GENEL - 10 Şubat 2023 Cuma 22:58

Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı: “Bingöl, Muş Varto ve Erzincan’da ciddi bir deprem bekliyoruz”

A
A
A
Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı: “Bingöl, Muş Varto ve Erzincan’da ciddi bir deprem bekliyoruz”

Kahramanmaraş merkezli 10 ili vuran depremler sonrası değerlendirmelerde bulunan Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı, Bingöl, Muş, Erzincan’da ciddi bir deprem beklediğini belirtti.

Kahramanmaraş merkezli 10 ili vuran depremler sonrası değerlendirmelerde bulunan Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı, Bingöl, Muş, Erzincan’da ciddi bir deprem beklediğini belirtti. Hurşit Canlı, Erzurum’da da deprem beklendiğini söyledi.


Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremi Erzurumlular sosyal medya yöneticisi Furkan Nehir’e değerlendiren Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı, daha önce bu depremlerle ilgili çok uyarıda bulunduklarını ifade ederek, şimdiyse Doğu Anadolu Fay hattında Bingöl, Muş Varto ve Erzincan için ciddi depremler beklendiğini söyledi. Canlı, Erzurum’un Kuzeydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Hattı’nda bulunmadığını, Erzurum’un kendisine has fay hatlarının olduğunu da belirterek, bu şehirde de deprem beklediklerini vurguladı. Bu bölgede depremin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Jeofizik Mühendisi Canlı, “Erzurum bölgesini değerlendirdiğimiz zaman, özellikle Bingöl, Muş Varto, Erzincan’da ciddi deprem olacağını düşünüyorum. Bu anlamda hiç kaygım yok, olacaktır, bundan kaçış yok. Erzurum’da da deprem bekliyoruz. Bunun sebebi ise Doğu Anadolu Fay Hattı’nın alt tarafı, yani güney kısmı bölgesinde çok sıkışma oldu. Bu sıkışmalar kuzey istikametinde mutlaka kendisini gösterecektir” dedi.


Canlı, depremi en az zararla atlatmak için mutlaka binaların zemin etütlerinin yapılması gerektiğini ve uygun zeminlere bina inşa edilmesi gerektiğine de dikkat çekti. Canlı, "Deprem bölgesinde birçok deprem oldu. Bunların bazıları artçı, bazıları ise ana depremdir. Birbirinden farklı faylar üzerinde gerçekleştiler” ifadelerini kullandı.



“Erzurum’u da uyardım ve 4 şiddeti üzerinde deprem meydana geldi”


Erzurum’da gerçekleşen depremleri de değerlendiren Canlı, “Geçen gün Erzurum’da da deprem oldu. Buraları da işaret etmiştim. Erzurum’da olan deprem artçı değil. 4 üzerinde bir deprem oldu ve daha sonra 3 civarı iki deprem daha oldu. Burada oluşan depremleri artçı olarak sınıflandırmak doğru değil. Kahramanmaraş bölgesinde 7 üzerinde iki deprem oldu. 6 şiddetinin üzerinde 4 kez deprem oldu. Bunlar Doğu Anadolu Fay Hattı’nda gerçekleşti. 5 ve 6 üzerinde gerçekleşen depremlerin çoğu başlı başına bir depremdir. Bunlara artçı demek yanlış olur” açıklamasında bulundu.



“Bingöl, Muş Varto ve Erzincan’da ciddi bir deprem bekliyoruz”


Doğu Anadolu Fay Hattı’nda oluşan sıkışmaların kuzey bölgelerinde kendisini göstereceğini söyleyen Canlı, “Erzurum bölgesini değerlendirdiğimiz zaman özellikle Bingöl, Muş Varto, Erzincan’da ciddi deprem olacağını düşünüyorum. Bu anlamda hiç kaygım yok, olacaktır, bundan kaçış yok. Erzurum’da da deprem bekliyoruz. Bunun sebebi ise Doğu Anadolu Fay Hattı’nın alt tarafı, yani güney kısmı bölgesinde çok sıkışma oldu. Bu sıkışmalar kuzey istikametinde mutlaka kendisini gösterecektir” diye konuştu.



