GÜNDEM - 25 Mayıs 2024 Cumartesi 16:36

Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde, 150 üniversitenin katılımıyla öğrenci işleri toplantısı gerçekleşti

A
A
A
Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde, 150 üniversitenin katılımıyla öğrenci işleri toplantısı gerçekleşti

Yükseköğretimde Öğrenci İşleri: "Mevzuat Uygulama Birliktelik 9. Toplantısı" Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlendi.


Nenehatun Kültür Merkezinde gerçekleşen toplantının açılışına; Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, rektör yardımcıları ve Üniversitelerin Öğrenci İşleri Daire Başkanlıklarının yöneticiyle, personelleri katıldı.


Öğrenci işleri daire başkanlıkları tarafından yürütülmekte olan iş ve işlemlerde yükseköğretim kurumları arasında uygulama birlikteliğini sağlamak, çalışanlar arasında iletişim kanallarını daha işlevsel hale getirmek gibi amaçlara yönelik olarak, Akdeniz Üniversitesinde başlayan toplantıların 9.su Atatürk Üniversitesi tarafından gerçekleştirildi.



Başkan Saygılı: “Toplantı, Kurumlar Arası İletişim Kanallarının Güçlenmesine Vesile Olacak”


Toplantının açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Metin Saygın; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Üniversiteleri ile birlikte toplam 150 Üniversiteden 320 katılımcıyla düzenlenen bu etkinliğe ev sahipliği yapıyor olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başladı.


Bu ve benzeri toplantıların, işlem birliğini sağlama, çalışanlar arasında iletişim kanalları oluşturma gibi konulara katkı sağlamasının yanında, Yükseköğretim Kalite Kurulu tarafından da önemsenen ve önerilen kalite çalışmaları kapsamında yürütülen, paydaş profilini ve kalite konularını muhtevi toplantılardan birisi olma özelliğine de sahip olduğunu aktaran Saygılı: “Ülkemizde Yükseköğretim Kurumları açısından sistemlerin en önemlisi Yükseköğretim Bilgi Sistemi yani YÖKSİS’tir. YÖKSİS, Ülkemizde kullanım oranı en yüksek bilgi sistemlerinden birisidir. 2010’lu yıllarda masa üstü uygulamalar kullanılarak excel formatındaki belgelerle bilgi toplanılmasından başlayan sürecin, bugün sayıları 10 milyonun üzerinde olan Yükseköğretim Kurumlarına kayıtlı veya mezun vatandaşların bilgi ve belgelerine e-Devlet kapısı üzerinden ulaşmalarını, üniversite kaydı, askerlik tecili, kredi, burs ve yurt başvurusu gibi işlemlerini, transkript, öğrenci veya mezuniyet belgelerine erişimlerini kolaylıkla sağlayacak seviyeye getirilmesi takdire şayandır” diye konuştu.


Yolun uzun, yapılacak çok sayıda çalışmanın, insanların hayatını kolaylaştırmak için ise gerçekleştirilecek birçok projenin olduğunu aktaran Saygılı, bu açıdan gerçekleştirilen programın ülke yükseköğretimine önemli katkılar sağlayacağına inandığını ifade ederek toplantının düzenlenmesine katkı sunan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı başta olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür etti.



Başkan Sabuncu: “Çalışan Personelin Verimini Artıracak Konular Ele Alınacak”


Öğrenci İşleri Daire Başkanlıkları adına konuşmasını gerçekleştiren Artvin Çoruh Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa Ünver Sabuncu: “böylesine kadim bir değere sahip, gerek kültürel ve tarihi gerekse eğitime yönelik oluşturmuş olduğu geleneği ile ülkemiz için müstesna bir yere sahip olan Atatürk Üniversitesinde gerçekleşen toplantının, gerek sistemin yavaş ilerlemesine neden olan konu ve unsurların tespiti gerekse güçlü ve daha da güçlendirilmesi gereken alanların görüşülmesi noktasında verimli olacağını düşünüyor, öğrenci işlerinde çalışan ve ülke yükseköğretiminde sistemin sorunsuz işlemesi noktasında yoğun bir emek sarf eden personelin istek ve sorularına cevap verecek etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.



