GENEL - 14 Ekim 2017 Cumartesi 14:00

ETÜ Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı KOSGEB toplantısına katıldı

A
A
A
ETÜ Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı KOSGEB toplantısına katıldı

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme Dairesi Başkanlığı (KOSGEB) Başkanı Prof.

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme Dairesi Başkanlığı (KOSGEB) Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt’un da katılımı ile gerçekleşen “Yeni Kosgeb Yeni Vizyon” temalı bilgilendirme toplantısı Atatürk Üniversitesi Teknokent Konferans Salonu’nda yapıldı.


KOSGEB İcra Kurulu üyesi olan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı da programda katılımcılara hitaben bir konuşma yaptı.


Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın açılış konuşması ile başlayan programa KOSGEB yöneticileri, akademisyenler, öğrenciler, siyasetçiler ve ilimizdeki sanayiciler katıldı. Kendisi de KOSGEB İcra Kurulu üyesi olan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yaylalı yaptığı konuşmasında ülkemizin gelecek hedefleri ve bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için atılması gereken adımlar hakkında bir değerlendirmede bulundu.


Prof. Dr. Muammer Yaylalı sunumunda şu bilgilere yer verdi: “Bildiğiniz gibi ülkemiz dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer almakta ve küresel rekabetten inovasyona kadar bir çok alanda uluslararası sıralamada hakkettiği yere ulaşmaya çalışmaktadır. Ülkemizin 2023 vizyonunda 2 trilyon dolar milli geliri olan, 500 milyar dolar ihracatı ve kişi başı geliri 25.000 dolara ulaşmış dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşabilmenin tek yolu Türkiye’nin sanayi üretimindeki teknoloji kullanma yoğunluğunun üst seviyelere çıkartılarak yüksek katma değerleri ürünleri artırmasıdır. Ancak bu hedeflere ulaşıldığında geleceğinni başkaları tarafından şekillendirilemediği, dünya ile rekabet edebilen ve bölgenin lideri bir ülke olabiliriz.


Rekabetçiliğin en önemli unsurlarından biri şüpesiz yeni teknolojiler üretebilmektir. Yukarıda sayılan hedefler dikkate alındığında Türkiye, daha önce üretilmiş bir ürünü veya hizmeti, ithal ettiği bir teknoloji ile üreterek dünya rekabetçilik endeksinde üst sıralarda yer alamayacaktır. Bu durumda ülkemiz, gelişmekte olan ülke kategorisinden gelişmiş ülke kategorisine geçemeyip kişi başına düşen gayri safi milli hasılasınıda belli bir eşiğin üzerine çıkartamayacaktır.


Yeni ürün ve teknolojiyi geliştirip, ekonomik büyümeye katkı sağlamanın ilk adımı üniversitelerde araştırmalar yapan bilim insanları ile teknolojiyi kullanan ve uygulamaya geçirenlerin işbirliğini sağlamaktır. İkinci adımı ise bu işbirliğinden ortaya çıkan ürünleri, ekonomik değere dönüştürecek teknoloji şirketleri ve yatırımcıları harekete geçirmektir. Ülkemizi hedeflerine ulaştıracak olan işte bu ekosistemin üreteceği katma değerdir.


Bu ekosistemin paydaşları içinde; Bilimsel araştırmalar, Öğrenciler, Üniversiteler, Üniversite AR-GE merkezleri, Girişimciler, Kuluçka merkezleri, Tekno parklar, Teknoloji transfer ofisleri, Sektör dernekleri, Sanayiciler, Sanayi AR-GE merkezleri, Tüketiciler, Fon kuruluşları, Bilim ve teknoloji, politika belirleyiciler sayılabilir.


Burada ülkemizin kalkınma politikalarını esas alarak yeni nesil bir üniversite oluşturma gayratinde olan bir rector olarak , temel bilimsel .alışmaları teknolojik geliştirme çabaları ile beraber yürütmenin gerekliliğine inanıyor, bu inanç ve kararlılıkla politikalarımızı geliştiriyoruz. Bu kapsamda ülkemizin TÜBİTAK tarafından ilan edilen öncelikli araştırma alanlarını da dikkate alarak, Biyomalzeme ve Biyomekanik Üretimi, Fotonik ve Güneş Enerjisi Teknolojileri, Nano ve Mikro Akışkanlar Mekaniği ve Isı Transferi, Yapılar için Sismik Performans Değerlendirme alanlarında faaliyet gösteren YÜTAM’ı kurduk. OLED teknolojileri üzerine yeni bir çalışma grubu da YÜTAM bünyesine dahil oldu.


