YEREL HABERLER - 04 Aralık 2016 Pazar 11:56

Bebekleri kucağa alıştırmayın

A
A
A
Bebekleri kucağa alıştırmayın

İlk kez bebek sahibi olan annelerin, çocuklarını kucaklarına ne sıklıkla almaları gerektiği ile ilgili endişe hissedebildiklerini belirten Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, bebekleri kucağa alıştırmama konusunda uyarılarda bulundu.
Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, "Tüm insanların en temel ihtiyacı güven duygusudur. Kişi; yaşamının ilk yıllarındaki deneyimleri sonucu, çıkarımlarda bulunur. Sonuçlar doğrultusunda insanlara ve dünyaya güveni gelişir. Buna temel güven duygusu denir. Temel güven duygusu hamilelik ile birlikte başlamaktadır. Hamilelik ile birlikte bebek, annenin zihninde bir yere sahip olmaya başlar. Bebek dünyaya geldiğinde; dünya onun için çok yeni, anlaşılmaz ve kaygı uyandırıcı bir yerdir. Karnının doyurulması, uyku düzeninin sağlanması, altının temizlenmesi gerekmektedir. Onu korkutabilecek dış etkenlerden korunması ve sakinleştirilmesi için bir yetişkine ihtiyaç duymaktadır. Annenin bebeğin ihtiyaçlarını düzenli ve sürekli olarak karşılaması, bebeğine sevgi ve şefkat göstermesi, onu kucağına alması, onunla göz kontağı kurması ve konuşması, bebek tarafından anlaşılma ve sevilme olarak algılanır. Anne ve bebeği arasındaki bu güvenli ilişki sayesinde, dünya bebek için daha güvenilir bir yer olmaya başlar. Böylece bebekte temel güven duygusu gelişir" dedi.
Annenin bebeği ağladığında; onun neye ihtiyacı olduğunu anlaması ve bu ihtiyacını karşılaması, aralarındaki ilişkiyi güçlendirdiğini kaydeden Üney, "Bebeğin annesi ile kurduğu bu ilk ilişki, sonraki yaşamında başka kişilerle olan ilişkileri için de bir örnek oluşturur. Bebeğin dünyaya geldiği ilk 1-2 ayda bebek için yalnızca kendisi vardır. Bu aşamada bebek kendisi ve annesi arasında ayrım yapamaz. Yani bebek için annesi ve kendisi bir bütündür. Anne ve bebek arasındaki bu iç içe olma hali, bebeğin temel güven duygusunun gelişimi için çok önemlidir. Bu dönemde annenin bebeğin bu ihtiyacının bilincinde olması ve bebekten uzun süre ayrı kalmaması gerekmektedir. İhtiyaçlarının karşılanması yoluyla annesi ile bir ilişki kuran bebek, zamanla annesini fark etmeye başlar. Bebek yaklaşık 4 aylık olduktan sonra yavaş yavaş kendisini annesinden ayrı bir varlık olarak görür. 7. ay ile birlikte, bebekler kendileri dışındaki dünyaya daha fazla ilgi duymaya başlarlar. Bu dönemde bebek annesini diğerlerinden ayırt eder. Bebekte annesi dışındaki kişileri yabancılama durumu oluşur. Yaklaşık 9 aylık olduğunda bebek daha hareketli olmaya, anneden ayrılıp emeklemeye ve yürümeye başlar. 14 ayla birlikte anneden ayrılan ve dış dünyayı keşfeden bebek, annesi kendisinden uzun süre ayrıldığında annesinin yok olduğunu zanneder. Bu onu çok kaygılandırır. 1.5-2 yaşları arasındaki dönemde bebek, yeniden annesine yapışmaya başlar. 2 yaş ile birlikte çocuğun duygusal gelişimi artar ve annesinden daha rahat ayrılabilir" diye konuştu.
Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, annenin bebeğiyle ilişkisini etkileyen faktörleri şu şekilde sıraladı:
"1. Annenin ailesi ile olan ilişkileri
2. Annenin eşi ile ilişkisi
3. Annenin ruhsal durumu
4. Doğum sonrası anneye ailelerin desteği
5. Ekonomik sorunlar
6. Annenin bebek sahibi olmaya hazır olup olmaması,
7. Anne ve babanın bebeği isteyip istememesi"
Eğer anne-baba bebek sahibi olmayı istiyorsa, anne bebekle ilgili kaygılı değilse ve diğer sorunlar yoksa hamilelik ve lohusalık sürecinin daha sakin geçeceğini belirten Üney, "Annenin bu sakinliği sayesinde bebeğinin ihtiyaçlarına uygun şekilde yanıt vermesi ve onu sakinleştirmesi daha kolay olacaktır. Böylece bebek de daha sakin olacaktır. Bebeğin ihtiyaçları düzenli ve sürekli karşılanmadığında bebekte güvensizlik duygusu oluşur. Kaygılı anneler bebekleri bir sıkıntı yaşadığında, ağladığında uygun tepkiyi vermekte ve çocuğu sakinleştirmekte zorlanabilirler. Çünkü bebek annenin kaygısını hissedecektir. Bu sebeple annenin çocuk sahibi olmaya hazır olması ve duygusal durumu büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı.
Kucağa Alma Davranışı ile İlgili Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, dikkat edilmesi gerenleri şöyle sıraladı:
"*İlk kez bebek sahibi olan anneler, çocuklarını kucaklarına ne sıklıkla almaları gerektiği ile ilgili endişe hissedebilirler. Bu konuda aile büyüklerinden duydukları öneriler veya okudukları kafalarını karıştırabilir. Bebeği kucağa alma davranışının, onu besleme, uyutma, altını temizleme kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. Çünkü kucağa alınan çocuk, annesi ile bir bağ kuracak ve kendisini güvende hissedecektir.
* Kucağa alma davranışında bebeğin mizacı önemli bir etmendir. Her bebek birbirinden farklı bir mizaçla dünyaya gelir. Buna bağlı olarak her anne çocuk ilişkisi de birbirinden farklıdır. Bu sebeple tüm bebekler için geçerli net bir kucakta tutma süresi belirlemek yanlış olacaktır. Burada bebeğin ihtiyacını gözlemleyerek hareket etmek gerekir.
* Çocuğun içinde bulunduğu gelişim aşaması da, kucakta tutulan süre açısından dikkate alınmalıdır. Yeni doğmuş bebeklerin daha fazla kucakta olmaya ihtiyaç duyması normaldir. Bebek büyüdükçe ve ihtiyaçlarının karşılanması sonucu temel güven duygusu geliştikçe, yavaş yavaş anneden bağımsız hareket etmeye başlar. Kucakta geçirdiği süre de kısalır. Böylece ilk aylarda annesinin kucağında çok uzun vakit geçiren bebek, yavaş yavaş daha uzun süre anneden ayrı kalabilmeye başlayacaktır. Bu sebeple anneler bebekte temel güven duygusunu geliştirmek için, ilk aylarda bebeğini daha uzun süre kucakta tutmaktan çekinmemelidir.
* Bebekler yaklaşık 7 ay civarında annesi dışındaki kişileri yabancılamaya başlarlar. Bu da bebeklerin kucakta geçirdiği sürenin artmasına sebep olabilir. Bunun normal gelişimin bir parçası olduğu ve geçici bir dönem olduğu unutulmamalıdır.
* 1,5-2 yaş arasındaki dönemde bebek, önceki döneme kıyasla annesine daha fazla yapışır. Bu dönemde de daha fazla kucakta kalmak istemesinin normal olduğu hatırlanmalıdır.
* Bebeği uzun süre kucağa almamak doğru bir davranış değildir. Bebeğe kendi başına uyumayı öğretmek için, onu uzun süre kucağa almadan yatağında bekletmek, çocuğun ruhsal gelişimini olumsuz etkiler. Bu davranış, bebek tarafından “dünya tehlikeli bir yer” olarak algılanır ve anne ile bebek arasındaki bağın kurulmasını engeller. Ayrıca çocuğu ağlarken onu kucağına almayıp yatakta uzun süre ağlamasını beklemek, annenin de kendisini kötü hissetmesine sebep olacaktır. Bu nedenle bu yöntem kullanılmamalıdır.