Rektör Çomaklı: “Görüşülen Konular, İş Birliklerinin Pekiştirilmesi Amacına Hizmet Ediyor”


Konuşmasını gerçekleştirmek üzere kürsüye çıkan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise: “Üniversitelerin kendi bünyelerinde yürütülen idari işlemlerde birimler arası iş birliğinin içselleştirilmiş olmasında kurum kültürü ve aidiyet duygusu ne denli önemliyse, Yükseköğretim Kurumlarının gerçekleştirmiş oldukları faaliyetler konusunda da birbirleri ile iş birliği içerisinde olmaları ve uygulama birlikteliği sağlamaları bir o kadar önemlidir. Mevzuat uygulama ve birliktelik başlıklı bu toplantılar da söz konusu iş birliklerinin pekiştirilmesi amacına yöneliktir” dedi.



“Öğrenci Bilgi Sistemini Geliştirilerek Paydaşlarımıza Daha Nitelikli Hizmetler Veriyoruz”


Toplantıda yer alan katılımcıları, üçüncü çeyrek asra yaklaşan tecrübesi, yetiştirdiği insan kaynağı ve oluşturduğu eğitim kültürü ile eğitimin beşiği olan Atatürk Üniversitesinde misafir ediyor olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Rektör Çomaklı, üniversite bünyesinde yaşanan yapısal dönüşümden de bahsederek şu ifadeleri kullandı: “Yeni nesil üniversite misyonu doğrultusunda önemsediğimiz dijital dönüşüm ve gelişim çalışmaları kapsamında yürütülen projelerden birisi de Öğrenci Bilgi Sisteminin geliştirilerek paydaşlarımıza daha nitelikli hizmetler verilmesidir. Bu kapsamda olmak üzere; üniversite kayıtları, lisansüstü başvuru, değerlendirme ve yerleştirme işlemleri, özel yetenek programlarının başvuru, değerlendirme ve yerleştirme işlemleri, yatay geçiş başvuru, değerlendirme ve yerleştirme işlemleri, ders kayıt işlemleri, mezuniyet işlemleri, kayıt sildirme, kayıt dondurma, muafiyet, not itirazı gibi dilekçeye bağlı öğrenci talepleri öğrenci belgesi, transkript, kimlik kartı talebi gibi işlemler Öğrenci Bilgi Sisteminde manuel herhangi bir sürece bağlı olmadan, zaman ve mekândan bağımsız olarak gerçekleştirilebilmektedir.”



“Tüm Çalışmalar Büyük Bir Titizlikle Yürütülüyor”


Araştırma Üniversitesi ünvanına sahip olarak çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü aktaran Rektör Çomaklı: “İçerisinde yaşadığımız dijital çağda yapılan işlemlerin büyük oranda elektronik ortamda yapılmakta olduğu gerçeğinden hareketle Üniversitemizde gerçekleştirilen değişim ve dönüşüme faaliyetleri sonucunda Yükseköğretim Kurulu Üstün Başarı Ödülleri kapsamında Dijital Dönüşüm ve Büyük Veri Çalışmaları kategorisinde YÖK 2022 Yılı Üstün Başarı Ödülüne sahip olduk. Bu başarılarda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bu vesile ile bu toplantının yükseköğretim kurumlarımız adına verimli bir toplantı olmasını diler, katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim” diyerek sözlerini tamamladı.


Atatürk Üniversitesi bünyesinde büyük bir özveri ile hizmet eden ve emekli olan personellere plaket takdimi ile devam eden açılış programı, teknik sunumların yapılması, gündem başlıklarının görüşülmesi ve bir sonraki toplantının planlanması ile sona erdi.



Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde, 150 üniversitenin katılımıyla öğrenci işleri toplantısı gerçekleşti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul AKM’de engelleri aşan ‘Erişilebilir Tiyatro’ yeni sezonda da devam ediyor Herkes için erişilebilir bir yaşam amacıyla kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiren Türk Telekom; Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Atatürk Kültür Merkezi (AKM) iş birliğiyle yürüttüğü "Erişilebilir Tiyatro" projesine yeni sezonda da devam ediyor. Görme ve işitme engelli bireylerin kültür ve sanat etkinliklerine katılımını artırmayı amaçlayan proje, yeni sezon açılışını Ekim ayında "Rumuz Goncagül" oyunu ile yaptı. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını "Türkiye’ye Değer" anlayışıyla sürdüren Türk Telekom, engelli sanatseverlerin kültürel etkinliklere eşit katılımını desteklemeye devam ediyor. AKM ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu iş birliğiyle yürütülen "Erişilebilir Tiyatro" projesi, 3’üncü sezonunda da sanatseverlerle buluşmayı sürdürüyor. Proje kapsamında yeni sezonun ilk erişilebilir oyunu ekim ayında sahnelenen "Rumuz Goncagül" oldu. Proje; kasım ayında engelli sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği "Kapıların Dışında", "Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı" ve "Gergedanlar" oyunları ile devam etti. Sahne turu, sesli betimleme ve üst yazı uygulamalarına ek olarak proje kapsamında ilk defa "Gergedanlar" oyununda kullanılan "işaret dili" ile oyun daha kapsayıcı bir hale getirildi. 27 Aralık’ta ise "Vanya Dayı" isimli devlet tiyatrosu oyunu seyircilerle buluşacak. Proje ile devlet tiyatrosu oyunları görme ve işitme engelli sanatseverlere görsel, işitsel ve fiziksel engelleri aşan bir sanat deneyimi yaşatmaya devam edecek. Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, "Şirket olarak, teknolojiyi toplum yararına sunma vizyonumuzla kültür sanatta erişilebilirliği desteklemeyi sürdürüyoruz. Sunduğumuz teknolojilerle AKM’nin engelleri aşan, herkes için erişilebilir bir kültür merkezi haline gelmesinden memnuniyet duyuyoruz. Büyük ilgi gören ve hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden gösterimlerle öne çıkan "Erişilebilir Tiyatro" projemiz, ana destekçisi olduğumuz AKM’de bu sezon da devam ediyor. Herkes için erişilebilir bir yaşam hedefi doğrultusunda sosyal sorumluluk projelerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi. "Erişilebilir Tiyatro" projesi kapsamında sahnelenen oyunlarda, görme engelli sanatseverler mekân, zaman, karakterler ve sessizce gelişen olaylar gibi sesli olmayan görsel öğeleri, diyalog aralarında aktarılan sesli betimleme uygulamasıyla detayları kaçırmadan takip edebiliyor. Ayrıca oyun öncesinde gerçekleştirilen özel sahne turları sayesinde görme engelli sanatseverler, obje, dekor ve kostümlere dokunarak sahneyle önceden tanışma fırsatı buluyor. Oyunda kullanılan üst yazı uygulamasıyla ise diyaloglar anlık olarak yazılı şekilde aktarılıyor; böylece işitme engelli sanatseverler için de tiyatro deneyimi erişilebilir hale getiriliyor.
İstanbul Uzmanlardan ‘sahte alkol’ uyarısı: "Bir defadan bir şey olmaz denmemeli, öldürücü" Yılbaşı öncesi sahte alkol kullanımına karşı uyarılarda bulunan uzmanlar, "Erken aşamada sarhoşluk olduğu için insanlar normal alkol zehirlenmesiyle çok ayırt edemiyor, körlükle başlayan böbrek yetmezliği ve ölümle giden aşamalarda daha çok başvuruları oluyor. ‘Görmüyorum’ diye gelip metil alkol çıkıp tedavi ettiğimiz vakalar var. Şuur değişikliği, tansiyon düşüklüğü, koma gibi ölümcül semptomlarla gelebiliyorlar. Bir defadan bir şey olmaz dememeleri lazım, sahte