YEREL HABERLER - 10 Nisan 2012 Salı 12:14

PALANDÖKEN BELEDİYESİ`NDEN TEMİZLİK SEFERBERLİОİ``¦

A
A
A
PALANDÖKEN BELEDİYESİ`NDEN TEMİZLİK SEFERBERLİОİ``¦

Palandöken İlçe Belediyesi sağlıklı ve yaşanabilir bir şehir için sürdürdüğü çalışmalar kapsamında cadde ve sokaklarda temizlik çalışması başlattı.
Palandöken İlçe Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, yaptığı açıklamada, her yıl ilkbahar aylarında gerçekleştirdikleri temizlik kampanyası ile kısa sürede şehrin genel temizliğinin yapıldığını belirtti.
Şehir merkezinde ana arterlerden başlayarak sokak ve caddeler ile mahallelerin iç kısmına doğru temizlik çalışması yaptıklarını kaydeden Başkan Bulutlar, "Mahallelere yönelik temizlik ekiplerimiz her gün çöpleri düzenli olarak toplayarak cadde ve sokakların temizliğini yapmaktadır. Kış sezonunda buzlanmadan dolayı yapılan cüruf çalışmaları sonrasında ortaya çıkan kirlilik ve birikintiler bu çalışma ile komple bertaraf edilmektedir. Ayrıca temizlik kampanyası çerçevesinde gerek görülen caddeler ve sokaklar tamamen yıkanarak temizlenmesi sağlanıyor. Ara sokaklarının tümünün ise makineler ve insan iş gücüyle süpürülmesi yapılmakta. Boş araziler de genel mıntıka temizliği de yapılıyor. Temizlik kampanyası ile 15 ile 20 gün içerisinde ilçe sınırlarında tüm cadde ve sokaklarda genel temizlik çalışmasının tamamlanması hedeflenmektedir. İlçemizin sınırları da bulunan ve belediyemizin sorumluğunu da yer alan yollarda ve ara sokaklarında küçük çaplı geçici onarımlar da yapılmaktadır. Vatandaşlarımız temizlik konusun da ne kadar hassasiyet gösteriyorsa bizler de en az onlar kadar hassasiyet gösteriyoruz. Sorun yaşanan cadde veya sokağımız var ise mutlaka belediyemizi bu konuda bilgilendirsinler. Ekiplerimiz mutlak yakında ilgilenerek sorun yaşanan cadde ve sokağımızın sorununu giderecektir. Bunda halkımızın hiç kuşkusu olmasın`` dedi. Palandöken Belediyesi bahar temizliğinin belediyeye bağlı Temizlik İşleri Müdürlüğü, Fen İşleri ile Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından yaklaşık 65 personelle yürütülüyor.`` diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Taha Akgül: "Asıl hedef 2032 Brisbane" Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, altyapıya yapılan yatırımların orta vadede karşılığını vereceğini belirterek, Türk güreşinde kalıcı başarının ana hedefinin 2032 Brisbane Olimpiyatları olduğunu vurguladı. Akgül, planlı çalışmalar ve güçlü kadroyla olimpiyatlardaki madalya geleneğini sürdürmeyi amaçladıklarını söyledi. Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, Sivas’taki Selçuk Anadolu Lisesi’nde düzenlenen söyleşiye katılırken, programın ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Federasyondaki başkanlık görevinde 1 yılı geride bırakmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akgül, "Biz bu seneyi altyapı yatırımlarıyla geçirdiğimiz bir yıl olarak değerlendiriyoruz. Sivas’ta yaptığımız şampiyonalarda binlerce küçük çocuğumuz geldi ve onları kampa aldık. Tarihte ilk kez 10 yaş güreşi yaptık. Çocukları kendi aralarında güreştirdik ve onları gelişim kamplarına aldık. Bütün sporcularımızı malzemeyle buluşturduk. Türkiye’de malzeme almayan sporcumuz kalmadı. 