- 23 Kasım 2021 Salı 17:11

Deprem Araştırma Merkezi Köprüköy raporunu hazırladı

A
A
A
Deprem Araştırma Merkezi Köprüköy raporunu hazırladı

Erzurum’un Köprüköy ilçesinde meydana gelen depremleri yerinde incelemek üzere ilçeye giden Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi öğretim üyeleri, sürece dair bilgileri rapor haline getirdi.

Erzurum’un Köprüköy ilçesinde meydana gelen depremleri yerinde incelemek üzere ilçeye giden Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi öğretim üyeleri, sürece dair bilgileri rapor haline getirdi.


İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından alınan bilgiye göre 19 Kasım ve 22 Kasım günlerinde merkez üssü Erzurum iline bağlı Köprüköy ilçesi olan Mw = 5.2 ve 4.7 büyüklüğündeki iki depremin ardından ilçeye giden Deprem Araştırma Merkezi ekibi, hasar ve yıkım bilgisi paylaşılan köylerde çeşitli araştırmalarda bulundu. Yapılan incelemeler sonucunda elde edilen bilgiler rapor haline getirilerek kamuoyu ile paylaşıldı.


Yaşanan Depremlerin Hasarı ve Etkileri Analiz Edildi


Sahada araştırmalarını yaptıktan sonra konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, bu çalışma ile depremin verdiği hasarın ve etkilerinin, değişik bilim dallarına mensup öğretim üyeleri tarafından incelenerek, analiz edilmesi, muhtemel nedenlerinin ortaya konulmasını amaçlandıklarını söyledi. Bu çalışma doğrultusunda tespit edilen eksik ve hataların tekrarlanmaması için katkı yapmayı hedeflediklerini aktaran Özer: “Zira ülkemiz topraklarının büyük kısmı deprem riski altındadır ve her iki yılda bir yıkıma, can kaybına sebep olan depremler yaşanmaktadır. Bu konuda çalışan öğretim üyeleri olarak, ülkemiz adına depremle ilgili inceleme ve araştırma çalışmalar yapmamız, sonuçları kamuoyu ve üniversitelerle paylaşarak, hatalardan ders alınması, ayrıca yapı sistemlerinin iyileştirilmesi adına çaba sarf etmemiz gerekmektedir. Atatürk Üniversitesi adına yapılan bu çalışmanın, basılı bir örnek olarak, bundan sonra meydana gelecek depremler sonrası yapılması beklenen çalışmalar için bir taban teşkil etmesi umulmaktadır” şeklinde konuştu.


Rektör Çomaklı: “Merkezimiz Tüm İmkânlarıyla Sahada Yerini Aldı”


Atatürk Üniversitesinden yer bilimleri, deprem mühendisliği, betonarme yapılar, beton ve yapı malzemeleri ve zemin mekaniği konularında uzmanlardan oluşan heyetin, deprem alanında incelemelerde bulunmak üzere sahaya çıktığını ifade eden Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise Doğu Anadolu Bölgesinin, Arap-Avrasya levhasının yakınlaşmasının gerçekleştiği alanda yer aldığını, sismik olarak aktif bir bölge olduğunu ve bu sebeple yüzyıllar boyunca yıkıcı büyük depremlerin medyada geldiğini söyledi. Son günlerde yaşanan depremlerin Türk insanı zihninde geçmişte yaşanan acı hatıraları canlandırdığını belirten Çomaklı, üniversite bünyesinde çalışmalarını sürdüren Deprem Araştırma Merkezinin hem meydana gelen depremleri analiz etmesi hem de gelecek süreçte yaşanabilecek sarsıntıları öngörebilmesi açısından çalışmalarına ara vermeden devam ettiğini ifade ederek tüm Erzurum halkına geçmiş olsun dileklerini iletti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.