- 19 Haziran 2018 Salı 12:05

Vali Azizoğlu’ndan şehit ailesine taziye ziyareti

A
A
A
Vali Azizoğlu’ndan şehit ailesine taziye ziyareti

Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu ve eşi Nilgün Azizoğlu, PKK’lı teröristlerle girdiği çatışmada ağır yaralanıp, tedavi gördüğü Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde (GATA) yaşamını yitiren şehit Jandarma Yüzbaşı Yunus Çelebi’nin ailesini ziyaret ederek taziye de bulundu.

Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu ve eşi Nilgün Azizoğlu, PKK’lı teröristlerle girdiği çatışmada ağır yaralanıp, tedavi gördüğü Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde (GATA) yaşamını yitiren şehit Jandarma Yüzbaşı Yunus Çelebi’nin ailesini ziyaret ederek taziye de bulundu.


Merkez Palandöken ilçesine bağlı Hüseyin Avni Ulaş Mahallesinde kurulan taziye çadırına giden Vali Seyfettin Azizoğlu, burada şehit Yüzbaşı Yunus Çelebi’nin babası Kemal Çelebiye ve ailesine başsağlığı diledi.


Şehidin yakınlarıyla tek tek konuşup, acılarını paylaşan Vali Azizoğlu, bu vatan uğruna büyük bedeller ödendiğini ve ödenmeye de devam edildiğini söyledi.


Vali Azizoğlu, “Hür yaşayan milletler, gerektiği zaman da vatanı, milleti ve bayrağı için canını seve seve feda etmekten asla vazgeçmez. Yunus Çelebi kardeşimizde bu uğurda canını hiç düşünmeden feda etti. Bu vesileyle vatanı uğrunda şehadet şerbetini içen şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.


Kur’an-ı Kerim’in okunduğu taziye çadırında eller semaya açılarak, tüm şehitler için dualar edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.