SPOR - 19 Nisan 2025 Cumartesi 17:41

Erzurumspor FK - İstanbulspor maçının ardından

A
A
A
Erzurumspor FK - İstanbulspor maçının ardından

Trendyol 1. Lig’in 35. haftasında oynanan Erzurumspor FK-İstanbulspor maçının ardından teknik direktörler açıklamalarda bulundu.


Trendyol 1. Lig’in 35. haftasında Erzurumspor FK, sahasında karşılaştığı İstanbulspor’a 2-1 mağlup oldu. Maçın son dakikalarında ve bitiş düdüğü çaldıktan sonra Erzurumspor taraftarları hakem yönetimini protesto etti. Protestolar artınca hakem yönetimi uzun bir süre saha ortasında polis tarafından güvenlik çemberine alındı. Bir süre sonra da hakemler farklı bir noktadan ve polis kontrolünde soyunma odasına geçti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Erzurumspor Teknik Direktörü Hakan Kutlu ile İstanbulspor Teknik Direktörü Osman Zeki Korkmaz açıklamalarda bulundu.



"Taraftarımız görevini yaptı"


Erzurumspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu, kazanmak istedikleri maç olduğunu ifade ederek, "Oyuncularım gerçekten sahaya yüreklerini koydular. İlk yarı bizim için çok iyi geçmedi, oyunun kontrolünü tam anlamıyla sağlayamadık, gelgitler yaşadık ve reaksiyon veremedik. Ancak ikinci yarıda bambaşka bir takım vardı sahada. Müthiş ve inanılmaz bir mücadele ve karakter ortaya koydular. Erzurumspor ruhunu, o inancı sonuna kadar sahaya yansıttılar. Bu yüzden hepsine tek tek teşekkür ediyorum, helal olsun. Maça gelen taraftarlarımıza da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Müthiş bir atmosfer oluşturdular. Takımlarını her an desteklediler, onların desteği bizim için çok değerliydi. Maçta yaşanan bazı hakem kararlarına değinmeden geçemeyeceğim. Yediğimiz ikinci gol de bana göre yüzde yüz ofsayttı. Özellikle ikinci golde, pozisyon açık bir şekilde ofsayttı ama VAR devreye girmedi. Orta hakem, "VAR’ı duyamıyorum, başlatmak zorundayım" diyerek oyunu devam ettirdi. 86. dakikada Mustafa Yumlu’ya yapılan çok net penaltı pozisyonları vardı. Bu pozisyonlarda bile VAR’a çağrı yapılmadı. Açıkça söylüyorum, bu pozisyonlar izlenince herkesin penaltı olduğuna kanaat getireceğini düşünüyorum. VAR çağırdı mı, hakem gitmedi mi, yoksa çağırmadılar mı bilmiyoruz. Ama bu kadar bariz pozisyonların es geçilmesi gerçekten düşündürücü. Rakip kalecinin oyunu sürekli soğutmasına, zaman çalmasına rağmen ilk sarı kart bizim oyuncumuza çıktı ve cezalı duruma düştü. Bu da ayrı bir adaletsizlik örneğiydi. Böyle maçlarda adil yönetim bekliyoruz. Osman Zeki Korkmaz hocanın da bu konuda kendi oyuncularına gerekli uyarıları yapacağını düşünüyorum. Çünkü bu tür davranışlar futbolun ruhuna zarar veriyor. Bugün sahada taraftar ve oyuncularımın gösterdiği mücadele kazandı. Bu tarz maçlar, birliğin ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu bizlere tekrar hatırlatıyor. Erzurumspor olarak daha güçlü bir lobiyle, daha kenetlenmiş bir yapıyla hareket etmemiz gerektiğini bu maç bize açıkça gösterdi. Kamuoyunda ve Türkiye genelinde ses getirmesi gereken bir duruş sergiledik. Bundan sonra daha da organize, daha da birlik içinde olmalıyız" dedi.



Korkmaz: "Olaylar bu camiaya yakışmadı"


İstanbulspor Teknik Direktörü Osman Zeki Korkmaz ise maç içinde ve sonrasında gelişen bazı olayların kabul edilemez olduğunu dile getirerek, "Erzurumspor’a İstanbul’da stadı ben verdim, başkanımızın haberi yoktu. Soyunma odasında Tutak ve Emirhan dayak yedi. İsa’nın yere yatması eleştirildi, ben kimse yere yatmasın diye uğraşıyorum. Hakem bize karşı genelde 6 dakika uzatma verirken bu maçta 12 dakika uzattı. Maçta daha iyi oynayan bizdik ama duran top ve ortalarda Erzurumspor’a fazla fırsat verdik, bunu düzeltmeliyiz. Sahada ve tünelde fiziksel saldırıya uğradık, bu büyük bir camiaya yakışmadı. Erzurumspor kulübesi maç boyunca hakemle bizden daha fazla muhatap oldu, verilen kartlardan da bu belli. Tribünden bana Erzurumspor eşofmanlı biri küfür etti, olaylar da buradan başladı. Erzurumspor, İstanbul’a geldiğinde stadyumu ben açtım, 3 gün idman yaptılar ama bir teşekkür bile edilmedi. Bu camiada herkes giydiği eşofmanın ağırlığını taşımalı. Lig istatistiklerinde en çok rakip ceza sahasına giren, en çok oynayan takımız ama en az penaltı alan biziz. Bu çelişkiler ortada, konuşulacak çok şey var" şeklinde konuştu.



Erzurumspor FK - İstanbulspor maçının ardından

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.