SAĞLIK - 25 Eylül 2019 Çarşamba 14:31

Kulaklara zarar veren 7 şey

A
A
A
Kulaklara zarar veren 7 şey

Dr.

Dr. Yavuz Selim Yıldırım, kulaklara zarar veren şeyler hakkında bilgi verdi.


Doç.Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Kulaklarımız aslında düşündüğümüzden de hassastır. Bazı davranışlar ve durumlar var ki kulaklara zarar verebiliyor” dedi.


Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr.Yavuz Selim Yıldırım, kulaklarımıza zarar veren 7 konuyu şöyle sıraladı:


“Yüksek Ses ve Gürültü: Kulaklar sesi alma ya duyarlı organ olduklarından yüksek ses kulaklara her zaman zarar verir. Yüksek sesle müzik dinlemek, kulak korumasız silah atışı yapmak, yüksek sesli ortamlarda çalışmak, yüksek sesli patlamalara maruz kalmak, yüksek sesle eğlence merkezi gibi ortamlarda çalışmak. İşitmeye zarar vererek kulakta çınlama ya neden olabilir.Bu işitme kaybı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yüksek sese maruz kalma derecesi ve süresine bağlı olarak işitme kaybı kalıcı veya geçici olabilir.


Kulak Temizleme Çubukları: Kulak temizleme çubukları,kulak kirinin kulak kanalında tıkanmasına neden olarak kulağa zarar verir. Normalde kulak kiri kendini kulak dışına doğru atmaya meyillidir. Kulak çubuklar ile kendi kendini temizleyen bu sistem bozulmuş olur. Kulak çubukları daha derine doğru itilirse kulak zarına zarar verebilir.


Kulak Damlası: Bazı kulak damlaları kulak için zararlı özellik taşır örneğin Gentamisin etken maddesi taşıyan kulak damlaları kulak için zararlı etkiye sahiptir. Bu damlaların rastgele ve bilinçsizce kullanılması kulağı zarar verir. İçerisinde ne olduğu belli olmayan bir takım karışımlar kulak kanalı Ph dengesini bozarak kulakta mantar enfeksiyonu ve iltihap oluşmasına neden olarak kulağa zarar verebilir.


Cep Telefonu: Cep telefonları, radyasyon ve elektromanyetik dalga yayarak kulağa zarar verebilir. Özellikle ilk arama esnasında kulağa tutulması en fazla elektromanyetik dalga yayarak kulakta çınlamaya, zonklama ve derinden ağrı hissi oluşmasına neden olabilir. Cep telefonu ile çok fazla konuşmak zorunda kalan insanlar kulaklık kullanmalıdır. Yine bu telefonların içerisinde yer alan lityum pillerin fazla ısınmasına bağlı patlama riski mevcuttur.Bunlar başa yakın pozisyonda tutulduğunda patlarsa kafaya zarar vererek hayati risk taşır.


Sigara ve İlaçlar: Sigara kullanımı zamanla kan damarlarında bozulmaya neden olarak, kan akımını bozar. Sigara özellikle küçük kılcal damarları etkileyerek kan akımını engeller. Bu kılcal damarlar kulağımızın kan akımının sağlar kan akımının bozulması işitme kaybı ile neticelenir. Mecburen kullanmak zorunda olduğumuz bazı antibiyotikler ve kemoterapi ilaçları kulak hücrelerinin ölmesine neden olarak işitmeye kalıcı olarak zarar verebilir bu ilaçları kullanırken sürekli kontrol altında olmalısınız.


Piercing: Piercing hijyenik şartlar sağlanmadan yapılırsa kulak kıkırdağında erime meydana gelerek kulak şeklinin bozulmasına neden olabilir. Kulak kıkırdağına yapılacak delme işlemlerinin hekim kontrolünde yapılması gereklidir. Yine kulağa takılan küpelerin kulakta alerjik reaksiyon yaparak kaşınmasına ve kulağın şişerek enfeksiyon oluşturmasına neden olur.