“Erzurum fay hatları dışında kendisine özel fayları var”


Erzurum’un kendisine özel faylarının olduğunu vurgulayan Hurşit Canlı, “Ancak Erzurum diğer illere göre Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) ve Doğu Anadolu Fay Hattı’nı (DAF) içerisinde barındırmıyor. Yani Erzurum’dan bu iki fay hattı da geçmiyor. Erzurum’un kendisine has, kendisine özel fay hatları var. Geçmişte de Erzurum’da depremler oldu” dedi.



“Deprem periyotları değişiklik gösterir”


Bazı depremlerin ne zaman olacağının kesinlikle bilinemeyeceğini de kaydeden Canlı, “Şuna da işaret etmek lazım bazı depremlerin gerçekleşme periyodu 30-40 yılda bir, bazıları 500 yılda bir, bazıları da 200-300 yılda bir gerçekleşiyor. Örneğin Van depremi, o bölgede Muradiye depremini biliyoruz. Ancak geçmiş yıllarda olan Van depremini kimse tahmin etmiyordu. O deprem hayalet bir faydan meydana geldi. Bu yönde Erzurum’daki depremin ne zaman olacağıyla ilgili net bir bilgi veremeyiz” şeklinde konuştu.



“Arap Yarımadası Türkiye’yi itiyor ve yapılan bina zeminleri çok önemli”


Binaların yapılmadan önce özellikle zemin etütlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Canlı, “Koca Arap Yarımadası Türkiye’yi itiyor. Doğu Anadolu Fay Hattı’nın doğu tarafını itiyor. Bunu da fayları incelediğimizde görüyoruz. Tren raylarının yaklaşık olarak 3 metre atım göstermesi bunun belirtilerinden bir tanesidir. Bu bölge mutlaka Erzurum’u da etkileyecektir. Bingöl’ü, Muş Varto bölgesini ve Erzincan’ı da etkileyecektir. Erzurum’da çok bulundum ve Türkiye’nin deprem konusunda, deprem olmadan önce alması gereken önlemler var. Mutlaka binalar yapılmadan önce dikkatle zemin etütleri yapılması gerekiyor. Bazı müteahhitler bunu hiç önemsemiyor, onlar aldıkları paraya bakıyorlar. Aslında bu zemin etütlerinin yapılması, binaların bölgeye uygun inşa edilmesi zorunlu durumda bulunuyor. Ancak bu konuda kapsamı müteahhitler belirliyor. Maliyeti onlar belirliyor. Yapıyı görmeden zemin etüdü raporu verenler de var. Bunlara da mutlaka tedbir alınması gerekiyor” dedi.



“Alüvyonal zeminlere inşa edilen binalar çok yüksek ihtimal yıkılır”


Alüvyonal bölgelere inşa edilen binaların ise genelde yıkıldığını söyleyen Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı, “Alüvyonal ortamlarda yapılar kuruluyor. Bu alanlara bina yapmak çok risklidir. Düzlük aksine biraz daha yükselti kesimlere bina yapmak çok daha sağlıklıdır. Kayaç ortamlara yapılan binalar daha sağlam oturuyor ve daha sağlam oluyorlar. Düzlük alanlardan örneğin Hatay dümdüz oldu. Amik Ovası yerle bir oldu. Yıkıntıların en çok olduğu zeminlere baktığımız zaman hep alüvyonal bölgeler olduğunu görüyoruz. Buralar yıkılmaya müsait zeminler. Bu zeminlerde yapılacak binalara çok dikkat etmek lazım. Erzurum’da da genel olarak


alüvyonal ortamlara binalar kurulmuş. Alüvyonal ortam dediğimiz kum, kil, çakıl gibi şeylerin üst üste gelmesi, deprem anında tekrarlı yüke neden oluyor. Örnek olarak bir boksörün sürekli yumruk atması gibidir. Deprem aniden bina içerisine giriyor. Bina içerisine girince kiriş ve kolonlar birbirine balyoz gibi çarpmaya başlıyor. Dolayısıyla kiriş ve kolon birer yıkıcı eleman olarak davranıyor. Yer altındaki sarsıntı ne kadar yüksekse yapıya da o kadar yüksek bir yük biniyor. Bu da ne yazık ki yıkılmalara neden oluyor. Zemin sıvılaşmaları da meydana geliyor ve binalar ne kadar sağlam olsa bile zemin çürük olduğu için bina temelle beraber yan yatıyor. Bu bölgelerde önlemler alınmalıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.