alkol öldürücü. En önemli şey; hastadan aldığımız öykü, yılbaşı yaklaşıyor, dikkatli olmakta fayda var" dedi. Yılbaşına günler kala Türkiye’nin birçok noktasında yapılan operasyonlarda yüksek oranlarda sahte alkol ele geçirilirken uzmanlar, sahte alkol tüketimine karşı uyarılarını yineledi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Afşin İpekci ve Biruni Üniversite Hastanesi Acil Tıp Bölümü’nden Uzm. Dr. İlhami Demirel, alkol kullanımının sağlık için başlıca zararlardan olduğunu belirtirken sahte alkolün oluşturduğu etkilere yönelik açıklamalarda bulundu. Uzmanlar sahte alkolün görünüş, renk ve kokusundan ayırt edilemeyebileceğini belirtti. "Erken aşamada sarhoşluk olduğu için normal alkol zehirlenmesiyle ayırt edilemiyor" "Sahte alkol dediğimiz şey metil alkol ya da metanol olarak bilinir" diyen Doç. Dr. Afşin İpekci, "Odunun damıtılmasıyla elde edilen hatta odun ruhu olarak bilinen alkoldür. Sahte alkolün aslında vücutta 2 tane zehirlenme şekli var. Birincisi; diğer alkollerde de olan baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, sarhoşluk hissi veren alkolün kendisine özgü beynimizi etkilemesine bağlı gördüğümüz semptomları olur. Daha sonra esas ölümcül olan zehirlenme, metanolün zehirli ürünlerine dönüşmesiyle olur. Erken aşamada sarhoşluk olduğu için normal alkol zehirlenmesiyle insanlar çok ayırt edemiyor, daha çok sonraki aşamada körlükle başlayan daha sonra şuur değişikliği hipotansiyon, böbrek yetmezliği ve ölümle giden aşamalarda daha çok başvuruları oluyor. Zararlı maddelere dönüşmesi genelde 6-8’inci saatten sonra ortaya çıkıyor çünkü bir dönüşme hızı var. Sonra önce görme kaybı, bulanık görme, kar yağıyor gibi ya da körlük gibi semptomlar ortaya çıkıyor. O aşamada da gelmezlerse şuur değişikliği, tansiyon düşüklüğü, koma gibi ölümcül semptomlarla gelebiliyorlar. 6-8 saatlik bir ara dönem var, o dönem önemli" ifadelerini kullandı. "Görmüyorum’ diye gelip metil alkol çıkıp tedavi ettiğimiz vakalar var" Sahte alkol zehirlenmesi sonrası tedavi ve geçmişte karşılaştıkları vakalara ilişkin konuşan Doç. Dr. İpekci, "Tedavimiz; önce destek tedavisi, genel muayene ile başlıyoruz. Şanslıyız ki 2 tane önemli antidotu var. Yurt dışından gelen ilaç bir diğeri de etanol dediğimiz normal alkol. Geç dönemde gelirlerse metabolitleri oluşmuş oluyor, o zaman da kullanacağımız tedavi yöntemimiz; diyaliz. Metil alkol zehirlenmesi tüm dünyada bir sorun. Bandrolün bile artık sahtesinin çıktığı bilgisi geliyor. Semptomlarda hastaneye erken başvurmaları en önemli tedbir. Etil alkol kadar pahalı değil ayrıca metil alkol kullanımı sadece kaçak alkol olarak bilinse de ülkemizde dezenfektanlarda, ucuz parfümlerde yaygın kullanılan bir ürün. Görme bozukluğuyla gelip diyalize aldığımız ki bize zaten insanlar sarhoşluk döneminde kendileri zaten gelemiyor. Yakınları da ‘Alkol aldı, onun sarhoşluğu’ diye getirmiyor. Genelde görme bozukluğu olunca ‘Görmüyorum’ diye gelip metil alkol çıkıp tedavi ettiğimiz vakalar var. Daha çok erkekler ve orta yaş insanlarda meydana geliyor. Masum bir şey değil, bir defadan bir şey olmaz dememeleri lazım, sahte alkol öldürücü. Normal alkol vücudu yavaş yavaş etkiliyor" diye konuştu. "Ölüme kadar uzanabilen riskleri barındırıyor" Alkolün başlı başına sağlık için zararlı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. İlhami Demirel, "Normal alkole bağlı zehirlenmeler de görüyoruz, metil alkol dediğimiz alkolle olan zehirlenmeler gerçekten ölüme kadar uzanabilen riskleri barındırıyor. Son dönemde çok denk gelmedi açıkçası, en önemli şey; hastadan aldığımız öykü. Eğer şüpheli, kaynağı bilinmeyen bir alkol alım öyküsü varsa yol gösterici oluyor, laboratuvar