YEREL HABERLER - 28 Şubat 2017 Salı 10:25

Arkun Barajı, Erzurum’un yarısından fazlasının elektrik ihtiyacını karşılıyor

A
A
A
Arkun Barajı, Erzurum’un yarısından fazlasının elektrik ihtiyacını karşılıyor

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan Çoruh’un altın bileziği Arkun Barajı ve HES, yıllık ortalama 792 milyon kilovatsaatlik enerji üretimiyle Erzurum’un yarısından fazlasının elektrik ihtiyacını karşılıyor.
Türkiye’nin gelişmesiyle artan enerji ihtiyacını karşılamak için yenilenebilir ve çevreci enerji üretim şekli olan hidroelektrik enerji üretimine ağırlık veren DSİ, projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Enerji açığını bir an önce kapatmak için özel sektörün gücünden de faydalanan DSİ, bazı projeleri yap-işlet-devret modeliyle ekonomiye kazandırıyor. Bu çerçevede yapımı tamamlanan Arkun Barajı ve HES bütün hızıyla üretimini sürdürüyor.
Arkun Barajı ve HES’in enerji maksatlı ve çok önemli bir proje olduğunun altını çizen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu “Yap işlet devret modeliyle tamamlanan bu projeye 2010 yılında başlanıldı ve 4 yıl gibi kısa bir sürede tamamlandı. 244 MW Kurulu gücüne sahip olan santral 3 üniteden oluşuyor ve yıllık ortalama 792 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi üretme kapasitesine sahip bulunuyor” diye konuştu.
HES projelerinin yenilenebilir ve çevreci projeler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Veysel Eroğlu “Erzurum coğrafi şartları dolayısıyla bu tür projeler için uygun bir yer. Erzurum’a önemli katkılar sağlayan Arkun Barajı ve HES Yukarı Çoruh Havzasında bulunan Çoruh nehrinde inşa edildi. Buradan üretilen elektrik, enerji nakil hattı ile 25 km uzağa taşınıp Erzurum ilinin hattına bağlanıyor” açıklamasını yaptı.
“Erzurum’un Yüzde 55’ine Enerji Sağlıyor”
Arkun Barajı ve HES ile Erzurum’un elektrik enerji ihtiyacının yüzde 55‘inin karşıladığını ifade eden Orman ve Su İşleri Bakanı Prof.Dr. Veysel Eroğlu “ Bu proje ile yılda ortalama 792 milyon kilovatsaat elektrik üretimi ile 420 bin kişinin günlük hayatında ihtiyaç duyduğu konut, sanayi, resmi daire, çevre aydınlatması gibi bütün elektrik enerjisi ihtiyacı karşılanabiliyor” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Vali Eldivan’dan kurum amirlerine talimat: "Hizmetlerde aksaklığa mahal verilmeyecek" Bayburt’ta İl İdare Şube Başkanları Toplantısı gerçekleştirildi. Vali Mustafa Eldivan başkanlığında düzenlenen toplantıda, kamu hizmetlerinin etkinliği ve kurumlar arası koordinasyon konuları masaya yatırıldı. Kurum amirlerinin, şube müdürlerinin katılımıyla yapılan toplantıda Vali Eldivan, kamu hizmetlerinin verimli, etkin ve vatandaş odaklı bir anlayışla yürütülmesinin temel öncelik olduğunu vurguladı. Eldivan, kamu kurum ve kuruluşlarının tam bir iş birliği ve koordinasyon içerisinde çalışmasının, hizmet kalitesini artıracağını ifade etti. Toplantı kapsamında, 2025 yılı içerisinde il genelinde yürütülen çalışmalar kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. İl genelinde Sunulan hizmetlerin mevcut durumu, devam eden projelerdeki son aşamalar ve gelecek döneme ilişkin stratejik hedefler detaylıca ele alındı. "Hizmetlerde aksaklığa mahal verilmeyecek" Vali Eldivan, vatandaşlara sunulan hizmetlerin herhangi bir aksaklığa mahal verilmeden sürdürülmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiğini bildirdi. Genel iş ve işlemlerin titizlikle yürütülmesi konusunda kurum müdürlerine kesin talimat veren Eldivan, kamu disiplininin önemine dikkat çekti. Toplantı sonunda Vali Eldivan, 2025 yılı boyunca özveriyle görev yapan tüm kurum amirleri ve personele teşekkür ederek, yeni dönem çalışmalarında başarılar diledi.