* Kaygılı olan annelerin, çocuğun en küçük ağlamasında onu kucağına alması, kendi başına sakinleşmesine hiç izin vermemesi de doğru değildir. Bu şekilde anne ile çocuk arasında bağımlı bir ilişki oluşacaktır.
* Sağlıklı bir anne-bebek ilişkisinde anne dikkatlidir, ancak abartmaz. Bebeğinin ağlama nedenini araştırmadan onu kucağına almaz. Böylece bebeği ne zaman kucağa almak gerektiğini bilir.
* Çocuk sahibi olmak isteyen kadınların, hamilelik öncesi dönemden itibaren ruhsal sağlıklarına dikkat etmeleri gerekmektedir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Prostat ve meme kanserinde umut ışığı Zonguldak’ta prostat ve meme kanseri gibi yumuşak doku kanserinin tedavisinde kullanılabilecek olan ilaç adayı patent aldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Gerçek ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Güzel ve öğrencisi Betül Yaşin’in "Kanser Tedavisinde İlaç Adayı Olarak Kullanılabilecek Arilidin Barbitürat Türevi Özgün Moleküller" başlıklı ortak çalışmasına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent verildi. Çalışmanın sentez kısmı Prof. Dr. Gerçek tarafından gerçekleştirilirken; sentetik olarak üretilen özgün moleküllerin anti-kanser aktivitesi ise Prof. Dr. Güzel ve doktora öğrencisi Yaşin tarafından tespit edildi. Yapılan testler sonucunda, bu moleküllerin tirozin kinaz inhibitörü olarak kullanılabileceği belirlendi. “Sentezlenen moleküller yumuşak doku kanserinde çok etkili oldu” Anti kanser ilaçları üzerinde yapılan çalışmalarda sentezlenen maddelerin kanserli hücrelerin üzerinde etkili olduğunu ifade eden Gerçek, “Yeni sentezlediğimiz maddelerin tirozin kinaz enzim inhibisyonunu kanıtlayarak sonuçlandırdık. Bu proje kapsamında pek çok yeni ürün sentezledik. Bunların sentezi üniversitemizde gerçekleştirildi. Sentezlenen ürünlerin anti kanser aktivitelerini Prof. Dr. Mustafa Güzel ve doktora öğrencisi Betül Yaşin çalıştılar. Pek çok kanserli hücre hakkında moleküllerin aktivitesi çalışıldı. Özellikle yumuşak doku kanserlerinde çok etkili olduğu bulundu. Bunun üzerine biz de patent başvurumuzu gerçekleştirdik. Patentimizi de aldık, çok mutluyuz. Dileriz pek çok ortak çalışmayla bu buluşlarımız devam eder” diye konuştu. “Dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz” Prof. Dr. Gerçek, günümüzde en çok meme ve prostat kanserinin zarar verdiğini ve bu kanser türlerinin tedavisine bir ışık da kendilerinin yaktığını belirtti. Üç yıldır devam eden projenin henüz tamamlanmadığını belirten Gerçek, “Şu anda dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz. Özellikle yumuşak doku derken meme ve prostat kanserinde çok etkili olduğunu kanıtladık. Bizim sentezlediğimiz 8-9 molekül vardı. Bunların türevlerinin aktivitesi de çalışılacak tabi ki. Proje burada bitmedi aslında. Bu bir başlangıçtı. Türevlerine de çalışacağız. Projeyi yaklaşık üç sene boyunca çalıştık. Sonuçlarını daha yeni alıyoruz. İnşallah ilaç olarak görürsek de hepimiz için daha mutluluk verici bir sonuç olacaktır” şeklinde konuştu. Patenti alınan ilaç adayı; eczacılar ve ilaç enstitüleri tarafından ilaca dönüştürülerek satışa sunulabilecek.