8-9 bin sporcuya malzeme verdik. Türkiye genelinde 4 bine yakın sporcumuz kamplardan faydalandı. Gidilmedik turnuvalara gittik ve rekorlar kırdık. Turnuva sayısında da rekorlar kırdık. Seneye inşallah bunun üzerine çıkacağız. Kamp sayılarını artıracağız. Turnuva sayılarının da üzerine çıkacağız. Biz bu işi sevdirmek istiyoruz. Bu işi sevdirdiğimizde de başarılı olacağımızı düşünüyorum. Güreşin yavaş yavaş seyirci kaybettiğinin farkındayız. Güreşin bir sırat köprüsünde olduğunun farkındayız. Hem başarı anlamında hem de popülerlik anlamında çok sıkıntılı bir süreçte olduğunun farkındayız. Bunu düzeltme adına da Türkiye’yi karış karış geziyoruz. Hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi. "Bize engel olmaya çalışanlar oluyor" Akgül, 2026 yılının Türk güreşi adına hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ettiğini belirterek, "Bizim buraya geliş amacımız fayda sağlamak. Bu yolda bize destek olanlardan Allah razı olsun. Bazen bizlere engel olmaya çalışanlar oluyor, olsun başımız üstüne. Biz güçlüyüz Allah’ın izniyle. Biz var gücümüzle mücadele ettiğimizde başarılı olmama şansımız yok. Türkiye için güreşi hak ettiği yerlere getireceğiz. 2026 yılı inşallah Türk güreşi için hayırlı olur. İnşallah daha bol madalyalı ve başarılı bir yıl geçireceğiz. Biz şu an acı çekiyoruz ama bu önemli değil, biz bu ipi göğüsleyeceğiz. Zor dönemden çıkaracağız Allah’ın izniyle Türk güreşini. Bu işi bıraktığımızda ’Allah razı olsun’ demeleri bize yeterli" ifadelerini kullandı. "Büyük hedef olimpiyatlar" 2028 ve 2032 Olimpiyatları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Akgül, "Bizim asıl hedefimiz 2032 Brisbane Olimpiyatları. 2028 Olimpiyatları’nda da tabii mevcut kadroda iyi sporcularımız var. Onları iyi motive edip, iyi hazırladığımız zaman inşallah 2028 Olimpiyatları’nda da başarılı olabiliriz. Güreş her zaman madalyalarla dönmek ister. Bu olimpiyatlardan da inşallah madalyalarla döneceğiz. Asıl büyük hedef ise 2032 ve 2036 Olimpiyatları" dedi. "Rıza Kayaalp’in her zaman yanındayız" Başkan Akgül son olarak, milli güreşçi Rıza Kayaalp’in aldığı 4 yıllık cezaya yaptığı itirazın Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) tarafından haklı bulunduğunu ve Kayaalp’in 1 Ocak 2026’dan itibaren yeniden müsabakalarda yer alabileceğini belirtti. Akgül, "Rıza da döndü, şampiyonumuz. Onun gelmesi takımımızı güçlendirdi. İnşallah Rıza’nın da gelişiyle birlikte grekoromen takımımızın performansı çok üst seviyelere çıkacak. Allah’ın izniyle her turnuvada altın madalyaya aday olarak güreşeceğiz.Rıza’nın gelmesi biraz da yükümüzü hafifletti. Kendisine başarılar diliyorum ve her zaman yanındayız. Rıza bizim kardeşimiz. Sağ olsun, beraberiz. Ne eksiği varsa her zaman yanında olacağız. Tek eksiği olimpiyat altını, onu da alması için her şeyi yapacağız" diye konuştu.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "İddiasız olan bir Türkiye bu coğrafyada ayakta duramaz" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "İddiasız olan bir Türkiye bu coğrafyada ayakta duramaz" dedi. Kurtulmuş, 16. Büyükelçiler Konferansı kapsamında Ankara’da bulunan büyükelçiler ile buluştu. Kurtulmuş, tarihte ilginç zamanların yaşandığını kaydederek, belirsizliklerin yaşandığını, her alanda değişimin yaşandığını belirtti. Kurtulmuş, "Kurumların zorlandığı, uluslararası kurum ve kuruluşların zorlanmanın ötesinde artık büyük ölçüde fonksiyonsuz kaldığı, işlevlerini yitirdiği bir dönemden geçiyoruz. Hiç şüphesiz dünyayı yönettiğini zannettiğimiz kuralların bir bir her birinin aşındığı fiili hayatta hiçbir etkilerinin olmadığını müşahede ediyoruz" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, Türk dış politikasında bir masada söyledikleri sözü