- 23 Temmuz 2018 Pazartesi 15:36

Erzurum Kongresi’nin 99. yıldönümü coşkuyla kutlandı

A
A
A
Erzurum Kongresi’nin 99. yıldönümü coşkuyla kutlandı

Erzurum Kongresi’nin 99.

Erzurum Kongresi’nin 99. yıldönümü kentte düzenlenen coşkulu törenlerle kutlandı. Törenler ilk olarak Havuzbaşı’nda başladı.


Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Uğur Tarçın ve Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in de katıldığı törende ilk olarak Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu.


Saygı duruşu ve akabinde okunan İstiklal Marşı sonrası Başkan Mehmet Sekmen, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.


Başkan Sekmen, “Erzurum Kongresi, enkaz altında kalan milletimizin yeniden hayata dönmesini sağlayarak, ulusumuzun ebedi varlığını tüm dünyaya göstermiştir” dedi.


“1914 yılında başlayan ve 1918 yılında sona eren Birinci Dünya Harbi, devletimiz için çetin şartlar altında geçti. Pek çok cephede düşmana karşı savaşan evlatlarımızın yüz binlercesi şehit olup kara toprağın bağrına düştü” diyen Başkan Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Güzel memleketimiz, maalesef, savaşın yenik tarafında sayıldı ve 30 Ekim 1918’de, İtilaf Devletleriyle, Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kaldı. Hatırlandığı gibi; bu anlaşmanın bir sonucu olarak ordularımız terhis edildi. Askerlerimizin silahları toplandı. Limanlarımıza, kışlalarımıza el konuldu. Bu felaketler yaşanırken Yunanlılar İzmir’e asker çıkardı. Düşman donanması İstanbul’a girdi. Karadeniz ve Doğu Anadolu’da hain planlar devreye sokuldu. Akdeniz bölgesinde Fransızlar ve İtalyanlar her türlü fesadı çevirir oldu.”


“Vatan bir bütündür, parçalanamaz”


Başkan Sekmen, “Erzurum Müdafaayı Hukuk Cemiyeti de, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgesi dâhil, bölge illerinden gelen delegelerle, Erzurum’da büyük bir kongre düzenledi” diye konuştu.


“İşte, o karanlık günlerde, Mustafa Kemal Paşa, 3’üncü Ordu Müfettişi sıfatıyla, Millî Mücadele’yi teşkilâtlandırmak üzere, İstanbul’dan, vapurla Anadolu’ya geçti” diyen Başkan Sekmen, şöyle devam etti:


“Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktı. Havza-Amasya-Tokat-Sivas-Erzincan üzerinden 3 Temmuz 1919 günü Erzurum’a geldi. 23 Temmuz’da toplanan Erzurum Kongresi’ne Başkan seçildi. Mustafa Kemal Paşa’nın genel durumu izah eden açılış konuşmasından sonra çalışmalara geçildi. 7 Ağustos 1919’da sona eren kongrede alınan kararlar milletimizin kurtuluşunu ve Cumhuriyetimizin doğuşunu sağladı. 23 Temmuz Erzurum Kongresi’nde milletimizin kaderini değiştiren şu önemli kararlar milli iradenin temellerini attı: ‘Milli sınırlar içerisinde Vatan bir bütündür, parçalanamaz. Kuvayı Milliye’yi amil ve iradeyi hâkim kılmak esastır. Manda ve himaye kabul edilemez. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı Osmanlı Hükümeti’nin dağılması halinde, millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir’ Kongrenin son günü olan 7 Ağustos’ta kapanış konuşmasını yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi’ni şöyle özetlemiştir: ‘Kongre; bütün cihana karşı milletimizin mevcudiyetini ve birlikteliğini gösterdi. Tarih; kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir.’ Bu duygu ve düşüncelerle Erzurum Kongresi’nin gerçekleşmesine katkı sunan başta Türkiye Cumhuriyeti’mizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, hamiyetperver vatan evlatlarını, şanlı ecdadımızı ve şehitlerimizi saygı, minnet ve şükranla anıyorum.”


Konuşmaların ardından tarihi kongre binasında Erzurum Kongresi canlandırıldı, sanat sergisinin açılışı yapıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yenilebilir yabani otları bu eğitimde tanıdılar Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Yenilebilir yabani otlar” eğitimine katılanlar, bilmedikleri bir çok otu tanıdı ve nasıl tüketebileceklerini öğrendi. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Yenilebilir Yabani Otlar Eğitimi” büyük ilgi gördü. Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde gerçekleşen eğitimi ziraat mühendisi Kemal Özdemir verdi. Katılımın yoğun olduğu eğitimde Özdemir, katılımcılara hem yenilebilir yabani otlar grubundaki bitkileri tanıttı, hem de tüketilebilirliği hakkında bilgiler verdi. Yabani otların yüzyıllardır insan beslenmesinde önemli rol oynadığını kaydeden Özdemir, “Baharın gelişiyle doğada çıkmaya başlayan yabani otlar gastronomik ve bitkisel zenginlik açısından ülkemizde önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde yaklaşık 12 bin bitki türü bulunmakta ve bunların 4 bine yakını endemiktir. Yenilebilir yabani otlar grubunda yer alan bitkiler aynı zamanda düşük bütçeli gıdalar arasında yer almaktadır. Tatlarının nasıl olduğunu ya da ne yemekler yapıldığını göstermek için Hasanağa Gıda Merkezi’nde uzman ekiple 6 farklı tarif uyguladık. Hem düşük bütçeli hem de sağlık açısında faydalı yabani otları iyi tanıyıp tüketebilirsiniz” diye konuştu. Eğitim sonunda yabani otlardan yapılan yiyecekler de tanıtıldı. Katılımcılar gelincik şerbeti, çiriş otu böreği, semiz otu-sebzeli arpa şehriye salatası, balık otu turşusu, balık otu kavurması, ısırganlı kiş ve gelincik köftesi yiyeceklerin tadına bakarak yabani otlarla neler yapabileceklerini de öğrendi.