GENEL - 06 Ekim 2017 Cuma 11:42

“Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Ulusal Geleneksel Bilginin Kayıt Altına Alınması Pilot Projesi” Erzurum’da başladı...

A
A
A
“Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Ulusal Geleneksel Bilginin Kayıt Altına Alınması Pilot Projesi” Erzurum’da başladı...

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından biyolojik çeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin derlenmesi, kayıt altına alınarak korunması ve bu bilgilere erişimin düzenlenmesi maksadıyla “Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Ulusal Geleneksel Bilginin Kayıt Altına Alınması Pilot Projesi”ni başlattı.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından biyolojik çeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin derlenmesi, kayıt altına alınarak korunması ve bu bilgilere erişimin düzenlenmesi maksadıyla “Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Ulusal Geleneksel Bilginin Kayıt Altına Alınması Pilot Projesi”ni başlattı.


Proje yürütücüsü Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit İncekara, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, proje ile biyolojik çeşitliliğin ekonomiye kazandırılması ve genetik kaynaklarımıza dayalı sınai mülkiyet haklarından ülkemizin faydalanmasına katkıda bulunulmasının hedeflendiğini belirtti.


İlk etapta Afyonkarahisar, Ankara, Aydın, Çorum, Hatay, Samsun, Erzurum pilot illerinde başlandığını anlatan Prof. Dr. Ümit İncekara, “Yürütülecek proje kapsamında bu illerdeki ön çalışmalar yapılarak, saha çalışması yapılacak köyler belirlendi. Belirlenen köylerde geleneksel olarak kullanılan biyolojik zenginlikler araştırılacak, yöredeki halkın kültürel kimliğinin bir parçası olarak nesiller boyunca aktardığı tabii flora ve faunadan sağlanan beslenme (baharat, içecek, maya, vb.), sağlık (halk ilacı veya şifa maksatlı geleneksel bilgi içeren uygulamalar), endüstriyel ürünler (boya, tekstil, yapı malzemesi, yakıt, el sanatları vb.) ile tarım-hayvancılık faaliyetlerine yönelik geleneksel ürünler derlenecek. Diğer taraftan belirlenen illerde geleneksel bilgiye sahip kişilerle görüşmeler yapılarak derlenen bilgiler kayıt altına alınacak ve bu süreçte yazılı kaynaklara da erişilmeye çalışılacak” diye konuştu.


Prof. Dr. Ümit İncekara, proje çalışmalardan elde edilen çıktılar bir veri tabanında toplanarak yerli araştırmacılara ve uluslararası patent uzmanlarına açılacağını ifade ederek, “Böylece tüm bu kaynak ve bilgilerin kayıt altına alınmış olması bu kayıtların uzmanlar ve araştırmacıların Ar-ge faaliyetlerine altlık oluşturması gibi etkin ve önemli bir fayda sağlayacak. Türkiye adına bu önemli projeden elde edilecek en mühim netice ise ülkeye ait genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilgiyi erişim izni olmaksızın kullanan yabancı kişi veya şirketlerin bu kaynaklar ve/veya bilgilere dayanarak patent almasının önlenmesi; genetik kaynaklarımız ve bağlantılı geleneksel bilgiler üzerindeki tüm haklarımızın korunmasına katkı sağlanması olacak.” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.