Malatya Malatya’da ‘Terörsüz Türkiye" konferansı AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansında yaptığı konuşmada, "Terörün Türkiye’ye yıllık maliyeti yaklaşık 140 milyar dolardır. Bu sorun sadece bir veya iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız. Biz çocukların ölmediği, silahların konuşmadığı bir Türkiye istiyoruz" şeklinde konuştu. Milletvekili Babacan konuşmasında, "Hiçbir siyasi kaygı duymadan, oy hesabı yapmadan, ‘yeter ki Türkiye kazansın, yeter ki milletimiz kazansın’ diyerek bu tarihi sorumluluğu üstlenen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum" dedi. Yeşilyurt Belediyesi ve Yeşilyurt Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansı, Kongre ve Kültür Merkezinde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, konferansın amacının, toplumsal farkındalığı artırmak ve terörün her türlüsüne karşı ortak bir duruş sergilemek olduğunu söyledi. Başkan Geçit, "Terörsüz Türkiye" hedefinin birlik ve beraberliğin, kardeşliğin ve güçlü demokrasinin hâkim olduğu bir Türkiye ideali olduğunu ifade ederken, " Terör; sadece can güvenliğimizi tehdit eden bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal huzurumuzu, kardeşliğimizi ve ortak geleceğimizi hedef alan büyük bir tehdittir. Bu nedenle terörle mücadele, yalnızca güvenlik güçlerimizin değil; milletçe hepimizin ortak meselesidir. "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşmanın yolu ise, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, ortak değerler etrafında kenetlenen bir toplumsal bilinçten geçmektedir. "Terörsüz Türkiye" süreci, yüzyıllardır kangrene dönüşmüş önemli bir süreci ele alıyor. Bu sorun ülkemizin tüm enerjisini alan, ekonomik ve insan kaynaklarına darbe vuran bir sorundur. Bu ciddi sorunun kökten çözümlerle ortadan kalkması için sadece elini değil gövdesini de taşın altına koyan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. Sayın Babacan’da kurulan komisyonda çok önemli görevler üstlendi, hazırlanan raporların tüm süreçlerinde aktif bir şekilde yer aldı. Ülkemizin en ciddi sorununun çözümünde sorumluluk alması bizim için gurur vesilesidir" şeklinde konuştu. AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan ise, terörün toplumsal yapıya verdiği zararlar, demokratik kazanımlar, milli dayanışmanın önemi ve terörle mücadelede toplumsal farkındalığın rolü üzerinden önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, Türkiye’nin terörle mücadelesinde gelinen noktayı değerlendirerek, terörün yalnızca güvenlik boyutuyla değil; sosyal, kültürel ve demokratik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı. Terörle mücadelede gelinen nokta, milli dayanışmanın önemi, kardeşlik ikliminin güçlendirilmesi ve demokratik kazanımlarımız üzerine konuşan Milletvekili Babacan, "Terörsüz bir Türkiye hedefi, sadece devletimizin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Milli birlik ve kardeşlik duygularımızı güçlendirdiğimiz ölçüde, terörün zemin bulması da imkânsız hale gelecektir" dedi. Milletvekili Babacan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinin, terörle mücadelenin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirterek, "86 milyonunun tamamı olarak, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla, Çerkeziyle, Laz’ıyla; Sünnisiyle, Alevisiyle, gayrimüslimiyle yıllardır terör belasından çok çektik, artık bu meseleyi hep birlikte hareket ederek, ülkemizin hem bugününü hem de yarınlarını düşünerek bitirmemiz gerekiyor. Bu mesele çözülmezse, yarın başka bir terör ve şiddet biçimiyle karşımıza çıkar. Ben buradan iki önemli lidere, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. 6 aylık süreçte gördüm ki inanılmaz bir samimiyetle, bu işin çözülmesi için uğraşıyorlar. Hiç bir siyasi kaygı olmadan, "oy kazanırım veya kaybederim" kaygısı taşımadan "yeter ki ülkemiz kazansın milletimiz kazansın yeter ki Türkiye kazansın" diye bu soruna bakan, bu uğurda her türlü fedakârlığı yapan, her türlü sorumluluğu üstlenen kararlı bir duruş sergiliyorlar. Gösterdikleri ufuk ve liderlikten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bu sorun sadece bir ve iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız" ifadelerini kullandı. "Terörsüz Türkiye’ vizyonunun devlet ve millet projesi olduğunu, Türkiye’nin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini isteyen herkesin bu süreçte aktif rol alması gerektiğine yürekten inandıklarını sözlerine ekleyen Milletvekili Babacan, terörün Türkiye’ye yıllık yaklaşık 140 milyar dolar maliyet oluşturduğunu, bu büyük mali kaybın Türkiye’nin ekonomik büyüme hamlelerine ciddi zararlar verdiğini, milli gelirin ise 5 trilyon dolar seviyesine ulaşabileceğini dile getirdi. Devletin bütün kurumlarının eşgüdüm içinde çalışmasıyla birlikte son yıllarda terör eylemlerinin ciddi biçimde gerileme olduğunun altını çizen Milletvekili Babacan, silahın ve şiddetin olduğu yerde hiçbir şeyin konuşulamayacağını, toplumun her kesiminin sorunlarının ortak irade, karşılıklı diyalog ve milli birlik ve dayanışma içerisinde çözülebileceğini hatırlattı. Milletvekili Babacan, konuşmasının sonunda konferansı düzenleyen Yeşilyurt Belediyesi ile Yeşilyurt Kent Konseyine teşekkürlerini sundu. Soru-cevap bölümüyle devam eden programda katılımcılar, terörle mücadele, toplumsal barış ve demokrasi konularında görüş ve düşüncelerini paylaşma imkânı buldu. Konferansı, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, AK Parti İl Başkanı Ali Bakan, MHP İl Başkanı Gökhan Gök, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci, MHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Süleyman Emre, MHP Battalgazi İlçe Başkanı İlhan İlhan, Malatya Hacı Bektaşı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, sivil toplum ve meslek örgütleri yetkilileri, mahalle muhtarları ve çok sayıda vatandaş takip etti.