Baş Dönmesi: Kulaklar duyma görevinin dışında dengenin sağlanmasında önemli rol oynar. Baş dönmesi, kulakta çınlama, basınç artışı ve kulakta tıkanma hissi iç kulaktaki denge sisteminin etkilendiğini gösterir bu belirtilerin hafife alınması zamanla işitme organının da zarar görmesine neden olabilir. Denge sistemini etkileyen nedenler duymanın da etkilenebileceğinin göstergesidir, Bu nedenle baş dönmesi hastaları kulak burun boğaz hekimlerince ayrıntılı değerlendirilmelidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bilecik için meteorolojik uyarı Bilecik Valiliği, son meteorolojik değerlendirmelere göre il genelinde hava sıcaklıklarının hissedilir derecede düşeceğini belirterek vatandaşları uyardı. Bilecik Valiliği tarafından yapılan açıklamada, halen mevsim normalleri civarında ve yer yer üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının bölge genelinde 4 ila 10 derece azalmasının beklendiği bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca etkisini sürdürmesinin tahmin edildiği belirtildi. Açıklamada, özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesiyle birlikte buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği ifade edildi. Tarımsal faaliyetlerin devam ettiği bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği öngörüldü. Valilik açıklamasında, 26 Aralık 2025 Cuma gününden itibaren Bilecik’in soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesinin beklendiği, yağışların karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağının tahmin edildiği kaydedildi. İl merkezinde 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında en düşük hava sıcaklıklarının eksi 3 dereceye kadar düşmesinin beklendiği bildirildi. Meteorolojik uyarının 26 Aralık 2025 saat 10.00’da başlayacağı ve 2 Ocak 2026 saat 10.00’a kadar geçerli olacağı duyurulurken, vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
Bartın Öğrenciler savcıyı sorguya çekti Bartın’da kariyer günleri çerçevesinde İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile buluşan Cumhuriyet Savcısı Fatih Ulaşan, savcılık mesleğini anlatarak, okul döneminden hatıralarını da paylaştı. İki eliyle de aynı anda yazarak not alabilme yeteneği bulunan Savcı Ulaşan, öğrencilerin ’’mafya ile karşı karşıya kaldınız mı, arkası kuvvetli şüpheliyle karşılaştınız mı, ölülerle duygusal bağ kuruyor musunuz?’’ sorularına da samimiyetle cevap verdi. Bartın’ın Ulus ilçesinde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Fatih Ulaşan, kariyer günleri etkinlikleri kapsamında Şehit Mustafa Kemal Açıkgöz Anadolu İmam Hatip lisesinde öğrencilerle buluştu. Seminerde öğrencilik dönemlerini anlatan Savcı Fatih Ulaşan, öğrencilere başarılı olmak için istikrarlı ve yoğun bir çalışma temposuna girmeleri gerektiğini kaydetti. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Fatih Ulaşan, ’’Ben çok özel ders almadım. Bana göre liseler yeterliydi. En az günde 6-7 saat okuldan sonra ders çalışıyordum. Geleceğe hazırlık için de önemli. Hukuk fakültesine girdikten sonra da çalışmak zorundasınız. Üniversitede çalışma temponuzu devam ettirebilmeniz daha kolay olur. O ritmi yakalamanızda yardımcı olur’’ dedi Savcı ve hakim olmak isteyenlere hukuk fakültesi ve branşlaşma konularında da bilgiler veren Ulaşan, ’’Hukuk Fakültesi sadece ceza ile alakalı değildir. Hayatı tanımanızı da sağlar. Belli bir problemi çözmek için sadece hukuk kitaplarıyla yorum yapamazsınız. Başka branşlardan da destek almalısınız. Kamu yönetimi, siyaset, ekonomi hatta psikoloji dersleri vardır. Onlardan bir bütün olarak destek alıp hukuku daha çok özümseyebilirsiniz. Kendinizi geliştirmek için Hukuk Fakültesi iyidir. Ama ondan sonra avukat mı olursunuz, hakim savcı mı olursunuz, yoksa başka bir iş mi yaparsınız onu bilemiyorum. Tabii Hukuk Fakültesi mezunu olduğunuzda benim bildiğim kadarı birden çok mesleğe girebilir, sınavlarına katılabilirsiniz. Size geniş bir imkan sunar. Hukuk Fakültesi’nde bütün dersleri almalısınız. Bütün derslerde yetkin duruma geldiğinizde branşlaşma olur. Hakim ve savcılığa girdiğinizde branşlaşma olur. Mesela biz savcı olarak hukuku çok bilmek zorundayız. Zaten ilgimiz de o değil. Biz cezaya bakarız. Onun için ceza durumu bizim için daha önemlidir’’ ifadelerini kullandı. ’’Adalet Bakanlığı’nda branlaşma, düşünülen bir konu’’ Savcı Fatih Ulaşan, soru üzerine Adalet Bakanlığı’nda pilot uygulamalarla branşlaşma başladığını da belirterek, ’’Adalet Bakanlığı’nda branşlaşma ileride