tetkiklerinde de şüphemizi güçlendiren bulgular bulabiliyoruz. Genelde görme bozuklukları olabiliyor; çift görme, görme kaybı, bulanık görme gibi bunlar biraz daha ilerleyen süreçte oluyor, ne yazık ki tanıda biraz daha geç kalınmış olabiliyor. Sahte alkol alım ihtimalini sorup bu ihtimal üzerinde ciddi şekilde durmalıyız. Genel olarak alkol tüketiminin zararlı olduğunu belirtmemiz lazım. Kusma, baş ağrısı gibi şikayetleri hasta başta çok önemsemeyebiliyor, zaten alkol alımı sonra ‘Bunlar normal şeyler’ diye hastaneye gelmekte gecikebiliyor. Bu süre ne kadar uzarsa hastaya faydamız da o derece düşük oluyor" dedi. "Hasta grubu; 30-60 yaş arası, ağırlıklı olarak erkek hastalar" "Bilmediği kaynaktan aldığı bir alkol sonrası bu şikayetleri olan hastalar bir an önce acil servise başvurmalı, mutlaka doktorlarına bilgi vermeli" diyen Uzm. Dr. Demirel, "Yılbaşı dönemlerinde biraz daha sık akla gelebiliyor. Belirtiler ne yazık ki direkt bu hasta sahte alkol kullanmıştır dedirtecek bulgular değil. Ek hastalıkları olması hastanın her zaman genel durumunu daha da kötüleştireceği için önemli, genelde gördüğümüz hasta grubu; 30-60 yaş arası, ağırlıklı erkek hastalar diyebiliriz. Sonuçta ciddi bir zehirlenme, genç olması kurtarıcı bir faktör değil. Normalde de zaten alkol kullanımı vücudumuza birçok zarar vermekte, hele hele sahte alkol daha hayati tehlike oluşturan durumlara sebebiyet veriyor. Tedavide öncelikle hastanın hayatî fonksiyonlarını takip edip ona göre değerlendiriyoruz. Çok geç aşamada geldiyse hastada ciddi solunum yetmezliği de gelişmiş olabilir, eğer öyle bir durumdaysa bilinci kötüyse hastayı zaten solunum cihazına bağlıyoruz. Antidotlarımız var, hastaya veriyoruz. Metil alkolün tedavisinde etil alkol kullanılıyor, tabii ki hastane ortamında kontrollü bir şekilde yapılması gereken tedaviler. Yılbaşı yaklaşıyor bu konuda dikkatli olmakta fayda var" şeklinde konuştu.
Diyarbakır Hastayken kana ihtiyaç duydu, 3 ayda bir kan vermeye başladı Diyarbakır’da yaşayan 51 yaşındaki kamu işçisi Mutlu Demirci, geçirdiği bir rahatsızlık nedeni ile kana ihtiyaç duydu. Kan bağışının önemini hastalığı ile anlayan Demirci, 3 ayda bir kan bağışında bulunmaya başladı. Diyarbakırlı Demirci, düzenli olarak kan bağışında bulunuyor. Yıllar önce ilk kanını bağışlayan Demirci, 45’inci kez kan verdi. Demirci, ’’Bundan 13 yıl önce hastalandım. Hastalığımın tedavisi için ameliyat olmam gerekti. Hastane yetkilileri ameliyat tedavisinde kana ihtiyaç olabileceğini bundan dolayı yakınlarımdan kan bağışımda bulunmamı istediler. Ben de yakınlarıma durumu izah ettim, onlarda hastaneye gelerek kan bağışında bulundular. Tedavi aşamamda kanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Bende, inşallah iyileşirsem bundan sonra bende kan bağışında bulunacağıma söz verdim. Allah’a çok şükür iyileştim ve o günden sonra her üç ayda bir Kızılay’a kan bağışında bulunmaya başladım. Kan bağışını kendime bir insanlık görevi olarak görmeye başladım. Çünkü kan sürekli olan bir ihtiyaçtır. Hastanelerde tedavi gören, trafik kazalarında yaralanıp kana ihtiyaç duyan yüz binlerce insan var. Bir, iki, üç, beş diye sayarken bugün 44. kan bağışında bulundum. Allah kısmet ederse, ömrüm yettiği kadar, kan bağışında bulunup, sosyal sorumluluğumu yerine getireceğim. Buradan sizler aracılığıyla herkese sesleniyorum, lütfen sizler de kan bağışında bulunun. Her geçen dakika, saat ve gün her an kana ihtiyaç var. Kendiniz için , aileniz için ve tüm sevdikleriniz için kan bağışında bulunun’’ dedi . Kızılay kan bağışçılarını 10. bağışta bronz madalya, 25. kan bağışında gümüş madalya, 35. bağışta altın madalya, 45. bağışta plaketle ödüllendiriyor.