başka bir muhataplarına karşı farklı şekilde getirmediklerini belirterek, "Herkese açık yüreklilikle, prensipler çerçevesinde müzakerelerimizi yaparak barışın, istikrarın ve güvenin sağlanması için olağanüstü bir çaba sarf ediyoruz. Türk dış politikasının bir diğer özelliği insani diplomasıdır. Bu insani diploması vasıtasıyla dünyanın dört bir tarafındaki ihtiyaç sahibi olan insanlara en kısa sürede ve en etkin şekilde ulaşabilmeyi başarıyoruz. Bunun için gayret sarf ediyoruz. Başta Filistin... Mazlum ve mağdur Filistin halkı, Gazze halkı olmak üzere başta mazlum ve mağdur Afrika halkları olmak üzere bu insanlara insani bakımdan her türlü desteği sağlamak için diplomasimizi en etkin şekilde kullanmaya gayret ediyoruz" şeklinde konuştu. Türkiye’nin dış politikadaki lider, çok taraflı küresel bakış açısına sahip olduğunu belirten Kurtulmuş, "Adil, hakkaniyetli, kalıcı bir barış sisteminin, bir barış paktının kurulabilmesi ve bu anlamda da yeni bir küresel sistemin hakkaniyet ve adalet üzerinde inşa edilebilmesi için her platformda yeni bir dünya düzeninin şart olduğunu dile getirmektedir. Bunun da artık sadece bir temenni olmaktan öte yakın zamanlarda gerçekleşecek bir realite olduğunu bilerek konuşuyoruz. Bunu da tekrar söylüyorum. Bu salonda bulunanların çoğunun göreceğinden eminim. Belki biz görmeyeceğiz. Ama yakın zamanlarda yeni, adil, küresel bir dünya sistemi mutlaka ama mutlaka kurulacaktır. Bunda da Türkiye önde olacaktır. Tabii ki dış politika sadece temenniler, sadece fikirler üzerinden yürümez. Dış politikayı yürütürken sonuç alabilmemiz için birtakım ilkeleri de özümsemek, benimsemek mecburiyetindeyiz. Her şeyden evvel bu çerçevede geliştirilen Türk dış politikası iddialıdır, kararlıdır ve tutarlıdır. Bu bölgede, bu coğrafyada, bu zamanda, bu zaman diliminde Türkiye’ye iddiasız olmak yakışmaz. Dahasını söyleyeyim, iddiasız olan bir Türkiye de bu coğrafyada ayakta duramaz. Dolayısıyla bu temel ilkelerde iddiamızı, kararlılığımızı ve ölçülü bir şekilde sürdürdüğümüz dış politika faaliyetlerimizi sürdüreceğiz" dedi. Kurtulmuş, ‘terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin bilgi vererek, "Türkiye’nin iç kaleyi tahkim etmek amacıyla başlatmış olduğu ’terörsüz Türkiye’ süreci çok şükür kısa bir süre içerisinde önemli bir noktaya gelmiştir. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede örgütün içeride ve dışarıda bütün bileşenleriyle birlikte silah bırakma çağrısına uyarak kendisini fesih sürecinin tamamlanmasıyla birlikte artık bu meselenin tamamen ortadan kalkacağı aşikardır. Terörsüz Türkiye’nin aynı zamanda bir terörsüz bölge olduğuna da inanıyor ve böyle olması için de gayret sarf ediyoruz. Terörsüz Türkiye’nin sağlanması, Suriye’de terörün bitmesi, Irak’ta terörün bitmesi, Lübnan’da terörün bitmesi, bölge ülkelerinde gerçekten huzur ve güvenliğin gelmesi anlamına gelecektir. Bunun için bir taraftan Türkiye’nin güvenlik kurumları, istihbarat birimleri terör örgütüyle bir şekilde bu süreci nasıl gerçekleştirileceği ilgili süreci yönetirken diğer yandan da Türkiye’de ilk sefer şimdiye kadar rahmetli Demirel zamanında, Özal zamanında, rahmetli Erbakan zamanında ve çeşitli kereler örgütün bitirilmesi, PKK’nın bitirilmesiyle ilgili işler yapılmış ama maalesef terörün bitmesini istemeyen odakların çabalarıyla bütün bu süreçler akim kalmıştı. Yine aynı şekilde son dönemde AK Parti iktidarları döneminde 2013 yılında da bu süreç belli bir olgunluğa gelmiş. O