Nazire K., yapılan tahlil ve tetkiklerden sonra Göğüs Cerrahi Kliniğinde görevli Op. Dr. Umut Kilimci ve Op. Dr. Yasin Ekinci tarafından ameliyata alındı. Denizli Devlet Hastanesi’nde ilk kez uygulanan VATS yöntemiyle hastanın tümörü içeren akciğer lobu çıkartıldı.1 gün yoğun bakımda, 3 günde serviste tedavisi devam eden hasta sağlıklı bir şekilde taburcu edildi. Ameliyatı gerçekleştiren Denizli Devlet Hastanesi Göğüs Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Umut Kilimci, akciğer kanserinin erken evrede teşhis edildiğinde en başarılı tedavi yönteminin cerrahi yöntem olduğunu, gelişen teknoloji ve artan tecrübe ile birlikte akciğer kanseri ameliyatlarının güvenle yapılabildiğini söyledi ve Denizli Devlet Hastanesi’nde ilk kez uygulanan VATS yönteminden bahsetti. Kilimci, “VATS yöntemi göğüs cerrahisinde vücutta minimum düzeyde hasar oluşturması hedeflenerek küçük kesiler yoluyla yapılmaktadır. VATS hastaya klasik yöntem denilen iki kaburga arasının kesilip göğüs boşluğuna girildiği açık ameliyat girişimi uygulanmadan kamera sistemi ve özel olarak üretilen cerrahi aletlerin, göğüs boşluğuna sokulması ile gerçekleşen cerrahi bir yöntemdir. VATS yönteminde açık yöntemden farklı olarak kaburga arasına ekartör konulmadığı için doku ve sinir hasarı oluşmaz. Hastanın kaburga kemikleri zedelenmediği için kanama miktarı ve cerrahi sonrası ağrı daha az olur. Hastanın hastanede kalış süreci daha kısa olur. İyileşme süreci de daha kısa olacağı için günlük yaşantısına dönme süresi de kısalır. Göğüs kafesi açılmadığı için dış ortamla temas daha az olur. Bu da enfeksiyon riskinin azalmasını sağlar. Denizli Devlet Hastanesi’nde ilk kez VATS yöntemiyle akciğer kanseri operasyonunu başarıyla tamamlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi.