GENEL - 20 Nisan 2018 Cuma 14:13

Yardım tırları Doğu Guta için yola çıktı

A
A
A
Yardım tırları Doğu Guta için yola çıktı

Atatürk Üniversitesi ve İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından organize edilen yardım kampanyasında toplanan gıda ürünleriyle temel geçim malzemelerinin bulunduğu tırlar düzenlenen tören sonrasında Suriye’ye doğru hareket etti.

Atatürk Üniversitesi ve İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından organize edilen yardım kampanyasında toplanan gıda ürünleriyle temel geçim malzemelerinin bulunduğu tırlar düzenlenen tören sonrasında Suriye’ye doğru hareket etti.


Atatürk Üniversitesi Rektörlük binası önünde gerçekleşen törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ve üst yönetimi, Erzurum Sivil Toplum Platformu (ESTP) Başkanı A. Mustafa Güvenli, İHH İnsanı Yardım Vakfı Erzurum Şube Başkanı Cumhur Hakkı Çankaya ile dernek üyeleri ve öğrenciler katıldı.


“Ümmete ve İnsanlığa Kollarını Açan Bir Tavır Sergiliyoruz”


Suriye’nin Doğu Guta Bölgesi’ndeki halkın mahrumiyet içerisinde ve çok zor şartlar altında hayatlarını idame ettirdiklerini dile getiren Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı: “Ümmetin kanayan yaralarından biri olan komşumuz ve kardeşimiz Suriye halkı için, özellikle Doğu Guta’dan tehcir edilen ve mülteci kamplarına yerleştirilen kardeşlerimiz için İHH ile birlikte yardım kampanyası düzenledik. Bu yardıma öncülük ettikleri için İHH İnsanı Yardım Vakfı Erzurum yönetimine teşekkür ediyoruz. Üniversitenin sadece bir eğitim kurumu olmadığını gösteren ve ümmete, insanlığa kollarını açan bir tavır sergilediğimizi belirtmek istiyorum. Allah yapılan yardımları makbul ve kabul eylesin.” ifadelerini kullandı.


Rektör Çomaklı ayrıca, programa katılan Kocatepe İlköğretim Okulu öğrencilerine desteklerinden dolayı teşekkür ederek hediye verdi.


Son dönemde savaşın en büyük dramının Doğu Guta’da yaşandığına dikkati çeken İHH İnsanı Yardım Vakfı Erzurum Şube Başkanı Cumhur Hakkı Çankaya: “Sekiz yıldır süren Suriye’deki iç savaşın başından itibaren sivilleri hedef alan rejim son 2-3 aydır Doğu Guta’ya saldırılarını yoğunlaştırdı. Muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta’da 400 bin kişi 5 yıldır abluka altında yaşıyor. Şimdiye kadar ülkenin kuzeyindeki bölgelere giriş yapan Doğu Gutalıların sayısı 65 bini aştı. Tehcir edilenlerin 2/3 si çocuklar ve kadınlardan oluşmaktadır. Sekiz yıldır Suriye halkına sahip çıkan necip milletimiz yine; ’Gün bugündür: Gün ya ölüm ya tehcir kıskacında sıkışmış Doğu Gutalı kardeşlerimize sahip çıkma günüdür.’ diyerek mazlum ve mağdur Suriye halkına sahip çıkmıştır.” dedi.


5 Tır Suriye’ye Doğru Yola Çıktı


Atatürk Üniversitesi ve Erzurum İHH öncülüğünde Doğu Guta’dan tehcir edilen bölge halkına yönelik toplanan 30 ton un, 25 ton makarna, 26 ton su, 13 ton patates-sebze-meyve , 10 ton muhtelif kuru gıda, 1000 koli hijyen paketi (çocuk-kadın pedi, şampuan, sabun vb.), 115 yatak, 50 ranza, 100 adet battaniyeden oluşan 5 TIR’lık yardım malzemesi gönderdiklerini belirten Başkan Çankaya: “Bu yardım organizasyonunda desteklerini esirgemeyen başta Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı olmak üzere Atatürk Üniversitesi çalışanlarına, VUSLATDER’e, Kocatepe, Sabancı, Necip Fazıl İmam Hatip ve Aliya İzzetbegoviç İmam Hatip ortaokullarının öğrencilerine, öğretmenlerine ve idarecilerine şükranlarımızı sunarım.” diyerek sözlerini tamamladı.


Yardım tırları, yapılan duanın ardından Suriye’ye uğurlandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.