Ankara Bakan Göktaş’tan il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ uyarısı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ uyarısında bulundu. Bakan Göktaş, "Risk puanı, müdahale çağrısıdır. En hassas başlıklarımızdan biri, şiddet ve istismar vakaları. Bu alanda hiçbir gecikmeyi kabul edemeyiz. Bu nedenle bu vakalarda ‘saha yönetimi’ni bizzat sahiplenin" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlığın 81 il müdürüyle yıllık değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, 2025 "Aile Yılı" kapsamında yürütülen çalışmalar ve yeni dönem stratejileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Göktaş, Aile Yılı kapsamında 81 ilde başlatılan seferberlikle aileyi her alanda destekleyen kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini belirterek, bu süreçte emeği geçen il müdürlerine teşekkür etti. Bakan Göktaş toplantıda il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ konusunda da kritik uyarılarda bulundu. İl müdürlerinin bakanlığın sahadaki ‘uygulayıcı gücü’ olduğunu hatırlatan Göktaş, vatandaşın kuruma olan güveninin il müdürlüklerinin yaklaşımıyla şekillendiğini vurguladı. Göktaş, "İl müdürlüğü yönetimi sadece iş ve süreç yönetimi değildir; aynı zamanda bir güven yönetimidir. Vatandaşın bize attığı her adımda, karşılaştığı ilk tavırda kurumumuzun itibarı şekillenir. Beklentimiz, sahayı yakından tanıyan, hizmeti yerinde izleyen ve sorunları büyümeden çözen bir yönetim anlayışını kararlılıkla sürdürmenizdir" ifadelerini kullandı. Çalışma stratejisini üç eksen üzerine kurduklarını bildiren Göktaş, "Birinci eksenimiz, sahaya hâkimiyet ve hizmetin takibi. Hizmet verdiğiniz kişileri dosya üzerinden değil, yerinde izleyin. Her il müdürlüğümüz bir ’saha planı’ hazırlamalı. İkinci eksen, doğru bilgi akışı ve yönetimde açıklık. İlinizle ilgili bir problemi başkasından değil, sizden duymak isterim. Üçüncü eksen ise kurum içi ulaşılabilirlik, iletişim ve motivasyon. Kapalı kapılar, geciken kararlar ve güçsüz iletişim; sahada hizmetin ritmini bozar" açıklamasında bulundu. "Saha yönetimini bizzat sahiplenin" Göktaş, sahada erken uyarı ve sistematik izleme konusunda yeni bir döneme girildiğini de belirterek, pilot uygulaması başlayan ‘Sosyal Risk Haritası’ ile "Çocuklar Güvende" web sitesinin etkin kullanılması talimatını verdi. Göktaş, şunları kaydetti: "Sosyal Risk Haritalarımızdan elde ettiğimiz verileri 18 yaş altı için ’Çocuklar Güvende’, 18 yaş üstü bireyler için ise ’Aile Rehberi’ sistemimiz üzerinden takip edeceğiz. Risk puanı, müdahale çağrısıdır. Vaka bazında izlemeyi, yönlendirmeyi ve kurumlar arası koordinasyonu hızlandıran bir mekanizma kurun. İl müdürünün takibi zayıflarsa sistem kağıt üzerinde kalır. En hassas başlıklarımızdan biri, şiddet ve istismar vakaları. Bu alanda hiçbir gecikmeyi kabul edemeyiz. Tüm vakaları titizlikle takip etmeli ve sahada aktif olmalısınız. Bu nedenle bu vakalarda ‘saha yönetimi’ni bizzat sahiplenin." Aile Yılı’ndan ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’na Aile Yılı’nı geride bırakırken ’Aile ve Nüfus 10 Yılı’ vizyonunun daha uzun vadeli bir politikanın sürekliliği olduğuna dikkati çeken Göktaş, il müdürlüklerinin vatandaşın hayatına dokunan uygulamaların etkisini ölçmesi ve bu hizmetlerin sürekliliğini sağlaması gerektiğini vurguladı. Göktaş, bu çerçevede doğum yardımı ve Aile ve Gençlik Fonu’ndan yararlananların düzenli izlenmesi gerektiğini de hatırlattı. "Küçük bir ihmal büyük bir riske dönüşebiliyor" Sahada sunulan hizmetin takibinin, etkisinin ve hızının aynı anda güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Bakan Göktaş, "Küçük bir gecikme büyük bir mağduriyete; küçük bir ihmal büyük bir riske dönüşebiliyor. Bu nedenle, il müdürlüklerimiz daha aktif, hızlı ve sonuç odaklı hareket etmeli" uyarısında bulundu.