Gümüşhane Kahvehanede çıkan tartışmada bıçaklanan 3 çocuk babası hayatını kaybetti Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde bir kahvehanede çıkan kavgada göğsünden aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralanan 3 çocuk babası Alparslan Yıldırım kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, dün akşam saatlerinde ilçeye bağlı Cumhuriyet Mahallesi Aydın Doğan Caddesi üzerindeki kahvehanede kimliği belirlenemeyen kişiyle kavga eden A.P.D., bir süre sonra eline aldığı bıçakla tekrar kahvehaneye girmek istedi. Kapının kilitli olması üzerine camını kırarak kilidi açmak isteyen A.P.D.’ye engel olmak isteyen Alpaslan Yıldırım (47) karmaşada A.P.D.’nin elinden göğsüne aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan Yıldırım, ardından Kelkit Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Kalbine yakın noktadan aldığı 2 bıçak darbesi nedeniyle birkaç kez kalbi duran Yıldırım, sevk edildiği Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından bölgeden kaçan A.P.D. ise Kelkit İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı çalışmayla sabah saatlerinde yakalanarak gözaltına alındı. Adli tahkikatın başlatıldığı olayda hayatını kaybeden 3 çocuk babası Alparslan Yıldırım, 6 Mayıs günü Kelkit Küçük Camii’de ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından aile kabristanında toprağa verilecek.
Kayseri Yeşilay Bisiklet Tur’u yoğun katılımla gerçekleşti Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş. ve Yeşilay işbirliğinde ‘Sağlığın Keyfini Birlikte Sürelim’ sloganı ile 11’incisi düzenlenen Yeşilay Bisiklet Turu düzenlendi. 81 ilde eş zamanlı gerçekleşen bisiklet turunun Kayseri ayağında bisikletseverler 7,5 kilometrelik parkurda pedal çevirdi. Vali Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ile birlikte Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş., Yeşilay iş birliğinde düzenlenen 11. Yeşilay Bisiklet Turu’na katıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan tura, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Vali Gökmen Çiçek, AK Parti Kayseri Milletvekilleri Ayşe Böhürler, Şaban Çopuroğlu, ilçe belediye başkanları, Yeşilay Kayseri Şube Başkanı Mehmet Çifçi ve bisikletseverler katıldı. 81 ilde eş zamanlı olarak başlayan ülke çapındaki dev organizasyonun Kayseri ayağı Cumhuriyet Meydanı’nda start aldı. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen bisikletliler, bisiklet turunu 7,5 kilometrelik parkurda Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde bitiş noktasında tamamladı. Başkan Büyükkılıç, tur öncesinde yaptığı konuşmada, Yeşilay’a ve Spor A.Ş.’nin tüm çalışanlarına gayret ve katkılarından dolayı teşekkür ederek, Kayseri’de özel bir gayret ile gönüllü dostların bu etkinlikte bir araya geldiklerini ifade etti. Başkan Büyükkılıç, şöyle konuştu; “Güzel bir pazar günü. Yeşilayımızı tebrik ediyorum. Türkiye ayağında ama Kayseri’de özel bir gayret ile gönüllü dostlarımızı bu etkinliğe katılmaya teşvik etti, sağladı ve başardı. Burada değerli valimiz ve milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve halkımızla iç içe olunca daha bir güzel oluyor.” Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ise, “Gerçekten çok fazla Yeşilay gönüllüsünü bu yağmura rağmen burada görmekten dolayı çok mutluyum. İnşallah bir farkındalık oluşturması açışından faydalı olur diye düşünüyorum. Organizasyonumuz hayırlı olsun” şeklinde konuştu. Yeşilay Kayseri Şube Başkanı Mehmet Çifçi’de “Geleneksek Yeşilay bisiklet turumuzu şehrimizde geniş bir katılımla gerçekleştireceğiz. 81 ilde yine eş zamanlı aynı saatte başlayacak. Bugün burada çok fazla sayıda gönüllümüz var. Yağış olmasına rağmen bizi yalnız bırakmadılar” dedi.