düşünülen bir konu. İlerde yapılacağını, hatta yapıldığına yönelik örnekleri var ama ileride daha detaylı şekilde uygulanacağını düşünüyorum’’ şeklinde konuştu. ’’Bu mesleğin manevi sorumluluğu gücünden daha fazla’’ Geçici bir hevesle hakim ve savcı olmak isteyen öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Savcı Ulaşan, ’’Bu mesleğe geçici bir hevesle girmeyin. Hayli zamanınızı alır. Hukuk Fakültesi, hakim savcı hazırlık. Bu süreç 7-10 yıl bir zamanınızı alır. Ondan sonra ‘bu mesleği sevmedim, bana göre değil’ derseniz, hayatınızı en güzel dönemleri heba olabilir. Bu mesleği seçerken dikkat edin. Bu mesleğin manevi sorumluluğu, gücünden daha fazladır. Bizim gücümüz olabilir ama zannetmeyin ki, her zaman bu gücümüzü kullanıyoruz. Gücü adaletli bir şekilde kullanmakla hükümlüyüz. Çünkü karar verirken, hem manevi sorumluluklarımız var, hem de bizi denetleyen kurumlar vardır. Hiçbir zaman hakim savcı, tek güç olmaz. Karar vermede hakim ve savcı gerekir ama adaletli karar verdiğimiz takdirde, bu mesleğe devam edebiliriz. Bu mesleği seçerken, gücün dışında manevi sorumluluğu hesaba katarak girerseniz, sizin geleceğiniz için daha hayırlı olacağını düşünüyorum’’ ifadelerine yer verdi. Ulaşan, soru üzerine ise kendisini savcı olmaya iten faktörleri şöyle anlattı: ’’Çocukluk dönemimde de okumayı severdim. O yüzden Hukuk Fakültesi’ni seçtim. Ben daha fazla dışarıdayım. Olay olur, bir durum olur, kolluğu denetleme olur, suç olur. Genel olarak biz savcılar dışarıdayızdır. Hem dosyalara bakarız, hem de dışarıdayızdır. Hakimliğin tarafı daha çok dosya olduğu için bana da daha monoton geldiği için ben savcılığı tercih etmiştim.’’ İki eliyle de aynı anda yazabiliyor Savcı Ulaşan bir öğrencinin ’’İki elinizle de aynı anda not alabiliyormuşsunuz, bunu nasıl başardınız?" sorusuna ise ’’Yetenek diyelim. Öğrencilik döneminde gelişen bir yetenek. Daha hızlı yazabiliyorum. Benim yazım, çok iyi değildir. Not almam ya da aklımda tutmam gerektiğinde yazıya dökme çabam çift elle yazma yeteneğimin gelişmesinde bana yardımcı olmuştur’’ dedi. ’’Ölülerle psikolojik bağ kurmayız’’ Fatih Ulaşani başka bir öğrencinin, ’’Olay yerinde inceleme yapıyorsunuz, ölülerle duygusal bağ kuruyor musunuz, olaydan etkileniyor musunuz?’’ sorusuna, ’’Biz daha çok soruşturmayı, bundan sonrasının ne olacağını düşündüğümüz için ölülerle çok psikolojik bağ kurmayız. Mesela bir kaza olduğunu düşünürsek, hep şüpheliye ne yapacağımızı düşünürüz. Hep kafamız ordadır. Yani suçlu mudur, değil midir. Gözaltına alma, tutuklamaya sevk etme gibi yetkilerimiz olduğu için olayın sonrasını düşünürüz. Bu nedenle , ölüm mahallinden yada otopsi durumlarından etkilenmeyiz. Tabii etkilenecek olanlar, hassas olanlar varsa en azından savcılığı seçmesinler. Bunlar için hakimlik daha iyi olabilir. Çok daha az ölülerle muhatap olursunuz. Hakim ve savcılık mesleği, çok büyük, sorumluluk gerektiren meslektir. Manevi sorumluluğu çok daha ağırdır. Girdiğiniz zaman zaten oraya girmek için belli bir zaman harcamışsınızdır’’ ifadelerini kullandı. ’’Devletten büyük bir güç mü var’’ Savcı Ulaşan, ’’Arkası kuvvetli suçlu ya da şüphelilerle karşı karşıya kaldınız mı?’’ şeklindeki soruya ise, ’’Türkiye’de devlet var. Bartın’da devlet var. Devletten başka büyük bir güç mü var? Bizler de bu devletin savcılarıyız’’ ifadelerini kullandı. ’’Mafya ile karşılaşmadım’’ Bir başka öğrencinin, ’’Mafya babaları ile karşılaştınız mı, korktunuz mu?’’ sorusuna Ulaşan, ’’Mafya ile karşılaşmadım ama bize fark etmez. Bu mesleği seçerken her şeyi göze almıştık’’ dedi. ’’Yanlış kararın bir cezası vardır’’ Fatih Ulaşan, yanlış kararlarda sorumluluk kimin üzerinde olduğu yönündeki soruya ise, ’’Genelde sorumluluk hakimin üzerindedir. Ama sorumluluk kısmen, benim yani biz savcıların da üzerindedir. Kararı veren hakimdir. Hepimizin üzerinde belli bir sorumluk vardır. Karar verenler, iddia makamları. Ama birden çok itiraz ve temyiz makamları da vardır. Bunlar kullanılır. Yanlış kararın bir cezası vardır. Her meslekte olduğu gibi, hatanın derecesine bakılır. Nasıl bir hata yaptın, hangi şartlarda yaptın. Bunlara bakılır’’ şeklinde konuştu. Ulaşan, ’’Savcılık dışında ise hangi mesleği seçerdin’’ yönündeki soru üzerine ise, ’’Savcı olmasam ya Hukuk Fakültesi’nde akademisyen olmak isterdim ya da Dışişlerinde görev yapmak isterdim. Dışişleri bana daha yakındı’’ dedi. Seminerin ardından Okul Müdürü Hulusi Dökmeci ve öğrenciler, savcı Fatih Ulaşan’a teşekkür etti.