dönemki başlık başta FETÖ unsurları olmak üzere birtakım unsurlar tarafından o süreç heba edilmişti. Şimdi inşallah öyle olmayacak. Bir kere kararlılıkla bu süreç sürdürülüyor ve ilk sefer geçmiş dönemden farklı olarak siyaset yani milli irade bizatihi bu meseleyi gözetlemek ve yönetmek için bir kararlılık oluşturdu. Bu salonda televizyonlardan görmüşsünüzdür. Bu salonda Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonumuzun toplantılarını gerçekleştirdik. Ümit ediyorum bu demokratik olgunluk düzeyi yüksek tartışmaların sonucunda Türkiye demokrasisi bakımından da önemli bir tecrübeyi Türk demokrasi tarihinde kazandırmış olacağız. Partiler bir araya gelebilir, taban tabana zıt fikirleri olabilir ama memleketin ortak meselesinde ortak istikamette fikirlerini ortaya koyarlar ve çözüme ulaşmak için gayret sarf ederler. Şunu da söylemek isterim. İnşallah bu sonuç iftiharla sonuç başarıyla biterse ki, öyle olacak. Bu modeli Türkiye modeli olarak çatışma çözümleri konusunda dünyaya örnek olacak bir model olarak dünyanın birçok siyasal bilgiler fakültesinde uluslararası ilişkilerle ilgili eğitim veren yerlerde bunun okutulacağına inanıyorum" diye konuştu.
Kayseri Başkan Adnan Uslular: "Muhasebe, beyanname ve denetim bir bütündür" Kayseri Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO); 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne ilişkin basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını yapan Kayseri SMMMO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Uslular; söz konusu düzenlemenin vergi sisteminde ciddi sakıncalar doğuracağını belirterek, "Muhasebe, beyanname ve denetim birbirinden ayrılamaz bir bütündür. Bu bütünlüğün dışına çıkılması, vergi sisteminde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurur" dedi. Kayseri Defterdarlığı önünde yapılan açıklamaya, çok sayıda meslek mensubu katıldı. Burada konuşan Başkan Uslular, 586 No’lu Tebliğ ile meslek odalarına defter tutma ve beyanname gönderme yetkisi verilmesinin 3568 sayılı Kanun’a açıkça aykırı olduğunu vurgulayarak; "Beyanname imzalama yetkisi yalnızca mali müşavirlere aittir. Bu yetki devredilemez, paylaşılamaz. Mali müşavirin imzası mesleğin onurudur" ifadelerini kullandı. Düzenlemenin vergide eşitlik ve adalet ilkesini zedelediğini belirten Uslular, bu uygulamanın kayıt dışılığı artıracağını, vergiye gönüllü uyumu azaltacağını ve kamu gelirlerini olumsuz etkileyeceğini kaydetti. Uslular; "Vergi sisteminin yükünü omuzlayan mali müşavirler devre dışı bırakılarak, kamu yararı değil, yeni sorun alanları oluşturulmaktadır. Yanlış beyanın, sahte belgenin ve cezai yaptırımların muhatabı yine mali müşavirler olacaktır. Yetkiyi verenler bu sorumluluğu da üstlenmelidir. Yetki gaspına karşı susmayacağız. Mesleğimizi, imzamızı ve kamu yararını savunmaya devam edeceğiz" dedi. TÜRMOB TESMER Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yedikaya ise; "Umarım bu yanlışlıktan en kısa sürede dönülür. Biz odamızın bir katını dört beş tane berber tutup orada traş yaptırmak istemiyoruz. Odamızın bir odasında eczacılarımızın ilaçlarını satmak istemiyoruz, taksicilerin aldığı plaka işlemlerini yapmak istemiyorsak bizim de en doğal hakkımız beyannamelerde bizim imzamız olmalı. Beyannameleri biz göndermeliyiz ve bununla ilgili defter tutulacaksa bunu buradaki Kayseri 2 bin 100 mali müşavirin imzasıyla yapılmalı. Başkanımıza bu güzel farkındalık için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.