Öte yanden bu eko sistemin önemli bir sürükleyici gücü olan girişimlerimizi desteklemek üzere Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen ETÜ KRİSTAL Girişimcilik ve Ön Kuluçka Merkezimiz, girişimleri , ücretsiz olarak, Açık Ofis, İnternet, Sarf malzeme, Makina/teçhizat ve mentörlük eğitimleri ile desteklemek üzere faaliyete geçmek üzeredir. Üniversitemizle organic bir bağı olmasına bakmaksızın ticarileşme potansiyeline sahip fikri olan tüm girişimcilerimizi üniversitemizle işbirliği yapmaya davet ediyoruz.


Yine üniversitemiz bünyesinde kurduğumuz ETÜ MAYA Bilim ve Fikir Atölyesinde ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki öğrencilere, Kodlama, Robotik, Üç boyutlu modelleme ve sanal gerçeklik uygulamalarına kadar farklı, konularda eğitimler vereceğiz. Bu proje ilk öğretimden liseye kadar bütüncül ve multidisipliner bir perspektifte kurgulanmış ve bu yönüyle ülkemiz için de bir model olma özelliği taşımaktadır. Ulusal kalkınmaya yönelik kamunun hazırladığı strateji ve çeşitli eylem planlarıyla, Ar-Ge ve İnovasyonun içselleştirilerek ekonomik büyümeyi yakından takip ettiği bilinmektedir. İcra Komitesi Üyesi olduğum KOSGEB, Ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında küçük ve orta işlekli işletmelerin payını ve etkinliğini artırmak Rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek üzere faaliyetlerine devam etmektedir. Bugün buradan ilan edilecek olan KOSGEB’in yeni vizyonunun başta ilimiz ve bölgemiz olmak üzere ulusal kalkınmaya çok daha etkin bir şekilde katkıda bulunacağına inanıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Feride 3. yılında da geldi Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde ’Feride’ isimli tilki Taşlı Yaylasında esnaflık yapan Faik Hancı’yı 3 yıldır yalnız bırakmıyor. Esnaf ve Tilki’nin dostluk görüntüleri cep telefonu kamerasına yansırken, esnafın tilkiyle olan dostluğu görenleri gülümsetiyor.Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde 2 bin 300 rakımlı Taşlı Yaylası’nda esnaf Faik Hancı ile tilki ’Feride’nin 3 yıldır süren dostluğu dikkat çekiyor. Kış aylarında hayvancılık yapan yaz aylarında ise Taşlı Yaylası’da işletmecilik yapan Faik Hancı 3 yıl önce dükkanının önüne gelen tilki ile tanıştı. Her yıl yaz aylarında Hancı’nın yanına beslenmek için gelen ’Feride’ isimli tilki bu yıl da geleneği bozmadı. Yaylacılık sezonunun açılmasından kısa bir süre sonra Hancıoğlu Konağı işletmecisi Faik Hancı’nın yanına gelen Feride isimli tilki, dostluğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Yaylanın maskotu haline gelen Feride isimli tilki ile Faik Hancı’nın 3. yılındaki ilk buluşması cep telefonu kamerasına yansırken, tilkinin zayıfladığı gören Hancı’nın diyalogu izleyenleri gülümsetti. Tilkiye yemek veren Faik Hancı, “Nihayet sonunda Feride geldi. Feride sen neredeydin gel bakalım. Ben 15 gün oldu burayı açalı sen neredeydin. Sen ne kadar zayıflamışsın böyle. Sen burada hiç kendine bakmamışsın ki. Feride sonunda meydana çıktı. Anca anladı benim geldiğimi. Feride gelmiş hoş gelmiş” ifadelerini kullandı.Yavrularının olduğu öğrenilen tilki her gün gelerek et ve köftesini alırken, kimi zaman ise bakkaldan bisküvisini almaya ihmal etmiyor. Faik Hancı’nın sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüleri gören vatandaşlar da Feride isimli tilkiyi görmek için Taşlı Yaylası’na gelirken, insanlara yakınlığı ile tanınan tilkiyi çocuklar da besliyor.“Feride artık buranın maskotu oldu”30 yıldır Taşlı Yaylası’nda bulunduğu belirten Hancıoğlu Konağı işletmecisi Faik Hancı, 3 yıl önce Feride ile tanıştığını dile getirdi. Feride’nin artık kendisi ile hayat sürdüğünü kaydeden Hancı, “30 yıldır bu yayladayım. 3 yıl önce güz mevsiminde bir tilki geldi. Bize yaklaşmıyordu. Artık sezonun bitmesini bekliyorduk. O bize yaklaşmıyordu ama biz ona sevgi göstermeye çalıştık. 2-3 gün boyunca yanımıza gelmesi için uğraştık. Tesisin önüne geldi. Kimse olmayınca yanımıza geldi. Uzaktan köfte ve et attık. Sonrasında daha da yaklaştı. Elimizden yemek yemeye başladı. Böylece bize daha da yaklaşmaya başladı. Bakkaldan bizden habersiz yemek almaya başladı. O anları sosyal medyadan paylaşınca herkes merak etmeye başladı. Tilkiyi görmeye gelenler bile oldu. Tilkinin çocuklarla arası da çok güzel. Artık bizimle beraber bir hayat sürüyor. 3 yıl oldu. Her gün gelip etini, köftesi alır. Bazen ise bakkaldan bisküvisini alır. İsmini ’Feride’ koydum. 2 tane oldular. Diğeri de geliyor ama o biraz daha kurnaz. Kışın kayalıklarda barınıyor. Bu sene yavrulamış. 3 yıl oldu yuvasını bulamadık. Artık yavrularınla beraber gelmesini istiyoruz. Bu tilkileri bazı insanların vurmamasını istiyorum. Taşlı Yaylası’nda 2 tane tilki var bunlar insanlardan kaçmıyor. Bu hayvanların bu dağlarda olması gerekiyor. Çocuklar bile burada tilkiyi yediriyor. Feride artık buranın maskotu oldu. Bu hayvan 3 yıl oldu hiçbir zarar vermedi” dedi.
Niğde Niğde’nin doğa harikası alanı çöplüğe dönüyor Niğde’nin Ulukışla ilçe sınırları içerisindeki Bolkar Dağları bölgesinde bulunan Meydan Yaylası, Karagöl ve Çinigöl’ü ziyaret edenlerin bilinçsiz davranışları ile bölgenin doğal güzellikleri tehlike altında. Onlarca endemik bitki türüne, ’sessiz kurbağa’ olarak da bilinen Toros kurbağasına (Rana Holtzi), yılkı atlarına ev sahipliği yapan bölgede tur şirketleri aracılığı ile gelenlerin çöp konteyneri olmasına rağmen gelişigüzel attığı çöpler, göl kenarına gelen kampçıların dünyanın tek sessiz kurbağa türünün doğal yaşamını etkilemeyecek mesafeye çadırlarını kurmamalarına doğaseverler isyan etti. Doğaseverler tarafından yapılan açıklamada, "Bern Sözleşmesi ile koruma altında bulunan Toros kurbağasının doğal yaşam alanı olan Karagöl’e sıfır mesafede kampçıların çadır kurması onların hayatlarını tehlikeye atıyor. Gelen kulüp üyelerinin neredeyse gölün içerisine girecek derecede kurbağaların yaşam alanına, endemik bitki türlerinin üzerine çadır kurmaları hiç doğru değil. Gerekli uyarıları yapmamıza rağmen bunu dikkate almadılar. Kamp yapan, bölgede doğa yürüyüşü yapanların bu doğa güzellikleri koruması gerekir" ifadelerine yer verdiler. Öte yandan bölgeye tur şirketleri aracılığı ile gelen ziyaretçilerin Meydan Yaylası’nda Niğde İl Özel İdaresi tarafından konulan çöp konteynerlerine rağmen gelişigüzel atılan çöpleri toplayan doğa severler ziyaretçileri eleştirdi. Bölgede yerli ve yabancı ziyaretçilere rehberlik eden, Dağcı Hikmet İçel şunları söyledi; "6 - 7 otobüs bölgeye gelip kontrol edilemeyecek sayıda bir insan topluluğuyla yürüyüş yapmak doğa yürüyüşleri içerisinde yer alan bir tanım değil ve hiç bir zaman olmayacak. 150 kişinin bağırarak iletişim kurduğu, avazı çıktığı kadar bağırıp türkü söylediği bir yerde doğayı dinleme imkanımız maalesef olmuyor. Göle sıfır çadır kurmak, burada vakit geçirmek bölgenin endemik türüne maalesef zarar vermektedir. Bölgede bulunan çöplerin dışarıya dağıldığını gören ve bunu göre göre çöp atan bir zihniyet kendine doğa severim demesin. Ekip liderlerinin bunları uyarmıyor oluşu ayrı bir durum belirtmek isterim.” Bölgede yılın belli dönemlerinde çıkan endemik bitki türü ters lalenin birkaç gün içinde bilinçsiz ziyaretler nedeniyle yok olduğunu ifade eden İçel, "Önceki geldiğimizde her yerde olan ters laleler birkaç gün sonra geldiğimizde hem koparılmış hem de üstüne basılarak ezilmiş durumda çok çok az kalmıştı. Yakın illerden gelen ellerinde poşet ve bıçakla göl etrafında ot toplayan yürüyüş gruplarını da gördük. Uyarmamıza rağmen devam ettiler. Aynı ekipte ekip lideri gözümün içine baka baka sigara izmaritini yere attı ve devam etti. Bu kontrolsüzlük böyle devam ettiği sürece korkarız ki yakında ne kurbağa kalır ne ters lale ne de çayır çimen” şeklinde konuştu.